Fırtına öncesi sessizlik

1K 61 6
                                    

Hastahaneden çıkalı bir hafta olmuştu.Aslında doktorlar hemen taburcu etmek istemese de Umut hastahane yemeklerine dayanamayarak isyan ettiğinde -daha doğrusu- hastahaneyi birbirine kattığında, doktorlar daha fazla uğraşmak istemeyerek taburcu etmişlerdi.Dikişleri daha duruyordu ama Umut'un bunları kafaya taktığı söylenemezdi.Olay hakkında polisler ifade için gelseler de polislere sadece silahın tutukluk yaptığını ardından da yanlışlıkla patladığı söylemişti.
Hastahanede yaptığımız konuşmanın ardından odaya kilitlemese de yine aynı davranmaya devam ediyordu.
Öküz...
Mutfağa gidip dolabı açtığında önce içini iyice bir inceleyip ardından meyve rafından kıpkırmızı iri bir çileği alıp ağzına attı.Zaten dolaba koyulan sebzeler önceden yıkandığından düşünmeden yemişti.Dolabın kapağını kapayıp arkasını döndüğünde gördüğü yüzle elini kalbine koydu.

"Off Elsa ne sinsi sinsi geliyorsun..."dedi sitem ederek.

"Kızım ben napayım öyle bir daldırmışsın ki yemeye duymadın."dedi gülüp elindeki çantayı sandalyeye astı.

"Elsa dalga geçme ne yapayım.Hamilelik psikolojisinden midir nedir sürekli bir şeyler yiyorum. Davul kadar olacam en sonunda"Gerçekten de öyleydi üstelik saçma sapan rüyalar görüp soluğu mutfakta aldığı bile olmuştu.

"Haha ha"

"Gülmesene ya bak sinirlerim üzerimde zaten sana çatmak istemiyorum."dedi gülmekle ağlamak arası bir tonda.

"Kim sinirlendirmiş benim arkadaşımı?"dedi Elsa küçük bir çocuğu pışpışlar gibi.

"Bilmiyormuş gibi konuşma Elsa.Umut'tan başka kim sinirlendirebilir ki beni? Adama boşanma celbini gönderdim hâla daha inadıma gidiyor."Yüzü sinirden şekilden şekle girerken konuşmaya devam ediyordu.

"Ne oldu ne yaptı ki bu kadar?"

"Hem boşanmak istemiyor sürekli bahaneler üretiyor evi ayırmama izin vermiyor.Eğer bir şey olursa diye.Hem de bir nasılsın demek için bile eve gelmiyor."Kalabalık bir yanlızlığın içinde terk edilmiş gibi hissediyordu kendini.Birleştirsen bir bütün olacak iken yarım hissediyordu kalbini.Oysa cevabı da, sorusu da basitti.O aslında vardı ama sadece kalbinde...Hayatında yoktu, kaderinde de; yanlızlığını paylaşacağı o sağlam duvar da değildi demek ki.O sadece duvarlar örmüştü tüm engelleri kaldıracağı yere.

"İşleri vardır kuzum takma bu kadar kafana."dedi Elsa olumlu düşünmesi için telkin ederken.Ama arkadaşı da haklıydı bu konuda.

"Ne kafama takacam be eve kapadı resmen beni."Bu gidişle atarlı ergenlere bağlayacaktı orası kesinleşmişti.Sinirden şakağına giren ağrıyla başını tutup sakinleşmeye çalıştı.Dokunuyordu artık Umut'un yaptıkları.Eskiden olsa ben böyle yapmam yolun açık olsun der geçerim dediği şeyler ise şimdi bir bir önüne çıkıyordu.Umut'u sevmek çölde deniz bulmak gibiydi.İmkansızdı ama her imkansızın içinde de bir imkan yok muydu?Sadece yanlızlığımın elinden tutması yeterdi ama o kapılarını kilitleyip kuşatmalarımı engelliyordu kalbinde.

"Çıkalım mı bügün dışarıya? Şöyle bir gezer tozarız.Hem bıcırığa da bir şeyler bakarız."dedi Elsa ortamdaki gergin sinirden çıkan alevlerin çatır çatır yandığı ortamı dağıtmak için.

"Elsa sence kapıdaki yarmalar izin verir mi hadi verdiler diyelim peşimizi bırakırlar mı?"Yani hadi dışarı çıktık diyelim o goriller şıpladanak yetiştirirler Umut'a sonra al başına belayı..

"Kızım özel hayat denen bişey var.Sıkıysa takip etmeye kalksınlar.Mahfederim onları."

"Tamam neyse gidelim."dediğinde odadan kol çantasını alarak dışarı çıktılar.Kapıdaki korumalar ceketlerinin önünü ilikleyerek yanlarına geldi.

Dubai'li Aşklar-Fürade(ARA VERİLDİ)Where stories live. Discover now