-13-Baba?

1.2K 65 4
                                    

Bölümün başındaki şiir benim en sevdiğim şiirlerden biridir umarım siz de seversiniz.Bölümü oylamayı ve yorum bırakmayı ihmal etmeyin canlar.İyi okumalar.

Bir zerreciğim ki arş'a gebeyim.
Dev sancılarımın budur kaynağı.
Öteler,öteler,gayemin malı;
Mesafe ekinim,zaman madenim.
Gökte samanyolu benim olmalı,
Dipsizlik gölünde,inciler benim.
Kaçır beni âhenk,al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye,onun olsun şâirlik,
Şimdi gözüm,büyük sanatkârlıkta.

Yollara düşmüş adımlarım hayallerimin uçurumlarında tökezlerken ben sessizce oturduğum yerden gökyüzünü izlemekle yetiniyordum.Masmavi bulutlar yerini akşamın alaca kızıllığına bırakırken yanımdaki adamın uyuyan yüzüne baktım.Hem nefret ederken nasıl kanım ısınabilirdi ona?Kirli sakallı yüzündeki o huzurlu ifade ara ara yerini huzursuz akislere bırakırken düşünmek denilen aklımın gizli katiliyle cebelleşiyordum sanki.
Sevmiyorum diyordu bir zamanlar aşık olduğunu söyleyen adam.Bu kadar basit miydi aşk?Sadece iki dudağın arasından çıkan anlamsız bir kelime veya unutulan bir yemin miydi?
Bana göre değildi...Olamazdı.Aşk nefret etmek isteyip onun izlerini bir kitap sayfasında,odadaki eşyalarda ya da çölün o sıcak kumlarında hatırlamaktı.Üstelik papatya yaprakları bile aşk için ziyan edilmezken nedendi insanlarda bu ufacık hoşlantıyı aşk sanma lafzası.
Yanımda hissettiğim kıpırdamayla gözlerimi kapadım.Onu izlediğimi ,onu düşündüğümü ,yaptıklarına binbir anlamlar yüklediğimi bilmesini istemiyordum.Hem ben;Ne onunla yapabilirdim ne onsuz.Karnımdaki bebeğin varlığından güç alıyordu ruhum.Doktordan uçak yolculuğunda bir sıkıntı olmayacağını öğrenmeyi de ihmal etmemiştim.İşte şimdi buradaydım ,geçmişimde kapatamamış olduğum hesapları şimdi kapayıp geleceğe adımlıyacaktım.

"Keşke sana aklımdan geçenleri söyleyebilsem."dedi fısıldayarak.Sesi sıkıntılı sanki bir şeylerden kaçar gibiydi.

Kalbimden göçen kuşlar ,geçen zamana yenilip ölmezken içimde ölen neydi peki?Kalbim mi?Ruhum...Değildi.İçimde ölen ona olan güvenimdi.Neden hep filmlerlerde kadınlar aldatırdı erkekleri?Aldatan erkek yok muydu?Belki de milyonlarca olmasına rağmen onları el üstünde tutan bir anne babanın arkasına saklanır gerçekleri saklarlardı aynı Umut'un yaptığı gibi.
Gözümden dökülen yaşa engel olamazken gözümden düşen yaşı silen o iri elle gözlerimi açtım.

"İyi misin?Ağrın falan mı var?"dedi telaşlı sesiyle.Gözbebeklerinde endişe kırıntıları vardı.

"Hayır"dedim sesimi soğuk tutmaya çalışarak.Beni aldatan bir adamdan etkilenmem beni gurursuz biri mi yapıyordu?Bilmiyorum ama ondan uzak duracaktım.

"Neden ağlıyorsun?"

"Hiç"

"Bir hiç için mi?"dediğinde omzumu silkip uçaktaki küçük mutfağa geçtim.Dolaptan bir kaç çeşit meyve çıkarıp yıkadıktan sonra soyarak yemeye başladım.Uçağa binmeden önce yemek yediğim için sadece meyve yemek yeterliydi.
Arkamı döndüğümde yanıbaşımda izleyen adam ise şaşkınlıkla bir adım geriye gitmeme neden olmuştu.

" Kaçma benden Burcu."

"Ben senden kaçmıyorum.Sadece senin yüzünü görmek istemiyorum."Koskocam bir yalandı söylediklerim ama inandı.Bakışlarını kaçırıp tekrar yerine oturduğunda yolculuk boyu hep sessiz geçmişti.Ne ara uykuya daldım bilmiyordum ama omzuma koyulan bir buseyle uyanıp etrafıma baktığımda Umut'u gördüm hem sevdiğim hem ölesiye nefret ettiğim adam.

"Hadi baban bizi bekliyor."

Yerimden kalkıp uçaktan indiğimizde günün o kavurucu sıcaklığı esti tenimde.Uçağın indiği pistin zemine vuran kavurucu sıcaklık nefes almayı zorlarken Umut elimden tutup ileride bekleyen siyah araca çekti.Aracın içindeki krem rengi deri koltuklara oturduğumuzda Umut hemen yan taraftaki küçük buzluğu açıp meyve suyunu alarak bardaklara doldurdu.

Dubai'li Aşklar-Fürade(ARA VERİLDİ)Where stories live. Discover now