Keyifli okumalar KAÇIKLAR 👯
Gece'nin karanlığı çökmüştü. Evet ürkütücüydü kabul ediyorum. Issız bir orman,gece'nin sessizliğinde yaprak bile hışırdasa bana bize yaklaşan kaplan gibi geliyordu.
Kendimi rahatlattıp anın tadını çıkartmaya başladım.
5 yıldızlı otelde neymiş? Milyarlarca yıldızın altında sevgilinle uyumak varken.
(Yazarcım şuraya kalpli emoji yapıştırsana. Teşekkürler.)💓
Göktuğ'nun koluna başımı yaslayıp gökyüzünü seyretmeye başladım.
"Cihangire konum attım. Hani olurda kaybolur ya da başımıza birşey gelir en azından birisi yerimizi bilsin."
"İyi yapmışsın."dedim ve elimi beline sardım.
"Sen nasıp bir çocuktun küçükken?"dedi başını hafif bana çevirerek.
"Nirnal bir çocuğa göre yaramazdım. Buğra benden baya çekmiş mesela. Oyuncaklarını saklarmışım. Bir gün annemler bizi bahçede oyun oynarken bırakıp içeriye gittiler bende bahçeden solucan topladım sonra Buğra'nın başından aşağı hepsini boşalttım Buğrada korkusundan bayılmıştı."
İkimizde kıkırdadık.
"Çocuğumuz sana çekmesin."dedi.
"Çocuğumuz?"
"Yani hayırlısı belki birgün. İnşallah."dedi en içten bir şekilde.
"İnşallah."dedim bende.
Yine güldük.
Arkadan gelen hışırtılar artık cidden canımı sıkmaya başlamıştı. Göktuğ'nun yanından kalktım.
"Ne oldu?"dedi Göktuğda yerinden kalktı.
"Hışırtılar var arkada duymuyor musun?"
"Aman rüzgardandır boşver."dedi ve yerine tekrar yattı.
Bende uzun uzun çevreye bakındıktan sonra yanına kıvrıldım.
Derince bir nefes aldı.
"Eğer birgün... Yollarımız ayrılırsa."
"Ki öyle birşey olmıycak."dedim.
Tebessüm edip saçımla oynamaya başladı.
"Sakın bizi unutma olur mu?"dedi.
"Tarihe altın harflerle yazdırıcam aşkımızı."dedim.
"İnsan zengin olunca."dedi.
Göbeğine hafifçe vurdum ve bende kıkırdadım.
"Diyelim annenler benim ne olduğumu öğrendi ve bu bir gün olucak suan biz sadece kaçmayı tercih ediyoruz. Naparsın öğrenseler?"
Biraz düşündüm.
"Bazı şeylerin sonunu düşünmek istemezsin. O anı dolu dolu yaşamak istersin ya hani işte ben onu yapıyorum Göktuğ. Seninleyken veya sensiz bizim sonumuz ne olur diye düşünmüyorum ben. Aklıma gelincede aman ne olursa olsun diyorum. Sende öyle yap."
"Yapamıyorum. Seni tercih yapmak zorunda bırakmak istemiyorum ben."
"Sen hiç bir zaman beni tercih yaptırmak zorunda bırakmıycaksın. Hem bunları ben düşüniyim sen düşünme. Zamanı gelince bakarız."
"Akışına sallıyoruz yani."dedi yerinde doğrulup.
"Evet canım aynen öyle yapıyoruz."
Belimden sarıldı ve başını omzuma yasladı bende başımı onun başına.
Gözlerimi kapatıp o anın durmasını istedim.
Gözlerimi araladığımda bir gölge düşmüş önüme.
"Göktuğ..."dedim dürterek.
"Hı.."
"Göktuğ..."
"Aslı iki dakika romantik an gaşıyoruz dürtüp durma. Bu sahneler her zaman olmuyor bak."
"Bende bu gölgeyi her zaman görmüyorum."
"Ne gölgesi?" dedi başını omzumdan çekerken.
"Valla ayı bu."dedim.
"Oha artık geç bakıyım sen şöyle."dedi beni arkasına alıp ayağa kalktı.
"Göktuğ yaklaşma fazla valla parça pinçik eder."
"Az önce ayı gelse ilk seni yemesini söylerim diyordun."
"O şaka şeysiydi bir kere."dedim bende ona yaklaşarak.
Ayıdan sesler gelince daha fena gerildim.
Bir kaç adım attım ve Göktuğya yaklaştım.
Ayı aniden önümüze fırlayıp saldırmaya yeltendi.
Bende çığlığı bastım.
"Aslı karavana koş."dedi ve bende Göktuğyu çekip koşmaya başladık karavana doğru.
İçeriye girip kapıyı kilitledik. Camın perdesini araladık ve dışarıya baktık.
Yemeklerin olduğu tarafa gitti. Ne yapıcağına bakarken yanına bir tane daha ekledi. Elde var iki ayımız biri beni biri de Göktuğyu kemirirdi artık.Ayılardan biri dile geldi.
"Kazandibi mi lan bu?"
"Ya bunlar tatlıya boğulmuşlar profiterolde var."dedi diğeride.
Göktuğ kapıyı açıp dışarı çıktı.
Ayı sandığımız... Yoksa...
*
Gömtuğla ikimiz yanyana oturmuş karşımızda ki ayıları izliyorduk.
"Valla kanka cok güzelmiş kazandibi,sakızlı muhallebimi o en sevdiğim,kıymetlimiz."dedi ve kazandibine uzandı Cihangir.
"Ye sen sığır ye. Geberticem lan seni."diye ayaklanan Göktuğyu bileğinden tutup oturttum.
"Valla cancağızım pudingte çok güzelmis iyi ki almışsınız."
"Dimi göstericem ben sana pudingi."diyip Merve doğru gittiğimde Göktuğ bileğimden yakalayıp oturttu.
"Nasıl yusuf yusuf oldunuz ama."dedi kahkahalar atan Cihangir.
Mervede ona eşlik etti.
"Ediyle büdü gibilerdi ya kıyamam bozduk aile saadetinizi."
"Yaa evet bozdunuz."dedim sinirle.
"Ya şimdi yengecim kusura bakma ama napıyım şeytani yanım ağır bastı."dedi kaşığını daldırdı tekrar tatlısına.
Göktuğ başını iki yana salladı.
"Merve sen karavanda yatarsın Cihangir bir tane çadır var sende onda yatarsın."dedi Göktuğ çadırı getirip Cihangirin yanına fırlattı.
"Kafama atsaydın."dedi Cihangir.
"Dua et kafanı kesip atmıyorum."dedi sinirle Göktuğ.
"Siz nerede yatıcaksınız?"dedi Merve.
"Tulumlarda."dedim iki tane tuluma bakıp.
Herkes yerlerine dağıldı bizde az önce ki yerimizi aldık.
"Sencede çok uyumlu değiller mi?"dedim Merve ve Cihangiri kast ederek.
"Ayılık konusunda Cihangir kızıda kendine benzetmjş sonuç hiç hayıra alamet değil Merve'nin."
Tebessüm ettim.
"Olsun ya. Yinede uyumlular."
"Lan çocuğu unuttuk arabada."diyip geldikleri araba koşturdu Cihangirle Merve.
"Çocuk mu?"dedi Göktuğla birbirimize anlamayarak bakarak.
Arka kapı açılınca elleri bacaklarının arasında birisi düştü. Düşmesiyle topraktan toz kalktı.
Bilin bakalım kim.
"Oğlum ne ara geldik lan? Naber çifte kumrular?"dedi gülüp el sallayarak.
"Allah belanı vermesin Buğra."dedim ellerimi belime koyup.
"Amin canım cümlemizin. Ya şimdi sizde sucuk falan da vardır. Ateşi yakın sucuk partisi yaoalım."dedi Buğra koşturarak ateşin olduğu tarafa gitti.
"Valla on numara olur ha?"dedi Cihangir yanımızdan geçerken şaşkınca ortamı izleyen Göktuğdan makas aldı.
"Valla bende acıkmıştım."dedi Merve. O da yanımdan geçerken yanağıma öpücük kondurdu.
"Yok güzelim bize karada rahat yok." dedi hala üç dibgile bakarak.
Onlar hungarca gülüp ateşin başında sucukları pişiriyorlardı.
"Bak bir fikrim var. Başka galaksiye mi taşınsak?"
"Hay ağızını öpiyim."dedi Göktuğ.
"Hop lan aile var burada!"dedi Cihangir.
"Sövdürme gece gece. Sana konum atan ellerimi kessinler."dedi Göktuğ.
"Açılın bende geliyorum."dedim ve yanlarına ilerledim.
"Aslı ben sana ne dedim az önce ağızını öpiyim dedim gel buraya."
"Açım ben aç."diyip ateşin başına ilerledim.
Göktuğda yanıma ağlamaklı yüz ifadesi ile oturdu.
"Yemin ediyorum küçük Emrah gibi."dedi Buğra.
"Mutluluğumun içine eden sizi tek tek gideken şu ağaçlara halatla bağlıcam o zaman kim küçük Emrah görücez."dedi dişlerini sıkarak.
Gülümsemesi solan Buğra ekmeğini ısırdı.
Bizde onun bu haline güldük ve ekmeklerimizden ısırık alıp muhabbet etmeye başladık.
SON