Hipogrif ve Malfoy sorunundan sonra üçlü akşam vakti Hagrid'i ziyarete geldiler ve Hagrid içmiş bulunuyor. Onlara sarılıyor ve Hermione artık içmemesi gerektiğini söyleyip onun içkisini boşalttıktan sonra Hagrid yüzüne su vurmak için dışarı çıkıyor. Ardından geri dönüyor:
"Böyle daha iyi," dedi, kafasını köpek gibi sallayıp hepsini ıslatarak. "Bakın, gelip beni görmekle büyük iyilik ettiniz, ben gerçekten –"
Hagrid birden bakakaldı, Harry'ye sanki onun orada olduğunu yeni farketmiş gibi bakıyordu.
"SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN HA?" diye kükredi. O kadar ani olmuştu ki bu, yerlerinden yarım metre sıçradılar.
"KARANLIK BASINCA ORTALIKTA DOLANMAMAN GEREKİYOR, HARRY! YA SİZ İKİNİZ! NASIL İZİN VERİRSİNİZ ONA!"
(s. 115)
♧
"Deli lüleli Lupin," diye şakıdı Peeves, "deli lüleli Lupin, deli lüleli Lupin –"
(S. 124)
♧
"Şimdi, Neville." dedi Profesör Lupin. "Önce şunu sorayım: Seni dünyada en çok korkutan şey nedir dersin?"
Neville'in dudakları kıpırdadı ama ses çıkmadı.
Profesör Lupin neşeyle, "Pardon, Neville, duyamadım," dedi.
Neville, sanki birisi ona yardım etsin diye yalvarıyormuş gibi, çaresizce etrafına baktı. Sonra da zar zorduyulan bir sesle, adeta fısıldayarak, "Profesör Snape," dedi.
Hemen hemen herkes güldü. Hatta Neville bile özür dilercesine sırıttı. Ancak Profesör Lupin düşünceli görünüyordu.
"Demek Profesör Snape... hımmm... Neville, sanırım ninenle birlikte oturuyorsun, değil mi?
"Şey – evet," dedi Neville tedirgin bir şekilde. "Ama – Böcürt'ün ona dönüşmesini de istemiyorum."
(s. 127)
♧
"Oysa biliyoruz ki bizim takımımız okuldaki – en – iyi – kahrolası – takım," dedi bir yumruğuyla diğer eline vurarak. O eski çılgınca pırıltı yine [Oliver Wood'un] gözlerine yerleşmişti.
"Muhteşem üç Kovalayıcı'mız var."
Eliyle Alicia Spinnet, Angelina Johson ve Kaite Bell'i gösterdi.
"Yenilmez iki Vurucu'muz var."
Fred ve George Weasley bir ağızdan, "Kes şunu, Oliver, bizi mahcup ediyorsun," dediler, kızarmış numarası yaparak.
Wood, Harry'ye bir tür vahşi gururla ve ateş püsküren gözlerle bakarak, "Ve bize her seferinde maçı kazandıran bir Arayıcı'mız var!" dedi. "Ve ben," diye ekledi sonradan aklına gelmiş gibi.
"Biz de senin çok iyi olduğunu düşünüyoruz, Oliver," dedi George.
"Panter gibi Tutucu," dedi Fred.
(s. 135)
♧
Lavender'in tavşancığı Binky bir tilki tarafından öldürülünce haberi alan Lavender ağlar ve Hermione onu bunun Profesör Trelawney'in söyledikleriyle alakası olmadığına inandırmaya çalışır:
Ron yüksek sesle, "Hermione'yi aldırma, Lavender," dedi, "o başkalarının hayvanlarına hiç önem vermez."
(s. 140)
♧
Harry Hogsmeade için McGonagall'dan izin koparmaya çalışır:
"Ama – Profesör – teyzemle eniştem – biliyorsunuz, onlar Muggle, pek anlamıyorlar – yani Hogwarts belgeleri falan," dedi Harry. "Eğer siz gidebileceğimi söylerseniz –"
"Ama söylemiyorum."
(s. 141)
♧
"Hogsmeade için çok yaygara koparıyorlar, ama emin ol, Harry, söylendiği kadar da değil," dedi [Percy] ciddi ciddi. "Tamam, şekerci dükkanları hiç fena sayılmaz, ama Zonko'nun şaka dükkanı sahiden tehlikeli. Ve tamam, Bağıran Baraka'yı ziyaret etmeye her zaman değer ama, gerçekten Harry, bunlar bir yana, bir şey kaçırıyor sayılmazsın."
(s. 142)
♧
"Sen ne yapıyorsun burda?" diye hırladı [Filch] kuşkuyla.
Harry doğruyu söyledi: "Hiçbir şey."
(s. 144)
♧
Lupin hafifçe kaşlarını çatarak, "Eh," dedi, "Böcürt'ün senin karşına çıktığında Lord Voldemort'un biçimine bürüneceğini varsaydım."
Harry bakakaldı. Hem bu beklediği son cevaptı, hem de Lupin Voldemort'un adını söylemişti. O ana kadar Harry'nin bu adı yüksek sesle söylediğini duyduğu tek kişi (kendisi dışında) Profesör Dumbledore'du.
(s. 146)
Not: Ah nostalji...
♧
Snape Lupin için iksir getirince:
"Profesör Snape, Karanlık Sanatlar'la çok ilgileniyor," dedi [Harry] kendine engel olamadan.
"Sahi mi?" diye soru Lupin. İksirden bir yudum daha aldı, fazla ilgilenmiş görünmüyordu.
"Bazıları diyor ki –" Harry durakladı, sonra pervasızca ağzından baklayı çıkardı. "Bazıları onun Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni olmak için her şeyi yapacağını düşünüyor."
Lupin kadehtekini bitirdi ve yüzünü buruşturdu.
"İğrenç" dedi. "Eh, Harry, artık benim işime dönmem gerekiyor. Daha sonra şölende görüşürüz."
(s. 148)
Not: Her okuduğumda gülüyorum dfbjfdbsmfb Lupin ve bilerek anlamamazlık yapması dbfhdfsjfgv
Sirius Gryffindor Ortak Salonu'na girmeye çalıştıktan sonra:
"Çok öfkeli bir adam, bu Sirius Black."
- Peeves (s. 151)
♧
Hermione, "Cidden, zahmet edip de Hogwarts: Bir Tarih'i okuyan bir ben mi varım?" dedi Harry ve Ron'a, ters ters.
"Büyük ihtimalle," dedi Ron.
(s. 153)
♧
"Ama korkarım ben Müdür olduğum sürece hiçbir Ruh Emici bu kapının eşiğinden içeri adım atamaz."
- Profesör Albus Dumbledore
(s. 155)
♧
"Oliver, sakin ol!" dedi Fred ufak ufak kaygılanarak, "Hufflepuff'ı çok ciddiye alıyoruz. Cidden."
(s. 158)
Not: *Kaybettiler* *Oliver kafayı yedi* Ben Oliver olsaydım Fred Ölüm Yadigarlarından önce ölmüş olurdu.
♧
"Miss Granger," dedi Snape, buz gibi bir sükunetle. "Bu dersi benim verdiğimi sanıyordum sizin değil. Ve hepinize üç yüz doksan dördüncü sayfayı açmanızı söylüyorum."
(s. 160)
Not: Snape gibi okuyanlar?
♧
"İkinci defa size söz verilmemişken konuşuyorsunuz, Miss Granger," dedi Snape sakin sakin. "İflah olmaz bir ukala olduğunuz için Gryffindor'dan beş puan daha."
(S. 161)
Not: Kızım, sen de ağzını tutsan?
♧
"Black niye Snape'in odasına saklanmamış sanki? Bize bir iyilik edip onun işini bitirebilirdi!"
-Ron (s. 162)
Not: Sirius da çok istiyordur, eminim. Hatta içeri girip Scabbers'ı (Peter'i) öldürebilseydi, sıra kesin Snape'deydi.
♧
... Quidditch maçları fırtına gibi ufak tefek şeylerden dolayı iptal edilmezdi.
-Harry'nin düşüncelerinden inciler.
(s 163)
♧
"Dur ve dövüş, seni uyuz kopek!" diye haykırdı Sir Cadogan.
"Of, kapa çeneni," dedi Harry esneyerek.
(s. 163)
♧
Harry yağmurda gözlükleriyle Quidditch oynayamıyor ve Hermione çözümünün olduğunu söylüyor:
Harry gözlüğünü uzattı ve takımın şaşkın bakışları arasında Hermione asasıyla gözlüğe tıklayıp "Impervius!" dedi
"İşte oldu!" dedi, gözlüğü geri vererek, "Suyu savuşturacak artık!"
Wood az daha onu öpecekmiş gibi duruyordu.
(s. 165)
Not: Hermione'nin herkesle ship'lenmesinin asıl sebepkarının Jo olduğunun kanıtı.
♧
Sahanın ortasına doğru gitmeye niyetlenerek döndü, ama o anda çakan bir şimşek tribünleri aydınlattı ve Harry tamamen aklını başından alan bir şey gördü: dev gibi, salkımsaçak tüylü bir köpek silueti. En üst sıradaki boş koltuklardan birinde kıpırdamadan duruyor, fondaki gökyüzünün önünde açıkca seçiliyordu.
(s. 166)
Not: SİRİUS HARRY'Yİ QUDDİTCH OYNARKEN İZLEMEYE GELMİŞ JSFJSDFJGSDFJGV TIPKI JAMES'İ İZLEMEK İÇİN GELDİĞİ GİBİ KESİN DEĞİL Mİ JHBFSMDFBSHFBHS BU RANDOM GÜLÜŞ DEMEK DEĞİL MSDFHSVFJSDGFV BU RANDOM DELİRİYOR OLDUĞUMUN İŞARETİ SDBSDHFBSF
♧
"Harry'yi bırak, Harry'yi bırak, lütfen!"
"Kenara çekil, aptal kız... derhal kenara çekil..."
"Harry'yi bırak, lütfen, beni al, onun yerine beni öldür –"
Harry'nin beynini uyuşturucu, anafor gibi dönen beyaz bir pus kaplıyordu... Ne yapıyordu? Niye uçuyordu? Ona yardım etmesi gerekiyordu... yoksa o ölecekti... öldürülecekti.
Buz gibi pusun içine düşüyor, düşüyordu.
"Harry'yi bırak! Lütfen... merhamet et... merhamet et..."
Tiz bir ses kahkahalarla gülüyor, kadın çığlık atıyordu. Harry kendinden geçti.
(s. 167)
Not: These And More Than These dinleyerek okumayın. Ağlıyor olduğumun gerçeği... şarkının pek bir alakası olmadığı gerçeği...
♧
"Diggory, Snitch'i yakaladı," dedi George. "Tam sen düştükten sonra. Neler olduğunun farkına varamamıştı. Dönüp seni yerde görünce maçı iptal etmeye çalıştı. Yeniden oynanmasını istedi. Ama haklarıyla kazandılar... Wood bile kabul ediyor."
"Wood nerede?" dedi Harry, birden orada olmadığını fark ederek.
"Hala duşta," dedi Fred. "Bizce kendini boğmaya çalışıyor."
(s. 168)
Not: Cedric'i sevmek için bir neden daha. Cedric'i üçünce filme koymayarak büyük bir hata yaptıklarının bir kanıtı daha.
♧
"Bütün ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum,"
Ve bir anda, George'un asasının dokunduğu noktadan çizgiler çıkmaya, parşömeni bir örümcek ağı gibi sarmaya başladı. Birleriyle birleştiler, kesiştiler, parşömenin her bir köşesine yayıldılar. Sonra tepede kelimeler oluşmaya başladı, büyük, kıvrımlı yeşil kelimeler:
Mösyöler Aylak, Kılkuyruk, Patiayak ve Çatalak
Sihirli Muziplik Sanatçılarının Yardakçıları
gururla sunar:
ÇAPULCU HARİTASI
(s. 180)
♧
"Aylak, Kılkuyruk, Patiayak ve Çatalak," dedi George, iç geçirerek. Haritanın tepesindeki yazıyı okşadı. "Onlara çok şey borçluyuz."
"Yeni kuşak kural yıkıcılara yardım etmek için yorulmaksızın çalışmış, soylu insanlar," dedi Fred vakur bir edayla.
"Pekala," diye toparlandı George, "kullandıktan sonra silmeyi unutma –"
" – yoksa herkes okuyabilir," dedi Fred uyaran bir ses tonuyla.
"Tek yapman gereken asanla yine tıklayıp, 'Muziplik tamamlandı! ' demek. Üstü hemen bomboş olacak."
"Evet, genç Harry," dedi Fred, yine olağanüstü bir Percy taklidiyle, "terbiyeni takın."
(s. 180-181)
♧
Kendi kendine düşünebilen bir şeye, beyninin nerede saklı olduğunu göremiyorsan, güvenme.
-Mr Weasley (s. 181)
Not: Gerçi Arthur bunu daha önceki kitapta söylemişti, Harry sadece bunun hakkında düşünüyordu. Yine de yazmak istedim.
♧
"Fışırdayan Vızvız'ları gördün mü, Harry?" dedi Ron, Harry'yi çekiştirip fıçının başına götürerek. "Jöle Sümüklüböcekleri? Peki ya Asit Pop'ları? Fred yedi yaşımdayken bunlardan bir tane vermişti bana – dilimde bir delik açmıştı. Annemin onu süpürgesiyle patakladıını hatırlıyorum." Ron dalgın dalgın Asit Pop kutusuna baktı. "Sence Fred'e şu Karafatma Sürüsü'nü fıstık diye yutturabilir miyim?"
(s. 186)
♧
"Eyvallah, Rosmerta," dedi Hagrid.
(s. 188)
♧
"Karanlık yana geçenler arasında, Sirius Black en son umacağım... yani, Hogwarts'ta küçük bir çocuk olduğu zamanlardan hatırlıyorum onu. O zaman bana büyüyünce ne olduğunu söyleseniz, fazla içki içmişsiniz derdim."
- Madam Rosmerta
(s. 189)
Not: Alev – ağlıyor.
♧
"Onu Hogwarts'ta olduğu zamandan hatırladığını söylüyorsun, Rosmerta," diye mırıldandı Profesör McGonagall. "En iyi arkadaşı kimdi, onu da hatırlıyor musun?"
"Elbette," dedi Madam Rosmerta, hafifçe gülerek. "Onları hiç ayrı görmezdiniz, öyle değil mi? Onları kaç kere burada ağırlamıştım – nasıl güldürürlerdi beni. Tam bir şovmen çifti, Sirius Black ve James Potter!"
Harry maşrapasını büyük bir gürültüyle elinden düşürdü. Ron onu tekmeledi.
"Kesinlikle," dedi Profesör McGonagall. "Black ve Potter. Küçük çetelerinin elebaşlarıdı. İkisi de çok parlaktı, tabii – hatta ender görülür derecede parlaktılar – ama onlar gibi baş belaları bir daha gelmemiştir herhalde –"
"Bilemiyorum," dedi Hagrid gülerek. "Fred ve George Weasley onlara kök söktürebilir."
"Black ve Potter'I kardeş sanabilirdiniz!" diye konuşmaya katıldı Profesör Flitwick. "Yapışık ikizler!"
(s. 190)
Not: Alev – daha yüksek sesle ağlıyor.
♧
"...ne oluyor, o uçan motorun üstünde Sirius Black geliyor. Orada ne aradığı hiç aklıma gelmemişri. Onun, Lily ve James Potter'ın sır tutucusu olduğunu bilmiyordum. Haberlerde Kim-Olduğunu-Bilirsin-sen'in saldırısını duydu, yapabileceği bir şey var mı diye bakmaya geldi sandım. Bembeyaz kesilmişti, tir tir titriyordu. Peki ben ne yaptım, biliyor musunuz? O HAİN KATİLİ TESELLİ ETTİM!" diye kükredi Hagrid.
(s. 192)
♧
*Reklam arası, çünkü Alev Sirius'tan beter titriyor*
Ben yazmasam mı acaba devamını... Yazamıyorum ulan, Üç Süpürge sahnesi ağır geldi, ellerim esiyor. Dur bekleyin ağlayacağım ben.