NOBRAN MAFYA {2.BASKI} &TAM H...

由 SuliSBuliS

2.2M 64.5K 3.9K

İKİ DEFA KİTAP OLAN NOBRAN MAFYA {2.BASKI} &TAM HALİ& YENİDEN WATTPAD DE🎉🎉 "Eğer hayatında çıkarların çabal... 更多

NOBRAN MAFYA♠️TANITIM
1♠️
2♠️
3♠️
4♠️
5♠️
6♠️
7♠️
8♠️
9♠️
10♠️
11♠️
12♠️
13♠️
14♠️
15♠️
16♠️
17♠️
18♠️
19♠️
20♠️
21♠️
22.♠️
23♠️
25♠️
26♠️
27♠️
28♠️
29♠️
30♠️
31♠️
♠️32/FİNAL/
NOB®️AN MAFYA 2 {OĞLU} YENİ KİTAP 2024◼️TANITIM◼️
NOB®️AN MAFYA 2 {OĞLU} YENİ KİTAP 2024◼️1.BÖLÜM◼️
NOB®️AN MAFYA 2 {OĞLU} YENİ KİTAP 2024◼️2.BÖLÜM◼️
NOB®️AN MAFYA 2 {OĞLU} YENİ KİTAP 2024◼️3.BÖLÜM◼️

24♠️

33.3K 1.3K 46
由 SuliSBuliS

24. Bölüm

Ben bu kadar kolay pes edemezdim. Bu kadar kolay yenilemezdim. Hayatım boyunca o korkak kızlar gibi kimseye sığınmadım. Her zaman kendi ayaklarımın üstünde güçlü durmayı denemiştim. Evet Karan bana yapabileceği en büyük adiliği yapıp fiziksel anlamda yıkmıştı beni. Ben de Ecmel Saygıner'sem bu tokadın hesabını ona sorardım. Hırsla ayağa kalktım.

"Yapabileceğin en iyi şey bu değil mi Nobran Mafya, senden de bu beklenirdi!" diyerek bana fırlattığı kağıdı yerden alıp aynı şekilde ona fırlattım.
"Oku bakalım o kağıtta ne yazıyor? Şunu unutma ki senden ölesiye nefret ediyorum. Gün gelecek teyzemin, kendimin, haksız yere zarar verdiğin diğer insanların intikamını senden tek tek alacağım. Ayrıca senden korkmuyorum. Bundan sonra yapacağın en fazla ne olabilir ki? Dur ben sana söyleyeyim; annemle babamın yanına gönderirsin değil mi? Hiç vakit kaybetme hemen yap, ceza değil ödül olur bu bana." Ben bunları söylerken kağıdı sıkıştırıp elini yumruk şeklinde yaptı. Mert yeniden Karan'a yaklaştı. Bense odaya çıktım.

"Mert şimdi gidin sonra konuşalım." derken sesindeki öfkenin pişmanlığa, en çok da ızdıraba dönüştüğü belli oluyordu. Salonun sessizliği kısa zamanda kırılan eşyaların sesine bırakmıştı kendini. Ardından Mert'in isyan eden sesi geldi. Derya odamın kapısını çaldı.
"Gelebilir miyim Ecmel?"
"Derya sonra konuşalım olur mu?"
"Tamam, istemezsen konuşmayız. Sadece yanında sessizce yanında otururum. Aşağıda Mert Karan'ı sakinleştirmeye çalışıyor. Çok sinirli daha önce atakları bu derece değildi."
"Daha öncede mi sinir krizleri geçirdi?"
"Bilmiyor musun Karan bir ara sakinleştiricilerle ayaktaydı." Sesler yükseliyordu. Aşağıdan sadece kırılan cam sesleri, gelmiyordu resmen evi başımıza yıkacaktı Karan.

"Mert'in sakinleştirme çabası başarısız gibi Ecmel."
Mert odaya korkuyla girdi.
"Ecmel Karan hiç iyi değil biliyorum bu çok bencilce ama şua an bir tek sen sakinleştirebilirsin onu. Ne yapıyorsam durduramadım, bir gelip baksan..."
Derya, bizim için yap Ecmel. Gerçekten kendine zarar vermesinden korkuyoruz, değil mi Mert?" dedi. Mert endişeyle başını salladı. Salona ağır, adımlarla indim. Ayaklarım ne kadar geri geri gitse de ona kıyamayan lanet bir tarafım vardı. Salon mahvolmuş, tüm eşyalar yerle bir olmuştu Karan bir köşeye geçmiş elini yumruk yapmıştı. Elini öyle bir sıkıyordu ki damarların tüm çıplağıyla belli oluyordu. Yanına çöktüm.
"Tamam sakin ol Karan." dedim. Bu olamazdı herkesin adını bile duyunca korktuğu Nobran Mafya'nın simsiyah gözlerinden beyaz çehresine doğru gözyaşları akıyordu. Onu böyle görünce kendimi çok kötü hissetmiştim, daha demin attığı tokat bile bu kadar canımı yakmamıştı.
"Karan lütfen sakin ol." diyerek yumruk yaptığı eline kenetlemiştim elimi. O ise kaya gibi kaskatıydı....
"Karan kendine gelir misin lütfen, korkutuyorsun bizi." dedim
Mert, "Derya bu böyle olmayacak hastaneye gidip sakinleştirici alalım." dedi.
"Tamam hadi hemen çıkalım."
Onlar çıktıktan bir süre sonra Karan,
"Ecmel sarıl bana." dedi. Duyduklarım karşısında yalnızca şaşkın şaşkın bakıyordum. "Bana sarıl Ecmel." diye tekrar etti. Belki de yapacağım şeyden sonra çok pişman olacaktım ama kalbimi dinleyip ona sımsıkı sarıldım. Karan bir anda belimi sıkıca kavrayıp başını boynuma sakladı. Sabahki gibi burnuyla hafif hafif boynuma donuyordu. Bedenim bu dokunuşlarıyla dünden razıymış gibi hiçbir tepki vermiyor, hatta hoşuna bile gidiyordu. Kokumu uzun uzun içine çektikten sonra geriye çekildi.
"Teşekkür ederim Ecmel." dedi. Salih'in yardımıyla koluna girip onu yatağına yatırdık.
Hiçbir şey demeden banyoya girdim. Banyodaki aynada kendime baktım. Dudağımda kurumuş hafif kan lekesi vardı. Yüzümde neşeden eser yoktu. Yeşil gözlerim canlılığını tamamen yitirmişti. Saçlarımı hızla topuz yaptım. Salona tekrar inince Derya Mert'i gördüm.
"Karan nerede Ecmel?" Sakinleştiricileri yapalım hemen.
"Sakinleşti, odasında uyuyor."
Kesin senin sayende olmuştur. O zaman ben sana bu ilaçları vereyim, ne olur ne olmaz. Yorucu bir gündü Derya, biz de gidelim artık."
"Ecmel'in dudağına pansuman yapıp geliyorum hemen."
"Tamam canım, o zaman arabaya geçiyorum ben."
"Derya beni düşündüğün için teşekkür ederim ama gerek yoktu." dedim.
"Aması falan yok Ecmel." diyerek pamuğun üstünde döktüğü tentürdiyodu dudağıma yumuşak dokunuşlarıyla sürdü. Biraz yanmıştı. Derya bunu fark etmiş olacak ki hemen arkasından üfleyip kısa sürede yanmayı durdurdu. Evden ayrılacağı sırada beni sıkıca kucakladı.
"Ecmel sen çok güçlü bir kızsın, her zaman yanındayım canım, bunu unutma."
"Teşekkür ederim canım. İyi ki varsın, görüşürüz." deyip onu da uğurladım. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Kütüphaneye gidip tozlu raftan "Suç ve Ceza" kitabını alıp okumaya başladım. Kitaba öyle dalmışım ki saatler geçmiş. Günün yorgunluğuyla uyku baş göstermeye başlayınca odama gittim. Sabah kalkınca hızla yatağımı topladıktan sonra pencereyi açtım. Yeni doğan güneşin ışıkları ile kuş sesleri insana biraz olsun huzuru veriyordu. Gözlerimi kapatıp bir süre bu huzurun keyfini çıkardıktan sonra aşağı indim. Tam o sırada Fatma abla kendi anahtarıyla eve giriyordu. Salonu görünce;

"Kızım ne oldu? Burada böyle?" dedi dehşetle.
"Dün Karan sinir krizi geçirdi Fatma abla. Sonrası ortada zaten..."
"Uzun zamandır olmuyordu. Bu çocuk neler yaşadı neler... Onun yerinde başkası olsa çoktan çökmüştü. Zavallım... bilirim ben onu, hep içinde yaşadı. Sonra o yumuşacık kalbi kaskatı kesildi." diyerek daha fazla tutamadığı gözyaşlarını sildi. Yanına gidip destek olmak için omuzlarını sıvazladım.
"Şimdi durumu gayet iyi. Hem seni böyle görürse daha çok üzülür Fatma abla."
"Haklısın kızım, ben buraları halledeyim. Sen de kahvaltıyı hazırlasan olur mu?"
"Hallolmuş bil Fatma abla sen." diyerek mutfağa girdim ve kahvaltıyı hazırlamaya koyuldum. Her şeyin dört dörtlük olmasına epey özen göstermiştim. Burada işimi bitirince Fatma ablaya yardım etmeye karar verdim. Salona gittiğimde Fatma abla çoktan her şeyi düzenlemişti bile. Karan takım elbisesiyle çok yakışıklı olmuştu Karan.
"Günaydın Fatma abla. Kahvaltı hazır mı? Bugün erken çıkacağım."
"Tamam oğlum, hazır olmaz mı paşam." Aralarındaki sevgiden Fatma ablanın Karan'ı oğlu gibi gördüğü aşikardı.
"Haydi sen de geç kızım kahvaltıya. Ben evde yapıp geldim." Ben de masaya geçince Karan konuşmaya başladı.
"Velet dünkü saçmalıklarını unut. Sinir krizinin etkisiyle hep böyle olur. O an pek sağlıklı düşünemem. Ayrıca tokat için de pişman değilim, özür dileyeceğimi düşünme."
"Dün gayet pişman görünüyordun Nobran Mafya. Hatta bana sarıldın, ha bir de ağlamıştın sanki."
"Sana bunları unutmanı söylemedim mi Ecmel?"
"Bir şartla unuturum."
"Şartın olmasa şaşarım zaten."
"Bana bak velet, dünkü yumuşak tavırlarım seni yanıltmasın bu kadar güvenme kendine istersen."
"Ben okuluma devam etmek istiyorum."
"Bu pek mümkün değil Ecmel. Dün yaşanan olaydan sonra hele ki hiç göze alamam." Ağzını reçelli ekmeği götürürken benim yüzümün asıldığını fark etmiş olacak ki "Özel ders hocası ayarlayabiliriz ama." dedi.

"Bugün ayarlasan olur mu, zaten derslerden baya geri kaldım."
"Salih'e söyleyeyim olabilir. Hangi dersten?"
"Matematikten ders almam gerek. Şimdilik edebiyatı kendim halledebilirim."
"Tamam halletmeye çalışırım velet." diyerek evden ayrıldı. Mutluluktan evde dans etmeye başladım.
"Kızım bu mutluluk nereden geliyor, hadi hayırlısı..." dedi Fatma abla.
"Karan bana özel hoca tutacak Fatma abla. Dersleri evden devam ettireceğim."
"Senin adına sevindim kızım." dedi. Gün boyu içim kıpır kıpırdı. Birkaç saat sonra Fatma abla, "Kızım, Karan oğlumun gönderdiği hoca geldi." dedi.
Hızla aşağı indim. Karan erkek hoca mı tutmuştu! Galiba sandığım kadar geri kafalı değildi.
"Merhaba benim adım Deniz. Seninki ne bakalım?"
"Ben de Ecmel hocam."
" Memnun oldum Ecmel, haydi başlayalım." dedikten sonra salondaki masaya çantasını koydu.
"Burası uygun mu çalışmak için?"
"Olur hocam."
Yakışıklı bir adamdı hocam.
"Bugün ilk gün, daha ilk günden seni zorlayacağım. Türev, integralden başlayalım, ne dersin?"
"Fark etmez olur hocam." ders iki saatten fazla sürmüştü ayrılırken
"Matematikte sorun yaşayacağımızı sanmıyorum zeki bir öğrencisin." dedi
"Teşekkür ederim hocam" dedim. Deniz hocayı uğurlayacakken Karan'la kapının ağızında karşılaştık. Şaşırmışçasına ikimize bakıyordu. Hocam elini Karan'a uzattı.
"Beyefendi ben Ecmel'in Matematik Öğretmeni Deniz."
"Siz erkek miydiniz?"
"Oradan bayan gibi mi görünüyorum Karan bey?" dedi hoca. Biraz şaşırmış ve bozulmuştu. Karan ise, sinirlenmiş görünüyordu. Ben kıkırdayınca Karan öfkeli bakışlarını bana hançerleyip ardında Deniz hocaya,
"Tanışmasak daha iyi olur. Hem bu ilk ve son dersiniz olacak." dedi.
" Ama biz Ecmel'le daha ilk günden çok iyi anlaştık onu çok sevdim. Neden böyle bir şey söylediniz ki?"
"Ecmel'i çok mu sevdiniz?"
"Bakın beni iyice yanlış anladınız. Sizi anlıyorum, galiba Ecmel abisisiniz. Böylesine güzel bir kız kardeşi korumakta da çok haklısınız. Fakat ben öğretmenim."
"Hocam, bir daha ki ders için biz size haber verelim. Sizi uğurlayayım."
"Sizden haber bekleyeceğim Karan Bey."
Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Ecmel sakın gülme tüm sinirimi senden çıkarırım."
"Tamam ağabeycim." deyince Karan boynundaki kravatı yere attıktan sonra,
"Ecmel gözümün önünden kaybol. Babaların babasının emirleri yetmedi bir de senin hocan sinirlerimi bozdu." Bu sözlerinden kurulun yeniden toplandığını anlamıştım. Acaba nedendi?
"Bizim veledin kafasında şimdi ne tilkiler dönüyor acaba, hayırdır daldın gittin?"
Ortamı yumuşatmak için,
"O babaların babası dediğiniz adamın buruşuk yüzünü düşünüyordum." dedim.

Yüzü tam da böyle diyerek, ellerimi yüzüme götürüp kırıştırdım. Karan bunun üzerine nadir duyabileceğim içten bir kahkaha ile bana karşılık verdi.
"Ecmel, bir alemsin. Bak sinirimi yok etmeyi de öğrenmişsin aferin. Neyse ben odamdayım halletmem gereken bir yığın saçma sapan şirket dosyası, düzenlemem gereken evraklar var. Yaramazlık yapma adam akıllı dur."
"Evde canım sıkılıyor benim. Tabii senin için sorun yok Nobran Mafya. O kurul benim, şu kurul senin gez." Karan sadece bu kez tebessüm etmişti. O müthiş gamzesi kendini belli ediyordu.
"Hiç sorma... Ne eğlenceli bir bilsen..."
Odasına gideceği sırada;
"Ben de sana yardım etsem." dedim.
"Fena fikir değil aslında velet. İyi haydi gel, listeleri düzenlemede yardım et bakalım." Dağ gibi yığılan dosyaların içinden siyah olanını çekti.
Şu dosyaydı sanırım, diyerek açıp inceledikten sonra Karan;
"Evet evet bu Ecmel. İki gün sonra burada yapılacak yardım kuruluşuna gelecek kişilerin listesini alfabeye göre sırala, alfabeyi biliyorsun değil mi?" dedi alayla.
"Ya sabır! Neden burada yapılacak?"
"Bu hayır kurumlarına en fazla bağışı ben yaptığım için olabilir mi Ecmel? Biraz kafanı çalıştırsan... Ayrıca bu işi ben yönetiyorum."
"Neden yapıyorsun bunu? Sen ve insanlara yardım etmek..."
"Zaten maksat öyle görünmek. Güçlü Holding'in varisi olarak tanınıyorum. Bu toplantıda Ecmel. İş adamı Karan Güçlü olarak yani."
"Peki amacın ne?"
"Şüpheleri ortadan kaldırmak için veletcim."
"İki farklı, kişilikte oynuyorsun. Yani yeraltı dünyasının Nobran Mafyası, Holding varisi Karan Güçlü."
"Daha kibar ol Ecmel. Oyun falan sana hiç yakışıyor mu? Yerine göre davranma denebilir bu durumuma."
"Tabi tabi..." diyerek kişileri listeye koymaya başladım. Ne kadar da çok insan vardı böyle, sayfalarca devam ediyordu.
"İsimlerin karşısında yazan bol sıfırlı rakamlar ne?"
"Yaptıkları bağış velet."
"Bu bu... kadar fazla mı?"
Karan haylazca başını sallamakla yetindi. Saatlerdir sıralamaktan gözüm ağrımıştı. Ayrıca belimin de tutulduğunu hissediyordum; fakat sonunda bitmişti. Karan siyah gözleriyle beni izledikten sonra elindeki mis gibi kahve kokan kupalardan birini bana uzattı.
"Teşekkür ederim."
"Saatlerdir çalışıyorsun. İyi iş çıkardın." Bu bana ilk tatlı sözüydü ve çok hoşuma gitmişti. Çalan kapı tüm büyüyü bozmuştu.
"Bizimkiler geldi." dedi. Ben de onunla beraber salona geçtim. Hava kararmıştı. Kim bilir kaç saattir şu liste işiyle uğraşıyordum. Mert ve Derya gelmişti. Deryay'la sıkı bir kucaklaşmanın ardından Mert elindekileri Derya'ya uzatıp ikimize bakarak,

"Kızlar atıştırmalık şeyleri tabaklara koyun bu gece bu gece bizim. Önce film izleriz, sonrasına da bakarız."
"Ne gecesi bizim lan, kimden izin aldın dangalak.?"
"Tamam abi. Vay, satışın büyüğüne gel. Beni kardeşini değil, Ecmel'le yalnız kalmayı mı diliyorsun?"
"Oğlum sana mafya demem için bin şahit bin şahit bile yetmez, mafyanın yüz karası olmuşsun. Ne bu duygusal hallerin senin?"
"Nesi varmış ki? Senin gibi romantizmden pay almış biri mi olsun yine?" diyerek araya girdim. Derya ;

"Tamam biz şunları halledelim siz de film seçin." dedi. Mutfağa geçtiğimizde Derya;
"Kızım nasıl bu kadar korkusuz olabilirsin Karan'a karşı." dedi. Sessiz kalmayı tercih ettim. Derya cips tabaklarını içeriye götürürken ben de kolaları almıştım. Derya;
"Karan' da böylesi yakışır." deyince elimdeki tepsi kaydı. Olacağı buydu. Ben cam bardakları yerden toplamaya çalışırken başparmağımı çok fena kesmiştim. Karan elimi hızla çekerek sinirle;
"Hem beceriksiz hem sakarsın. Mert televizyon sehpasının altında yara bandı vardı uzatsana." dedi. Karan.

Yara bandını açıp parmağıma hızla doladı. Cam kırıklarını toplamaya çalışacağım sırada ;
"Sen sadece kolaları yeniden doldur getir. Gerisini sabah Fatma abla halleder." Utangaçlıktan kıpkırmızı olmuştum. Normalde sakar bir insan değildim ama neyse işte; olan olmuştu. Kolaları doldurup tekrar salona geçtim. Derya filmlerin arasından Alacakaranlık'ı seçti. Mert, Karan'ın tercihini sordu.
"İyi hadi olsun bakalım. Filmin yarısında uyuyacağım kesinleşti." dedi Karan

Film başlamıştı. Büyük ekrandan yansıyan ışıklarla anladığım kadarıyla siyah gözler filmi bırakmış beni izliyordu.
Hayranı olduğum aktör ekrana yansıyıp ; "Ah çok yakışıklı!" deyince Karan kaşlarını çattı.
"Bu adamın neresi yakışıklı acaba?" dedi Derya ve devam etti;
"İlk defa Karan'a katılıyorum. Edward Cullen bembeyaz vampir adam itici. Jacob varken buna bakılır mı hiç?"
Biz Deryay'la filmde ki karakter laf dalaşına girmişken Mert;
"Maşallah Derya hanım adamın profilini ezberlemişsiniz, daha ne özellikleri var?" dedi. Derya onu umursamadan pürdikkat filme odaklanmıştı. Biz böyle heyecanla filmi izlerken Mert, filmi kapattı, Karan ışıkları yaktı.
"Ya film daha bitmemişti ne yapıyorsunuz!"
"Burada bitti."
"Ne kadar gıcıksınız Mert, sizin kadar kaba ve saygısız insan görmedim."
"Göremezsin aşkım zaten biz mafyayız."
"Ağzınızın suyu aktı resmen biraz gerçek hayata dönün bu kadar hayal fazla, haydi doğruluk mu cesaret mi oynayalım. Şişeyi ilk çeviren Karan oldu.

"Doğruluk mu, cesaret mi?" dedi.
Mert yüksek sesle cesaret diye haykırdı. Karan elime düştün dercesine sırıtıp istediğini söyledi.
"Derya'yı otuz saniyeliğine yanımızda dudaklarından öp."
"Seve seve kardeşim."
"Saçmalamayın ya kabul etmiyorum, haksızlık." dedi Derya.

"Oyun bozanlık yok Derya üzgünüm." diyen Mert Derya'ya yaklaşarak dudaklarına kapandı. Bakışlarımı onlardan kaçırdığım sırada Karan'la göz göze geldik. Derya Mert'i ittirip;
"Tamam yeter." dedi.

Şişeyi çevirme sırası Mert'e geldi. Soruyu ben soracaktım. Cevabı da Karan verecekti işte şimdi bittiğinin resmiydi. Son gülen iyi gülecekti. Derya'yı utandırmanın intikamını alacaktım.
"Doğruluk mu, cesaret mi?"
"Doğruluk." dedi. Aklı sıra cesaret dememekle kendini korumuştu ama çok büyük yanılgıya düşmüştü. Bu daha fazla işime gelmişti. Aklımdaki soruyu yöneltecektim ona.
"Nobran Mafya, beni neden kaçırdın?"
"Ha s..." diyerek boynunu kütletti. Derya ve ben birbirimize bakıyorduk. Mert şaşkın, Karan kızgındı.


继续阅读

You'll Also Like

868K 35.1K 87
"Bir süre misafirim olacaksınız küçük hanım." Kadın kaşlarını çattı. Misafirlik rızaya bağlı olan bir şeydi ve bu adam onu zorla alıkoyamazdı. Hem kü...
1.6K 132 18
Ben Minel Lena; düzene direnmeye , düzene direnip değiştirmeye geliyorum. Kartlar yeniden dağıtılabilir.
1.4M 41.5K 39
İntikam almak isteyen bir insan sınırları ne kadar zorlayabilir? Her şeyini kaybeden bir insanın artık durma sınırı var mıdır? Peki bu işin içine mas...
5.8K 1.9K 94
her yer'in sen olduğu bir şehirde yalnız bir kalbin çırpınışlarının sesidir bu... Aşık ve Yalnız kalplere itafen yazılmış bir eser. Yazarlar= _iirazz...