24♠️

33.3K 1.3K 46
                                    

24. Bölüm

Ben bu kadar kolay pes edemezdim. Bu kadar kolay yenilemezdim. Hayatım boyunca o korkak kızlar gibi kimseye sığınmadım. Her zaman kendi ayaklarımın üstünde güçlü durmayı denemiştim. Evet Karan bana yapabileceği en büyük adiliği yapıp fiziksel anlamda yıkmıştı beni. Ben de Ecmel Saygıner'sem bu tokadın hesabını ona sorardım. Hırsla ayağa kalktım.

"Yapabileceğin en iyi şey bu değil mi Nobran Mafya, senden de bu beklenirdi!" diyerek bana fırlattığı kağıdı yerden alıp aynı şekilde ona fırlattım.
"Oku bakalım o kağıtta ne yazıyor? Şunu unutma ki senden ölesiye nefret ediyorum. Gün gelecek teyzemin, kendimin, haksız yere zarar verdiğin diğer insanların intikamını senden tek tek alacağım. Ayrıca senden korkmuyorum. Bundan sonra yapacağın en fazla ne olabilir ki? Dur ben sana söyleyeyim; annemle babamın yanına gönderirsin değil mi? Hiç vakit kaybetme hemen yap, ceza değil ödül olur bu bana." Ben bunları söylerken kağıdı sıkıştırıp elini yumruk şeklinde yaptı. Mert yeniden Karan'a yaklaştı. Bense odaya çıktım.

"Mert şimdi gidin sonra konuşalım." derken sesindeki öfkenin pişmanlığa, en çok da ızdıraba dönüştüğü belli oluyordu. Salonun sessizliği kısa zamanda kırılan eşyaların sesine bırakmıştı kendini. Ardından Mert'in isyan eden sesi geldi. Derya odamın kapısını çaldı.
"Gelebilir miyim Ecmel?"
"Derya sonra konuşalım olur mu?"
"Tamam, istemezsen konuşmayız. Sadece yanında sessizce yanında otururum. Aşağıda Mert Karan'ı sakinleştirmeye çalışıyor. Çok sinirli daha önce atakları bu derece değildi."
"Daha öncede mi sinir krizleri geçirdi?"
"Bilmiyor musun Karan bir ara sakinleştiricilerle ayaktaydı." Sesler yükseliyordu. Aşağıdan sadece kırılan cam sesleri, gelmiyordu resmen evi başımıza yıkacaktı Karan.

"Mert'in sakinleştirme çabası başarısız gibi Ecmel."
Mert odaya korkuyla girdi.
"Ecmel Karan hiç iyi değil biliyorum bu çok bencilce ama şua an bir tek sen sakinleştirebilirsin onu. Ne yapıyorsam durduramadım, bir gelip baksan..."
Derya, bizim için yap Ecmel. Gerçekten kendine zarar vermesinden korkuyoruz, değil mi Mert?" dedi. Mert endişeyle başını salladı. Salona ağır, adımlarla indim. Ayaklarım ne kadar geri geri gitse de ona kıyamayan lanet bir tarafım vardı. Salon mahvolmuş, tüm eşyalar yerle bir olmuştu Karan bir köşeye geçmiş elini yumruk yapmıştı. Elini öyle bir sıkıyordu ki damarların tüm çıplağıyla belli oluyordu. Yanına çöktüm.
"Tamam sakin ol Karan." dedim. Bu olamazdı herkesin adını bile duyunca korktuğu Nobran Mafya'nın simsiyah gözlerinden beyaz çehresine doğru gözyaşları akıyordu. Onu böyle görünce kendimi çok kötü hissetmiştim, daha demin attığı tokat bile bu kadar canımı yakmamıştı.
"Karan lütfen sakin ol." diyerek yumruk yaptığı eline kenetlemiştim elimi. O ise kaya gibi kaskatıydı....
"Karan kendine gelir misin lütfen, korkutuyorsun bizi." dedim
Mert, "Derya bu böyle olmayacak hastaneye gidip sakinleştirici alalım." dedi.
"Tamam hadi hemen çıkalım."
Onlar çıktıktan bir süre sonra Karan,
"Ecmel sarıl bana." dedi. Duyduklarım karşısında yalnızca şaşkın şaşkın bakıyordum. "Bana sarıl Ecmel." diye tekrar etti. Belki de yapacağım şeyden sonra çok pişman olacaktım ama kalbimi dinleyip ona sımsıkı sarıldım. Karan bir anda belimi sıkıca kavrayıp başını boynuma sakladı. Sabahki gibi burnuyla hafif hafif boynuma donuyordu. Bedenim bu dokunuşlarıyla dünden razıymış gibi hiçbir tepki vermiyor, hatta hoşuna bile gidiyordu. Kokumu uzun uzun içine çektikten sonra geriye çekildi.
"Teşekkür ederim Ecmel." dedi. Salih'in yardımıyla koluna girip onu yatağına yatırdık.
Hiçbir şey demeden banyoya girdim. Banyodaki aynada kendime baktım. Dudağımda kurumuş hafif kan lekesi vardı. Yüzümde neşeden eser yoktu. Yeşil gözlerim canlılığını tamamen yitirmişti. Saçlarımı hızla topuz yaptım. Salona tekrar inince Derya Mert'i gördüm.
"Karan nerede Ecmel?" Sakinleştiricileri yapalım hemen.
"Sakinleşti, odasında uyuyor."
Kesin senin sayende olmuştur. O zaman ben sana bu ilaçları vereyim, ne olur ne olmaz. Yorucu bir gündü Derya, biz de gidelim artık."
"Ecmel'in dudağına pansuman yapıp geliyorum hemen."
"Tamam canım, o zaman arabaya geçiyorum ben."
"Derya beni düşündüğün için teşekkür ederim ama gerek yoktu." dedim.
"Aması falan yok Ecmel." diyerek pamuğun üstünde döktüğü tentürdiyodu dudağıma yumuşak dokunuşlarıyla sürdü. Biraz yanmıştı. Derya bunu fark etmiş olacak ki hemen arkasından üfleyip kısa sürede yanmayı durdurdu. Evden ayrılacağı sırada beni sıkıca kucakladı.
"Ecmel sen çok güçlü bir kızsın, her zaman yanındayım canım, bunu unutma."
"Teşekkür ederim canım. İyi ki varsın, görüşürüz." deyip onu da uğurladım. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Kütüphaneye gidip tozlu raftan "Suç ve Ceza" kitabını alıp okumaya başladım. Kitaba öyle dalmışım ki saatler geçmiş. Günün yorgunluğuyla uyku baş göstermeye başlayınca odama gittim. Sabah kalkınca hızla yatağımı topladıktan sonra pencereyi açtım. Yeni doğan güneşin ışıkları ile kuş sesleri insana biraz olsun huzuru veriyordu. Gözlerimi kapatıp bir süre bu huzurun keyfini çıkardıktan sonra aşağı indim. Tam o sırada Fatma abla kendi anahtarıyla eve giriyordu. Salonu görünce;

NOBRAN MAFYA {2.BASKI} &TAM HALİ& Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin