31♠️

30.4K 1K 95
                                    

Karan beni görmesiyle telefonu kapattı.
"Baban yani Babaların Babası..." diye devam edemeden Karan;
"Soru sorma, Ecmel ne duyduysan o hadi gel yemek yapalım." diyerek Karan bir kez daha beni şaşırttı. Mutfağa beraber gittik. Önlüğü büyük bir ustalıkla üzerine geçirmiş, sebzeleri özenle soymakla meşguldü.
Bir yandan sebzeleri doğrarken bir yandan da bana;
"Ne oldu yine o şaşkın suratın iş başında?"
"Elin bu işlere çok yatkın. Kırk yıl düşünsem seni bu şekilde hayal etmezdim."
"Şanslısın kimsenin göremeyeceği Karan Güçlü'yü gördün. Kimse bırak kırk yılı, bin yıl düşünse aklına gelmez." telefonu alıp o halinin fotoğrafını çektim.
"Bunu herkese göstereceğim Nobran Mafya bakalım o zaman ne yapacaksın." diye kıkırdadım. Karan önlüğünü çıkarıp beni kovalamaya başladı. Telefonu vermemek, için üstün bir çaba gösterdiğim doğruydu. Havada kalan elimdeki telefonu almak isteyince kaptırmamak için kendimi yatağa attım.

"Nereye kaçacaksın bakalım velet?" diyerek bileklerimi kavradı., o da yatağın üzerine çıktı. En sonunda yakalamıştı beni. Yine birbirimize çok yakındık. Benim kalbim hızlı hızlı çarparken kapı çalınca Karan aşağı açmaya gitti. Sonrasında aşağıda büyük bir kıyamet koptu. Camdan baktığımda Onat ve Karan birbirine, tekme yumruk girmişlerdi. Onat burayı, nasıl bulmuştu. Ah, tabi ya Babaların Babası. Ben aşağı inip onları ayırmak isterken Onat belindeki silaha yöneldi. Hayır, olamazdı. Onat silahı, Karan'a doğru yöneltince o an hiçbir şey düşünmeden hızla Karan'a koştum. Onunla beraber yere düşmüştük ve ben sırtımdan vurulmuştum.

"Hayır olamaz, küçüğüm, ne yaptın sen hayır."
"Seni affediyorum Karan." diye tekrarladım. Beni duymamıştı sanırım. Karşı konulmaz bir öksürme ihtiyacı hissettim. Baksana Onat bile, Babaların Babasıyla iş birliği yaparak bana ihanet etmiş seni affediyorum Karan, seni affediyorum..."
"Küçüğüm lütfen, veda ediyormuş gibi konuşma, kendini yorma iyileşiceksin."
"Belki de veda ediyorumdur Karan annemi, babamı çok özledim."
"Hayır küçüğüm, hayır izin vermeyeceğim. Beni bırakamazsın hayır." diyerek beni göğüsüne yaklaştırıp kucakladı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Tekrar başımı kaldırdı. O sırada burnumdan kan geldi. Kendimi kaybetmeden evvel her fırsatta onu affettiğimi söyledim.

10 Ağustos 2020 / 10 Eylül 2020 / 10 Ekim 2020
Karan'ın Ağzından
Tam üç aydır, Ecmel gözlerimin önünde makinelere bağlı halde yatıyordu. Her gün umut ediyordum fakat umutlarım doktorun ziyaretinde kırılıyordu. Tam üç aydır onun sesine, kokusuna, yeşil gözlerine hasret ve muhtaçtım...

Yoğun bakımın küçüğüm, lütfen uyan... Üç aydır ne haldeydim bilmiyorsun, uyan." diye fısıldadım.

"Kardeşim gel kafeteryaya inelim seninle. Üç aydır neredeyse tüm gündür hastanede geçiyor, herkes elinden geleni yapıyor." diye Ecmel'i gösterdi Mert.

"O zaman neden hala uyanmadı neden?"
"Biliyorum kardeşim, ne senin ne Ecmel'in yaşadığı şeyler kolay değil ama geçecek hepsi."
Benden bağımsız hareket eden olarak hareket eden vücudumda takat kalmamıştı. Mert, kendine çay bana da bir acı kahve aldı.
"Neden hala uyanmadı Mert sorun, ne? Çıldırmak üzereyim; o iyi olacak değil mi, kardeşim? Olmalı, olmalı." Mert sessizce, bekliyor doğru kelimeleri seçmeye çalışıyor gibiydi.
"Kardeşim biliyorsun hastaneye geldiğinde çok kan kaybetmişti ve kurşunun biri sırt kısmına diğeri kalbine çok yakın bir yere isabet etmiş. Birkaç sefer kalbinin durduğunu da biliyorsun."
"Bana bilmediğim bir şey söyle Mert." diye bağırınca kafeteryada oturanlar bizim masaya kısa süre odaklanıp kendi işlerine döndüler.
"Ecmel, çok güçlü bir kız Karan, bunu sen de biliyorsun. Kolayca pes etmek yerine aylardır savaşıyor.
"Biliyorum o çok güçlü bir kız. Benim gibi birini bile yumuşatıp benim bile unuttuğum eski Karan'ı geri getirdi. Onu kaybetmekten çok korkuyorum. Yardım et, bana yardım et..."

NOBRAN MAFYA {2.BASKI} &TAM HALİ& Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin