DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA"

By BURCUQUEEN

6.1M 316K 145K

Yıldız Koleji, sınav senelerinden önce on birinci sınıf öğrencilerini rahatlatmak amacıyla yaz kampına götürü... More

1-DİKDÖRTGEN MASA ŞÖVALYELERİ
2- RÜYA
3-ASLI İLE ARAS
4- KOŞU YARIŞI
5-KUTLAMA
6-KAVGA
7-KEDİ KIZLAR
8- ROMEO BOZUNTUSU
9-ORMAN
10-BASKETBOL MAÇI
11-HAYALET
12-UFAKLIK
13-OYUN
14-İDDİA
15-VOLEYBOL MAÇI
16-OJE
17-İTİRAF
18-HASTANE
19-HEYECAN
20-YEMEK
21-AÇIKLAMA
22-KARAR
23-UYGULAMA
24-İNTİKAM
25-KONUŞMA
26-DENİZ
27-DÖVÜŞ
29-YARDIM
30-ALAY
31-KAMP ATEŞİ
32-HASTALIK
33-İFŞALAR
34-DEĞİŞİM
35-PİŞMAN
36-YUMRUK
37-BARIŞMA
38-MAÇ
39-SİGARA
40-ASLINUR
41-MÜDÜRLER
42-YÜZME
43-AİLE YEMEĞİ
44-MÜZİK YARIŞMASI
45-KISKANÇLIK
46-DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ
47-DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ-2
48-İLK
49-MUTLU
50-TARTIŞMA
51-CEZA
52-STÜDYO
BÖLÜM DEĞİL
53-GİZEMLİ ŞAHIS
54-ARAŞTIRMA
55-KORKU
BÖLÜM DEĞİL, AÇIKLAMA
56-GİZLİ ŞEYLER
57-DÜŞÜNCE
58-KÜSLÜK
59-KÜSLÜK-2
YAZA KADAR ASKIDA
HIZLI BİR ÖZET
60-KAZA
61-SAĞLIK
YKS'YE 53 GÜN VAR
62-İKNA
63-TABURCU
64-KEBAP ORDUSU
65-SON
BEŞ YILLIK SERÜVEN
KİTABIMLA GURUR DUYUYORUM
ÖZEL BÖLÜM-1
KARAKTERLER HAKKINDA İTİRAFLAR

28-PLAN

90.2K 5.1K 3.3K
By BURCUQUEEN

Merhaba, bu bölümü kısa sürede fazlasıyla kaynaşan eğlenceli WhatsApp grubumuz, D.O.Y.K 'a ithaf ediyorum. 

Yeni bölüm iki gün sonra falan gelir.

İyi okumalar!


Başımın ağrısına dayanamayınca en sonunda bir ağrı kesici içmeye ikna oldum ve Ezgi'nin uzattığı suyla ilacı aldım. İçtikten sonra Aslı konuştu.

" O orospu çocuğunu öldüreceğim, Araslara söylemeliyiz. "

Başımı şiddetle iki yana salladım. Az kalsın ilaç boğazımda kalıyordu. Yuttuktan sonra konuştum.

" Hayır hayır, onlara söylersek cidden öldürürler. "

" Denizle senin arandaki soğuk duvarları garipsemeyecekler mi? " dedi Ezgi.

Omuz silktim. Denizle konuşmamam onların da işine gelirdi.

" Bence Deniz'in itirafını söyleyelim ama şu öpme konusunu açmayalım. " dedi Zeynep.

Biraz düşündükten sonra hepimiz mantıklı bulduk ve onayladık. Yine de kızlar hala sinirden köpürüyordu.

" Neden bizi aramak yerine Barış'ı aradın? " dedi Aslı.

Yüzündeki sinir yerini meraka bırakmıştı. Biraz da muziplik vardı sesinde.

Utançla bakışlarımı kaçırdım.

" Bilmiyorum, " diye mırıldandım.

" Ama anlattığına göre sana iyi gelmiş, " dedi Ezgi.

" Zaten seni kulübeye getirdiğinde sana olan bakışlarını gördük, bizi hiç umursamazken sana nadide bir çiçekmişsin gibi özen gösteriyordu. " dedi Zeynep vurgu ve tonlama yaparken ellerini havaya kaldırıp garip hareketler sergileyerek.

Gözlerimi devirip, ' Yine başlamayın. ' bakışımdan attım.

" Hadi kahvaltıya geç kalmayalım. " dedim ayaklanarak. " Bizimkiler de gelir zaten birazdan. "

Hepimiz kalkarken duraksadım. Barış'a mesaj atsa mıydım?

Kızlar bana ne olduğunu sorarcasına bakınca ağzımdaki baklayı çıkardım. Mecazi anlamda tabii ki.

" Barış'a teşekkür mesajı atmalı mıyım? "

" Kesinlikle atmalısın. " dedi Aslı.

Kızlar da onu onaylayınca telefonumu çıkardım ve yürürken mesaj yazdım.

' Dün için teşekkür ederim. '

WhatsApp'tan attığım mesaj iki tik olurken henüz görmediği için telefonumu cebime koydum. Karşıdan gelen bizimkileri görünce stresle alt dudağımı ısırdım, anlatacaktık ve umarım büyük tepki vermezlerdi.

----------

" Ne yani sana teklif mi etti? " dedi Hasan.

Keremle Kaan bir küfür savururken Aras çoktan ayaklanmıştı. Aslı onu zorla durdurmaya çalışırken konuştum.

" Ben onu reddettim ve olay bitti. Ben hallettim zaten kaba kuvvete gerek yok. "

Biraz ısrar ve çaba gerekse de müthiş ikna yeteneğimiz ile erkekleri bir şey yapmamak konusunda ikna ettik.

" Kahvaltıya gitsek artık? " dedim. " Acıktım ve sıcakladım. Klimalı bir ortama girmeye ihtiyacım var. "

Hepsi onaylayınca oturduğumuz parktaki kamelyadan kalktık ve yemekhaneye ilerledik.

Yemekhaneye girdiğimde gözüme çarpan ilk şey dudağı yara olan ve kenarı çok hafif moraran Barış oldu. Ona şaşkınca bakıp telefonumu çıkardım. Mesaj atıp ne olduğunu sormayı planlıyordum fakat attığım teşekkür mesajına görüldü yaptığını görünce bu fikrimden vazgeçtim.

Gebersin pislik.

' Tatlı bir pislik, ' diye düzeltti mantığım. ' Tatlı ve yakışıklı bir pislik. '

Kendi kendime göz devirirken yemeklerimizi alıp masamıza oturduk. Tam kahvaltımıza başladığımız sırada yemekhaneden içeri giren kişiyle sadece biz değil, başka kişilerde kapıya dönüp baktı.

Bizimkiler keyiflenirken dayak yemiş, her yeri mor olan Deniz hakkında ne düşüneceğimi bilemedim. Gerçekten berbat görünüyordu. Tamam Barış'ın yüzünde o kadar morluk yok ama olsa bile Deniz de durduğundan çok daha iyi dururdu.

' Ne diyorum ben? ' diye kendi kendime kızdığım sırada Deniz'in öldürücü bakışlarının odağını takip ettim.

Barış mı?

Aklıma gelen ve muhtemelen gerçek olan ihtimal kafama bir tuğla gibi düştü.

Anında Barış'ı inceledim, çok da hasar almamış olan dudağıyla sırıtarak Deniz'e bakıyordu. Bu sırıtma şey der gibiydi : ' Bayağı da iyi dövmüşüm. '

Gözlerim büyürken Deniz'e baktım. Barışla bakışmaya devam ediyordu.

Olayın Barışla alakası olduğunu sadece ben değil, Deniz'e bakan insanların hepsi fark etmişti. Yani yemekhanenin çeyreği falan. Fakat kavgalarının nedenini bilmiyorlardı.

Belki de bende bilmiyordum.

Hemen üzerime alındığım için kendime kızdım. Belki aralarında başka bir mesele olabilirdi. Zaten birbirlerini çok seven insanlar değillerdi.

" Bizim bir şey yapmamıza gerek kalmadı, ikisi de birbirini dövmüş zaten. " deyip gülerek arkasına yaslandı Kaan.

" Barış Deniz'i dövmüş kardeşim. Şu tiplere baksana, " dedi Kerem.

" O da sorun mu lan biz döveriz Barış'ı da. " dedi Aras.

Gülmemi engelleyemeyerek kıkırdadım. Aralarında yaptıkları konuşmalar komikti.

Tekrar Barış'a baktığımda bana bakıyordu. Yüz ifadesi sabitti. Bir an bizimkilerin konuşmalarını mı duydu acaba diye şüphe etsem de aradaki mesafeyi ve seslerinin yüksekliklerini hesaba katarsak bu imkansızdı.

Yanında oturan Hakan Barış'a bir şeyler söyleyince ona ters ters bakıp yemeğini yemeye devam etti.

İçimi bir merak duygusu vardı.

Barış Deniz'i neden dövmüştü? Hakan Barış'a ne demişti? Barış'ın bana attığı bakış da neydi?

Kafiye yeteneğime hala sahip olduğum için kendimi içten içe tebrik ettim ve bizimkilerin saçma konuşmalarını dinleyerek, Kaan'ın ağzıma tıktığı yemekleri yedim. Aklıma gelen şeyle konuşmanın ortasına daldım.

" Etütten sonra Dikdörtgen Masa Toplantısı var , ve benim güzel planlarım var. " dedim şiir okur gibi.

Zeynep saygıyla kafiyemi alkışlarken Ezgi bana gururla bakıyordu. Aslı ise ' bşks ' havalarındaydı.

" Etüte geleceğimizi kim söylemiş? " dedi Aras dalga geçer gibi.

Aslı da tehdit eder gibi konuştu.

" Ben? "

Aras yutkunup önündeki sudan bir yudum alırken Kaan güldü.

" Bu tehtidin üzerine de ancak bir bardak soğuk su içilirdi zaten kardeşim. "

Arasla Kaan atışmaya başlarken telefonum mesaj geldiğini belli edercesine titredi. Mesaj atanın Barış olduğunu umarak telefonu çıkardım. Fakat ne yazık ki Barış değildi.

Aslı Kedi Kızlar grubumuza mesaj atmıştı.

' Barış gözüme girmeye başladı, aferim ona. '

Saniyeler içinde Ezgi bir şeyler yazdı.

' Senin için Deniz'i dövmüş olması çok romantik '

Mesajının yanına koyduğu gözü kalpli emojiler gözlerimi devirmemi sağladı ve çok geçmeden yanıt yazdım.

' Hemen şey yapmayın benim için dövmemiştir eminim. '

' Kim için dövmüştür Melis lütfen bi tahmin eder misin? ' yazdı Zeynep.

' Kendi için? ' yazdım. ' Denizle birbirlerinden haz etmiyorlar zaten. Karşılaşıp atışmış ve sonra da kavga etmiş olabilirler. '

' Ya he he ' yazdı Aslı.

Bu beni güldürürken Ezgi random attı ve Zeynep ise,

' Bu kız ne zaman gözlerini açacak acaba. ' yazdı.

" Artık bizim duyamayacağımız özel dedikodular yapıyorlar." dedi Kaan bize bakarak.

" O yüzden WhatsApp'tan yazışıyorlar. " dedi Hasan.

Onlara ters ters baktım.

" Yine WhatsApp'ımı hacklemeyi düşünmüyorsunuz umarım? " dedi Ezgi.

Birkaç ay önce Ezgi'nin WhatsApp'ını hackleyen erkekler güldü. Aslında yaptıkları tam olarak hacklemek değildi. Daha kolay bir işti ama sonuç olarak mesajlarımızı okuyabilmişlerdi. Neyse ki önemli kısımları okumadan önce fark etmiş ve onları durdurmuştuk.

" Onu yapmaya cesaret edemezler, " deyip keyifle arkama yaslandım. 

Kızlarda gülerken onlara verdiğimiz ceza aklıma geldi. Bir hafta boyunca her istediğimizi yapmışlardı..

WhatsApp grubundaki konuşmadan kaçmış olmanın verdiği rahatlamayla, Barış'a bakmamaya dikkat ederek kahvaltıma devam ettim.

----------

Neredeyse tüm kamp etütteyken ben Hayalet'e mamasını vermeyi unuttuğum için etütten çıkmış kulübeme ilerliyordum. Çok uzakta, denizin oralarda üç beş insan olduğunu görsemde çoğunluk etütteydi.

Ben bunları düşünerek köşeyi dönerken çarptığım sert bedenin ardından gelen tanıdık ve güzel koku henüz çarpışma tamamlanmadan bedenin sahibinin kim olduğunu anlamamı sağladı.

Refleks olarak,

" Barış, " dedim.

Birbirimizden uzaklaştıktan sonra alayla konuştu.

" Çarpışır çarpışmaz benim ismimi söyleyecek kadar benimsemişsin beni. "

Yakından daha kötü görünen dudağından bakışlarımı çekip gözlerine çıkardım.

' En çok seninle çarpıştığım için, ve senin kokunu öğrendim artık.' demek istesem de demedim.

 "Çarpışmadan önce gördüm, zeki. "

" Her neyse, " dedi.

Hala dalga geçer gibiydi. Sürekli atıştığımız o döneme geri mi dönecektik yani?

" Mesajımı takmadın ama yine de yüzüne söylemek istiyorum. " dedim. " Teşekkür ederim, dün için. "

' Önemli değil, ' der gibi bir baş hareketi yaptı. 

Beklemediğim bir anda sağ elini kaldırıp avcunu yanağıma yerleştirdi. Sıcak elini hissederken baş parmağını kızarıklığını Aslı'ya kapattırdığım göz altımda gezdirdi. Kampın ortasında bu hareketi yapması garibime gitse de etrafta kimse olmadığı için sorun etmedim. Sadece etütten dolayı değil, bu güneşte kimse dışarda bulunmak istemezdi ve bu yüzden etrafta insan yoktu.

Yine de dikatli bakılmadıkça görünmeyen bir yerde ve gölgede olduğumuz için şükrederken bir anda bende sağ elimi kaldırıp onun yanağına yerleştirdim. Tıraş ettiği sakalları çok hafif bir şekilde elime baskı yaparken baş parmağımı dudağının kenarındaki morlukta gezdirdim. Yara sanki bendeymiş gibi yüzümü buruşturdum.

O göz altıma dokunmaya devam ederken gözlerine baktım. O da benim gözlerime bakıyordu.

" Denizle neden kavga ettin? " diye sordum usulca.

Bakışları sertleşirken, 

" Biri o şerefsize haddini bildirmeliydi. " dedi.

Başımı onaylarcasına salladım. Deniz fazla ileriye gitmemiş olabilirdi fakat yaptığı şey kesinlikle affedilemezdi. Aklıma tecavüz olayları gelirken kaşlarımı çattım. Barış iyi yapmıştı.

Baş parmağımı dudağının kenarındaki morluktan yara olan dudağına indirip dokundum. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum.

Sadece... İçimden gelmişti işte. Benim için kavga etmiş ve benim için yumruk yemişti. Dudağının haline üzülsem de benim için bunu yapmış olması içimde tarif edilemez bir heyecana ve mutluluğa neden oluyordu.

Parmağımı dudağına bastırdım.

Gözlerini kapatırken dudaklarını aralayıp keskin bir nefes vardı.

" Acıttım mı? " dedim endişeyle parmağımı çekerek.

O da parmağını çekmişti fakat ellerimizi hala çekmemiştik.

Gözlerini açıp bana baktı.

" Biraz, " dedi dürüst olarak.

Elim yanağından yavaşça boynuna inerken bana bir adım yaklaştı. Başını benimle aynı hizaya getirebilmek için biraz eğdi.

Şu anda çok yakındık ve bu yakınlık başımı döndürüyordu. 

' Sakın bayılma Melis! ' diyerek içimden kendime bağırdım.

Deniz de neden böyle bir şey hissetmemiştim? 

İçime bir an Barış beni zorla öper korkusu yerleşse de Barış'ın asla böyle bir şey yapmayacağı aklıma geldi ve rahatladım. Tek yapmam gereken bir adım geri çekilmekti. Ama bacaklarımda o gücü bulamıyordum.

" Öpersen geçer, " diye fısıldadı.

Nefesimi tutmuştum. Bacaklarıma zorla güç yükleyip bir adım geri attım. Elimi ondan çektim ve bir adım daha gidip onun da elini çekmesini sağladım. Boynuna koyduğum elimi koyacak yer bulamayınca saçımın arkasına attım ve saçımı karıştırdım.

" Şey, Hayalet'e mama v-vermeyi unutmuşum. Aç kalmasın, " dedim ve onun sırıtan yüzüne daha fazla bakamayıp omzuna çarparak yanından geçip gittim.

Ah, aptal!

Melis sen tam bir aptalsın. 

Kendime içimden sövmeye devam ederek az önceki yakınlığını düşünmemeye çalıştım.

İki arkadaş olmayan ama birbirlerine sırlarını veren insan bu kadar yakın olur muydu?

Olmazdı.

Peki biz neydik?

Müslümandık. Yani Barış'ı bilmiyorum ama ben öyleydim.

Ne saçmalıyordum ben? 

Hiçbir şey düşünmemeye çalışsam da çok şey düşünerek ve çoğunlukla kendime söverek kulübeme gittim.

----------

" Kaya Koleji'ne ne yapacağımızı biliyorum! " diye cıvıldadım.

Benim ' cıvıldamam ' erkeklere ' cırlama ' olarak gelmiş olmalı ki yüzlerini buruşturdular. Onları umursamadan devam ettim. Fakat ses tonumu daha düzgün bir seviyeye indirmiştim.

" Madem onlar bize fotoğraflarla girişti, biz de onlara o şekilde girişiriz. " dedim.

" Yalnız onlar sadece sana fotoğrafla girişti, bize ses bombasıyla giriştiler. " dedi Hasan.

Omuz silktim.

" Olsun yine de fotoğrafla girişmek iyi bir fikir. "

" Fotoğrafın neresiyle girişeceğiz? " dedi  Kaan.

" Yumrukla girişsek olmaz mı? " dedi yumruk yaptığı sağ elini sol avcuna sertçe vuran Kerem.

Zeynep gülerek onun kafasına vurdu.

" Onların ifşalarını çekeceğiz. " dedim. "Kolay olmayacak ama eğlenceli olacağını umuyorum. Ayrıca Kaya Koleji'nden bir iki tanıdığımla da bu konuda anlaşma yapabilirim. " dedim.

" Tanıdığın? " dedi Aras.

" Elçin diye bir kız. Gülsularla arası iyi, " dedim. " Ayrıca Kerem de birkaç kız tavlayarak bir şeyler bulabilir. "

Elçin bu işe bulaşır mıydı bilmiyordum fakat bulaşsa iyi olurdu.

" Nasıl ifşalar olacak? " diye sordu Aslı.

Derin bir nefes alıp kafamda uzun uzun düşündüğüm planı anlatmaya başladım.

" İnsanların dış görünüşleriyle dalga geçmeyi sevmem fakat onlar yaptıysa bizde yaparız. " dedim. " Bu broşürleri hazırlamada, ses bombalarını patlatmada görev alan kişileri buluyoruz. Bulma konusunda Zeynep ve ben görev alıyoruz. "

Başlarıyla onayladıklarında devam ettim.

" Sonraysa o kişilerin yemek yerken, konuşurken gülerken fark etmez ifşalarını çekiyoruz. Aralarından en komik ve kötü çıktıkları sahneleri alıp ufak bir albüm hazırlıyoruz. Burada fotoğrafları çekme işi Hasan, Ezgi, Aras, Kerem hariç hepimize düşerken Arasla Kerem albümü şehre gidip hazırlatma uzmanımız. Hasanla Ezgi ise, " deyip düşündüm. 

Fotoğrafları belli etmeden çekemeyecek kadar iyi oldukları için onlara başka görev vermeliydim.

" Bizde fotoğrafların arasından komik olanları seçeriz. " dedi Ezgi.

Biraz tereddüt etsemde kabul ettim.

" Tamam. "

Son halini ben görecektim nasıl olsa, ayrıca onların seçimlerine güvenebilirdim.

" Kaan, " dedim. " Fotoğraf çekme konusunda özellikle sana güveniyorum. " 

Başını sallayıp sırıtarak beni onayladı. Kaan'ın fotoğraf çekmeye ilgisi vardı. İfşa fotoğraf çekmeye ise ayrı bir ilgisi vardı.

" Herkes görevini anladıysa toplantıyı bitirebiliriz. " dedi Aslı.

" Aynen. " deyip ayaklandım.

Hepsi konuyu beğenmiş gibi duruyordu. 

Eğlenceli bir iş olacaktı.

Continue Reading

You'll Also Like

1M 56.9K 39
(TAMAMLANDI) Gece yarısı ünlü bir oyuncuya şarkı sözü yazarsanız ne olabilir ki? Ünlü oyuncu ve avukatın hikayesi... @bendenizeliff: Orda her kiminl...
173K 8.1K 30
0553******* kişisi sizi "DOLABIMDA Kİ PREZERVATİFİ HANGİNİZ ÇALDI LAN!"adlı gruba ekledi. 0537******* kişisi grubun adını "ÜZERİNDE DENEMEK İÇİN BAB...
Damer By Helin Barcin

General Fiction

75.7K 2.9K 71
Damla ve Eren'in aşk hikayesi.. Damla, küçüklüğünden beri baba sevgisi olmadan ve babası olmadan büyürken, Eren babası yanında olsa da sevgisiz büyüm...
50.6K 3.5K 10
。⁠◕Bu his çok tuhaftı onlar benim gerçek ailemdi ama bir o kadarda uzaklardı...◕⁠。