Kaçak Prenses -Ateş-

由 Azizegkc

11M 694K 155K

Tanıtım bölümüne göz atınız... 更多

~Tanıtım~
~1~
~2~
~3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~
~33~
~34~
~35~
~36~
Karakter kimlik bilgileri
~37~
~38~
~39~
~40~
~41~
~42~
~43~
~44~
~45~
~46~
~47~
~48~
~49~
~50~
~51~
~52~
~53~
~54~
~55~
~56~
~57~
~58~
~59~
~60~
~61~
~62~
FİNAL

~11~

174K 12.2K 2.4K
由 Azizegkc

Amari deniz kızının yardımıyla nehir kenarına geri döndü. Deniz kızı gideceğin de onu ellerinden tuttu ve suyun yüzeyine çıkmasını sağladı.

"Teşekkür ederim beni babama götürüp getirdiğin için."

Deniz kızı gülümseyerek karşısındaki yarı tanrıya baktı.

"Bu benim görevim majesteleri. Sizin ve ailenizin hizmetindeyim." diyerek önünde eğilerek saygılarını sundu.

Amari sudan çıktığında deniz kızına elini sallayarak veda etti. Denizkızı da
Ansari'nin ardından elini salladı ve suyun içine girip derinliklerde kayboldu.

Hava kararmış ve gök yüzünde ay ve yıldızlar yerini almıştı.

Hala inanamıyordu Amari. Poseidon babası, Adonis ise abisiydi.

Adonis ile aralarındaki gerilim son bulmuştu ama Amari Adonis'e nasıl yaklaşması gerektiğini bilmiyordu. Şu an için kardeş olduklarını söyleyemezdi ama elbet bir gün ortaya çıkacaktı. Adonis'e nasıl davranmalıydı?

Abi mi diyecekti yoksa Adonis mi?

Bunları düşünmeyi dört gün sonra ki doğum gününe bıraktı. Gerçekler gün ortaya çıkmayacak mıydı zaten.

Amari kulübesine vardığında görünürde kimse yoktu. Normalde zırhlı gençler koşu yapar ya da gülüşmeler eşliğinde kızlı erkekli gruplar geçerdi bu saatlerde ama yaşam durmuşçasına hiç ses yoktu.

Vahşi batı misali yanımdan yuvarlanarak geçecek kuru ot birikintisini bekledi.

Sessizlik kulaklarını sağır etmiş gibiydi. Çevresini inceleyecekken yine sert bir gövdeye çarptı.

Yaşadığı dejavu hissini boş vererek.

"Sanırım hayatımız boyunca böyle çarpışacağız Adonis." dedi. Sesi abisi olduğunu bilmesinin etkisiyle yakın ve sevecen çıkmıştı.

Adonis öylece duygusuz bir ifadeyle bakıyordu suratına ki Amari bunu anlamlandıramadı.

Daha sonra burnuna gelen değişik kokunun etkisiyle bilincini kaybetti. Adonis Amari'yi kucağına aldı ve İlyada ile ormandaki mağaraya doğru yürümeye başladı.

Adonis Amari' nin suratında gördüğü sevgi ve sıcaklığı aklından çıkaramıyordu. Kendisini garip hissetmesine sebep olmuştu.

İlyada bayıltıcı karışımı kullanmasa belki de oradan uzaklaşır ve Amari'yi rahat bırakabilirdi, Adonis.

Bir süre yürümenin ardından ormanın derinliklerinde olan mağaraya geldiler. İlyada Adonis' in kucağındaki Amari' ye yaklaştı ve boynundaki kolyeyi çekip aldı.

Bu davranışı Adonis' in sinirlenmesine sebep olmuştu.

"Amari' ye karşı biraz daha nazik ol. Onun canını yakmaya gelmedik buraya, İlyada." sesi soğuk ve mesafeli çıkmıştı.

"Nedir siz erkeklerin bu kızda bulduğu? Ona katlanamıyorum. Foyasını ortaya çıkardığımızda ki surat ifadesini merak ediyorum Adonis."

"Hiçbir şey kesin değil, İlyada. Yanılıyor olabiliriz. Garip bir sandık için neler yapıyoruz. İşin sonunda cezalandırılırsak hiç şaşmam."

"Ben Zeus'un, sende Poseidon' un çocuğusun. Bize kimsenin gücü yetmez. Bunu biliyorsun."

"Tamam daha fazla oyalanmayalım. Lutos heykelleri ona zarar vermez buna eminsin değil mi?"

"Onlar sadece benim emrettiklerimi yaparlar. En azından onları aldığım Smyrna cadısı öyle söyledi."

"Bu heykellerin insanın en derin korkularıyla beslendiğini duymuştum. Onu delirtmeyi istemeyiz değildi?"

"Dayanıksızsa bu bir ihtimal. Ama sanmıyorum." diye yanıtladı İlyada.

Adonis, Amari'yi mağaranın içerisinde bekleyen Lutos heykellerinin yanına bıraktı. Lutos heykelleri Amari'yi bağlarken İlyada elinde bir bıçakla geldi.

"O bıçak da ne için?"

"Alex kutuyu kendi kanı ile açmayı başaramamış. O yüzden Amari' nin kanını ihtiyacımız var."

"Tamam ama büyük bir yara açma"

"Tamam bana güven ufak bir kesik o kadar."

İlyada Amari' nin yanına gitti ve her ne kadar ufak dese de hatırı sayılır bir kesik açarak kanı aldı.

Adonis bu görüntüye bakmamayı tercih ederek Lutos heykellerini inceledi. On adet Lutos heykeli vardı.

Lutos heykelleri cadılar tarafından kara büyü ile canlandırılan heykellerdir. Minyatür boyda olan heykeller büyülü sözler söylendiğinde insan boyuna erişir ve sahibinin emirlerini yerine getirirdi.

Lutos heykelleri yüzü olmayan zırhlı askerlere benzerler. Güçlüdürler ve korkunç yüzlerinin etkisiyle kişilerin korkulu rüyalarını halüsinasyonlar halinde yaşamalarını sağlarlar. Korku ve acıları emerek güçlenme özellikleri vardır.

Adonis ve İlyada mağaradan Amari' nin kanı ve kolyesiyle çıktıklarında izlendiklerinin farkında bile değillerdi. Onları Amari geldiğinden beri gözlemleyen biri vardı. Amari' nin yaydığı gücü hissetmiş ayrıca Alex'i, Amari' nin odasını gizlice gözetlediğini gören biri.

Kratos Hades'in dünya üzerinde sahip olduğu tek yarı tanrı evladıydı. Tüm tanrılar bu olaya şaşırsalar da seslerini çıkarmamışlardı.

Hades bir insandan çocuk sahibi olmuştu. Bu kimsenin aklına gelemezdi.

Babası gibi siyah saç ve gözlere sahipti. Yakışıklıydı. Bakılası vücut hatlarına sahipti. Pek çok Afrodit kızı onun etrafında dönüyordu fakat o kimseye yüz vermiyordu. Soğuk bir yapısı vardı. Güçlerini kimseye göstermez. Ayrıca yemeklerini yalnız başına odasında yerdi. Diğer kuzenleriyle arasında düşmanlık yoktu ama onlarla yakınlık kurmak gibi bir derdi de yoktu.

Kratos ateş elementini kullanabildiği gibi sadece birinci nesil tanrıların sahip olduğu zihin okuma gücüne de sahipti. Babası ile tahmin edileceği gibi mesafeli değil oldukça yakınlardı. Henüz yirmi üç yaşındaydı.

On sekiz yaşına kadar annesiyle yaşamış. Daha sonra ise akademide eğitime alınmıştı. Babası olan Hades ile istediği vakit ateşi kullanarak görüşebiliyordu ve bu diğer tanrı ve yarı tanrılar tarafından bilinmiyordu.

Kratos, Alex'i yeni tanrıyı gözetlerken görmüştü ama Alex' in sapık düşüncelerle yaptığı bir eylem olarak yorumlamıştı. Karşılaştıklarında ise Alex' in aklından geçenleri görmüş ve Amari' ye ilgi duymaya başlamıştı. Kratos da Amari'yi merak etmişti.

Amari'yi uzaktan gözlemlediğinde Troy' un da Amari'yi merak ettiğini ayrıca hoşlandığını fark etmişti. Amari daha da ilgisini çekmeyi başarmıştı.

Bugün erken saatlerde Kratos'un odasındaki her zaman yanan meşalede Hades belirdiğinde Kratos önemli bir şeyler olduğunu anladı. Hades Amari' nin farklı bir boyuttan olduğunu hatta bir elf olduğundan bahsetmişti. Babasının Poseidon olduğundan. Bunları anlatırken Hades'in heyecanından çok etkilenmişti. Hades eğleniyor gibiydi. Kardeşleri olan Zeus ve Poseidon bu sayede birbirlerine düşman edebilirdi.

Hades Kratos'a Amari ile yakın olmasını tembihlemişti ama Hades istemese bile Kratos bunu planlıyordu.

Sabah kahvaltısını bir değişiklik yaparak yemek salonunda yiyen Kratos, Afrodit kızlarının sırnaşmalarından fırsat buldukça Amari' nin de bulunduğu Adonis' in masasına odaklanıyordu.

Amari Troy ile ayaklandığın da Kratos da hiç dokunmadığı kahvaltılıkları masada bırakarak peşlerine düşmüştü.

Kratos ikilinin kütüphaneye gelmesini beklemiyordu. Burası her ne kadar tanrı çocuklarıyla dolu olsa da kimse kütüphaneye gelmezdi. Kütüphane çalışanı bile yoktu.

Troy Kratos'u şaşırtmayarak beş dakika sonra kütüphaneden ayrıldığında, Kratos kütüphaneye girdi ve ses çıkartmamaya özen göstererek Amari' nin kitap okuyuşunu izledi. Zihnine girmeye aklından geçenleri okumaya çalışıyordu ama sürekli bir duvara çarpıyor gibi hissediyordu.

Amari' nin ne kadar güçlü olduğunu babasından duymuştu ama kendisi gördükçe daha fazla etkileniyordu. Hem bu kadar güzel hem de güçlü olmak adaletsizlik değil miydi?

Kratos aklına girmeyi başaramayınca Amari' nin surat ifadelerine odaklandı. Bazen yüzü buruşurken bazense ağzı şaşırdığını belli edercesine açılıyordu. Bazı yerlerde bir çocuk gibi merakla resimlerde gözünü gezdiriyor çıplak motiflere denk gelince yanakları kızarıyordu. Aklından geçenleri okuyamıyorsa da davranışlarından anlamak zor değildi.

Kratos, Amari' nin bir fikir bulmuşçasına parlayan gözlerine baktı. Mavi göz rengi Olympos'u tanrıların çocuğuysanız çok sıradan bir renk oluyordu. Kesinlikle kendisi siyah göz rengine sahip diye kıskançlık yapmıyordu Kratos.

Kratos kendisini beğenmese başkaları beğenirdi. Fakat Amari' nin gözlerinin mavisi nasıl bir maviyse Kratos'u içine çekiyordu. Onun akışına kapıldığını fark edince başını sağa sola salladı Kratos. Bu kız neydi böyle?

Amari gözlerini kapatıp elini kitabın üzerine koyduğunda merakla onu izliyordu, Kratos.

Kitap sayfaları hızlı bir şekilde geçiyor ayrıca Amari' nin kolyesi çevreye ışık yayıyordu. Az önce büyü yapmıştı. Yanlış görmediğine emindi Kratos.

Bilgilerin aklına girmesi için böyle bir büyü yaptığını tahmin etmişti. Daha sonrasında kızın burnundan kan gelmesi de bunu destekler nitelikteydi.

Amari ile tanışmak ve yakınlık kurmak adına yanına gitti. Amari başını geriye atarak burnunun kanamasını durdurmaya çalışıyordu. Ama farkında mıydı o güzel boynunun kalbe zarar olduğunun. Kratos Amari' nin güzelliğine kendini kaptırdığını fark edip cebinden mendilini çıkardı ve Amari' nin burnunun kanamasını durdurdu.

Kratos sözleriyle açıkça ne yaptığını gördüğünü belirtmişti. Ama Amari onu umursamamış ve başından savmaya çalışmıştı. Korkusuzlukta eklenince Kratos bu kızdan etkilendiğini tamamen kabul etti. Yanından ayrılmadan önce Adonis ve diğerlerine güvenmemesi gerektiğini açıkta söylemişti. Başka bir şey demeden yanından ayrılınca Amari' nin zihninde yer edinen bir soru işareti olarak kalmayı başarmıştı.

Kratos şimdi ormanda mağaranın çevresindeki ağaçlardan birinin tepesindeydi. Mağaraya girerek Amari' nin kahramanı olmalı mıydı?

₪₪₪₪₪₪

+KukF��郕�

繼續閱讀

You'll Also Like

5.1K 236 16
"Dışarıda bekle, içeride bekle, öldükten sonra bekle, gelecekteki hayatında bekle. İstersen sonsuza kadar bekle ama ben sana gelmeyeceğim." dedim...
23.6M 1.4M 78
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bi...
1.3M 26.1K 15
2. KİTABIN YAZIMINA ŞİMDİLİK ARA VERDİM. TEKRAR BAŞLADIĞIMDA DUYURU YAPARIM. Bir gece vakti küçük bir bebek ormana bırakıldı. Ölsün diye götürüldüğü...
30.9K 3.4K 12
Jeon Jungkook model Park Jimin'in fotoğrafçısı. Jungkook ıslak rüyalarını süsleyen Jimin'in arsızlıklarına karşı direnebilecek mi? "Jimin sen baştan...