Kolejdeki Feraceli (TAMAMLAND...

By irmmklc

802K 60.2K 15.3K

Sağ gözünden yanağına doğru süzülen bir damla yaşı boynunda hissetti ve silmeye bile tenezzül etmeden gözyaşı... More

~~Yeni Bir Mucize~~
~~Tarih Sınavı~~
~~Ağlama Lütfen~~
~~Siyah Gökyüzüm~~
~~Sümsük Annesinin Sümsük Oğlu~~
~~Ben de Seni Seviyorum~~
~~Gözlerim Hep Seni Aradı~~
~~Ne Yapıyorsun Sen~~
~~Azılı Düşman~~
~~Kalbim Kanıyor~~
~~Simsiyahın İçinde Küçük Bir Beyazlık~~
~~Can Dostum~~
~~Cenaze Günü~~
~~Annesinin Değerlisi~~
~~Büyük Yaralar~~
~~İtiraflar~~
~~Bana Bir Masal Anlat Baba~~
~~Rolleri Değişme Vakti~~
TANITIM VİDEOSU
~~Üzülme Şampiyon~~
~~Allah Benimle Beraber~~
~~Alıntı~~
~~Ortak~~
~~Bir Hoşçakala Sığdırdın Beni~~
~~Eziyetlerin Kraliçesi~~
~~Sınav Günü~~
~~Olmasın Hiç O Ta İçten Gülen Gözlerde Yaş~~
~~Kalbine Gömdüğün~~
~~Buyur Damat~~
~~Mucizenle Yenilendim Ellerinle~~
~~Mavi Defter~~
~~Katilin Oğlu~~
~~Daha Beter Acılar~~
~~Kolejdeki Feraceli~~
♥100.000♥
~~Serseri~~
~~Hayat Üzülmek İçin Çok Kısa~~
~~Sana Doymamak~~
BENİM KARAKTERİM
~~Vedalar Acıtır~~
TIRNAKLARIMIZ SÖKÜLÜYOR
~~Bir Parça İkiz~~
ÖZÜR DİLEMİYORUZ!
~~Kolejdeki Feraceli-Siyah Başlıklı Rapunzel~~
~~Yobaz Çocuk~~
~~Sıraç'ın Kalbi~~
~~Kardeşim Benim~~
~~Eksik Kalan Yanım~~
~~Sert Deniz Rüzgarı~~
~~Çalışkan Müezzin~~
~~Maziyi Özlemek~~
~~Kopmaz Bağlar~~
NASIL BİR GENÇLİK?
EN KARANLIK GECE(15 TEMMUZ)
~~En Acılı Anlar~~
~~Sensiz ve Sessiz~~
~~Canımdan Öte~~
~~Ters Köşe~~
~~İkizinim~~
~~06 MCZ 2009~~
~~Çılgın Subay~~
~~Karanfil Kokulum~~
~~Hayat Arkadaşı~~
~~Yine Yeniden~~
~~El Ele~~
~~Mucize TANAY~~
~~Ellerin Ellerimde~~
~~Baba~~(FİNAL)

~~Özür Dilerim Anne~~

33.9K 1.7K 724
By irmmklc

SIRAÇ TANAY'DAN

O gün, sadece Mucize'yi izlemekle geçmişti. Herhalde çok yorulmuştu. Hep gözleri kapalıydı. O kadar güzeldi ki. Gözleri, kaşları,sesi,ten rengi. Ellerini bile incelenmiştim. Elleri de çok güzeldi.

Bana bu kadar eğlence yeterdi sanırım. Çünkü şimdi babamın ofisine gidiyordum. Ve başıma geleceklerden habersizdim...
***
MUCİZE SOYLU'DAN

"Allah'ım, sen bana yardım et. Dayanma gücü ver!Rabbim hidayete erdikten sonra kalbimi saptırma. Ali imran /8"

Rabbim'e seccademin başında bu şekilde dua ediyordum. Gözbebeklerim ıslana ıslana. Ve gözlerim dola dola...

Ben,ne kadar büyük bir bataklığa sürüklenmiştim böyle. Benim ne işim vardı? Kolejlerde, lüks okullarda. Ben,Rabbim' i öğrenebileceğim bir okulda eğitimime devam etmeliydim.

Kur'an okumalı, meal ve hadis ezberlemeliydim. Zengin kişilere laf yetiştirmek değildi ki benim gayem. Tek amacım Rabbim'in rızasını kazanmaktı. Ondan başka hiçbir şey için yaşamıyordum ki ben...

Gözlerim yaşlı, seccademin başından kalktım. Özenle katladım seccademi. Ve odamın en nadide köşesine koydum. Sonra elime Kur'an aldım. Mülk Sure'sini açtım. Her gece yatsı namazından sonra bu sureyi okurdum. Şimdi huşu içinde nasıl okuyabilirdim ki?

Sadece huzurum gitmemişti. Konsantirasyonum, terbiyem,harika derslerim. Hepsi gitmişti elimden. Sadece yanıma kalan namazım ve feracem ile siyah başörtümdü. İyiki başımı açtırmamışlardı.

Ben bunada şükrediyordum. Mülk süresini okuduktan sonra gözyaşımla ıslanmış olan Kur'an sayfalarına baktım. Yine ve yine...Dolu gözlerle kapattım Kur'an' ı.

Sınıfta ne işlemiştik ,ne yapmıştık, hiçbiri aklımda değildi. Sadece mavi defterime ayet yazıp durmuştum.Galiba yarın tarih sınavı vardı. Ama ben bu kafayla hayatta ders çalışamazdım.

Mavi defterimin kapağını açtım. İçine birkaç tane ayet yazmıştım. Bugün sürekli olduğum ayet." Allah sabredenlerle beraberdir. "

Gerçekten hayatımın geri kalan kısmında beni büyük bir sabır bekliyordu. Bakalım bugünkü kız bana savurduğu tehtidlerin arkasında duracak mıydı?

Ondan korkan kimdi? Ben Rabbim'den başka kimsedene korkmazdım. Bakalım sadece tehtid ile kalacak mıydı? Yoksa benim için güzel planları mı vardı?

Eski imam hatip okulumda arkadaşlarım bana"AYAKLI MEAL "derlerdi. Bu okulda beni şimdiden böyle tanımalıydı.

Şimdi biraz tarih sınavına çalışmalıydım.

Eski okulumun defterini açtım. İçindeki konulara bir göz attım." Birinci Murat, eski türk veraset sistemini değiştirmiştir."

Ben bunların hepsini biliyordum zaten. Çalışmama gerek vardı yinede. Ama ben,bu kafayla çalıştığımdan hiçbir şey anlamazdım zaten. Şuan namaz kılmak istiyordum. Ben hep namaz kılmak istiyordum.

Rabbim, bu ne kadar güzel bir duyguydu. Keşke herkes bu duyguydu tadabilseydi. Keşke...

Babamın sesi tüm düşüncelerimi bir kenara rüzgar gibi savurdu."Canım, yemekte hiç konuşmadın,nasıl geçti okul? "

"Ağlamakla geçti baba.Sen bugün kaç adam kelepçeledin? "

"Kızım ne biçim konuşuyorsun."

"Bana, sen bana iyilik yaptığını zannediyorsun değil mi? Ama bana kötülüğün alasını yaptın baba!Beni yine bir imam hatip lisesine yazdırabilirdin. Ama sen koleje yazdırdın. Neymiş? Üniversite kazanacakmışım.İmam hatipeten de kazanabilirdim iyi bir üniversite. "

"Mucize,benimle düzgün konuş, edepsizleşme!"

"Emredersiniz komserim! "

"Sen yorgunsun galiba. Hadi uyu. Namaza kalamazsın sonra."

"O okulda bir aydan fazla okumayacağım, haberin olsun."

"Bu evde kararları ben veriyorum
Sen değil!İyi geceler."

Babam odamın kapısını sertçe kapattı. Bende en ufak bir ürkme bile olmamıştı.Bende gri pijamamı giyindim ve yatağımın içine girip sağ tarafıma, sünnet usulü yattım. Ayetel Kürsi, Nas ve Felak Sureleri'ni okudum.

"Özür dilerim anne. Yine ağlıyorum."

Annemin fotoğrafına bakıp, gözyaşlarımın akmasına izin verdim....

Sabah alarmın çalan melodisi ile gözlerimi hafifçe araladım. Etrafa mahmur bakışlar attıktan sonra sabah namazı vaktinin geldiğini anladım ve üzerimdeki yorganı sıyırdım.

Ve geriye kayan küçük, beyaz tülbentimi tekrar hiç saçım görünmeyecek şekilde başıma örttüm. Ev botlarımı ayağıma geçirerek üzerime hırkamı aldım.

Uzun koridorda banyoyu aramaya başladım. Malum, eve yeni taşındığımızdan dolayı bu iş biraz zor olacaktı. Önceki evimiz normal bir evdi. Fakat şimdiki evimiz dublex ev olduğundan dolayı evde kaybolma ihtimalim çok yüksekti.

Bu yüzden uzun koridorun ışığı açılsın diye prize bastım. Banyo sanırım soldan ikinci kaıydı.Evet!Yanılmamıştım. Babamın banyodan sesleri geliyordu. Sanırım oda abdest almıştı.

Banyonun kapısı hafifçe aralandı ve babam koridora doğru süzüldü. Çıkınca bana kısa bir tebessüm etti ve ellerini yanaklarımın üzerine koydu." İşte benim kızım! "

Bende babama tebessüm ettim ve ellerimi onun ellerinin üzerine yerleştirdim." Evet baba,iyiki senin kızınım."

Bu duygusal andan ikimizde bir müddet çıkamadım ve öylece iki kahve göz birbirine baktı, durdu...Sonra babamın hergün o,katillere emreden sesi bana da emretti."Namaz kaçacak kızım. "

"Evet babacığım bende abdest alayım."dedim ve banyoya girdim...

Serdiğimiz seccadenin başında huşu içinde namaza durduk. Ben,namaz kılarken adeta dünyadan kopuyordum. Çünkü namaz benim yegane gerçeğimdi. Bu dünyadaki herşey bence yalandı. Sadece namaz.

Ne mal,ne para, ne evlat, ne ev,ne zafer, nede başarı. Benim için bunların hepsi Allah'ın bir emanetiydi ve ben,bu emanetler ile onaylanıp, vaktimi boşa harcamaya hiç niyetli değildim.

Ben tüm vaktimi Rabbime adamıştım. Babamın tok sesi boş odayı ve kulaklarımı doldururken, adeta bu hoş sedanın tüm benliğimi sardığını hissettim." Allahu ekber! "

Babamın komutu ile bende namaza durudum ve subhaneke duasını, Fatiha Suresi'ni ve ardından Fil Suresi'ni okudum. Yine babamın gür sesi kulaklarımla buluştu." Semi allahü limel hamide! "

Sonunda başım secdeye varmıştı. En sevdiğim ,en sevdiğim yere. Ben kesinlikle secde etmek için yaratıldığımı düşünüyordum. Başım seccade ile buluştuğunda birkez daha içtenlikle haykırdım." Subhane Rabbi el ala! "

Ve zikrimi beş kez tekrar ettikten sonra başımı secdeden kaldırdım. İşte şimdi tam olmuştum. Herşeyimle tam bir insan. Çünkü namaz kılmak beni ben yapıyordu.

"Rabbim,sana yalvarırım. Tekrar bir imam hatip lisesine gitmeyi nasip et bana. Beni bu saçma okulda, saçma insanların arasında zayi etme. Beni senin yolundan ayırma. Sen,hidayete erdikten sonra ayağımı kaydırma."

Rabbime her zaman olduğu gibi bu şekilde niyazda bulunduktan sonra abajuru kapattım ve sabah namazını eda etmiş olmanın verdiği huzurla uykuya daldım. Belki rüyamda anneciğimi görürdüm...

***

SIRAÇ TANAY'DAN

Dahi Koleji' nin büyük servisi TANAY HOLDİNG' in önünde durunca servisten indim ve giriş kapısına doğru ilerledim. Mucize benden az önce iniyordu. Yani oturduğu yeri biliyordum. Bize çok yakındı.

Yürüyerek bile gidebilirdim. Ne saçmalıyordum ben? Ne işim vardı ki benim Mucize'nin evinde. Sanki kız beni evine alacaktı. Bu kadar dindar bir kız...

Döner kapıdan sevgili babamın (!)holdingine artık girmiştim. Girişteki güvenlikten yükselen nidaları tınlamama gerek bile yoktu ki. Hepsi babamın kendisi gibi iğrenç çalışanlarıydı işte.

"Hoşgeldiniz Sıraç Bey"

Kafamı hafifi hafif aşağı yukarı sallamakla yetindim. Konuşmaktan nefret ederdim. İlerlediğim merdivenleri çıkmaya başlayınca tüm yüzler bana çevrilmişti. Bu insanlar, beni burada görmeye pek alışkın değillerdi.

Eminim ki şaşırmışlardı. Çünkü en son buraya altı ay önce gelmiştim.
Babamın odasının olduğu en üst kata çıktığımda babamın kişisel asistanı, yani her fırsatta benden teklif beklercesine ağzı açık beni süzen Nalan ile karşılaştım.

"Sıraç Bey, hoşgeldiniz, babanıza haber mi vereyim? Size birşey söyleyeyim mi? Ne içersiniz? "

Bunun gibi daha birçok saçma sapan soru yağmuruna tutulmuştum.

'' Hiçbir şey içmem.''

İçeri girmek için gri kapıyı iki kere tıklattım.

Babamın gri renge bir zaafı vardı ve holdingin her yerini gri yaptırmıştı. On otomobilimizin onu da gri renkteydi. Evde öyleydi. Ne kadar sıkıcı.

"Gel! "komutunu duyunca içeri girdim ve yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim." Ne haber baba? "

"Ne haber mi? "

Suratıma yediğim tokat darbesiyle neye uğradığımı şaşırdım,siyah saçlarım alınma dökülmüş, ayaklarım birkaç adım geriye gitmişti refleks olarak.

"Yine ne yaptım? "

"Merhaba baba diyebildin salak oğlum benim! Aynı annene çekmişsin."

"Annemin adını ağzına alma."

"Sende ona benzeme! "

"Sen anneme kurban ol! "

"Kapa çeneni gerizekalı herif! Neyse şimdi şu salak anneni bir kenara bırakalım da seni zoraki geldiğin holdingime neden çağırdığımı söyleyeyim canım oğlum.! "

"Ben senin oğlun değilim! "

Dişlerimi sıkarak konuştuğum için babam ne dediğimi anlamamıştı.

"Ne dedin Sıraç Tanay? "

"Seni dinliyorum dedim."

"Güzel! Bu sene seni okuldan almayı düşünüyorum, zaten üniversite okumayacaksın. Buna gerek yok. Senin soyadın TANAY! Ondan dolayı bu sınavların bitince seni okuldan alacağım. İkinci dönem de gitmeyeceksin. Sınav mınav da yok. Anladın mı? "

"Ne? "

Adeta şok üstüne şok geçiriyordum. Babam bana ilk defa haftada bir tokat atmıştı. Yani bu hafta bir kez tokat yemiştim. Birde ben,bu kadar başarılı iken, büyük hedeflerim varken beni okuldan alıyordu.

Bu adam gerçekten sapıtmış olmalıydı. Hem,Mucize vardı. Ben,ben onu bırakıp nereye gidedim?

"Asla okuldan ayrılmam. Haberin olsun. Benim derslerim çok iyi,biliyorsun. Hedeflerim büyük. Mühendis olacağım ben! "

"İşinin patronu ol diyorum sana salak! Mühendis mi? Sen böyle iğrenç meleklerle beni rezil mi etmek istiyorsun? Bende BİROL TANAY OĞLUNU OKUTTU! dedirtecek göz var mı? "

"Senden güçlü birisi daha var biliyorsun değil mi? "

"Kimmiş o? "

"Allah! "

"Ne? "

Babamın odada attığı kahakaha derin akisler bırakarak kulağıma dolmaya başladı. Bende söylediklerime inanamamışım.

"Hayırdır oğlum? Mühendislikten yobazlığa mı terfi ettin? Beni delirtme! Seni mahvederim Sıraç!"

"Asla okuldan ayrılmacağım. Bir ay içinde değil, tüm zamanım o okulda geçecek, bak görürsün! "

"Çık git odamdan,defol. Elimden bir kazaz çıkmasın."

"Ben Sıraç TANAY'ım! "

Odadan çıkmadan önce var gücümle bağırdım. Sanırım tüm ofisi ayağa kaldırmıştım. Odadan çıkınca Nalan bana öyle bir bakıyordu ki. Meraklı? Korkmuş?

Ben bile anlamamıştım bu denli meydan okuduğumu. Kendimi iğrenç holdingden dışarı attım ve benim için kapıda bekleyen şoföre yaklaştım.

"Sen git, benim işim var!"

"Ama efendim, babanız? "

"Babamın canı cehenneme! "

Şoföre yok yere bağırmıştım. Ama oda babamın adamı değil miydi? Hakediyordu.

Kendimi birazcık rahtlatmaya ihtiyacım vardı. Holding zaten denize bakıyordu. Deniz kenarına doğru ilerledim ve kayalıklara çarpan sulara baktım." Hadi Sıraç TANAY, meydan senin! "...
***

MUCİZE SOYLU'DAN

Sabah gözlerimi yine alarm sesi ile açtım." Islandı seccadem, gözyaşlarımla." Alarmım çalmaya devam ediyordu. Bu,en sevdiğim melodinin sesiydi. Yataktan doğruldum ve ev botlarımı giyindim." Baba! "

"Efendim! "

İçeri girdiğimde mis gibi melemen kokusu burnuma dolmuştu. Dün gece biraz atıştığımız için bence babam bugün benim gönlümü almaya çalışıyordu. Yerde sabah namazında pek bir gerginlik olmadı. Hatta güzel şeyler olmuştu ama yinede babam endişeliydi galiba.

"Baba,bu ne güzel sofra böyle. "

"Kızım için. Hadi çabuk ye,hazırlan servisine bir saat var. "

Gülen yüzüm bir anda düşmüştü. Yine o okula gidip aynı insanlarla muhatap olmak istemyordum. Birde bugün sınav vardı üstelik. Mecburdum.

"Tamam! "

Somurtarak yediğim kahvaltılmı bitirince" Elhamdülillah" diyerek sofradan kalktım. Ellerimi yıkadım,dişlerimi fırçaladım ve üzerimi giyinmek üzere odama çıktım. Odama girdiğimde babam oradaydı. Şaşırdım, acaba ne olmuştu yine?

"Ne oldu baba? "

"Kızım, canım, birtakım kaygılar ile yeni okuluna gittiğini biliyorum ama alışmaya çalışan? Baban için.Olmaz mı? Hem şurada birkaç ay sonra üniversite sınavına gireceksin."

"Baba ben alışmam o okula. Alışamam,bana uygun değil orası."

"Güzellikten anla kızım, lütfen! "

"Beni sevsen o okula yollamazsın. Müsaadenle, üzerimi giyeceğim."

"Bu konuyu akşam konuşacağız. Anladın mı? "

"..."

Babam odadan çıkınca bende gözümden süzülen yaşları elimin tersi ile sildim. Ben çok güçlüydüm.
"Çok güçlüyüm! "

Üzerimi giyindim ve başörtümün önü düzgün mü diye son kez aynaya baktım. Zaten servis gelmişti. Artık servisim kapıdan alıyordu. Gelen büyük servise sağ ayağımla, besmele çekerek bindim.

Dün gece çok geç yattığım için uykum hala vardı. Bu kafa ile nasıl sınava giyeceğimi düşündüm. Belki okula giderken birazcık uyuyabilirdim. Gözlerimi kapattım ve iğrenç müziğin eşliğinde gözlerimi kapattım...
***

SIRAÇ TANAY'DAN

Dün sahilde öylece dolaştım. Babamın sözünü asla ve asla dinlemeyecektim. O bana her zaman bir TANAY olduğumu hatırlatıyordu zaten. Ben bir TANAY'dım. Ve asla o okuldan gitmeyecektim.

Eve gittiğimde direkt olarak odama çıktım. Babamla muhatap olmak istemiyordum. Geniş ,kahverengi odama girdim. Odam çok ferahtı. Ve herşey kahverengiydi. Benim kahverengiye zaafım vardı.

Galiba Mucize'nin gözlerini bunun için bu kadar çok beğendim. Odamın girişindeki büyük yatak benim için biraz fazlaydı. Yatağın solundaki komadinde kahverengi bir abajur ve krem çerçevede annemin fotoğrafı vardı. Abajurun gövdesi krem rengiydi.

Yani odama krem ve kahve hakimdi. Odadan girişte sol duvarda olan büyük duvar üç kişinin kıyafetini rahat alırdı. Ben bu kadar şatafatlı bir odayı hiçbir zaman istememiştim. Hepsi babamın saçma prensipleriydi.

"Sen Sıraç TANAY'sın. Birol TANAY'ın oğlu." Babam küçüklüğümden beri bana hep bu sözleri aşılamıştı. Ama ben hiçbir zaman onun oğlu gibi davranmamıştım. Egoist olmamamaya çalıştım hep.

Sağ duvarda kalan çalışma masasını atlamamak gerek. Bunun üzerinde hep kitaplarım vardı. Ben başarılı bir öğrenciydim. Ve hep öyle olacaktım.

Tabiki Hatice Teyze' den yemeğimi odama getirmesini istedim. Babam onunla bana not yollamış." Bu günkü yaptığın saygısızlığı yarın konuşacağız."

Ne kadar resmi bir sistemdik biz. Demokrasinin en küçük birimi aile olarak yani. Yemeğimi yedim, tarih sınavına çalıştım ve uykuya daldım. Annemden özür diledim." Özür dilerim anne."

Annem her zaman" Sen erkeksin,adamsın, erkekler ağlamaz. Sen benim ışığımsın. Sıraç'ımsın." derdi. Ama ben ona verdiğim sözü hiçbir zaman tutamadım. Çünkü ben her gece ağlardım annemin fotoğrafına bakıp...

Serviste yine Mucize' yi görebileceğim bir yere oturmuştum. Yine görüyordum onu. Beni umursamıyordu. Siyahlar içinde hiç umrunda değildim. Hatta gözünü kapatmıştı. Hiç umursamıyordu beni. Yada farkediyor, fakat zaman kolluyordu. Bekleyecektim, ondan bir mucize gelene kadar bekleyecektim. Çalan şarkı gerçekten tam benim halime uygundu.

"Hergün  seni düşünür,
Her an seni yaşarım.
Seni sevmekten değil,
Kaybetmekten korkarım."

İnstagram:irmmklc

Kolejdeki Feraceli İnstagram Hesabı:kolejdekiferaceli

Continue Reading

You'll Also Like

610K 41.2K 107
[22.12.2020 - 05.04.2021] Bir kadın düşünün kendi halinde mesleğini yapan doktor...●■ Bir adam düşünün nişanlısını kaybettikten sonra ,nişanlısının...
2.4M 124K 75
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini ke...
La Havle By H.

Spiritual

119K 12.3K 29
Aslında ismimi seviyorum. Asr-ı Saadet'te yaşamış her biri çok değerli iki hanım sahabenin ismi. Ama gel gelelim çevremdeki kimse olaya bu açıdan bak...
295K 19.4K 26
"...Sen bana abi diyen kıza, yüreğimin çektiği hasretliği nasıl bileceksin?!" dedi Abdullah. ~ Kocaman bir apartman düşünün, birbirine can olmuş Alla...