~~Daha Beter Acılar~~

11.2K 860 117
                                    

SIRAÇ TANAY'DAN

Kulağımda uğuldayan,derin derin beynimi köşelendiren sese kaşlarımı çattım ve azı dişlerimi sertçe birbirine bastırdım.Şuan,öfkeden çenemin ve yanaklarımın kasıldığına emindim.Hayır!İçimde ufacık bir hüzün yoktu,gözlerim de dolamıştı...

Sadece öfke vardı şuan kalbimde.Her insan,babasına göre mi değerlendiriliyordu?Şu'âra Suresi'nde okumuştum,Hz.İbrahim'in babası iman bile etmemişti.Babam,bir katil olduğu için,bende mi onunla aynı kefeye konup değerlendirilecektim?

Öfkeli soluk alıp verişlerimin arasında,ortaya attığı lafı beklercesine suratıma bakan,aynı zamanda dudakları alayla kıvrılan adama baktım tüm öfkemle.Evet,babam bir katil ve düzenbaz olabilirdi,bende bir katilin oğlu olabilirdim ama,bu benim de katil olacağım anlamına gelmiyordu değil mi?

Ellerimi,titrediğini belli etmemeye çalışarak kantin masasının üzerine yerleştirdim ve kasılan çeneme aldırmadan,hızlı soluklarımı düzenlemeye çalışarak,öfkemi kustum.

''Evet,Hayrettin Bey.Babam bir katil olabilir,ama bu benimde katil olacağım anlamına gelmiyor.Eğer oğullar,babalarına göre değerlendiriliyorsa,sizin babanız ahlaksızın teki olmalı!Bende size,âhlaksızın oğlu âhlaksız desem,hoşunuza gider mi?Dediğim gibi,evlatlar babalarına göre değerlendiriliyor olsalardı,sizin babanız da ikinci evlilik yapmış olurdu değil mi?Bana katilin oğlu demeden önce,aynadan bir kendinize bakın.Özür dilerim Hilal'ciğim.Bunları söylemek istemezdim.Ama,sen üzerine alınma olur mu?''

Ağzımı kapattığım an çenem kasılmaya devam ederken,karşımdaki iğrenç ve yüzsüz adam,benimle aynı doğrultuda ellerini masaya koydu ve yüzünü yüzüme iyice yaklaştırıp,alayla gülümsedi.

Yüzündeki küçümser ifadeye bakılırsa,söylediklerim onu hiç ırgalamamış gibiydi.

''Bana bak çocuk,zeki sandığın o kıt ve fındık kadar aklınla bana laf yetiştirmeye kalkma,o aklını senden söküp alırım!Ayrıca,benim babamı Namık Harici desen,tüm Türkiye tanır.Beni babamla yargılayarak kısasa kısas yöntemini kullanıyorsun ama,aha!Yanlış seçim.Çünkü ben,çok saygın ve asil bir ailenin oğlu olarak büyüdüm.Bu yaşıma geldim.Ve sen...Onsekiz yaşın ve fındık kadar beyninle,benim gibi zeki ve kırk bir yaşına gelmiş asil bir adamı yargılayamazsın.Senin gibi babası katil,annesi ölü,zavallı bir yetim değilim ben.Çok güçlü ve kudretli bir adamım.Ve kızıma da hükmederim.O savunduğun yobaz kız varya,istersem onu da bitiririm.''

Annesiz mi demişti bana o?Yetim ve zavallı mı demişti?İşte bu ana kadar sabredebilmiştim,ama annemi işin içine katması,bardağı taşıran son nokta olmuştu.Ellerimi öfkeyle masadan çektim ve onun da ellerini çekişini izledim.Bu nasıl iğrenç bir insandı ya!

Hâlâ dudaklarında o aptal gülümseme vardı.Önümüzde engel duran kantin masasını sol elimle bir çırpıda yere sererken,sağ elimi de yumruk atmak için hazırlamıştım ki,göğsümü kavrayan güçlü elleri hissetmiştim yumruğumu atamadan.Fırat,güçlü elleriyle önce göğsümü,sonra omzumu sıkı sıkı kavramış,önüme gövdesiyle set kurmuştu.

''Sakin ol şampiyon,değmez bu basit kişilik için.Biz âhlâklı insanlarız.Lütfen,''

Göğsümün üzerinde,beni engellemek için gezinen güçlü ellerini,ellerimle ittirmeye çalışırken,öfke saçan sesimle konuştum.Yüksek sesim etrafımızda toplanmış insanların dikkatini üzerime çekmekle kalmamış,birde kantini inletmişti.

''O bana annesiz dedi,Mucize'yi bitirecekmiş.Kimsin sen?Onun sahibi Allah!Hepimizin sahibi Allah!''

Beni engellemeye çalışan Fırat,çabasını sürdürürken,karşımdaki siyah takım elbiseli adam göğsünü daha da kabarttı ve elini bana doğru alayla sallarken konuştu.

Kolejdeki Feraceli (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin