Aşkın Seansları

By FundaPehlivan1

358K 26K 1.9K

TANITIM Dosyanın ilk sayfasını açıyorum... Gözlerim hemen onun resmini arıyor! Buluyorum. Sayfanın köşesine i... More

Tanıtım
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
Duyuru/ Tüyap Kitap Fuarı
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm
69. Bölüm
70. Bölüm
71. Bölüm
72. Bölüm
73. Bölüm
74. Bölüm
75. Bölüm
76. Bölüm
77. Bölüm
78. Bölüm
79. Bölüm
80. Bölüm
81. Bölüm
82. Bölüm
83. Bölüm
84. Bölüm
85. Bölüm
86. Bölüm
87. Bölüm
88. Bölüm
89. Bölüm
90. Bölüm
91. Bölüm
92. Bölüm
93. Bölüm
94. Bölüm
95. Bölüm
96. Bölüm
Final...

28. Bölüm

3.7K 270 15
By FundaPehlivan1

28.Bölüm

__ Ne içersin?

__ Hiç... Önce sen otursana yanıma! Ne oldu, bu gün okulun yok muydu? Arayınca şaşırdım.

Burcu yavaşça omzunu kaldırırken gözlerini kaçırıyor benden...

__ Sadece bu gün aklımı derslere veremeyecektim.

__ Hala o pisliği mi düşünüyorsun?

__ Elimde değil... Off kendimi senin karşında çok suçlu hissediyorum.

Gülümsüyorum o zaman dayanamayarak... Biraz önce beni oradan oraya atan o savaştan sonra Burcu'nun yanında neden bilmem ama huzura kavuştuğumu hissediyorum.

__ Suçluluk duyma... Yine peşinden gelecek diye mi korkuyorsun?

__ Bundan eminim, diyor Burcu gerginlikle bana bakarken.

Resmen burada oturmuş ne zaman hastaneden çıkıp karşıma dikilecek diye bekliyorum.

__ Ama ona sen zarar vermedin. Onu büyük bir zevkle ben bıçakladım!

__ Ayy sus lütfen! Neyse ki seni tanımıyor...

Son sözlerini duymazdan gelerek düşünmeye başlıyorum çünkü Burcu haklı. Öyle bir adam kolayca bırakmaz onun peşini.

__ Peki! Şöyle bir yapabileceklerimize bakalım.

__ Keşke polise gidebilseydim.

__ Polis ne yapacak ki! Ancak uzaklaştırma çıkartır... O da hiçbir işe yaramaz tabii ki.

Burcu bana korku dolu gözlerini dikiyor bir an. Ne kadar da korunmasız ve masum...

Kimseye zarar veremeyecek hatta kendisini bile koruyamayacak kadar masum!

Şaşırmıyorum bu olayların onu bulmasına... Bu dünya insanı kirletmeden bırakmaz, sonuna kadar oynar kedinin fareyle oynadığı gibi!

Bir sınav belki de yaşananlar, bir eleme...

Ya zayıf olacak, yenileceksin ya da güçlenecek ve kimsenin seni ezmesine, yönlendirmesine izin vermeyeceksin.

Duygu zayıftı... Hislerine esir oldu hep, mantığını nasıl kullanacağını öğrenemedi hiç. İnsanları tanıyamadı... Ya da tanıdığında her şey için çok geçti.

Şimdi bunları düşünürken gözlerim Burcu da. Onun düşüncelere dalmış olan halinde...

Başına gelebilecekleri düşünüyor. Ama yalnız değil, hem de kesinlikle değil.

Hayır, ona zarar gelmeyecek. Buna asla izin vermeyeceğim!

__ Burcu...

Kısıkça çıkan sesim karşısında uykudan uyanmışçasına bana bakıyor Burcu. Bense hafif bir gülümsemeyle elimi onun koluna götürüyorum, korkusunu almak istercesine.

__ Bu ev de yalnız kalamazsın. Yanında kalabilecek biri var mı? ... Çok iyi bir erkek arkadaşın ya da sevgilin?

__ Ha-hayır... Yani erkek arkadaşlarım var ama öylesine.

__ Böylesi daha iyi, diyorum o zaman kendi kendime...

Erkeğe güven olmaz.

__ Ne dedin?

__ Seninle kalabilirim dedim... Eğer sen de istersen tabii!

Burcu büyük bir şaşkınlıkla hızla dönüyor bana oturduğu yer de. Bir an yüzü gülecekmiş gibi oluyor ama engel oluyor kendine.

__ Şey... Benim için zaten çok şey yaptın! Bunu ben senden isteyemem.
__ Sen istemiyorsun ki... Ben teklif ediyorum!

Israrla bakıyorum ona, bu kararı isteyerek verdiğimi anlatmak istercesine... Yine de Burcu tereddütlü, biliyorum ilk tepkisi gerçekti ama bencil olmak istemiyor.

__ Ama Okan... Bu evi biliyor, yani mutlaka biliyordur. Seni benimle görürse... Yani hatırlarsa...

__ Bizi, ikimizi kimse yenemez. Öyle kolay değil. ... Aa, biraz güven kendine!

Bir an gülüyor o zaman Burcu, gözleri doluyor. Benim de içim bir tuhaf oluyor onun o hali karşısında, tüylerim ürperiyor. Ve aynı an da Burcu hızla beni kendine çekerek sımsıkı sarılıyor.

Onun sarılmasına karşılık verirken gülümsüyorum ben de.

__ Sen... Sen iyi ki karşıma çıktın. Kardeşimsin benim! Dosttan ötesin! Hiç kimse bu kadar az tanıdığı bir kız için böyle şeyler yapmazdı. Yoksa melek misin sen?

Ondan yavaşça ayrılırken Burcu'nun yine gülerek gözyaşlarını silmesine bakıyorum.

__ Sorma! Meleğim ben... Kara melek!

__ Kendini karalamaya çalışma hiç, söyleme öyle... Ayy harika olacak.

Koltukta oturmaya dayanamayarak sevinçle ayağa kalkıyor Burcu. Gözleri ışıldıyor hızla, onun bu değişen ruh hali karşısında gülüyorum.

__ Ben hep bir ev arkadaşımın olmasını isterdim. Ama ilk sene eve çıktığım kızla kavga ettikten sonra hüzünle kapatmıştım o defteri. ... Şimdi içim çok rahat! Seninle çok eğleneceğiz, her şeyimizi paylaşacağız. Bak hiçbir şey gizlemek yok. Yaşasın, süper bir şey bu!

"Her şeyimizi paylaşacağız!" Hüzünleniyorum ister istemez.

Onu giderek daha çok kardeşim gibi görsem de, onu garip bir koruma içgüdüm olsa da nasıl tamamen açık olabilirim ona?

Eğer planladıklarımı bilse... İçimin o pisliği öldürmek için yanıp tutuştuğunu bilse ürkmez mi benden?

Melekmiş... Ben ve melek...

__ Öykü... Durumu abarttım ben değil mi?

Burcu'nun durgunlaşmış sesiyle kendime gelerek yeniden yanıma oturan Burcu'ya bakıyorum.

__ Yani, sen neden buraya taşınıyorsun ben neler diyorum.

__ Nedenmiş, diyorum biraz neşelenmeye çalışırken.

Birlikte yaşamaya başlayacağız madem... Neden bunun tadını da çıkarmayalım?
__ Bana nasıl bir güven veriyorsun biliyor musun? Senin burada olacağın fikri bile bana çok iyi geldi. Ama asıl bana iyi gelen... Sonunda gerçek bir dost buldum.

Hafif bir iç çekiyorum ona gülümserken ama şimdi... Yeniden bir duygusallaşmaya girmek istemiyorum. O yüzden onu da elinden tutarak kaldırıyorum koltuktan.
__ Hadi bakalım... Kendimize birer kahve yapalım. Kahven var mı?

__ Var tabii! Olmaz mı? ... Aa, Öykü! Annen ne olacak peki?

Burcu'yla beraber mutfağa geçerken annem yeni aklıma geliyor ama açıkçası hiç önemsemiyorum. Hem ondan biraz uzaklaşmak bana iyi gelecek... Orası kesin!

__ Hiç... Buradan çıkınca eve gider, söylerim evden ayılacağımı.

Bunu garipsediğini Burcu bakışlarıyla anlatıyor bana ama bir şey soramıyor. Zaten daha önce annemle beni gördüğü için aramızın berbat olduğunu da tahmin etmiştir.

Birazdan kahvelerimizi alıp yeniden salona dönüyoruz. Burcu içinde ki tüm endişeleri üzerinden atmış bana bakıyor.

__ Seni aradığımda evde değildin, değil mi?
__ Yok, diyorum bir an rahatsız olarak...

Psikologdaydım!

__ Hı... O mu sıktı canını?
Bu sorular da nereden çıktı şimdi. Kahvemden bir yudum alırken zoraki gülümsemeye çalışıyorum ona.

__ Neden sıksın? Bildik psikolog seanslarından biriydi işte!

Burcu yavaşça başını sallıyor o zaman, bense derin bir nefes alıyorum. Hiç, hiç yaşananları düşünmek istemiyorum. Hatta onunla ilgili bir şeyler duymak bile moralimi bozuyor. Çünkü ona olan mesafemi koruyamadım.

O yumruk yediğinde ben kalbimden derin bir bıçak yarası aldım sanki. Ona da belli ettim, o bana git dediği halde kaldım yanında. Gidemedim...

Gözlerinde ki o hüznü, suçluluk duygusunu gördükten sonra öyle çekip gidemedim, dönemedim arkamı.

Ama neden, neden bu kadar güçlü tüm bu duygular? Neden şimdi?

__ Öykü...

__ Hıı!
Neredeyse yerimden zıplayarak hızla cevap veriyorum ona. Burcu'ysa gülümsüyor sevimli bir tavırla.

__ Neydi adı?
__ Kimin?

__ Şu psikologunun!

__ Neden soruyorsun?

__ Tamam, canım, kızma...

Burcu'nun bana bakışları arasında bir an yerimde doğruluyor, normal tepkiler vermeye çalışıyorum.

__ Toprak!

__ Buraya gelmişti ya hani, diyor Burcu küçük bir tereddütle...

Çok üzgündü, ne yapacağını şaşırmış gibi görünüyordu. ... Yani hala ona gidiyor olman güzel!

Ona başımı sallarken normal görünmeye çalışıyorum. Ama bu hiç kolay değil!

Beni öpmek istediğini söyleyişi... O iç yakıcı bakışları hiç gitmiyor ki zaten aklımdan.

Tanrım! O an beni kendine çekip sarılması için, beni sevdiğini söylemesi için her şeyimi verirdim. Her şeyimi...

Ama söyleyemez, dokunamaz bana. Çünkü onun hastasıyım!

Garip değil mi bu? Madem ben özelim onun için, madem o benim için doğru erkek...
O zaman neden hala hastasıyım? Neden ben ona artık gitmeyeceğimi söyleyince panikle geldi buraya? Bıraksaydı... Hastası olmasaydım! O zaman çıksaydı karşıma gerçekten istiyorsa!

Neden yapıyor bilmiyorum ama yalan söylüyor. Kesinlikle yalan...

__ Öykü... Sizin ki hiç... Hiç doktor hasta ilişkisine benzemiyor.

Burcu bunları yavaşça, benden çekinerek söylemeseydi vereceğim tepki çok farklı olurdu. İçimde ki öfkeyi zorla dizginliyorum.

__ Ama öyle... Başka da bir şey olamaz. Neyse ben gideyim...

__ Aa, hemen mi?

İçemediğim kahveye masaya bırakırken ona bakmadan kalkıyorum ayağa.
__ Evet... Eve gidip annemle konuşayım. Hem de bir bavul hazırlayayım.

__ Harika! Ama daha kalacağın odayı görmedin. Benim odamın yanında ki odayı düzenlemişti annemler. Arada geldiklerinde kalırlar diye. Hadi gel, bakalım!

__ Tamam, diyorum yavaşça...

Ama düşünüyorum da bir taraftan. Onunla kalmam iyi bir fikir mi? Ya ona bir şekilde zararım dokunursa? Benim ne olacağımda belli değil...
Eğer şansım biraz yaver giderse... Burcu yeniden tek başına olacak. Ama belki ondan önce şu Okan işine kesin bir çözüm bulabilirim. Evet, bulmak zorundayım...


Canlarım, keyifli okumalar:)

Continue Reading

You'll Also Like

292K 24.5K 24
"Kalmam için bir sebep olması lazım." dediğinde, Leyla'nın sesi titriyordu. O Leyla'ydı, başka kimse değil. Daha on sekizinde tazeyken, Kınalıtepe'ye...
3.3M 122K 68
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
219K 10K 34
Geçmişi yüzünden güven problemi olan Kadın, Kadını gördüğü anda Aşık olan adam. _________ "Sınırları aşma Yüzbaşı." dedim ciddiyetle. Aramızdaki boş...
2.1M 33.4K 54
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...