63. Bölüm

2.2K 200 21
                                    

Canlarım bu ara hastane ev iş arasında mekik dokumaktan yorumlarınızı yanıtlayamıyorum ama en kısa süre de hepsi için ayrıca teşekkür edeceğim size. :)

Beğenmeniz dileğiyle... Ve yorumlarınızı bekliyorum canlar:))


__ Öykü! Hadi güzelim, al şunu uğraştırma beni.

__ Hayatta almam!

Toprak'ın bana bir adım yaklaşmasıyla geri gidiyorum hemen, yüzümde kocaman bir gülümseme var. Topraksa ısrarla bana arabamın anahtarını vermeye çalışıyor hala.

__ Ben taksiyle döneceğim, gerek yok. Lütfen...

Çok sevimli görünüyor yüzünde ki bu ifadeyle. Onu seyrederken inatçı bir ifadeyle kollarımı göğsümün altında birleştiriyorum. O zaman Toprak gözlerini kısıyor yavaşça.

__ Hıı, demek öyle.

Eyvah! Bir sonra ki hamlesinin ne olacağını biliyorum. O yüzden gülüşüm gecenin sessizliğini bozarken hemen evin bahçesine kaçmaya çalışıyorum ama Toprak benden daha atak davranıyor. Beni kollarımdan nazikçe yakalayarak birkaç küçük adım da arabama yaslıyor sırtımı. Ben de zorluk çıkarmıyorum ona, onunla araba arasında kalmaktan memnun, çekinmeden, tüm ruh halimi yansıtan bakışlarla bakıyorum gözlerine. Ahh Toprak!

Kollarımdan okşarcasına ellerime inen elleriyle, yüzümü seyreden ela gözleriyle bu gün tanıştığı "gerçek" Öykü'den etkilendiğini dudaklarını kıpırdatmadan bütün tatlılığıyla fısıldıyor bana. Sıcacık oluyor içim.

Kalbim hala göğsümde attığını kanıtlarcasına hızla vuruyor tenime.

Böyle... Onunla yakın olmayı ne çok sevdim ben. Nefesini hissetmeyi, gözlerinin güzelliğini seyretmeyi... Hatta o kadar çok sevdim ki, onun o yumuşacık, aşk dolu bakışları arasında kollarımı gevşekçe boynuna götürüyorum yeniden. Yetmedi ki ona dokunmak... O da benimle aynı şeyleri hissediyor sanki. Bir eli yavaşça saçlarımı okşarken eşsiz bir sanat eseriymişim gibi bakıyor bana.

__ Şimdi anahtarı almaya hazır mısın?
Bir şey söyleyemiyorum. Gözlerine uzun zaman bakınca... Garip bir şey, büyülüyor kendine çekiyor beni. Bir saat önce kendimi nasıl kaybettiğimi anlamamıştım ama şimdi sebebi açık ve net karşımda. Ve o sebebe karşı çıkmak, onu yok saymak için artık çok geç. Yavaşça uzanıyorum dudaklarına, bu sefer önce ki gibi beklemiyor beni. İlk önce o dokunuyor. Kibar, dengeli ve ne istediğini bilen bir tavırla yumuşacık bir yoğunlukla öpüyor. Aynı an da içim çekiliyor... Ona karşılık verebildim mi, onu bile anlamıyorum dudaklarımız birbirini terk ettiğinde. Sonra... Yüzümde duran eli omzuma doğru düşüyor hafifçe, dudakları tüy gibi değiyor kulağıma.

__ Seni seviyorum... Deliler gibi seviyorum!

Pır pır ederek karşılık veriyor yüreğim, ilk kez "ben de" demek istiyorum ona ama aralanan gözlerimi karşılayan o tatlı bakışları var ya... Konuşamıyorum!

Gülümsüyorum ancak, hemen ardından kendimi zorlayarak kaçıyorum kollarının arasından. Bir daha onu görmekten, belki de... Ondan ayrılamamaktan korkarcasına bakmıyorum arkama. Hemen evin bahçesine giriyorum. Yüzüm yanıyor, adım atmaya çalışan ayaklarım bir garip... Kendimi durduramayarak gülümsüyorum bir kez daha.

__ Öykü!

Bir an da beni olduğum yer de donduracak bir ses bu! Yaa, hayır! Böyle bir geceden sonra kâbus olmalı bu!

Aşkın SeanslarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin