Selamlaarrrrrrr
Çıkan kişi Yağızdı ama onun burada ne işi vardı?
Seni korumaya gelmiş dedi sağ melek.
Yüzleşme yapıyorduk niye geldi bu gerizekalı dedi sol melek.
Selim abimin bakışları da yağıza döndü. Yağız ise sanki deli şey etmiş misali sinirle üstümüze doğru geliyordu... Daha doğrusu Selim abimin üstüne...
Sinirli halide ayrı sexsy demiş miydim dedi sol melek.
Bu sefer katılıyorum dedi sağ melek.
O kadar derdimizin arasında birde bu herifin sexsy olup olmadığını mı tartışalım yani?
"LAN"diye böğürerek abime gelen Yağız ile aralarına girdim. Aralarına girdiğim gibi Yağızın havadaki yumruğu inmişti.
Abimde anın gerginliği ile ona doğru yaklaşmaya çalışıyordu ama aralarında olduğum için pek yaklaşamıyordu.
Yaklaşsaydı pestilim çıkardı..İki kas yığının arasında yok olup giderdim valla...
"Ulan sen..Sen nasıl bir insansın lan"dedi Yağız abimin gözlerinin içine bakarken. Fazla sinirliydi boynundaki damarlar kasılıyordu ve belli ediyordu konuştuğunda kendini sürekli.
"Nasıl bir insanmışım lan anlat?"Diye araya giren Selim abim ise iyice gerginliği yükseltiyordu...
Belliki bir yerde araya girmem gerekiyordu..
"Siz insan mısınız lan?"Dediğimde ikisininde bakışları bana döndü.
Selim abimin yüzünde yine bir gülümseme belirdi.
"En çokta bu ani laf sokmalarını özledim ha"dedi gülümseyerek bana bakarken.
Allah'ım hepsi mi manyak olurdu?
"Belli belli özlemişsin bende seni özledim gel bir özlem giderelim"diyerek ileri atıldı Yağız.
Ama ileri atıldığı gibi dirseği kafama çarptı...
ÖKÜZ MÜYDÜ LAN BU? BİR DİRSEK NASIL BU KADAR ACITABİLİRDİ?
Kafamın acısı ile küçük bir şekilde inledim.
Yağız hemen kafamı tutup vurduğu yeri okşamaya başladı. Abim ise omzumdan tutup beni ondan çekti.
Sarsıntının etkisi ile hafif homurdandığımda ikisi hâlâ kavga ediyordu.
"Nasıl vurursun lan benim kardeşime"
"Ne vurması lan senin yüzünden oldu hep"
"Gebertirim lan seni"
"Gebert lan beni"diyerek abimin yakalarından tuttu Yağız.
"Gebert de göreyim nasıl bir şeymiş"
"SENİN BU DAKİKADAN SONRA GÖRECEĞİN TEK ŞEY BEYAZ IŞIK OLUR LAN YÜRÜ GİT"
Ben olanları öylece izlerken Yağıza okkalı bir yumruk geldi..
"YETER AMA HA SİZLE Mİ UĞRAŞICAM BEN YİYİN BİRBİRİNİZİ"diyerek arkamı döndüm taksiye binmek için ama bir sıkıntı vardı.
Taksi yoktu..Taksi gitmişti..Sende mi be taksici abi?
Yağız yumruğun etkisi ile yalpalamıştı ama çabuk toplanmıştı. Toplandığı gibi de kolumdan tutup çekiştirmeye başladı..
"Lan"diyerek ani bir firar kaçmıştı dudaklarımdan ama bu onun pek umrunda değildi. Kendimi geri çektikçe o daha sıkı tutuyordu ve kaçmam iyice zorlaşıyordu.
İKİ METRE ADAMDI BEN NAPAYIM ŞİMDİ?
"Ne yapıyorsun be sen Şimdi de Sarı ağalık dan Eşkıyalığa mı terfi ettin?"
"He aynen öyle yaptım itirazın mı vardır?"dedi Mardin ağzına geçiş yaparak..
Hayır yani adam sesi ile bile etkiliyordu napsındı bu kalp?
Tam cevap vericektim ki abimde diğer kolumdan tuttu. Ortadan ikiye ayrılmasıydım iyi olurdu...
"Nereye götürüyorsun oğlum sen kardeşimi?"dedi beni kendi tarafına çekerken.
"Evine"Yağız beni tekrar kendine çekmişti.
"Onun evi benim yanım"ve evet abimin yanındaydım yine..
Abimin romantik bir dağ ayısı olduğunu söylemiş miydim?
"Onun evide benim herşeyi de benim"Yağız bu sefer sertçe çekmişti beni kendine. Bileğim acımıştı yalan yok.
Sinirle boşta kalan elimin avuç içi ile alnıma vurdum.
Rabbim ben naptım ya? Zemzemi rakı suyuna katıp içtim mi? Naptım?
Onlar hâlâ konuşmaya devam ederken ben Yağızın arabasına doğru yürüyordum. Başka bir seçenek kalmıyordu çünkü.
Arabaya bindiğimde karşımdaki iki salağa pardon iki ayıya baktım. Hâlâ laf dalaşına gidiyorlardı sanki ama sonradan ani birşey oldu.
Abim gülümseyerek yağıza sarıldı sonra iki kerede sırtına vurdu dostça.
Manyak mıydı bunlar?
Sonunda ayrıldılar abim kendi arabasına gitti. Yağız ise arabaya bindi yüzünde hâlâ bir gülümseme vardı hemde.
İkimizde hiçbirsey konuşmadık ne o bana baktı ne de ben ona..
Hiç mi kalbi acımıyordu beni yok sayarken?
Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.
~~~
Aradan en az yirmi dakika geçmişti ve ikimizde hiç konuşmamıştık..
Sonra radyoyu açtı ve bir şarkı çalmaya başladı...
Etma dedum dinlemedun
Çektun kapiyida gittun
Sen beni hiç mi sevmedun?
Açtiğun yara derin
İstesende kapanmaz
Sevdi gönül seni uslanmaz
Derin bir iç çekip verdim neydi benim yaşadıklarım.
Ben yaşıyor muydum ki? Yaşadığımı hissediyor muydum ki?
Şarkı durmadı devam etti yine..
Ağlarum ağlayacak
Dermanum da kalmadi
Sevdaluğun hiç sarmadı
Gidelum gideceğum
Nerelere bak sevduğum
Sensuzluğumun ustune
Ona baktığımda yolu dikkatle izliyordu. Kirli sakalları çıkmıştı çene kası vardı...
Fazla baktığımı düşünüp önüme döndüm bu sırada yeni bir şarkı çalmaya başladı..
....
Ne senden öncesi
Ne senden sonrası
Ne senden öncesi
Ne senden sonrası
Ayrılık aman
Ölümden yaman
Geçmiyor zaman geçmiyor
Ne anam, babam
Ne hoş hatıram
Yetmiyor canım yetmiyor
'Şarkılar anıları saklar şarkılar acıları saklar'derdi annem hep bana küçükken o zaman anlamazdım ama şimdi anlıyordum.
Anıların ne olduğunu da acının ne olduğunu da iyi biliyordum.
İç çekip verdiğimde o konuşmaya başladı ama bana bakmadan konuşuyordu.
Halbuki gözleri bir kere gözlerime değsin diye herşeyi yapardım.
"Ne istiyorlarmış senden?"
"Bilmem 'mardin sokakları bizi elbet karşılaştırır'dedi ve gitti ama benim pek umrumda olmadı."
"Umrunda Aleda."
"Nasıl?"diye sorduğumda gözlerini bir kaç saniye için yoldan çekip bana çevirdi.
"Umrunda biliyorum canın yanıyor"
Güldüm kendi kendime bunu bana diyen adam bile canımı yakıyordu daha ne bekleyebilirdim ki hayatımdan?
Ben sende tutuklu kaldım
Kendi hayatımdan çaldım
Yedi cihan dolandım
Bana mısın demiyor
...
Şarkı çalmaya devam etti o sustu ben sustum.. hiçbirsey olmadı yine..
Ama biliyordum herşeyin değişmesi çok yakındı...
Acaba yağız ve selim ne konuştu..
HEPSİ MERAKK