HAYALPEREST/ Texting

By elasu-gr

1.5M 80.4K 10.2K

Siz: Telefon numaranızın rüyamda ne işi var? 05**: kimsin sen? . . Rüyalarını hatırlayan biriysen ve bu sefer... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
6.1(final)
Özel Bölüm-1
Yeni Hikaye
Özel Bölüm-2
Özel Bölüm-3

4.8

14.6K 783 238
By elasu-gr

Ben geldimmm naber tavşanlarım?

Sınav haftasında olduğum için bölümler biraz daha geç geliyor, kusura bakmayın lütfen.

İyi okumalar...

Sena Savaş...

Hiç birini karşılık beklemeden sevdiniz mi? Ya da en küçük gülümsemesiyle mutlu oldunuz mu? Hiç aşık oldunuz mu?

Ben oldum, hem de çok yanlış bir kişiye.

Beni sevmeyeceğini bile bile sevdim onu, bir gün o bilmese de ona kırılacağımı, onun için ağlayacağımı bilerek sevdim ben.

Bir imkansızı sevdim ben.

Bundan iki- iki buçuk yıl önce mezun olduğumda ilk defa fark etmiştim, duygularımı. Tüm ailem benimle gurur duyduğunu söylerken o bana hayran olduğunu söylemişti. İlk defa benimle bu kadar ciddi bir şekilde konuşmuştu ve galiba sondu.

Bana “ Sana hayranım” demişti. “Çünkü bunu kendin yaptın, çünkü her şeye rağmen yaptın. Ve ben bu yüzden sana hayranım.” diyerek deva etmişti.
Sonrasında beni sarmış ve bunu ayrılana kadar tekrarlamıştı.

Bu çoğu kişi için normal gelse de benim için değildi ve bunu en iyi o biliyordu. Çok güzel bir ailem ve benimle sürekli olarak ilgilenen ebeveynlere sahiptim. Şanslıydım ve bunun farkındaydım. Anne ve babam bir konu dışında beni, abim ve ikizimden hiç ayırmadı.

Bu konu eğitimdi.

Annem sürekli olarak başarılı olmamı istiyordu ve bunun sebebi de açıktı; “Eğer kadınsanız ve güçlü değilseniz bir erkeğin kölesi olmaya mahkumsunuz. Canınızı, özgürlüğünüzü ve haklarınızı o erkeğe vermeye mahkumsunuz. Başınızı eğmeye mahkumsunuz.” bu bir düşünce değildi, bu gerçeklerdi.

Bir kadın okumazsa maddi olarak özgür olamazdı, en azından çoğunluk için öyleydi. Özgür değilse bir mahkumdu ve sonu bir adamın ellerinde olurdu. Ardından bir gün bir haberde cinayet vakası olarak siz görülürdünüz. Hayır, bu bir düşünce değildi, bunlar gerçeklerdi.

Annem hep kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olmamı istedi. Ona göre bir erkek her türlü işte çalışarak hayatta kalabilirdi ancak bu kadınlar için aynı değildi. Ve hayır bu sadece onun düşüncesi değildi, bu adaletsizlikti.

Adalet, eşit şartlar altında yaşamak değildi. Adalet kişinin hayatına göre esnetilen eşit şartlardı.

Bu gerçek maalesef ki bana yüktü. Beni o çalışkan “inek” öğrencilerden biri yapmıştı ancak üniversite sınavından sonra bunu kaldırmaya gücüm yetmemişti. Başlayan krizlerim, kitap görünce o hissettiğim kötü his ve odaklanamama gibi sorunlarım olmuştu.

Bunların hepsine sadece o şahit olmuştu. Bu yüzden bana hayrandı. Her şeye rağmen pes etmeyişime hayrandı. Onun önünde kriz geçirdikten sonra bir şey olmamış gibi dik durmama, ağladığımda kendi gözyaşlarımı kendim sildiğimi görmüştü. Çünkü ben güçlü olmak zorundaydım. Birçok kadın gibi yaşamak için bende güçlü olmak zorundaydım.

Burada bahsedilen güç neydi?

Duygusuz olmaktı. Korkmamaktı, ağlamamaktı. İnsanların zayıflık olarak görebileceği hiçbir şeyi yapmamaktı.

Bende bu yüzden bu insana dönüştüm ya.
Her şeye rağmen gülen bir kadın, duygularımı gülüşüme gömen bir insan olmuştum.

Ama her şeye rağmen bana hayran olduğunu söyleyen adamdan hiçbirini gizleyememiştim. O beni görmüştü, o beni hissetmişti.

Ona karşı bir şeyler hissettiğimde bunları yaşayacağımı bile bile durdurmamıştım kendimi ve şimdide bunun cezasını çekiyordum.

Onun flörtöz biri olduğunu hep biliyordum hatta ne kadar acıdır ki onunla flörtleri hakkında bile konuşuyordum, tavsiye veriyordum. Evet, kendime işkence çektiriyordum. 

Benimle de hep flört edercesine konuşuyordu ve artık bunu yanlış anlamıyordum. Anlamadığım her an ise canım daha çok yanıyordu, belki de hak etmiştim.

Beni ben söylemeden anlayan bir adama tutulmakta belki de hata yapmıştım.
Barın değişen müziği ile yorulduğumu hissederek dans etmeyi bıraktım ve yengem ile abimin oturduğu masaya geçtim. Onlara baktığımda yengoşumun yani Melis’in sarhoş olduğunu ve abimin gülerek bu halleri izlediğini fark ettim. Abim şeymiş gibi bakıyordu...aşık? Hem de deli divane.

Galiba hayatımda en mutluğu olduğum şeylerden biri yengemin Melis Çınar olduğunu öğrenmekti. Melis geçmişini tam olarak hiçbir yer de anlatmasa da zor durumlardan pes etmeyerek bu hale gelmişti. O benim için gücün tanımıydı. Çoğu zaman fark etmiyordu bile ancak öyle bir asil duruşu vardı ki gücün onda olduğunu hayatla yaptığı bu savaşta her şeye rağmen kazandığını haykırıyordu. O sadece benim değil neredeyse her ülkede tanınan, insanların özellikle de kadın ve kız çocuklarının idolü ve temsilcisiydi.

Onun her davranışını öğrenmeye çalışan birçok kız çocuğu görmüştüm. Onun gücünü kıskanan insanlar gördüğüm kadar. O dünyada kadının başarısını ve gücünü temsil eden nadir insanlardı. O bile insanların onu bu şekilde gördüğünü bilmiyordu ancak gerçek buydu. Melis Çınar kadınların sesini duyurması için en büyük şanstı.

Çoğu zaman kamuya duyurmadan yani en azından duyurmadığını sanarak yaptığı birçok bağışta adını kullanmamıştı. Kullandığı isim hep Aslı’ydı. Bu ismin kime ait olduğu ise bilinmiyordu.

Onlara gülümseyerek birkaç gündür göremezden gelmeye çalıştığım adama baktım. Gözleri yanına gelen birçok kadına rağmen benden ayrılmıyordu, bunun sebebinin ona küs olduğumu düşünmesine bağlıyordum. Üstüme kısa bir göz atıp bir sorun olup olmadığına baktıktan sonra içkimi yudumladım.

Üstümde kırmızı, askılı bir elbise vardı. Kalçamın birkaç parmak altında biten elbisenin salaş bir V dekoltesi vardı. Küçük zincirlerde oluşan askısı ile tam olarak beni yansıtıyordu. Süslenmeyi seven ama aşırıya da kaçmayan biriydim.

Uzun bir süre dış dünyadan koparak sadece içtim, büyük ihtimalle çakırkeyif olmuştum bile. Alkolün damarlarımda gezdiğini hissediyordum. Üzerimde hissettiğim bakışlar ile başımı kaldırdığımda tekrardan onunla göz göze geldim. Bu neden sürekli beni izliyordu?

Bundan 4 gün önce Sinan’ın evine gittiğimde her zamanki gibi telefonunu karıştırmıştım. İkimizde bir birbirimizin şifresini biliyor telefonlarımı istediğimiz gibi karıştırıyor kullanıyorduk. Alışılmış bir durumdu. Ama sosyal medya da gezerken gelen mesajla içimdeki dürtüye engel olamayarak sohbete girdim.

Sinan’ın görüldü özelliği kapalıydı bu yüzden hiç rahatça mesajları okudum. Yazıştığı kişi bir kadındı ancak bu önemli değildi. Buna alışmıştım. Mesajları başa olarak okuduğumda konuşmaya başladıkları ikinci günde kadın beni sormuştu. Instasının %90’ı benimle dolu olduğu için kim olduğumu sormuştu. Oysa sevgili olmadığımızı herkes biliyordu. Ancak beni kıran Sinan’ın cevabı benim canımı çok yakmıştı.

O benim kız kardeşim.” diye cevap vermişti.

Her şey olurdu. Dostu, arkadaşı, kankası olurdu ancak kardeşim demesi canımı çok yakmıştı.

Sadece yakmamıştı, utandırmıştı da. Beni kardeşi olarak gören birine bir şeyler hissetmek utanmamı sağlamıştı.

İlk kez canımın bu kadar yandığını hissetmiştim.

Sonrasında ise yine duygularımı yutmuştum ve bu sefer anlamamıştı. Her şeyimi anlayan adam nedense ona karşı hissettiğim hiçbir şeyi anlamamıştı. Ya da belki de anlamıştı, anlamıştı ve görmezden gelmişti.

İhtimaller canımı yakarken o fotoğrafların kalmasını istememiştim. Hepsini silmişti ve ben ona abi demiştim. Sanki bunu dersem beni utandırmaya başlayan bu hislerimi yok edecektim. Yok olmamıştı.

Etrafa göz gezdirdiğimde onun haricinde kimsenin kalmadığını fark ettim. Ne ara gitmişlerdi? En önemlisi beni neden burada bırakmışlardı? Ne düşündüğümü anlamış yüzüne bir sırıtış yerleştirmişti. Bunun nedenini biliyordum, bu konuşacağız demekti. Büyük ihtimalle abimi de o göndermişti.

Derin bir nefes alarak onunla konuşmamam gerektiğini düşündüm çünkü alkol kanıma karıştıkça sarhoş olduğumu anlıyordum ve sarhoşken her ne kadar kendimi tutabilsem de bunu şu anda, bu kadar duyguyu yoğunluğuyla yapabileceğimi düşünmüyordum. Onunla kesinlikle konuşmamalıydım.

Ayağa kalktığında ağzımın içinde bir küfür yuvarladım. Gerçekten sıçmıştım.

Beni kolumdan tutarak kaldırdığında karşı koymayarak onunla dışarıya yöneldim. Onun inadını biliyordum ve maalesef ki bugün konuşacaktık. Tek dileğim yarın hatırlamadığım için şükrettiğim bir hata yapmazdım. Evet, sabahları hiçbir şey hatırlamıyordum. 

Bardan çıkarak köşeye çekildiğimizde duvara yaslandım çünkü ayakta durabileceğimi sanmıyordum. Aramızda küçük bir adımlık alan bırakacak şekilde kaşımda durdu. “Artık anlatacaksın. Kafayı yememem için bana neler olduğunu anlatacaksın.” diye sitem ettiğinde tahmin ettiğimin aksine kendimi tuttum. “Sonra. Şu anda konuşabileceğimi sanamıyorum.” teker teker söylediklerimle kaşları daha da çatıldı çünkü ikimde biliyorduk ki asla söylemeyecektim. Her an sızabileceğimi hissetmeye başlamıştım.

“Hayır! Şimdi anlatacaksın Sena! Neler oluyor?” bağırmıyordu ancak kelimeleri o kadar vurguluyordu ki bağırıyormuş gibi hissettiriyordu. Açılan ağızımı zorlukla kapattım. Konuşmamalıydım. Bakışlarımı kaçırırken yanağımda hissettiğim eli ile ona döndüm. “Güzelim, lütfen sorunun ne olduğunu söyler misin?” beni adeta hipnoz eden sesi ile “Bıktım” dedim.
Onun üzerimdeki etkisinden nefret ediyordum.

“Neyden?” dediğinde daha fazla kendimi tutamayarak yanağımda ki elini ittim. Bunu yapmamla bana şaşkınlıkla bakarken içimdekileri pişman olacağımı bile bile döktüm. Zaten birkaç dakika içinde sızacağıma emindim.

“Beni görmemenden! Sana olan aşkımı görmemenden! Duygularımı yok saymandan bıktım! Duygularımı saklamaktan bıktım!” hayır, bağırmıyordum ancak cümlelerimin hepsi o kadar ağır bir yük taşıyordu ki o bunların altında eziliyordu. “Beni kardeşin olarak görmeni istemiyorum! Duygularımı görmeni istiyorum! Beni kardeşin olarak görmeni kaldıramıyorum! Öğrendin mi şimdi sorun ne! Sorun senin benim duygularımı görmemen!” bedenim her an hissizleşirken titreyen sesim ile yutkundum.

Sonunda söylemiştim, peki kendimi neden daha büyük bir belirsizliğin içindeymiş gibi hissediyordum?

Karşımda adeta donmuş bir şekilde duran adama baktım, sevdiğim adama. Hiç beklemediği cümleler ile ne tepki vereceğini bilemiyordu haklıydı. Bunu bende beklemiyordum ama olmuştu işte, geri dönüşü yoktu.

Ve o an ilk kez içimdeki güdüye karşı gelmedim ve onu öptüm.

Dudaklarım dudaklarına yaslıyken yeni bir şok dalgasıyla karşılaştığını biliyordum. Yaptığım şeyin pişmanlığı ile gözlerimi kapatarak iç çektim. Tam geri çekilecekken belimden tutularak ona daha da çekildiğimde bu sefer şaşırma sırası bendeydi.

Şaşkınlıkla açılmış gözlerim ile ona bakarken o gözlerini yavaşça kapatarak dudaklarını hareket ettirmeye başladı. Benim için ağır çekimde ilerleyen birkaç saniye o kadar hızlı olmuştu ki bir an ne olduğunu kavrayamamıştım ancak dudaklarıma baskı yapan dudaklarıyla arzuladığım dudaklarına karşı gelmedim ve dudaklarımı araladım.

Bunu yapmamla sertleşen öpüşmemiz ile ellerim hızla ensesini buldu. Saçlarına doğru ilerleyen parmaklarım ile kendimi tamamen ona teslim ettim. Alt dudağımı emerken beni duvar yaslamasıyla tüm ağırlığımı ona verdim. Başımı yana eğip ona daha fazla olan açtığımda doyumsuz bir şekilde dudaklarımı emmeye ve ısırmaya başladı.

Onunla öpüşmek hayallerimin bile ötesindeydi. Adeta kendimi bir rüyada gibi hissediyordum, uyanmayı asla istemiyordum. Şimdiden bağımlısı olduğum tadı beni daha da mest ederken bir elimi ilk iki düğmesi açık olan gömleğinden içeri soktum, kendimi durduramıyordum. Avcumun altında deli gibi atan kalbi benimkinin hızıyla yarışıyordu.

Yaşadığım şey en güzel imkansızlığımdı.
Ancak artık tamamen kendimi kaybetmeye başlamıştım. Gözlerime inen siyah perdeler ile ondan yavaşça ayrıldım. Başımı duvara yasladığımda oda başını omuzuma koymuş yüzünü boynuma gömmüştü. Sıcak nefesini boynumda hissederken derin bir nefes daha aldım.

Nefeslerimiz düzelmeye başladığında başını kaldırarak gözlerimi birleştirdi. “Bu..” diyerek başladı devamını bulamıyormuş gibi “...hayatımdaki en güzel yanlıştı ama..” diyerek derin bir nefes aldı. “Sayende fark ettiğim duygularımdan kaçmayacağım. Yine de bunu sen ayıkken devam ettirmek istiyorum.” diyerek cümleyi tekrardan toparladığında onu başımla onaylamakla yetindim. Fark ettiğim tek bir şey vardı ki;

Bu hayatımdaki en güzle sarhoşluğumdu ve ben bunu kesinlikle unutmayacaktım.

Evet, bitti nasıldı?

Sena hakkında ne düşünüyorsunuz?

İkili hakkında ne düşünüyorsunuz?

Son sahne hakkında konuşmıcam.

Bu arada YK nin yeni kitap kapağı için ınstagram daki anketi lütfen oylayarak en beğendiğinizi seçin.

O zaman ben kaçtımmm

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın Seviliyorsunuz♡

Instagram: elasu-gr

Continue Reading

You'll Also Like

1.9M 112K 41
Işık; Sen osun, değil mi? Işık; O dizinin başrolü sensin ve haftalardır beni kandırıyorsun görüldü.
92.7K 1.1K 18
İçimden bir ses eskiye dönebiliriz diyordu ne kadar bazı kötü şeyler yaşanmış olsada o benim ilk aşkımdı. "Esin ben seninle eskisi gibi olmak istiyor...
yirmi By ilayda

Short Story

666K 50.1K 65
hazar biraz duyarsız, biraz da sinir bozucu birisi boyxboy ve texting
214K 8.6K 37
Ay: Yeni çocuk var ya. Ay: Onun sevgilisi var mı ? ... İnsanlar bazen bilmeden yapmaması gereken bir şeyler yapmaz mı? Bizim kız farklı ya, bile iste...