KOMİSER BEY | texting ✓

By themeeryy

6M 265K 55K

Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6.
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
1 Milyon'a özel bölüm
5.0
5.1
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8 / Final 1
5.9 / Final 2
Özel Bölüm

5.2

52.9K 2.5K 904
By themeeryy

Oyy aşklarım yine geldik bizzz💗

Nasılsınız??? Ay çok enerjiğim. Omg🙀 (kedi emojiler=ben)

Tek bir şey diyeceğim ben normalde biriyle konuşurken sınırı korurum zaten ve burada da az çok nasıl konuştuğumu, nasıl bir karakterim olduğunu anladığınızı varsayıyorum. O yüzden bazen sert çıkıştığım, yanlış bir anıma denk geldiğinde görüp cevap verdiğim yorum varsa ve sahibi bunu okuyorsa özür dilerim muhtemelen yanlış bir anımda söylemişimdir.

AYYY HADİ BÖLÜME GEÇELİİİMMMM

500 oy, 500 yorum (satır arası)

Keyifli tatliş okumalarrr 💗 (canım şerbetli tatlı çekti nedensiz)

***
Hayatım boyunca mutlu olduğum çok an olmuştu. Ailemin yanında, arkadaşlarımın yanında küçük bir kız çocuğuna dönüşürdüm. Kendimi büyümek için hiç zorlamadan istediğim her şeyi yaşayarak, öğrenerek, tecrübe kazanarak yapmam konusunda uyarırdım.

Hayat çok değişik bir yerdi. Bir süre öncesine kadar hiçbir şekilde bu günlerin hayalini kurmazdım ama şimdi hazırlık yapıyordum. Heyecandan karnım öyle bir ağrıyordu ki ağzımı açmak bile istemiyordum.

"Abla." Lale'nin sesini duyunca elimi kalbimin üzerine bastırıp, "Gel," diye seslendim. Boy aynasından gördüğüm kadarıyla giydiği siyah elbiseyle ve yüzünde ki derin tebessümle içeri girip kapıyı örttü.

Aynadan kendime baktığımda gerginliğimin hâlâ geçmemiş olmasına içten saydırdım. Ben bu gidişle kahveyi bile dökerdim. Salak ve sakar biri olmak bu dünyada ki cehennemimdi.

Ve duygusal olmak...

Lale arkadan kollarını karnıma sarıp çenesini omzuma yasladı. "Peri gibisin."

Dudaklarıma sürdüğümüz pembe rujun bozulmaması için hiçbir şekilde dudaklarımla temas etmiyordum ama bu gerçekten çok zordu. Tebessüm etmeye çalıştım ama daha çok zor durumda gibi görünüyordum. Görseler suratımı bu kız niye böyle derlerdi.

"Lale ben çok heyecanlıyım." Lale kahkaha atıp omzuma öpücük bıraktı. Odanın kapısı tekrar açıldığında Aydan yengem girdi içeri. Göbeği çıkmıştı ve her gördüğümde göbeğini öpüyordum. O kadar tatlı bir görüntü sunuyordu ki tam yemelikti.

"Gel yengem bak ablam şimdi heyecandan düşüp bayılacak en sonunda," diyen Lale'ye ters bir bakış atıp suratımdan gergin olduğumu belli eden ifademle, "Yenge çok heyecanlıyım," dedim. Elimi karnımın üzerine koyup dudağımın içini dişledim.

Dışını dişlemiş olsam Şahinaz yengem saçımı başımı yolardı. Kuaför olduğundan saçımı ve makyajımı kendisi yapmıştı. İtiraf edeyim yengem bu işin uzmanı olmuş durumda. Çok güzel ve becerikliydi.

"Çok normal tatlım. Sadece daha sakin olman gerekir Barlas'lar gelince." Yengem elimi tutup samimiyetle gülümsedi. Sanki hem bana hem Lale'ye abla gibiydi. Abimle evlenmeden öncesinden de var olan tanışıklık ve samimiyetin getirisiydi bu denli yakınlığımız.

Barlas kalbime indirecek kadar yakışıklı olmazsa bu gece sağ çıkabilirdik yengem.

"Gelecekler şimdi çıkalım mı?" Lale'ye başımı sallayıp, "Tamam," dedim ama yerimden kıpırdamadım. Onlar çıksa Barlas'a mesaj atacaktım hemencecik.

"Gelsene liya."

"Geliyorum siz çıkın." İkisi çıktıktan sonra hemen telefonumu alıp Barlas'ın sohbetine girdim.

Mesaj atmıştı.

Komiserim; Liya

Komiserim; Bir tanem

Komiserim; Kahvenin içini tuz doldurmayacaksın değil mi?

Liya; Düşünmem gerek sevgilim

Komiserim; Yavrum düşünmesen

Liya; Hayır bu gün önceden yaptığın tüm öküzlükler yüzünden bol tuzlu kahve içeceksin aşkım

Liya; Ağzını sonra ben tatlandırırım merak etme

Komiserim; Hanım ne derse o

Liya; YAAA BARLAS❤️

Komiserim; Hadi çık hemen

Komiserim; Bir an önce şu yüzükleri takalım

Komiserim; Seni bugün hiç görmedim

Komiserim; Delirmemek adına zor duruyorum

Liya; Öperim seni geçer aşkım

Komiserim; Rahat dur

Liya bir mesaja emoji bıraktı.

Telefonu komodinin üzerine koyup odadan çıktım. Bizim ev o kadar kalabalık olmuştu ki başıma ağrılar girmişti görünce. Neyse ki annem ve Şahinaz yengem her şeyi halletmişlerdi. Şahinaz yengem her ne kadar dedikoducu ve ortalığı karıştırmayı sevse de bunu ailemize yapmazdı. Onun zor bir hayatı olduğundan aile diye bize tutunmuştu ve kimsenin kalbini bile kırmazdı.

Patavatsız, deli dolu biriydi ama seviyordum.

Beni ilk fark eden babaannem oldu. Yüzüme bakarken eliyle yanına çağırdı. Elbisemin eteklerini tutarak topuklu yüzünden hafiften zorlanarak yürüdüm ve karşısında ayakta durdum.

"Güzel torunum benim," dedi yanağımı okşarken. Odanın içinde ki bakışların bizim üzerimizde olduğunu görmesemde tahmin edebildim. Babaannem elbisenin içine elini geçirip sütyeninden bir şey çıkardı. Küçük bir kutuydu bu.

"Rahmetli kayınvalidem bana takmıştı bunu. Bir gün bende birine takacaktım ama kime takacağımı bilemedim. Düşündüm taşındım dedim güzeller güzeli Liya'mın kulağına çok yakışırlar." Kutuyu açtığında iki tane gümüş, zarif küpe çıktı. Küpeler o kadar muhteşem görünüyorlardı ki beğendiğim yüzüme yansımıştı.

"Gel takalım bunu." Kendi taktığım küpeleri çıkarıp Lale'ye uzattım. Babaannemin verdiği küpeyi önce sola sonra sağa taktım. Geri çekilirken, "Teşekkür ederim tontişim," dedim her zamanki gibi hitap ederek. Elimin üzerine öpücük kondurup şefkatle gülümsedi.

Kapı çaldığında o kadar heyecanlanmıştım ki yürürken tökezledim ama Alihan abi kolumdan tutup, "Yavaş çiçeğim düşeceksin," deyip yardımcı oldu. Kendi abilerimden ayırmazdım onu ve o da beni kardeşi olarak görürdü hep.

Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Gördüğüm kişiyle ağlamamak için kendimi sıktım çünkü çok duygusal hissediyordum. O kadar yakışıklı görünüyordu ki mutfağa girdiğimde nazar duası okumam gerekecekti.

İçeri girdiğinde gözleri benden ayrılmadı. Çiçeği ve çikolatayı alırken birbirine temas eden parmaklarımız ikimizin arasında bir kıvılcımın çakmasını sağladı. Özlemiştim çünkü sadece bugün değil dün gece de görmemiştim. Sabah yarım saat görüşmüş sonra işe gitmişti.

Güldüğü için belli olan gamzesine bakarken uzanıp öpmek çok isterdim ama maalesef. Tüm aile buradayken yapamazdım. Arsızlığım buraya kadardı.

Sırayla herkesle selamlaşıp içeri girdiler. Şu an evimizde ordu vardı resmen. İstemeden sonra bahçeye kurulan masalar ve süslemeler nişanımız olacağı içindi. Çok gereksizdi bence ama annem ve Fulya teyze ısrar etmişti.

Kabul etmemek gibi bir seçeneğimiz yoktu ne yazık ki.

Çiçek ve çikolata ile mutfağa girip hızlanan kalbimin üzerine elimi bastırıp nefes almaya çalıştım. Lale ve Gamze'de gelmişlerdi. Gamze çaktırmadan kıçıma yapıştırıp, "Gelin oluyormuş benim bebeğim bakıyorum da," dedi eğlendiği belli olan sesiyle.

Elini iteleyip, "Heyecandan gebermeme az kaldı," dedim. Yengem mutfağa girip kahve yapmamızı söylediğinde Lale ve Gamze diğerlerine yaparken ben kurt bakışlıma yapıyordum.

Ona tuz koymayacaktım tabii ki de. Şeker de koymadım çünkü sade içerdi. Benimle evlenerek zaten yeterince çılgın bir karar vermişti. Sevgilimi öldürme niyetinde değildim.

Bol köpüklü yaptığım kahveyi ona özel bardağa koyup tepsiyi aldım. Arkamdan kızlarda gelirdi birazdan. Yengem geçmeden içeri sakin olmam konusunda sürekli uyarmıştı.

İçeri girdiğimde herkes bana bakmıştı. Odağım sadece Barlas'ı bulduğunda pür dikkat bakışları benim üzerimde dolanıyordu. Kahveyi önünde ki tepsiye bırakırken göz kırpmayı ihmal etmemiştim. Geri çekilip boş bir sandalyeye oturdum. Lale ve Gamze herkese kahvelerini dağıtırken ben Barlas'a bakıyordum.

Kahveden ilk yudumu alırken yüz ifadesinin değişeceğini düşündü ama başını kaldırıp yüzüme baktığında tatlı tatlı gülümsedim. Gülümsememe kayan bakışlarının ne kadar güzel olduğunu düşünüp gülümsedim daha çok ama o an babamla kesişti bakışlarımız. Barlas'a olan bakışlarını görmüştüm.
(Bu sahnede sosyal medyada gördüğüm videodan örnek aldım.)

Babam Barlas'a bakarken gözlerini kısmış kahveyi içmesini izliyordu. Göz devirip çekti bakışlarını ve farklı bir yöne baktı. Babamın bu tavrı öyle hoşuma gitmişti ki, bir kez daha babamın kızlarını paylaşamadığını anlamış oldum.

Tüm kahveler içildikten sonra Barlas'ın dayısı Hikmet amca, "Gelelim asıl konumuza," diyerek giriş yaptı. Bildiğim kadarıyla beni dedemden isteyeceklerdi ama yan koltukta horlayarak uyuyan dedemin bunu pek yapabileceğini düşünmüyordum.

"Sebebi ziyaretimiz belli," dedi Hikmet amca. Barlas ellerini önünde birleştirmiş efendi efendi oturuyordu.

Heyecanla sözlerinin devamını beklerken, "Mermiler bitmiş," diyerek dedem ortama harika bir giriş yaptı. Baygın bakışlarla dedeme bakarken Serhat abim sinsice sırıtıp oh olsun dercesine elini göğsüne sürttü.

Bu gece abimle kavga etmeliydik. Uzun zamandır saç baş girişmemiz olmamız pek hayra alamet değil çünkü.

"Allah'ın emri Peygamberin kavliyle, kızınız Liya'yı oğlumuz Barlas'a istiyoruz." Ortamdan ses çıkmamıştı. Bu kadar kıskanç bir ailem olduğunu bilmezdim. Amcamlar bile Barlas'a ters ters bakıyorlardı.

Dakikalar geçti resmen. En son Şahinaz yengem oflayıp konuşunca yanında ki Salih amcamla babam dudaklarını araladı. Elimi kalbime bastırıp gelecek cevabı beklerken babam, "Kızım ne derse o," deyip topu bana attı.

Ben ise kimsenin beklemeyeceği şeyi yapıp, "İsterim babacığım," dedim utanma sıkılma belirtisi göstermeden. Babam çaresiz bir bakış atıp, "Haklarında hayırlısı olsun," dedi ayağa kalkıp. Böylelikle verdiğini belli etmişti.

Yengem arkadan kıçıma vurup, "Anam ne zillisin sen," dedi gülüp. Elbisemin etek kısmını düzeltip önce kendi aile büyüklerimin ellerini öptüm. Babama gelince ise dudak büzdüm. Babam alnımdan öpüp, "Canım kızım," dedi şefkatle.

Yüzükleri Lale tutuyordu elinde. Dedem bu sefer sağolsun uyanmıştı. Alyansın birini bana diğerini Barlas'a taktı. Aramızda bir ipten daha güçlü bir bağ vardı ve şimdi o bağ güçleniyordu.

Kalp bağıyla bağlıydık birbirimize. En güzeli de buydu.

"Bir ömür elleriniz hiç ayrılmasın. Hep yan yana, el ele olun çocuklar." Dedem makası alıp kesmek istediği zaman Serhat abim birden müdahale edip, "Makas kesmiyor," dedirtti küçük kuzenim Melisa'ya.

Melisa ablacığım sende mi?

Fulya teyze gülüp Melisa'ya para verdi ama Melisa daha fazlasını istemekte kararlıydı. Barlas'ın ekip arkadaşı olduğunu düşündüğüm esmer bir adam eğilip Melisa'nın boyunun hizasında durdu. Melisa'ya para verdiğinde ve bir şeyler dediğinde gülmeye başlamıştı.

Bu kız aynı bendi.

"Aynı anası ya," dediğini duydum Şahinaz yengemin. Gerçekten Melisa annesinin her anlamda aynısıydı.

En sonunda kurdeleyi kestiğinde herkes alkışladı. O kadar güzel bir duyguydu ki bu, tarifi yoktu. Çok güzel ve duygu dolu hissediyordum.

Barlas alnıma bir öpücük bıraktığında kalp atışları kalp atışlarıma karıştı. Tarifsiz bir duyguydu onunla hayatlarımızı birleştirecek olmak.

"İyi ki," diye fısıldadı uzaklaşmadan hemen önce.

İyi ki...

**
Yazar anlatımı.

Gürültü den kaçmaya çalışan Serhat'ın durduğu yer karşı evin duvarının dibiydi. Yere çöküp sigarasını çıkardı. Sigarasını içerken küçük kardeşinin, Liya'nın evleneceği gerçeğini kabullenmeye çalıştı kendince.

Ailesinden herkese yoğun bir bağla bağlıydı Serhat. Diğerleri de öyle. Çünkü bu şekilde yetiştirilmişlerdi. Ve şimdi Liya'nın evlenecek olması üzüyordu. Liya ona hem kardeş hem abla olmuştu. Yokluğuna alışacağını düşünmüyordu.

Yanına yaklaşan kişiye bakmadı ama Gamze olmasını diledi. Çünkü şu an nişan alanından uzakta sevgilisiyle baş başa kalması onun için tarifsiz bir mutluluk olurdu.

Ama gelen Gamze değildi. Gamze'nin annesiydi.

Serhat sigarasını yere atıp hızla toparlandı oturduğu yerden. Bu kadın zaten Serhat'ı sevmezdi. Üstten üstten kızının bu serseri de ne bulduğunu anlamaya çalışıyordu ama anlamıyordu.

Gamze'nin hayatında daha mükemmel erkekler olabilecekken bir serseriye mi gönlünü kaptırmıştı yani?

"Gamze'den uzak dur demiştim sana." Serhat cevap vermeden dinledi söyleyeceği her şeyi. Her zaman yaptığı gibi ağzına sıçıp gitmesini bekledi Serhat.

Alışmıştı hakaretlere. Koymuyordu artık.

"Kızımın senin gibi bir serseriyle ne işi olduğunu düşünüyorum." İğrenir gibi bakıp çantasını koluna daha çok sabitledi. "Anneni severim, aileni de ama sen o ailenin kara lekesisin." Serhat sustu yine. "Kızımın senin gibi birini isteyecek kadar vizyonsuz olacağını bilmezdim."

Serhat sadece sustu. Konuşsa hiç hoş olmazdı çünkü.

"Kızımın peşini bırak yoksa babasının yanına, Kıbrıs'a gönderirim." İşte bu tehdit Serhat'ın iradesini parçaladı. Yanlış duyduğunu düşündü ama bu kadın oldukça ciddiydi.

"Ne?" diye bir tepki verdi.

"Kızımı bırak yoksa babası sizi öğrenir. Bilirsin seni de hiç sevmez." Son sözlerini söyleyen kadının arkasından bakarken göğsüne çöken ağırlık devasaydı.

Gamze'den vazgeçemezdi ama onun gitmesine de izin veremezdi.

Ne yapacaktı o şimdi?

***
Omen Tanrem🙀 dkdddk

İsteme oldu hadi gidin çocuk yapın ckdkdkdk NASIL VEDA EDECEĞİM SİZLERE 😭😭

Bölümleri yazarken bitmesin diye uzatmayı düşünen tarafımla size çok bölüm atmak isteyen tarafım savaş halinde. Ama günde bir bölümle devam edelim en iyisii

Nasıl buldunuz bölümü?? Eksikliğim vardır elbette çünkü kız isteme nasıl olur bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla yazayım dedim😽

ÖPTÜM SARILDIM GÖRÜŞÜRÜZ DEYİP KAÇTIM BENNN💝💕💗🤍💓💖💘💕

Continue Reading

You'll Also Like

132K 11.1K 64
Once in a lifetime, we meet someone who change our life completely.... What if that one person is someone who is your soulmate, best friend, a selfle...
2.1M 36.5K 46
(+18bölümler vardır) Dedesinin isteği üzerine yıllar sonra dönmüştü gökçe mardin e nerden bilebilirdi ki aşkı burda bulucağını
263K 3.2K 17
''Sen benim kocam değilsin.'' diye bağırmıştım. Alphan ise dibime kadar girmiş gözlerimin içine bakarak'' Ben senin kocanım gerçek bu artık kabullen...