Keyifli okumalarr💙
***
Barlas gelmeden önce hızlıca mutfağa girip onun için yaptığım çikolatalı pastayı dilimleyip iki dilimi bir tabağa koydum. Barlas'ın kola sevmediğini bildiğimden onun için meyve suyu almıştım. İki tane bardak çıkarıp meyve suyuda doldurdum ve elimde ki tepsiyle ses çıkarmamaya özen göstererek odama ilerledim.
Ben hep böyleydim. Dağılır, yıkılır, bir harabeye dönerdim ama sonra yeniden toplardım kendimi. Çünkü başka bir çarem yoktu. Yaşamak için birçok şeyi unutmalıydım.
Elimde ki tepsiyi sehpanın üzerine bırakıp saçlarımı düzelttim. Boy aynasının üzerinden beyaz geceliğimin göğüs kısmını düzelttikten sonra geceliğin kuşağını örttüm. Boyum çok kısa değildi. Beyaz bacaklarım geceliğin kısalığından dolayı ortadaydı iyice.
Koltuğa oturup bacak bacak üzerine attım ve telefonumu elime aldım. Acaba fotoğrafımı çekip göndersem daha hızlı gelir miydi?
WhatsApp'a girip tek atımlık bir foto attım ona. Anında açılan fotoğrafla gülüp dişlerimi alt dudağıma geçirdim. Yukarıdan yazıyor yazısını görmemle daha da keyiflendim.
Komiserim; Büyük oynuyorsun bu sefer
Komiserim; Severim
Sen gel ben daha çok seveceğim yosun gözlüm.
Odamın içinde gözüme takılan bazı şeyler vardı kalkıp onları düzelttim. Yatağımın üzerinde ki bilgisayarı ve yastıkları düzenli bir şekilde koydum. Yatağımın ucuna oturup çekmeceden babaannemin hediyesi olan eski yıllara ait fotoğraf makinesini çıkardım. Pembe bir makineydi ve çok güzeldi.
Barlas'la bir kadraja değilde bir resme sığan gülüşümüz olsun istiyordum. O resmi büyütüp çerçeve hâline getirebilirdimde hem.
Penceremden takırtı duyunca hızla başımı o yöne çevirdim. Kumral saçlarım iki yandan önüme doğru gelmiş, beyaz gerdanımı örtmüştü. Barlas pencereme tırmanıp, düşmeden içeri girmeyi başardı. Sırtı bana dönük olduğundan giydiği yeşil tişörtten sırt kaslarını görüyordum. Kollarını kaldırdığı için pazuları şişmişti.
Yataktan kalkıp arkadan sarıldım sıkıca. Gözlerimi kapatıp yanağımı huzurlu bulduğum sırta yaslamanın verdiği o güzel hissiyatla, "Hoşgeldin sevgilim," dedim sırtına öpücük bırakıp.
"Hoşgeldin öpücüğü yok mu?" Yüzünü dönüp kollarını belime sardı ve beni kucağına çıkardı. Kollarımı boynuna sarıp üstten üstten yüzüne bakıyordum. Saçlarım ikimizin yüzü arasına dökülürken burnumun ucuna minik bir öpücük bıraktı.
"Vereyim hemen." Dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda anında karşılık verdi. Ensesinde ki saçlarıyla oynarken öpüşümüz oldukça yavaş ve sakin ilerliyordu. Alt dudağımı emip küçük bir ısırık bıraktı. Aynısını üst dudağına yaptığımda onun elleri çıplak belimde dolanıyordu.
Bedenim ılık çarşaflar arasına değdiğinde hemen üzerimde ki yerini almıştı. Bacaklarımı beline sarmaya devam ederken kollarını başımın iki yanına koydu ve dudakları çenemle boynum arasında ıslak bir yol çizdiler kendilerine.
Öpüşü yavaş ve tutkuluydu. Daha fazlasını isteyen bedenim beline doladığım bacaklarımı sıkılaştırıp onu daha da çekmeme neden oldu. Boynumda ki ince deriye dişleriyle eziyet ederken elleri çıplak bacaklarımdan kalçalarım arasına sızdı.
İçimde ki yoğun arzudan sakin hareketlerini daha fazla devam ettiremeyecektim. Yanaklarına koyduğum ellerimle yüzünü yüzüme getirip bu sefer sertçe öpen ben oldum. Araya dilimde girince parmakları tenime gömüldü sertçe.
Boğazımdan yükselen ve kedi mırıltısını aratmayan inleme sesiyle beraber Barlas kendini geri çekti. Öpüşmekten kızaran ve şiş dudakları arasından çıkan hızlı soluklarının dinmesini bekledi. Benimde ondan pek farkım yoktu.
"Duralım çünkü işin boyutu değişiyor."
Durmayabilirdik...
Terleyen boynumu silip, "Durmayabilirdin," dedim kinayeyle.
"Böyle bir karşılaşma beklemediğim için yanıma ihtiyacım olanı almadım Liya."
İhtiyacı olandan kastı prezervatifti. Onu böyle karşılarken benimde aklımda bu yoktu ama birden olmuştu işte.
Beni de kendisiyle beraber kaldırıp pencerenin önünde ki koltuğa oturttu. Doğrusu o oturdu, bende kucağına oturdum yandan. Pasta tepsisine bakıp, "Bunları umarım bize yapmışsındır yavrum," dedi tek gözünü kırparak.
Kollarımı boynuna sarıp, "Bizim için aşkım," dedim. Barlas'ın bakışları yüzümden bedenime doğru kaydı ve küfür etmesi kaçınılmaz oldu. Kafamı eğip baktığımda göğüslerimin kayan gecelikten iyice belirginleştiğini fark ettim.
Libido zaten tavandı. Düzeltmekle falan uğraşmak istemiyorum ayrıca çünkü hava sıcak.
Ben değil ama Barlas düzeltti önümü. Sehpanın üzerinde ki tabağı aldı eline. Ve bir tane çatal. Çatalı kullanmadan önce, "Beraber yesek sorun olur mu?" diye sormuştu.
Az önce ağzının içindeydim be kurt bakışlım. Ne sorunu?
"Hayır tabii ki olmaz." Çatala koyduğu pastayı ilk başta bana yedirdi. Damağıma yayılan çikolata tadıyla yüzümü buruşturdum. Çikolata severdim evet ama bu denli yoğun olmasını değil.
Kendisi de yiyip üzerine meyve suyu içti. Sonra bana içirdi. Bu hareketi gülümsetmişti. Dudağının kenarında çikolata vardı onu temizledim. Bir dilim pastayı yedik hiç konuşmadan. Meyve suyunu da içirip tabağı da bardağı da tepsiyle koydu yeniden.
"Şimdi n'apıyoruz?" Dudaklarımı büzüp, "Ne yapalım?" diye sordum tırnağımın ucunu çenesine sürterken. Kafasını geriye atıp çapınca sırıttı. Elleri bacaklarımdan yukarı çıkıp geceliğin şortunun bitiş kısmında durdu. Yavaş yavaş yukarı çıkan parmaklarının varlığını hissederken nefesimi tutmuş ne yaptığına bakıyordum.
(+18 diyemem ama cinsel içerikli sahneler olacak. Bu tür şeyleri sevmeyen işaretlediğim yere kadar olan kısmı okumadan hemen geçsin:)
"Bebeğimin rahatlamaya ihtiyacı var gibi görünüyor." Ses tonu... Şu an oldukça hassaslaşmıştım ve ses tonuna bile yükselebilirdim. Bir eli sırtımın arkasında destek verirken diğer eli tam kadınlığıma dokundu şortun üzerinden. Gözlerim parmaklarının hareketlerini takip ederken o da uzanıp dudaklarımı dişleri arasına aldı. Alt dudağımı emip çekiştirirken daha fazlasını istiyordum ama susmuş hareketlerini izliyordum.
Parmakları şortun içine girdi. İç çamaşırım dantelli olduğundan parmaklarını dantelli kısmın hemen üstünde rahatça hissediyordum. Ne yapacağını anladığımda saçlarından tutup dudaklarını sertçe öptüm önce ve, "Beni rahatlat," dedim gözlerine bakarak.
Parmakları iç çamaşırımın üzerinden kadınlığımı okşarken kafasını boynuma gömmüş, yine o ince deriyi emiyordu. Moraracağına emindim. Parmakları iç çamaşırımı kenara çekip ıslanan kadınlığımda gezindi.
Çıldırtıcı dokunuşlar, aklımı başımdan alan öpücükler ve onun varlığını en net hissettiğim anlardan birinin içindeydik. Parmağının biri deliğimden girdiğinde aniden olması yüzünden çığlık atacaktım ama susup boynuna yapıştım.
Parmağının içimde ki hareketi hızlandı ve ikinci parmağını da soktu. Hızlanan hareketleri zaten zorlanan halimi iyice zorlamıştı. Islanan kadınlığım kasılıyordu. Dizlerimin titremesi yüzünden boşalacağımı anladım.
Çok değil kısa bir süre sonra rahatladım ve başım boynuna düştü. İçimden çıkardığı parmaklarını yapmamasını umduğum hareketi yaparak yaladı. Omzuna yasladığım yüzüme eğilip yanağıma derin bir öpücük bıraktı.
(Devam ediniz.)
"Gel temizleyelim seni." Odamın içinde ki banyoya girip beni duşa kabine soktu. Işıkları yakmadığı için çıplak bedenimi göremiyordu. Şampuanı saçlarıma döküp iyice köpürttü ve ılık ayarladığı suyla saçlarımın köpüklerini aldı. Beni yıkayıp bir bebek gibi havluya sardı ve tekrar odaya girdik.
"Üzerimi giyinip geliyorum." Dolaptan kendime kıyafet aldığımda Barlas'ın tişörtünü ve kemerini çıkardığını gördüm. Göğüs kaslarına bakarken geçen seferde gördüğüm ama sormadığım dövmesi takıldı gözüme. Göğüs kafesinin sol alt köşesinde değişik bir yazıydı. Sembolde verdi yanında.
Kıyafetlerim kucağımdayken, "Dövmenin anlamı ne?" diye sordum parmağımla göğsüne dokunup. Alnımı öpüp, "Var oluşun temeli kader bağımızın birleştiği kişidir. Kişi kaderi olan insanı seçemez ama sever," dedi elimi tutup kalbinin üzerine yerleştirirken.
Elimin altında ki kalbinin avuç içime çarpan atış sesleri çok güçlüydü. Yutkunup gözlerine baktım. Yeşil gözleri canlı bakıyordu gözlerime. Gamzesini görebileceğim şekilde gülümsedi ve, "Bu dövme senin için yapıldı. İki yıl önce," dedi.
Başımı geriye çevirip kaşlarımı çattım. "Nasıl benim için?"
"Hep inanıyordum senin benim kaderim olduğuna. Seni sevdiğim zaman anlamıştım kaderim olduğunu. Kadere inanan biriyimdir ve bu dövmeyi yaptırdım senin için."
Loş ışık yüzüne vururken sıkıca sarıldım boynuna. Gözlerimi kapatıp boynunda soluklandım. O benim kaderimdi ve onu seviyordum. Bizim kaderimiz bizim için yazılmıştı.
Kaderin mürekkebi bizim sonumuzu nasıl yazdı bilmesem de yanımda var oldukça, hep yanında olacaktım. Onu her zaman tüm kalbimle sevip, tüm kalbimi ona verecektim.
Çünkü insan güvendiği kişiye aşık olurdu. Ve ben Barlas'a sonsuz bir güven duyuyordum.
Kollarımı boynundan çekip havluyu tutarak banyoya girdim. Hızlıca üzerimi giyinip saçlarımı kuruladım ve tekrar odaya döndüm. Barlas'ın yatağımda sırt üstü yattığını görünce omzumu kapı pervazına yaslayıp güldüm hafifçe.
Minik adımlarla pıtı pıtı yanına gidip sırtına uzandım. Üzerinde yatarken, "Yanıma gel," dedi Barlas. Yatağın boş olan kısmına uzanıp yüzüme dolan saçları gözümün önünden iteledim ve, "Uyuyacak mısın?" diye sordum bir elimi yanağına yaslayıp.
"Uyumayalım mı?"
"Film izleyelim." Bilgisayarı doğrulup kucağıma aldım. Önceden bir film seçmiştim ben zaten. Açıp kucağıma koydum. Barlas rahatını bozmadan uzanmaya devam ediyordu.
Yandan koluna çakıp, "Kalksana ya," dedim sahte bir sinirle.
"Bebeğim uyuyalım söz başka zaman izleriz." Yorgun göründüğü için daha fazla uzatmayıp bilgisayarı komodinin üzerine koydum ve kollarımı açtım. Açtığım kollarım arasına girdiğinde başını göğsüme yasladı. Başının üzerine öpücük kondurup, "İyi uykular bir tanem," dedim şefkatle.
Karşılık olarak elimi tutup dudaklarını boynuma bastırdı. Göğsümde uyurken yanımda olan varlığına iyice alışmıştım. Hiç gitmesin, hep yanımda olsun istiyordum. Ama her şeyden önce artık bu ilişkiyi gizli saklı yaşamak istemiyordum.
Ailelerimiz bilmeliydi.
***
Huh bitti bu bölümde. Ön sevişme yaşanır mı aq salak Barlas insan getirirdi şeyi yaaaaa
Bölüm nasıldı canolar????
Diğer bölümü yazmaya başlayayım. Yeni bir karakter katılacak aramıza 💙
Öptüm siziiiii kocamannnnn 😽💖