Dün Grady'nin fırlattığı gazeteyi yaprakları süpürmekten fırsat bulup yeni okuyabilmişti. Her sayfayı çevireceği zaman klübenin penceresinden mezarlığı gözetliyordu. Üçüncü sayfayı okuduktan sonra sayfayı çevirirken pencereye yöneldi. Daha önce fark ettiği kız oradaydı.
Kız iç çekip mezarın köşesine oturdu. Ashton kızın yüzüne ilk kez dikkat etmişti , uzun sarı saçları , ince dudakları , solgun bir teni ve sıska bir vücudu vardı. Ashton onun güzel olduğunu düşündü. Kız ağlamaya başladığında kendini onun yanına gitmek isterken buldu. Ve içinden geçeni yaptı. Uzamış dikenli otlara basmamaya çalışarak kızın yanına ulaştı. Kız gözlerini tek bir noktaya sabitlemiş dalgınca oturuyordu karşısına Ashton geçtiğinde bile fark edememişti.
"Merhaba" dedi Ashton dostcanlısı görünmeye çalışarak.
Kız sakince başını kaldırdı, cevap vermeye tenezzül etmemişti bile.Sesi çıkmıyordu belli ki çok üzgündü. Ashton'nın aklına bir fikir geldi , belki kızı güldürebilirdi. "Tak tak" dedi kızın cevap vermesini umarak. Biraz bekledi ama kız cevap vermedi. Hayal kırıklığına uğradığında kızın yerine fısıldayarak kendine cevap verdi "Kim o?" Deli gibi göründüğünü biliyordu ama umursamadı tekrar konuştu "Mezarlıktaki kız." ve sesini inceltti "Hangi mezarlıktaki kız?" cevap vermeden önce kızla göz göze geldi "Güzel olan."
Ve kız büyük bir kahkaha atınca Ashton ödülünü aldı.