DELİ GELİYORUM DEMEZ!! °Yarı...

By morinocta

2.9M 137K 25.9K

Uykusunu her şeyden önde tutan bir kızın evinin yanında yeni bina çalışması yapılır ve kızı uykusundan alıkoy... More

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34.
35.
36.
37. (Part 1)
38. (Part 2)
39.
40.
!ÖNEMLİ DUYURU!
41.
42.
43.
44.
45.
46.
47.
48.
49.
50.
51.
52.
FİNAL
ÖZEL BÖLÜM I

53.

19.2K 1K 58
By morinocta

Yüzümü okşayan parmaklarla hiç uyanmak istemedim. "Uykucu güzeli uyan artık."

Safir Tuna'nın yumuşak sesi içimi ısıttı adeta.

"İstemiyorum."

"Ama uyanmalısın."

Gözlerimi açıp karşımdaki adama baktım. "Günaydın." Dedim gülümseyerek.

Yan yatmış elini yumruk haline getirip başına yaslamıştı. "Günaydın hatunum. Hadi kahvaltıya inelim."

"Hm hm," diye mırıldanıp ayağa kalktım. Odanın sağ tarafında kalan banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Tam çıkıyordum ki içeriye Safir girdi. Üzerime doğru bir adım attığında bir adım geri gittim. Bir adım daha attı, bir adım daha gittim. "Ne oluyor Safir?"

Bir anda koca bir adım atıp beni kollarımın altından tuttuğu gibi lavabonun köşesine oturttu. "Ne yapıyorsun?"

"Saçını kurulayacağız." Dediğinde göz devirdim. "Bunun için mi ekşın yaratıyorsun?"

Bir şey demeden saçlarımı fön makinesiyle kurulamaya başladı. İyice kuruduğundan emin olana kadar bırakmadı saçlarımı.

Makineyi yerine kaldırdığında beni de kollarımın altından tutup kucağına aldı. "Yürüyebiliyorum kocacığım." Dedim imayla.

"Kocacığım diyen ağzını yerim." Dediğinde kahkaha attım. Yatak odasından çıkıp merdivenleri inmeye başladı. Mutfağa girdiğimizde beni indirip sandalyemi çekti.

"Teşekkür ederim." Deyip oturduğumda o da çayları doldurup karşıma oturdu.

"Afiyet olsun karıcığım."

...

"Alo?"

"Efendim?"

"Ne yapıyorsunuz kızlar?"

"Ben babamın yanından geldim. Şimdi kahve yapıp oturacağım biraz." Dedi Esra.

"Bende öyle evdeyim. Kayra'yla konuşuyordum."

"Güzel. Şimdi sizinle bir yerde buluşuyoruz. Anlatacağım şeyler var." Dediğimde Esra imayla güldü.

"İlk gecenizi mi anlatacaksın?"

"Of Esra! Önemli."

Mirel, "tamam ben hazırlanıyorum. Nerede buluşacağız?" Dedi. "Bana gelin." Dedim.

"Yeni evli çiftin evine ilk günden gidilmez." Diyen Esra'ya görmeyeceğini bilsem de göz devirdim.

"Safir'in acil işi çıktığı için gitti. Ne zaman geleceğini de bilmiyorum. Gelin takılalım işte. Konum da atarım. Hadi öpüyorum." Deyip kapattım telefonu.

Mirel ile kuzen meselemizi konusacaktım. Esra da olsun istemiştim. Gizlimiz saklımız yoktu ne de olsa.

Bir saat kadar sonra kapı çaldığında evi incelemeyi bırakıp kapıyı açtım. "Wow, kızım burası harika!" Diyerek içeriye geçti Esra.

"Gerçekten çok güzel. Enişte paraya kıymış." Diyen Mirel de Esra'nın arkasından gitti. Kapıyı kapatıp ben de geçtim salona.

"Bir şey içer misiniz?"

"Kahveye hayır demem hayatım."

"E hadi gelin mutfakta oturalım o zaman." Deyip mutfağa geçtim. Mutfakta bir oturma grubu vardı. Bej rengi ve kapalı kahve renginin birbirine uyumunu sergiliyordu.

Kahveyi de yaptıktan sonra karşılarına geçip oturdum.

"Mirel. Seninle önemli bir şey konuşacağım." Dediğimde o da, "benimde bir şey konuşmam gerekiyor ama emin değilim." Dedi.

"Durun. Simay sen önce anlat. Sonra Mirel'i dinleyelim." Esra'ya başımı salladım.

"Anneannemin bana yaptıklarını biliyorsunuz." Dediğimde başlarını salladılar. "Sebebini öğrendim."

"Ciddi misin? Neymiş pek-" diyen Esra'yı Mirel böldü. "Sende mi öğrendin?"

Şaşkınlıkla baktım ona. "Ne yani sende mi biliyordun?"

Başını salladı usulca. "Bir hafta önce babam anlattı. İnanmadım. Daha doğrusu inanmak istemedim. Yıllarca sana yapılanları dinleyip de arkasından beddua ettiğim kadının anneannem olmasını istemedim." Gözünden bir damla yaş süzüldü. "Sana da bunu nasıl anlatacağımı bilemedim. Onu düşünüp duruyordum bir haftadır."

Gözümden akan yaşlarla dayanamayıp onu kollarımın arasına çektim. Birbirimizin omzunda ağlamaya başladığımızda Esra da, "ya kıyamam size." Diyerek ikimize de sarıldı.

10 dakika sonra ayrıldığımızda, "silin gözlerinizi. Ben daha dün evlendim. Bunun sevincini yaşayacağım daha." Deyip ortamı yatıştırmaya çalıştım.

"Babanı da çağırmadın düğüne."

"Ah be Mirel. Çağırmadım değil çağıramadım. Arayamadım cesaret edip de."

"Ama barışsan ya keşke. Onun çok bi suçu yok ki. Sadece kızı üzülmesin diye bazı gerçekleri saklamış. Olaya onun tarafından baktığında da haklı aslında."

"Bilmiyorum."

"Bence de Simay." Dedi Esra. "Mirel haklı. Git konuş babanla da. O senin böyle olmanı istemezdi bence."

Tam bir şey diyecektim ki telefonumun sesi mutfağı doldurdu. Ayağa kalkıp masanın üzerindeki telefonumu aldım. Safir Tuna arıyordu.

"Alo?"

"Ne yapıyorsun güzelim?"

"Kızlarla oturuyoruz." Dediğimde geri yerime oturdum. "Sen ne yapıyorsun?"

"Toplantıdan çıktım. İşim de bitti. Hem seni bir yere götürecektim hem de evinden eşyalarını alırız diye düşünmüştüm."

"Sonra halledelim. Kızlar var şimdi."

Esra bacağıma dokundu. Ona baktığımda sadece dudaklarını oynatarak, "ne yapacaksanız yapın siz. Biz de gideceğiz şimdi." Dedi. Mirel'e baktım. O da başını salladı.

"Tamam güzelim." Dedi Safir.

"Safir. Kızlar gidecekmiş şimdi. Hazırlanırım bende. Gel sen."

"Geliyorum o zaman." Deyip kapattı telefonu. Kızları yolcu ettiğikten sonra yukarıya çıkıp yatak odasına girdim. Gardıroptan benim için yerleştirilen yeni kiyafetlerden alıp hemen giyindim. Sabah Safir Tuna'nın kuruttuğu saçlarımı tepeden bir at kuyruğu yapıp çantamı da yanıma aldım. Kapı açılma sesini duyduğumda Safir'in dakikliği bir kez daha hoşuma gitmişti.

"Güzelim."

"Geliyorum hayatım."

Merdivenlerden inip kapının önünde beni bekleyen adama doğru ilerledim. Uzanıp yanağına bir öpücük kondurduktan sonra ayakkabılıktaki tek bant, beyaz topuklumu ayağıma geçirdim. "Gidelim."

Safir Tuna'nın koluna girip kapıyı açtım. Çıktıktan sonra kapıyı kilitleyip anahtarı cebine attı.

Arabaya binip benim evime doğru yol aldık. Önce evime gidip gerekli eşyalarımı aldım. Ardından Safir Tuna beni bir kafeye getirdi. "Ne yapacağız burada?"

Arabadan inip benim tarafıma dolandı. Kapımı açıp inmem için elini uzattı. "Göreceksin."

Arabanın kapısını uzaktan kumanda ile kilitleyip beraber el ele kafeye girdik. Safir Tuna etrafa bir göz gezdirdi. "Gel." Deyip beni arkası dönük bir adamın oturduğu masaya ilerletti.

Adam tanıdıktı. Ama çıkarmamıştım. Ta ki yanına varana kadar. "Merhaba baba." Dedi Safir Tuna babamın karşısına oturarak. Elini tuttuğum için beni de oturmuştu. Ben hala babama bakarken babam, "hoşgeldiniz çocuklar." Dedi. Ardından bana baktı. "Kızım." Dedi özlem dolu bir sesle.

Cevap veremedim.

Saçlarını kestirmişti. Normalde bıraktığı kirli sakalları da yoktu artık. Kesmişti hepsini. Biraz da kilo vermişti. Biraz büyük olup da komiğime giden göbeği küçülmüştü. Ben onu incelerken o konuşmaya devam etti.

"Ben özür dilerim senden. Evet, saklamamam gerekirdi ama seni düşündüm. Böyle saçma bir nedenden bu kadar şeyi çektiğini öğrendiğinde yıkılmandan korktum." Devamını getirmesine izin vermeden konuştum.

"Şimdi yıkılmadım mı?"

"Özür dilerim. Ben yine söylemeyecektim sana.Öğrendiğinde beni istemeyeceğini biliyordum. Seni kaybetmek istemedim. Ayrıca Safir Tuna'ya güvendim. Yanındaydı. Her daim arkanda. Aynı annenle ben gibisiniz. O iyileştirir seni dedim. Ben olmasam da dimdik yanında durur dedim." Derin bir nefes aldı.

"Benim geri kafalılığıma ver. Beni affet olur mu? Senin için dünyaları yakarım. Sen benim için bu dünyadaki tek varlıksın. Bana annemden kalan son şeysin sen. Lütfen onu da alma benden." Onun gözlerinden akan yaşlar sanki benim kalbime dökülüyordu. Babamı çok seviyordum.

"Hayır hayır, deme öyle." Deyip Safir Tuna'nın elini bırakıp babamın yanına oturdum. Kollarımı boynuna doladım."Sen benim babamsın. Seni çok seviyorum. Kaybetmeyeceğiz birbirimizi. Çıkar onu aklından baba. Annem bizim böyle olduğumuzu görse çok üzülür biliyorsun değil mi? Hadi ağlama."

Ayrılıp, "ağlamıyorum." Dedi gözlerini silerken. Sonra benim gözlerimi sildi. "Düğüne çağıramadığım için çok özür dilerim. Ama cesaret edip de arayamadım. Sen de affet baba."

"Üzülme. Düğündeydim." Dedi ellerimi tutarak. "Bütün mutluluğuna şahit oldum. Sadece tebrik edemedim. Bir ömür boyu mutlu olun. Birbirinize hep destek çıkın. Asla bırakmayın birbirinizi."

Safir Tuna'nın düğün günümüzde babamı çağıramadığıma pişman olacağımı bildiği için çağırdığını bu gün öğrenmiştim. Hakkımda her şeyi düşünmesi beni ona daha çok bağlıyordu. Bu iki adamın da güzel kalplerini seviyordum.

𖥸𖥸

Normalde bu bölümü final yapmayı düşünmüştüm ama uzayacağı için ayırmak istedim.

Görüşmek üzeree

Continue Reading

You'll Also Like

87.6K 6.6K 51
"Bak Arat... İyisin, hoşsun, şu dünyadaki herkesi alabilecek geniş bir kalbin var ama bu dünya o dünya değil kardeşim. Anlıyor musun? Kimsenin kimsey...
546K 20.5K 41
"Bir bela var, yapıştı ve bırakmıyor." bir okul ve iki çete... Rüyayı iki çetede, kendi çetesine istiyordur. Bakalım neler olacak. iyi okumalar?
1.4M 56.9K 33
"Bana bakıcılık yapmaktan vazgeç ben senin bakıcılık yaptığın çocuk değil karınım " dediğimde sinirle , bakışları tekrar beni bulmuştu. Yüzünde memnu...
5.3K 272 16
0537****: dün gece çok güzel gözüküyordun Miray: ? 0537****: Miray sen değil misin Miray: evet'de kimsin ?