Oğlumun Babası

Od tirasevl

178K 5.3K 758

Lisede başlayan bir ilişki. Çok küçük yaşta hem annesini hem de babası kaybeden Alisa yıllardır aile şefkatin... Více

Oğlumun Babası
1'
2'
3'
4'
5'
6'
7'
8'
9'
10'
11'
12'
13'
14'
15'
16'
17'
18'
19'
20'
21'
22'
23'
24'
25'
26'
27'
28'
29'
30'
31'
32'
33'
34'
35'
37'
38'
39'

36'

741 33 2
Od tirasevl

Düğünün olacağı salona girdiğimizde bizi girişte aileler karşıladı. İki tarafta tanıdık olduğundan hepsine sarıldım ve babaların da elini öptüm.

Barın'da Asil'in pusetiyle ilerliyordu.

Bizimkilerin masasına ilerledik, o önde ben de hemen arkasında. Masaya yaklaşınca hemen herkes ayağa kalktı selamlaşmak için. Herkese sarıldık tek tek. Şaşırtıcı şekilde Eylül ve İrem masada yoktu.

Pek umursamadan Lizyan'ın yanına geçtim ve Barın'da yanımdaki boş yere oturdu.

Herkes kendi aralarında sohbet ederken Lizyan'a yaklaşıp Begüm'ün yanına gidelim mi diye sorunca kabul etmişti.

Ayağa kalktım. Barın bana dönünce "Begüm'e bakıp geleceğiz." dediğimde o da ayağa kalktı.

"Bende Yusuf'a bakayım o zaman." Ben bir şey demeden Asil'i alınca kolunu tuttum.

"Uyuyor zaten, Zeliha'nın yanında dursun." Bana döndü. Ardından Zeliha'nın önüne götürdü puseti. Zeliha ise bana dönüp gülümseyip göz kırptı.

Lizyan'ın koluna girdim ve o da bizi yönlerdirdi. Oraya gidene kadar öyle konuştuk. En son ki durumları. 

Barın'la gelmemi beklemediği belliydi.

Gelin odası yazan kapının önünde durunca kapıyı çaldım. 'Gel' sesinden sonra önce kafamı sokup kim var diye baktım ve İrem ve Eylül'ü görünce şaşırdım.

Begüm'e bayılırlardı da ikisi ondan...

Begüm beni fark edince gülümsedi ve ayağa kalktı. Yusuf'ta yanındaydı. Kapıyı açıp geçtim. Bizimkiler girer girmez o ses duyuldu.

"Barın! Hoşgeldin." İrem'in cırtlak sesi...

İrem yüksek ihtimalle arkamda Barın'a sarılıyordu. Sinirle döndüm. Öyleydi ama Barın'da tık yoktu.

Hemen geri çekildi ve Yusuf'a döndü.

"Kardeşim." Yusuf ona gülümserken bende artık Begüm'e döndüm. Sırıtarak bana bakıyordu. Dikkatlice sarıldım. O da kulağıma eğildi. "Korkma yemezler kocanı." Omzuna vurdum yavaşça.

"İzin versem onu da yapar." Sırıttı. Lizyan az önce geldiğinden Eclil'e bakmak için gitti.

Bende Yusuf'a döndüm. Takımının ceketi; krem, pantolonu ise siyahtı. Sırıttım.

"Büyük konuşmamak lazımmış di mi?" Güldü ama göz devirerek.

"Begüm'ün gazabından korusun Allah herkesi." kahkaha attım.

"Aşkım ben seni duyuyorum." Yusuf'a da sarılıp arkamı döndüm. İrem'in nerede olduğunu söylememe gerek yoktur zaten...

"Begüm biz yerimize geçelim kuzum. Bir şey lazım mı size?" Gülümsedi.

"Sağol aşkım, sadece telefonlarımız sizde dursun olur mu?" başımı salladım. Telefonları verdi bana. Dikkatlice tutup elimde telefonlarla çıktım kapıdan.

"Bekleseydin..." Dibimde duran Barın'a döndüm.

"İrem'le gelirsin diye düşündüm." Güldü.

"Pek tarzım değil." Göz devirdim. "Yani zaten sizinle de konuşmam." ters ters baktım. Elini havaya kaldırdı ve alyansını gösterdi. "Ben evliyim." kaşlarım havaya kalktı.

"Öyle mi?" kafasını salladı. "Tüh üzüldüm." Güldü.

"Benim gibi birini kaybetmek üzücüdür ama olsun-"

"Yok ben karınıza üzüldüm. Yazık olmuş sizin gibi biriyle evlanip kendini heba ederek." hemen morali bozuldu. Bu sefer ben sırıttım.

"Gerçek düşüncen bu di mi?" başını öne eğdi. Çocuk gibiydi cidden.

"Barın oyun oynamıyor muyduk?" kafasını kaldırdı.

"Yani şaka?" omuz silktim. Düşüncelerimin doğru olup olmadığını bende bilmiyordum. Öğrenmem ise Barın'ın bana tüm gerçekleri anlatmasıyla gerçekleşecekti.

👼🏼

Yaklaşık yirmi dakika sonra Begüm ve Yusuf giriş yapmış ve nikahtan sonra ilk danslarını gerçekleştirmişlerdi.

Ardından klasik oyun havalarıyla devam ediyordu düğün. Çiftler de dansa kalkmıştı ama o an Asil'in altını değiştiriyordum gelin odasında.

Masaya geri döndüğümde neredeyse herkes oynamaya gitmişti. Baran ve Barın oturuyordu bir tek. Asil'i kucağıma alıp sırtını sıvazladım.

"Kalkın oynayın hadi!" omuz silkti Baran.

"Keyfim yok yenge ya..." kaşlarım çatıldı.

"Niye ki? Zeliha'yla mı ilgili?" bu sefer onun kaşları çatıldı.

"Size bir şeyler dedi mi benim hakkımda." başımı iki yana salladım.

"Baran, sen geçmişte çok hata yaptın Zeliha'ya karşı. Olmaması gereken kıskançlıkların oldu. En kötüsüde çok yanlış bir tavrın vardı. Bu sonucu kendin yarattın. O yüzden kendine kız. Korkak bir adam da olma. Korkaklar her zaman kaybeder." Son sözümü Barın'a bakarak söyledim.

Baran başına vurdu ve ellerini şakaklarına koyup ovdu. "Biliyorum ama iş işten geçti..." geçmişti. Baran affedilemezdi. Çocukluk yapmıştı o. Zeliha sonuna kadar haklıydı.

👼🏼

Takı merasimi başladığında Asil'i kızlara emanet ettim. Ondan beklemediğim bir şekilde Eylül istemişti ve vermiştim bende. Enayi falan diyebilirdiniz ama onlara üzülüyordum açıkcası.

Alaz'la ikisi Asil'i severken bizde azalan kuyrukta sıraya geçtik Barın'la.

Elini belime yerleştirdi. Yavaş yavaş ilerledikten sonra karşı karşıya geldik. İkili bize bakıp sırıttı.

Ben Begüm'e, Barın ise Yusuf'a taktı takısını ardından sırayla sarıldık arkadaşlarımıza ve bir fotoğraf çektirdik. "Sizi hep böyle görmek istiyoruz. Yemin ederim ünideki mıç mıç hallerinizi özlettirdi şu tavrınız." Gülümsedim Yusuf'a.

"Bizde sizi hep mutlu görmek istiyoruz." Begüm bana gülümseyip bir kez daha sarıldı.

Barın elimi tuttu. Masaya ilerledik. Tam o anda biraz arkada kalan bir masada Barın'ın ailesi gözüme çarptı. Masaya gidince Eylül'ün yanına geçtim. "Babaannesine götürebilir miyim?" bana baktı ve gülümsedi. İlk defa... Bunun şokunu yaşarken Asil'i aldım kucağıma ve Barın'ın geri kaldırdım masadan.

"Barın kalk hadi!" ne olduğunu anlamasada ikiletmedi. Elini tutup annesigilin yanına ilerletirken durdu yerinde. Anladı tabii.

"Niye durdun yürüsene!" masadaki bakışları bana döndü.

"Sen git." ofladım.

"Yürü Barın! Düşmanın değil onlar senin." ters ters baktı.

"Gelmezsen eve dönerim tek başıma." Derin bir nefes aldı ve o ilerledi bu sefer." Masaya ilerleyince zaten bizi fark etmişlerdi.

Derya Hanım ayağa kalktı. Barın kadına nasıl baktıyda durdu kadın hareketlenmedi.

Koluna vurdum.

"Derya babaannesiyle Ali dedesi özlemiştir torununu." Onların yanına ilerleyince hemen sarıldım ve Asil'i kucaklarına verdim. Barın ayakta durdu.

"Otursana Barın." Ali babam ve Derya Hanım Asil'i severken Barın sırt çevirmişti bize.

Tuğçe'yi dürttüm. "Abinle yer değişsene kuzum." kafasını salladı ve Barın'ı ikna etmeye çalıştı. Benim yanıma oturmuştu şimdi Barın.

"Alisa sağol kızım." Derya Hanım'a döndüm. Gülümsedim sadece.

Onlar Asil'le ilgilenirken takı töreni bitmişti ve oyunlar oynanmaya devam ediyordu.

Ankara havası çaldığında bizimkiler kalkınca Barın'ın morali düzelsin diye bende ayaklandım. Kolundan çekişitirerek piste ilerledim.

Bizimkilerin oluşturduğu çemberin arasına girdim. Barın öylece alkış tutarken bende yanına hafifçe sallanıp alkış tuttum. Herkes çok eğleniyordu. Kollarımı Barın'ın omzuna doladım ve kulağına yetişmek için biraz daha yükseldim.

"Bu günlerin tadını çıkar Barın. Yarın ne olacağı belli olmaz. Kimseye surat asma, sırt çevirme! Şimdi bırak mutlu olalım..." yarın olmayacağımız belliydi çünkü. Barın bana yarın her şeyi anlatmak zorundaydı. -Bunun bizi mutlu etmeyeceğini biliyordum...

Yoksa onu asla affedemezdim. Şimdiki gibi içim buruk severdim onu, hem nefretle hem aşkla bakardım. Kızardım ama kıyamazdım. Üzülürdüm ama bir yandan da acı çektirirdim. Çünkü Barın'ın haklı olduğu yanı yoktu.

Bir adam çıkıpta babanım ben senin diyemezdi bana. Benim babam ölmüştü. Kız kardeşim yoktu. Bunca zaman ağızlarından tek bir yalan duymadığım dedem ve babannem bana yalan söylemezdi.

Barın bana her şeyi anlatmalıydı yoksa onu asla affetmeyecektim.

Hayatımdaki tek vasfı oğlumun babası olarak kalmak olurdu.

Oysa o benim ilk aşkımdı. Sevgilim, dostum, sırdaşım, sevdiğim adam.

Beni bu kadar küçük düşürmemeliydi. Ona her dokunduğumda biraz daha aşık olup daha çok nefret etmemeliydim. Ona her dokunduğumda sevdam artmalıydı, nefretim değil.

Oğlumun her anında yanında olmalıydı.

Bütün bunlar unutulurdu. Barın bana yalan söylemeden tüm gerçekleri anlatırsa. Gerçekler korkutmuyordu.

Barın'ı kaybetmek daha çok korkutuyordu ve benim korktuğum şeyler hep başıma gelirdi.

Gerçekler umarım Barın'ı haklı çıkarırdı yoksa o sadece Oğlum Babası olarak kalacaktı.

herkese merhaba

uzun zamandır bölüm yazma isteği içimde yoktu, şimdi de sizi çok beklettiğimden hafif bir şeyler yazdım.

Finale çok az kaldı. Bir tahmini olan var mı????

Oyları verdiyseniz öpüldünüz 💙

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

93K 5.4K 32
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
135K 10.5K 17
"Abin falan dinlemem. Eğer o odaya gelirsem, sabaha kadar çığlık attırırım sana."
696K 29K 46
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
662K 25K 86
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...