15'

3.7K 114 14
                                    

Selam, oy vermeyi unutmayın.

İyi okumalar 🙃

Ertesi gün öğlene doğru hep beraber hazırlanıp sahile inmiştik. Tatil yeni başlıyordu bizim için.

Barın'ı kucağındaki oğlumuza güneş kremini sürerken bende kendime sürmeye çalışıyordum. Eclil bir an bile Asil'in yanından ayrılmadığı için Barın Lizyan'ın yanındaydî. Lizyan'da, kucağındaki kızıyla ilgileniyordu. Barın kremi sürdükten sonra Lizyan'a verdi oğlumuzu. Lizyan bana baktı izin istercesine, gülümseyip sorun olmadığını belirttim ve Barın'ın yanıma gelişini izledim.

2 haftadır spora gidiyordu ve karın kasları az çok kendini belli etmişti. Siyah, dizinin bir karış yukarısında biten şortuyla yanıma oturdu.

Elimdeki kremi aldı ve arkama geçerek sırtıma sürmeye başladı. Her dokuşunu...

Yavaş yavaş sırtıma sürmeye devam ediyordu. Birden daha da yanaştı. Nefesini boynumda hissederken dudaklarını oraya bastırdı. Uzun uzun öptü boynumu ve ısırarak geri çekildi. Sırtıma sürdükten sonra ona doğru döndüm, kucağına oturdum ve tıpkı bana yaptığı gibi dudaklarımı boynuna bastırdım. Etrafamızda kimse yoktu.

Baran ve Arda yandaki kafede yemek yiyordu. Yusuf, Burak, Faruk, Begüm ve Zeliha ise yüzüyordu ileride. Lizyan çocuklarla ilgileniyordu. Bu durumda bize bakan kimse yoktu.

Dudaklarımı dudaklarına çevirdim. Üst dudağını iki dudağımın arasına hapsettim, ağzımı açtığım ilk anda dilini devreye soktu. Alt dudağımı tıpkı benim yaptığım gibi emerek sertçe ısırdı ve bıraktı.

"Eve gidelim ya, boşver yüzmeyi." bu kadar acele etmesine sırıttım. "Ama benim hiç gidesim yokki." Dudaklarımı büzdüm ve kucağından kalkacakken kolumu tuttu.

"Nereye?"

"E yüzmeye gelmedik mi Barın?" kolumu ondan kurtarıp Lizyan'ın yanına gittim. Omzundan ona doğru baktığımda sen ifla olmazsın dercesine başını iki yana salladı ve kafasını şezlonga yasladı.

Lizyan'ın bana imayla sırıtmasına göz devirip oğlumu kucağıma çektim. Yavaşça denizin kenarına yürüdüm ve suyun, dizlerimin 2 karış üzerine geldiği noktada durdum ve yavaşça ayaklarını suya soktum.

Ağlamaya başlamıştı bile ben onun bu hallerine sırıttırken sudan çıkardım ve babasının yanına gittim.

Barın, yüzmek yerine uyumayı tercih ettiği için oğlumu onun yanında duran pusete koyarak biraz salladım ve uyumasını bekledim. 10 dakika sonra uyuyunca Barın'a dikkat etmesini söyleyip bizimkilerin yanına gittim. Tam ayaklarımın değdiği yerde duruyorlardı çok şükürki.

"Hıh, Alisa'da geldiğine göre deve güreşine okeysiniz o zaman abi." Faruk'a baktım. Ciddi miydi o? Şu kadar suda boğulmaktan korkuyordum zaten.

"Tamam lan. Herkes 3 takım kızlı erkekli. Kaybeden iki ekip arkadaşı akşamki yemeği öder." Begüm'de bu işe atlayınca ona baktım.

"Diyelim ki ben ve arkadaşım kaybetti. Burada olmayan Baran ve Arda neden bundan nasipleniyor." ekibin cimriside konuşmuştu.

"Tamam Yusuf ağlama onlarınki benden." Yusuf sırıttı.

"Bizimkiler de sizde zaten." eliyle bizi işaret edip sırıttı. "Nişanlım bende, Alisa'da sende olsun. Burak ve Zeliha'da ayrı bir takım." Faruk'ta sırıttı.

"Herkes kabul mü?" başımızı salladık. İstemiyordum ama Yusuf banada laf atınca oynayasım gelmişti. Küçümsüyordu demek beni.

Faruk dipe girdi. Omzuna oturdum ve ayağa kalkınca çığlık attım. Aynı şekilde Zeliha'da bağırmış ve korkudan düşmüştü. Hepimiz gülüşürken tekrar binince dengeyi sağlayıp Burak'a saydırmaya başladı.

Oğlumun BabasıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang