DELİ GELİYORUM DEMEZ!! °Yarı...

By morinocta

2.8M 136K 25.6K

Uykusunu her şeyden önde tutan bir kızın evinin yanında yeni bina çalışması yapılır ve kızı uykusundan alıkoy... More

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34.
35.
36.
37. (Part 1)
38. (Part 2)
39.
40.
!ÖNEMLİ DUYURU!
41.
42.
43.
44.
46.
47.
48.
49.
50.
51.
52.
53.
FİNAL
ÖZEL BÖLÜM I

45.

25.9K 1.4K 150
By morinocta

Neden arka arkaya bölüm attığımı sormayın. Fişek gibi karı olduğumu söylemiştim.

İyi okumalarrrr ♡

𖥸𖥸

Safir Tuna ile bu gün annesi Hannah hanımın yanına gidecektik. Ve ben çok heyecanlıydım. Heyecandan bir yerde bayılıp kalmazsam iyiydi.

Kayra'ya da Mirel'i annesi ile tanıştırması için önayak olmuştum. Ama ilişkilerinin daha yeni olduğunu ve Mirel'in daha hazır olmadığını söyleyip reddetmişti. Ben de hazır değilim diyeceğim ama zaten kadını görmüştüm. İyi birisi gibiydi.

Derin bir nefes alıp anahtarlarımı da yanıma alarak aşağıya indim. Hanım hanımcık giyinmiştim. İki gündür parmağımdaki yüzükle bakışıyordum. Çok mutluydum bu aralar. İnşallah ağlmazdım.

Safir Tuna tam da dediği saatte önümde durmuştu. Yolcu koltuğuna geçip çantamı kucağıma aldım. "Hoşgeldin güzelim." Dedi Safir arabayı tekrardan çalıştırarak. "Hoşbuldum da ben çok heyecanlıyım ya. Ne yapacağım?"

Güldü. Elini çantamın üzerindeki elimin üzerine koydu ve hafifçe okşadı. "Sakin ol annem zaten seni seviyor. Gelini istiyordu ben de aldım."

"Pazardan elma mı alıyorsun?" Diye çıkıştım dediğine karşılık. Bu onun gülmesine sebep oldu. "Gönlüme sultan arıyorum."

Tebessüm edip önüme döndüm. Dizimi sallarken Safir Tuna'nın eli hala elimdeydi. "Sakin ol dedim güzelim. Dizini sallayıp durma."

"Hıı çok kolaydı çünkü."

"Babanla ben konuşurken nasıldım? Böyle değildim o kesin de." Dedi. Gerçekten de heyecan yapmamıştı. Ya da bana yansıtmamıştı. Ayrıca kadın beni seviyormuş neden stres yapıyordum ki?

Derin nefes alıp geriye yaslandım. O da elini çekip vites attı. Yaklaşık on beş dakikanın ardından Safir Tuna arabayı durdurup indi. Benim de kapımı açıp elimi tuttu. Heyecana gerek yok, diye kendimi sakinleştirip beraber evin kapısına vardık. Safir Tuna kapıyı çalıp beklemeye başladı. Eli elimdeydi. Parmaklarımız birbirine kenetliydi. Kapı Hannah hanım tarafından açıldığında bakışlarımı oraya yönelttim.

"Hoşgeldiniz!" Dedi cıvıl cıvıl sesiyle kocaman gülümseyerek. Gülümseyip başımla nazikçe selam verdim. "Hoşbulduk." Dedim.

"Geçin geçin. Ayakta kalmayın." Kapıdan çekilip bizi içeriye davet etti. Beraber Safir Tuna ile salona geçtik. Arkamızdan da Hannah hanım geldi. Safir tam koltuğa oturuyordu ki bir adamın sesi salonu doldurdu.

"Hoşgeldiniz gençler!" O tarafa baktığımda Safir'in tıpa tıp aynısı bir adam bize doğru geldi. "Ben Oktay." Deyip elini bana uzattı. Mal mal öylece adama baktığımı fark edip kendime geldim ve elini sıktım. "Simay Neva." Deyip başımla da selam verdim.

Omzunun üstünden Hannah hanıma baktı."Gelinimiz ne kadar güzelmiş."

Heyecanla atmaya başlayan kalbimi derin nefes alarak düzene sokmaya çalıştım. Elimde bir baskı hissedince oraya baktım. Safir Tuna'nın elini sıkıyordum. Elimi gevşetip Oktay bey'e baktım. "Teşekkürler." Dedim.

Benden sonra oğluna döndü. "Hoşgeldin kerata." Safir Tuna elimi bırakıp babasıyla sarıldı. "Hiç uğramıyorsun ha. Unuttun sandık vallaha." Diye sitem etti babası.

"İşleri biliyorsun baba." Dedi. "Ama elimden geldiği kadar boş zaman yaratmaya çalışıyorum."

Ayrıldıklarında koltuklara oturduk. Safir ile yan yana, babası karşımıza annesi de diğer tekli koltuğa oturmuştu.

Oktay bey güldü. "O zamanı da gelinime harca."

Utangaçlık duygumun olduğunu bile bilmiyordum ama şu an kendisi tavan yapmış durumdaydı. Hannah hanım, "Oktay!" Diye uyardı eşini. Sonra bana döndü.

"Sen nasılsın Simay?"

Gülümsedim. "İyiyim Hannah hanım. Siz nasılsınız, ne yaptınız?"

Kaşlarını çattı. "Hanım mı?"

Ne diyeceğimi bilememiştim bu yüzden sadece gülümsedim. Safir Tuna anlamış olacak ki, "anne," diye seslendi.

"Oğlum?"

"Daha dakika bir gol bir. Bir dur."

"Annesi olacağım sonuçta, ne dakikası?" Dedi sitemli sesiyle.

Safir sussun diye eline baskı yaptım. Tam bir şey diyecektim ki Oktay bey konuştu. "Ne iş yapıyordun kızım?"

Ona döndüm bende. "Stilist."

"Aa kaynananla meslektaşsın."

"Evet."

Safir ve Oktay Bey'in arasında gözle görülür bir benzerlik vardı. Kopyala yapıştır mı yaptınız diye sormak istesem de absürt kaçar diye sormadım. Safir babasına, Kayra annesine benziyordu.

"Şirketi de yönetiyor gelinim." Hannah hanımın hissesinden fazla hisse vardı bende. Ortaktık şirkete.

"Ne güzel kendi ayakları üzerinde duruyor işte." Durdu. Kederli bir bakış attı Hannah hanıma. "Bu Kayra ne zaman adam olacak?"

"Ne alaka şimdi Kayra, Oktay?"

Omuz silkti Oktay bey. "Bir anda ona verdiğim emekler geldi aklıma. Boş gezenin boş kalfası gibi geziyor hala."

"Karışma Oktay çocuğa!"

Tam Oktay bey'de bir şey diyecekti ki Safir atladı lafa. "Anne, baba. Sırası mı şimdi?"

"Tamam demedim bir şey." Dedi. Ama yine de susmadı. "Aylak."

"Yemeğe geçelim mi?" Diye sordu Hannah hanım mutfağı işaret ederek. Safir ve Oktay bey, "olur," dediler. Safir elini belime koyup mutfağa yönlendirdi.

Sandalyelere oturduğumuzda Oktay bey tabakları dolaptan alıp Hannah hanıma uzattı. Hannah hanım da yemekleri tabaklara koydu. "Hepsini özene bezene yaptım."

Oktay bey ona yandan bir bakış attı. "Asla Meryem hanım yardım etmedi."

Hannah hanım ona öldürücü bakışlarından atıp tabakları önümüze koydu. Kapı çaldığında Oktay bey, "bakıyorum." Dedi.

Eşine yardımcı olması çok hoştu. Güzel bir duygu olmalıydı. Aklıma Safir Tuna'nın bana bulaşıkları yıkarken yardım etmesi geldi. İyi bir eş olurdu beyefendi. Ona bakıp gülümsedim. O da bana gülümsedi, hemde dolu dolu.

Koridordan bir ses yükseldi.

"Selam gençler ve kendini genç hissedenler grubu!"

Mutfak kapısında görünen Oktay bey bayık bir bakış atarak gülümsedi. "Geldi aylak." Gülüp arkasından gelen Kayra'ya baktım. Kayra'nın konuşma tarzı babasına benziyordu. İkisi de komikti.

"Anam!" Deyip Oktay Bey'in yanından sıyrılarak annesinin omzundan sarıldı ve yanağını sulu sulu öptü.

Kayra'nın boş boş konuşması, Hannah hanımın ve Oktay Bey'in soruları ile yemeğimizi yeyip çay faslına geçmiştik. Salonda koltuklara oturup sohbet ediyorduk.

Öyle çok sohbet etmiştik ki Hannah hanım ve Oktay Bey'in tanışma hikayesini bile dinlemiştim. Oktay bey Ro-Ro gemisinin kaptanıymış. Hannah hanım ile gittiği bir seferde İngiltere'de tanışmışlar. Sonrasında bir süre orada kalmış Oktay bey. 1 yıl içinde tanışmış ve evlenmişler. 'Ne kadar hızlı olduğu değil olay, bizim birbirimizi ne kadar sevdiğimiz.' demişti Oktay bey.

Ne kadar hızlı olduğu değil ne kadar sevdiğin önemliydi.

"Yakında seni ailemle de tanıştırmak isterim." Diyen Oktay bey ile ona baktım. Tamam, ben de tabutumu hazırlatıyorum izninizle.

İçimden geçenin aksine, "olur, çok isterim." Diye bir yanıt verdim. Ne büyük olaylara karışıyordum ben öyle. Daha babamın haberi yoktu. Adama harbi inme inecek diye korkuyordum.

Tam Safir Tuna'ya dönecektim ki başını omzumda hissetmemle hiç kıpırdamadım. Yüzüne eğilip baktım. Uyuyakalmıştı.

Yavaşça Hannah hanıma döndüm. "Uyumuş."

Hannah hanım gülümseyerek baktı. "Yorgun duruyordu zaten."

"Yatıralım buraya. Sende burada kal istersen kızım." Diye bir öneri sundu Oktay bey.

"Ben rahatsızlık vermeyeyim." Dedim. "Giderim."

Kayra konuşulanları elindeki çayı höpürdeterek dinliyordu. Şöyle gelişi güzel bir tane çarpacağım ağzına, o olacak!

Safir Tuna'nın bileğindeki saate baktım. 23:14 geçiyordu. Yavaşça ayağa kalkıp Safir'in kafasını koltuk minderine bıraktım. Hannah hanım içerden örtü getirip üzerini örttü.

"Ben de gideyim artık, geç oldu." Çantamı alıp ayağa kalktım.

"Bu saatte bırakamam seni. Neyle gideceksin hem?"

"Gece çalışan taksi yok mu?" Diye sordum. Başını iki yana salladı. "Geçmez herhalde bu saatte."

Oktay bey eşinin dediklerini onayladı. "Yabancı sayılmayız artık, sende kal burada. Gece gece gitme bir yere."

Kayra'ya baktım. "Sen gitmiyor musun?"

Çayından höpürdeterek bir yudum alırken kaşlarını da hayır anlamında havaya kaldırdı.

Ne kadar gideceğim desemde göndermemeye yemin etmiş gibi ısrar ettiler. Bende daha fazla uğraşmayalım diye kabul ettim. Misafir odasına gidebileceğimi söyleyip beni oraya yönlendirdi Hannah hanım.

Yanıma da yeni olduğunu söyleyip bir pijama takımı bırakmıştı.

Kendimi bir garip hissetsem de üzerimi değiştirip yatağa girdim. Bir süre dönüp uyumayı bekledim. Tam uykuya dalmıştım ki kapı açılıp kapandı.

Işıkla uyumayı sevmediğimden içerisi karanlıktı ve kim olduğunu görmemiştim. Yatağın sağ tarafa doğru çöktüğünü hissettim. Ardından saçlarımın arasına bir öpücük bırakıldı. "İyi uykular güzelim." Dedi Safir Tuna'nın uyku mahmuru sesi.

Yanıma yatıp kolunu belime doladı. Safir Tuna'nın göğsünde huzurlu bir uykuya kucak açtım.

𖥸𖥸

Görüşmek üzere beybilerr

Continue Reading

You'll Also Like

15.3K 1.7K 13
(Eski adı: Ateş'li Üsteğmen) (Wattpad'de Zifir Mavisi isimli ilk ve tek kitaptır.) ...
1.6M 99.1K 61
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
545K 20.5K 41
"Bir bela var, yapıştı ve bırakmıyor." bir okul ve iki çete... Rüyayı iki çetede, kendi çetesine istiyordur. Bakalım neler olacak. iyi okumalar?
20.4K 1.2K 38
Genç adam sevdiği kadını beyazlar içinde gördüğünde dili tutulmuş bir şekilde baka kaldı. Dudaklarını aralayıp şu sözleri söyledi. "Beyaz en çok sana...