DELİ GELİYORUM DEMEZ!! °Yarı...

By morinocta

2.9M 140K 26.3K

Uykusunu her şeyden önde tutan bir kızın evinin yanında yeni bina çalışması yapılır ve kızı uykusundan alıkoy... More

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34.
35.
36.
38. (Part 2)
39.
40.
!ÖNEMLİ DUYURU!
41.
42.
43.
44.
45.
46.
47.
48.
49.
50.
51.
52.
53.
FİNAL
ÖZEL BÖLÜM I

37. (Part 1)

39K 1.8K 326
By morinocta

Medya: gezdikleri yer (temsili)

Arkadaşlar daha bölümü iki gün önce atmışım. Ve gelmiş sürekli yb yorumu yapıyorsunuz. Sizi de anlıyorum o yüzden kısa sürede atıyorum bölümü. Ama siz de beni anlayın ben de bir insanım ve zamanım yettiğince yazıyorum. Kimseyi sessize almak istemiyorum lütfen anlayışlı olun.

İyi okumalar.

𖥸𖥸

Oturduğum koltukta korkudan bir ileri bir geri sallanıyordum. Önümdeki bilgisayarın kenarlarını sıkmış, kırma reddesine gelmiştim.

Bir anda karanlık ormanda beliren hortlakla yerimden sıçradım. "Yeter be!" Korkuyla hızlı nefesler aldım. "Yırtık dondan çıkar gibi çıkıp duruyor ebesini-" bir anda hortlağın tekrar çıkmasıyla lafım yarıda kesildi.

Bilgisayarın kapağını sert bir şekilde kapatıp ayağa kalktım. Koşarak ışıkların düğmesine yaklaştım. Her an arkamdan bir şey hortlayabilirdi. Işığın düğmesini açtığım gibi koca bir nefes aldım.

"Benim gibi bir salak dünyada başka yok herhalde. Korktuğun halde korku filmi izlemenin başka açıklaması olamaz çünkü."

Geri koltuğa gidip telefonumu aldım.

Siz: Safir, bebeğim

Siz: ne yapıyorsun?

CEO kocam: yatıyorum güzelim

CEO kocam: sen?

Siz: oturuyorum öyle

CEO kocam: bir şey yok değil mi?

Siz: yok yok merak etme

Siz: uykum yok da konuşmak istedim

CEO kocam: konuşalım güzelim

CEO kocam: buluşalım da

CEO kocam: bu arada yarın ne yapıyorsun?

Siz: bilmiyorum boşum herhalde

CEO kocam: buluşalım mı

Siz: tenhada mı demek isterdim ama sen sapıtıyorsun

CEO kocam: sen en son beni tenhada kıstırıyordun ne oldu o iş?

Siz: yeri geldiği zaman kıstırırım yiğidim

Siz: sıkıntı etme

CEO kocam: yeri gelmez gel ben seni yerine götüreyim

Siz: tamam olur

CEO kocam: o zaman yarın buluşuyoruz

Siz: evet bebeğim

Siz: saat 11 gibi buluşalım

CEO kocam: bana uyar

CEO kocam: iyi uykular uykucu güzelim

Siz: :') iyi uykular bebeğim

Saat 10'a alarm kurdum. Telefonu kapatıp ayağa kalktım. Koşarak ışığı kapattım ve yine koşarak odaya kaçtım. Işığı açıp yatağıma girdim. Bu gün ışıkla uyuyacaktım. Bir daha da korku filmi izlemeyecektim.

Korkarak da olsa kendimi uykuya bıraktım.

Alarm çaldığında gözlerimi aralayıp telefonumu aramaya başladım. Bulamayınca söverek kalktım. Örtüyü itip içine baktım, yoktu. Yatağın kenarına baktım. Yere düşmüştü. Elime alıp alarmı kapattım.

Işığı kapattım ve banyoya gidip duş aldım, dişlerimi fırçaladım. Kahvaltı yapmayacaktım. Bornozla çıkıp dolabımın önünde durdum.

Gözüme çarpan crop - etek ikilisine baktım. Papatya desenli siyah eteğim ve balon kol crop'u aldım ve üzerime geçirdim.

Altına şeffaf tek bant ayakkabı giyecektim. Sıra makyaj faslına geldiğinde yüzüme önce krem, sonra rimel ve biraz da allık sürdüm. Saçlarımı tepeden güzel bir topuz yaptım. Siyah kol çantamı da aldığımda, tam bir yaz kızıydım.

Saate baktım. 10.48.

Ayakkabımı giydim ve evden çıktım. Asansör geldi, bindim, indim diyene kadar 5 dakika da orada geçti. Yaklaşık 3 - 4 dakika kadar bekledikten sonra Safir Tuna'nın arabasını gördüm. Bana yaklaştı ve yanımda durdu.

Gözündeki pahalı gözlükleri ile camı indirip, "pişt yavru. Aliyim mi seni?" Dedi. "Alabilirsiniz yakışıklı." Dedim.

Kahkaha atıp yanındaki koltuğa yürüdüm. Yanına oturduğumda direkt yanağımdan öpüp saçımı kokladı. Gülümseyip bende onu öptüm.

Gülerek arabayı çalıştırdı ve ilerlemeye başladık. "Nereye gidiyoruz?"

Gözleri arsızca üzerimde gezindi. "Ben nereye istersem." Dedi yine de. "Tenha mı, orasını bilemem."

Dediğim şeyleri tek tek yüzüme vurması hoşuma gitmiyordu. Geriye yaslanıp gözlerimi kapattım. Radyo eşliğinde yolun bitmesini bekledim.

En sonunda bir yerde durduğumuzda ağzım bir karış açık kalmıştı. Önümüzde Balat sokakları vardı. Etraflar pembe, kırmızı, sarı vb. Renklerle süslenmiş, çok tatlı bir alan çıkmıştı ortaya. Buraya sevdiğim adamla gelme hayalim vardı. O yüzden çok istememe rağmen hiç gelmemiştim.

"Buraya gelmeyi çok istiyordum. Ne kadar güzelmiş." Dedim etrafı izlemeye devam ederken.

Yanıma dolanıp kolunu omzuma attı. Elini göğsümün üstünden tuttum. Gözleri anlığına oraya kaysa da vazgeçmiş gibi geri sokaklara döndü. El ele yürümeye başladık.

Manzarası o kadar güzeldi ki, hayran kalmamak elde değildi. Rengarenk evler, temiz sokaklar, oradan oraya atlayan kediler... Etrafımı inceleye inceleye yürürken bir anda bir taşa takıldım. Safir Tuna omzundaki elini direkt belime attı. Sıkı sıkıya tutarken başımı ona çevirdim. "Dikkat etsene," dedi yumuşacık ses tonuyla.

"Çevrenin güzelliğine dalmışım. Fark etmedim."

"Bende senin güzelliğine dalıyorum ama bu kadar dikkatsiz olmuyorum. Az biraz daha dikkat et."

Gülümseyip bende elimi beline sardım. Öne doğru adım atıp onu da ilerlettim. Gördüğüm her şeyi almak istiyordum. Şu an annesini oyuncak almaya zorlayan küçük çocuklar gibi olduğuma adım kadar emindim.

"Gel," dedi Safir Tuna belimden tutup başka bir tarafa yönlendirirken. Zorluk çıkarmadan onun beni götürdüğü yere gittim. Rengarenk merdivenlerin olduğu alana geldik. Şarkı söyleyen gençler vardı.

Şarkı söylemeyecektik değil mi?

Merdivene oturmuş müziği dinleyen insanların olduğu yanına ilerletti beni. Köşeye geçip oturduğumuzda 'Can Bonomo - tastamam' şarkısını çalmaya başladı çocuklar.

Başucuma mektup bırakmış, ve gitmiş
Kısacık bir mektupla beni, terk etmiş
Ne kadar mutluyduk oysa Tanrı şahidim
Her şey dünyaya ait ben ona aitim

Ben ona aitim kısmında şarkıya eşlik ettim.

Sensiz, yaşlanamam
Nefes alamam, ama
Bir kez sesini duysam
Senden, uzaklaşamam
Yolu bulamam, ama
Bir kez, elini tutsam

Safir Tuna bu kısımda eşlik etmişti gözlerime bakarak. Gülümseyip nakarata beraber eşlik ettik.

Dön, sen ne dersen de tamam
Bitmişim halim yaman
Bi' sendin derdimi anlayan
Değ, tenime gözlerinle değ
O zaman hallolur her şey
Her şey hallolur tastamam

"Benden gitme, o zaman hallolur işte her şey tastamam." Deyip yanağıma öpücük bıraktı. Çocukların gitar kutusuna para attı ve beni de ayağa kaldırdı.

Akşama kadar beraber sokaklarda gezdik. Her köşesine bir hatıra bıraktık. Bir sürü fotoğraf çekilip, hediyeler aldık. Çok güzel bir gün geçirmiştim. Yine onun sayesinde.

Arabaya el ele yürürken hava epey kararmıştı. Yolcu koltuğuna oturdum, Safir'de şoför koltuğuna. "Bir dahaki sefere istikamet Galata kulesi." Dedi dizimin üzerindeki elimin üzerine elini koyarak.

"Safir Tuna, ben her şey için çok teşekkür ederim. Seninle ne zaman bir araya gelsem o günüm aşırı güzel geçiyor. Mutlu oluyorum. Hayatıma bir anda girdin ama iyi ki girdin."

Konuşmamı dikkatle dinledi. Yüzüme gelen saçlarımı omzumun gerisine atıp avucunu yanağıma yasladı. "Benim sana aşık olduğum her zamanım güzel geçiyor."

Bu sefer ona fırsat vermeden ben öptüm onu. Sonu nereye giderdi bilmiyorum ama bu gün durmayacaktım. Onu istiyordum. Hemde çok...

Bir anda elini belime sarıp beni kucağına çekti. Dudaklarımızı ayırdı ama çok da uzaklaşmadı. "Şu an Balat sokaklarındayız. O kadar işlek ki her an birisi gelebilir."

Omuz silktim. "Sence umrumda mı?"

"Olmalı."

"Bunu beni kucağına çeken sen mi söylüyorsun?"

Dudağının bir kenarı yavaşça yukarı kalktı. "Biliyorsun konu senken ben kendimi durduramıyorum. Aslında böyle bir adam değildim."

"Artık böyle bir adamsın. Benim adamımsın." Dediğimde saçımı geriye itip boynuma öpücükler kondurmaya başladı. Kulağım ile boynumun arasına dişlerini geçirdiğinde, "ah" deyip geri çekildim. "Acıttın!"

"Bu..." Dedi muzipçe gülüp. "...yaşayacaklarının on gösterimi."

Bir şey dememe izin vermeden boynumdan göğüsüme doğru öpücükleriyle yol çizdi. Boynumu geriye yatırıp ona görsel şölen verdim.

Açık kalan tenime öpücükleriyle çiçekler açtırdı. Hafifçe geri çekilip, "kıyafetine karışamam ama bunları da giyme be güzelim." Dedi.

"Neden?" Sorunun cevabını çözmüştüm ama yine de o söylesin istiyordum.

"Beni zor duruma sokuyorsun. Ve bu iyi bir şey değil."

"Hmm." Diye bir ses çıkardım. Bu onu tahrik etmiş olmalı ki derin bir nefes alıp başını koltuğa bastırdı. "Demek seni tahrik ediyorum."

"Sanki farkında değilsin." Dedi. "Ama senin her şeyine tahrik olan da benim. Gülüşüne, bakışına, oturuşuna... Her şeyine aşığım."

"Bende sana aşığım ve bu duyguya da aşığım. " Dedim. "Aşka aşık olanım."

𖥸𖥸

Ay valla cok heyecanlandım hwkznnd

Özür dilerim burada kestiğim için 🙃
Ama diğer bölümü şu an yazıyorum uzun olduğu için iki parçaya ayırdım. Yarına gelir. Beklemede kalınnn

Görüşmek üzereee🤭

Continue Reading

You'll Also Like

266K 11.8K 64
Ceylan Su Taşkın, öğretmenlik görevini yapmak için Şırnak'a atanan genç bir kadındır. Sırf görevini yapmak için geldiği bu yerde hiç beklemediği gari...
83.7K 6.2K 16
Kadın nüfusunun azaldığı bu çağda, çok erkek çocuğu olanlar narin görünen oğullarını Kucak Oğlanı olarak satmak zorunda kalıyordu... Melih ise bu ola...
1.5M 61.4K 34
"Bana bakıcılık yapmaktan vazgeç ben senin bakıcılık yaptığın çocuk değil karınım " dediğimde sinirle , bakışları tekrar beni bulmuştu. Yüzünde memnu...
578K 35.7K 47
"Baba,çok korktum ben." Mirzat Bey kolları arasına aldığı kızını göğsüne yaslarken duyduğu şey ile adeta donup kalmıştı. Kızı kendisine yıllar sonra...