Oğlumun Babası

Por tirasevl

176K 5.2K 751

Lisede başlayan bir ilişki. Çok küçük yaşta hem annesini hem de babası kaybeden Alisa yıllardır aile şefkatin... Mais

Oğlumun Babası
1'
2'
3'
4'
5'
6'
7'
8'
9'
10'
11'
12'
13'
14'
15'
16'
17'
18'
19'
20'
21'
22'
23'
24'
25'
26'
27'
28'
29'
30'
31'
32'
33'
34'
36'
37'
38'
39'

35'

1.1K 59 3
Por tirasevl

Barın'la hiç konuşmadan sessiz sedasız kahvaltımızı yaptık. Daha sonra Asil'e biraz bir şeyler yedirdim ve duş aldırdım. Barın hala gitmemişti.

Asil'i giydirdikten sonra salona indim. Barın koltukta telefon oynuyordu.

"Asil'e biraz bakar mısın. İşlerimi halledeyim o sırada." Kafasını telefondan kaldırdı ve Asil'i kolları arasına aldı.

Eşek sıpası ne kadar içten içe bunu yediremesemde babasına benziyordu. Zaten kim görse bunu dile getiriyordu.

Merdivenlere ilerlerken gözlerim onlara daldı. Çok güzellerdi beraber...

Buruk bir tebessüm bıraktım ve odama çıktım. Etrafı bir güzel topladım. Asil'den dolayı vakit bulamıyordum.

Aşağıdaki kilitli odaya girdim. Babaannem ve dedemin odası. Sadece yatak, dolap ve masaları vardı. Kıyafetlerini bağışlamıştık.

Dedem burada olsaydı ne var ne yok olayların hepsini çözerdi. Asil'i çok severdi. Sürekli parka giderlerdi. Babaannem yemek yedirir, uyuturdu...

Odayı açtığım gibi geri kilitledim. Gözlerim dolmuştu ama ağlayamazdım. Salona baktım. İkisi de yere oturmuş ne kadar oyuncak varsa onlarla beraber yerdeydi.

"Barın sakın yerdeki oyuncakları ya da elini ağzına götürmesin." Barın uzandığı yerden kafasını kaldırdı ve anladım dercesine salladı.

Asil elindeki kamyonuyla bana doğru emeklemeye başladı. Gülümseyerek aldım oğlumu yerden. Daha sonra doyasıya öptüm.

"Kıskandım." Dirseğini halıya, avcunun içini de yanağına koymuş bizi izliyordu Barın. Göz devirdim ona. O da sırıtarak karşılık verdi.

"Sen gidebilirsin artık. Hazırlanıp geçeriz direkt salona. Düğün evi kalabalıktır şimdi."

"Ya Alisa cidden sus ya. Valla. Kıyafetlerimi alıp gelicem duş da alırım. Sonra çıkarız beraber." Ofladım. O da beni taklit etti. Sonra da güldü.

Ayaklanıp eşyalarını aldı.

"Trafik yoğundur bugün aslında ya. Ömer'le Tuğçe getirsin buraya buradan hazırlanıp beraber geçelim." Aslında haklıydı. Pazar günü Barın'ın gidip gelmesi 5 saati bulurdu ki saat 3e geliyordu.

"İyi bari öyle yap." Ben Asil'le mutfağa geçerken o da Ömer'i arıyordu.

Asil'e su içirdikten sonra seve seve içeriye geçtim.

"-çeyle beraber gelin işte Ömer. Odama çık. Asılı zaten orada. Ayakkabı, çorap, iç çamaşırı, birde şampuanım, tarak saç spreyi vs. filan. Ne varsa doldur. Alisa'nın makyaj rafında iki tane saat kutusu, kolye ve bileklik var. Onları da unutma." Allah Ömer'e sabır versindi.

"Barın!" Kafasını kaldırıp bana döndü. Hala yerden iki seksen yatıyordu.

"Tuğçe'ye versin bi telefonu."

"Tuğçe'ye ver." deyip hapörlere aldı. Bende yanına gidip önündeki koltuğa oturdum.

"Efendim abi."

"Yengen bir şey diyecekmiş."

"Yengem mi? Ayy barıştınız mı?" Tuğçe'nin neşeli sesine sırıtıp göz devirdim.

"Tuğçe duyuyor musun beni."

"Duyuyorum yengelerin bir tanesi." Zaten tek yengesiydim...

"Benim aynalı uzun bir takı dolabım varya."

"Evet biliyorum."

"Oradaki takılar zaten kutularında ne kadar varsa kap getir."

"Tamam yenge başka?"

"Yok canım başka bir şey."

"İyi tamam o zaman 2 saate geliriz." Sanki görüyor gibi kafa sallamıştım. Barın'da bir şey demeden kapattı.

"Ne giyeceksin?" Omuz silktim.

"Var 2,3 tane ama karar veremedim." Cebimdeki telefonumdan fotoğraflarını açtım.


"Maşallah. Bunlar çok kapalı daha açığı yok mu?"

"Yok Barın! Cık cık cık, Allah Allah. Hem sana ne gösteriyorsam." Telefonu geri çektim.

"Kızma hemen ya. Hava soğuk ondan dedim."

Kaşlarımı kaldırdım. "Ağustosdayız." Bana baktı ve bir şey demeden kalktı.

"Ben Ömer'ler gelene kadar uyurum. Kaldırırsınız." Başımla onayladım ve Asil'i alıp yukarıya çıktım.

***

Ömer'le Tuğçe neşeli bir şekilde gelmişti eve. Tuğçe nasıl barıştınız diye kafamı yiyordu bir saattir. Barın ve Ömer'de Asil'in odasında hazırlanıyordu.

"Ay Tuğçe bir sus!" Kaşlarını kaldırdı.

"Ay Alisa patladım valla ya." O nasıl patlıyordu. Bir saattir aynı şeyi tekrar eden oydu başımda.

"Kafamı patlattın be birde patladım diyorsun?" Ofladı ve ayağa fırladı.

"Onu mu diyorum kilo almışım elbise çok dar patlayacağım şimdi." diyerek sırtını döndü ve saçlarını eliyle kenara aldı. Ardından da abisi gibi böğürdü. "Aç şunu!" Fermuarı açmamla direkt çıkardı elbiseyi.

"Ben duramam o kadar saat bununla." Önümde duran asılı kıyafetleri gösterdim.

"Al dene bunları ben senden daha kiloluyum olur sana bunlar." Çok düşünmeden siyah olanı alıp giydi. Ardından da bozulduğunu iddia ettiği makyajının üzerinden geçti.

"Hazırım sanırım." Başımla onayladım ve Tuğçe'yi aşağıya postaladım.

Asil'inde son dakika uyuyası tuttuğu için üzerini yanıma aldım. Zaten genel modu uyku olduğu için keten bir takım giydirecektim sadece.

Şimdi sadece şort ve tişört vardı üzerinde.

Seçtiğim abiye mavi olandı çünkü Barın lacivert bir gömlek giyeceğini beş yüz kere söyleyince imasını anlamamak için mal olmak lazımdı.

Zaten siyahı sevmemiştim diğeri de rahat değildi. Yani Barın için değildi.

Bende hazır olunca aşağıya indim eşyalarla beraber.

Onları bırakınca Asil'i pusete koydum ve geri in çık yaptım. Aşağıya tekrar inince eşyalar yoktu ortada. Etrafıma bakındım. Her yeri kilitlemiştim. Herkesin çıktığını düşünüp kapıya ilerliyordumki ses duymamla arkama döndüm.

Barın kol düğmesini bağlamaya çalışarak bana ilerliyordu. Baktım kaldım ona. Üzerinde üstten 4 düğmesi açık olan lacivert bir gömlek vardı. Altında ise aynı renkte kumaş pantolan ve beyaz spor ayakkabı.

Takım giymemesi daha güzeldi ve Barın kesinlikle giyinmeyi iyi biliyordu.

Ben öylece durup mal mal ona bakarken onun beni fark edip aynı bakışları atması bir olmuştu. İkimizde salonun ortasında dikilip birbirimize bakınca en sonunda hafifçe öksürdüm ve konuştum.

"Hazırsan çıkalım." Kendine geldi ve yavaşça başını salladı.

Yanıma geldi ve puseti alıp önden ilerledi. Bende kapıyı kilitleyip hemen peşinden ilerledim. Ömer ve Tuğçe'yi göremeyince şaşırdım.

"Çocuklar nerede?"

"Önden çıktılar."

"E ama eşyalarım."

Kafasıyla kendi arabasının bagajını gösterdi. Omuz silktim ve arka kapıyı açıp binecekken beni durdurdu.

"Öne binsene..."

"E Asil..."

"Uyuyor zaten paşa." Asil'e bakış atıp yavaşça kapattım kapıyı.

Öne bindim ve yavaşça kapattım kendi kapımıda. Barın'da hızlıca bindi ve düğünün olacağı otele doğru hızla ilerledi.

Gidene kadarda bir eli hep, bacağımın üzerinde duran elimdeydi.

Selammm.

Yakın zamanda final yapmayı planladığım için kısa yazdım ki daha çok bölüm olsun.

Umarım sevmişsinizdir.

Beni tiktoktan takip etmeyi unutmayın. Kendinize iyi bakın, hoşçakalın 🤍

Tiktok; tirasevl

Continuar a ler

Também vai Gostar

9M 543K 62
Sosyal medya hesabı üzerinden futbol yorumculuğu yapan ve hayli popüler olan Dila Aral, kullandığı rumuz dolayısıyla herkes tarafından erkek zannedil...
1.1M 68.3K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
533K 19.8K 85
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
451K 26.7K 37
Arkadaşının kardeşine 5 yıldır aşık olan Evren Alp Tekin ve duygularından emin olamayan Alara Arslan. Bakalım neler olucak... "İyi geceler Evren." ...