DELİ GELİYORUM DEMEZ!! °Yarı...

By morinocta

2.9M 141K 26.5K

Uykusunu her şeyden önde tutan bir kızın evinin yanında yeni bina çalışması yapılır ve kızı uykusundan alıkoy... More

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34.
35.
36.
37. (Part 1)
38. (Part 2)
39.
40.
!ÖNEMLİ DUYURU!
41.
42.
43.
44.
45.
46.
47.
48.
49.
50.
51.
52.
53.
FİNAL
ÖZEL BÖLÜM I

23.

62.9K 3.2K 1.3K
By morinocta

Normalde bilirsiniz böyle şeyler söylemem ama bi 300 yorum (emojisiz, harfsiz) gelir mi bu  bölüme bee

Ben sayenizde çok motive oluyorum ve sürekli bölüm yazıyorum. Hepinizi yicem. Sizi çok seviyorum

İyi okumalar beybilerim

𖥸𖥸

Akşam eve geçtiğimde Esra bana gelmek istemişti. Mirel'e hastalandığımdan bahsedip onu da telaşlandırmıştı. Akşam ikisi de bana gelecekti.


Onlar gelmeden kısa bir duş alıp etrafı toparladım. Bir de çay koydum. Kapı çaldığında ayağımdaki Garfield'li pandufum ve Garfield'li pijamamla ayağımı sürüye sürüye kapıyı açtım. "Hoşgeldiniz."

Mirel yüzündeki gülümsemeyle kahverengi saçlarını eliyle geriye atarak, "hoşbulduk hayatım." Dedi. O içeriye girince ardından Esra da girdi. "Nasılsın? Biraz daha iyi hissediyor musun?"

"İyiyim. Hadi geçin salona."

Onlar salona girerken ben çayları doldurdum. Bir tepsi hazırlayıp salona geçtim. Üçümüzde yere bağdaş kurup oturduk. Ortaya koyduğum çaydan birer tane alıp içmeye başladık. Mirel içtiği çayı tepsiye koyup, "anlatın hemen. O gece ne oldu?" Diye sordu.

Yüzüm anında düşerken Esra omzumu sıvazladı. "Şimdi şöyle oldu; Sertuğ beni yemeğe davet etmişti beraber bir akşam yemeği yiyelim dedi. Bende olur dedim. Öğlenden sonra beni aradı ve bir arkadaşının da bize katılacağını bunun benim için bir sorun olup olmadığını sordu. Bende sorun değil dedim." Çayından bir yudum aldı ve devam etti. "Yalnız kalmamak için seni veya Simay'ı götürecektim yanımda. Simay'ı biliyorsun pek katılmaz böyle şeylere. Bende seni aradım. Fransızca dersinin olduğunu söyledin diye Simay'ı aradım."

Mirel başını salladı 'evet' der gibi. "Hocamın diğer gün işi olduğu için bir gün öncesinden yapmaya karar vermiştik."

"Neyse işte, Simay kabul etti. Ben tam hazırlanırken Sertuğ tekrar beni aradı. Bize katılacak olan kişinin Safir Tuna olduğunu söyledi. Ama ben bunu Simay'a söyleyemedim. Çünkü o çoktan mekana varmıştı. Biz mekana gittiğimizde onlar çoktan gelmişti. Her şey iyiydi, yemekler geldi yedik. Tam tatlıya geçecektik, bir baktık Safir ile Simay birbirlerinin dibine girmiş sessiz sessiz tartışıyorlar."

"Ay öpüştünüz mü?!" Mirel birden bağırınca içtiğim çayı da püskürtmek zorunda kaldım. "Saçmalama!"

"Öpüşmediler ama neredeyse öpüşeceklerdi. Birden ne olduysa Simay sinirlendi, mekandan çıktı. Safir de arkasından koştu. Ama dışarıya çıkamadı. Kalakaldı kapının önünde. Arkalarından bende gidecektim ama Sertuğ izin vermedi. Safir'de bir haller vardı. Bunu Sertuğ da fark etmişti. Sonra zaten Safir beni aradı, Simay'ın yanına gitmelisin diye. "

Safir'in Esra'yı aradığını duyduğumda biraz şaşırsam da tepki vermedim. Hem beni kırıyordu hem de hiç bir şey yokmuş gibi davranmaya çalışıyordu.

Mirel, "e bu adam aşık." Dedi. Ben ona şaşkınlıkla bakarken bu sefer Esra, "bu şapşal da ona aşık." Dedi.

Sinirle ve şaşkınlıkla bağırdım. "Saçmalamayın! Ne aşkı?"

Esra elimi tutup dizinin üzerine koydu. "Ben o gece birbirinize nasıl baktığınızı gördüm Simay. Sen ilk defa birisine böyle bakıyordun. Normalde her şeyi dalgaya vuran sen, o gece, o adama kırgınlıkla baktın. Kendine ördüğün duvarları ilk defa o gece yıktığını gördüm ben."

Başımı iki yana salladım. "Ben o duvarları zor ördüm. Kimsenin kırmasına izin vermem, veremem. O bana eve erkek attığımı ima etti. Bana o-" devamını getiremeden Esra bana sarıldı. Ardından Mirel de ikimizi kolunun altına alırken, "kimsenin seni üzmesine izin vermeyeceğiz biz." Dedi.

Babam ve canımdan öte sevdiğim arkadaşlarım olmasa ben ne yapardım? İyi ki vardılar...

Esra geri çekilip, "siz de duyuyor musunuz?" Diye sordu. Mirel de geri çekildi. "Neyi?"

Mirel ve ben anlamazca Esra'ya bakarken, Esra kalkıp pencereye baktı. Gözlerini belertip bize döndüğünde tepkisinden korkmuştum. "SAFİR TUNA ARSLANOĞLU LAN!"

Dejavu?

"Ne?!" Mirel de ayağa kalkıp baktığında o da gözlerini belertip bize döndü. "Safir Tuna bu mu?"

Hızla ayağa kalktım. "Bu gün çok saçmalıyorsunuz."  Pencereden baktığımda Safir Tuna'yı aşağıda görmemle bende şok oldum. "OHA!"

"Kızım adamdan karizma akıyor." Dedi Mirel.

"Küçük bir şey görünüyor buradan. Yüzünü geçtim karizmasını nasıl gördün?"

"Bir durun." Dediğimde ikisi de yanıma gelip pencereden aşağı baktılar. Safir, "Simay!" Diye bağırdı.

Gözlerim yerinden çıkıp önüme düşecekmiş gibi açılmıştı. "Yuh!" Diye bağırdık üçümüz aynı anda.

"Bu olamaz değil mi? O, bunu yapmıyor?"

"Yapıyor valla,"

Safir Tuna bir kez daha seslendiginde Esra, "bence sarhoş. Simay koş aşağıya kızım. Rezil edecek bizi." Dedi.

Kapıya koşarken, "olduk olacağımız kadar zaten! Bunu onun burnundan getireceğim!"

Ayağımdaki pandufu zar zor çıkarıp terliklerimi giydim. Merdivenlerden aşağı koştuğumda 5 katı inene kadar tıkanmıştım. Safir'in yanına vardığımda beni görür görmez, "Simay," dedi ve bana doğru geldi. Attığı yamuk adımlardan sarhoş olduğu anlaşılıyordu.

"Ne var Allah'ın cezası?" Yanına vardığımda kollarını omzuma koyup bedenini üzerime attı. "Ne işin var senin burada, bu halinle?"

Zaten astımımdan dolayı tıkanmıştım. Bir de Safir Tuna'nın içki kokusu işimi iyice zorlaştırıyordu.

"Seni görmeye geldim." Dedi kelimeleri yutarak. "Özledim."

Onu üzerimden itip ayakta tutmaya çalıştım. Ellerimi kollarına koyduğumda dengesini sağlayabildi. Büyük ellerini benim ince belime koyduğunda kalakaldım. Beni yavaşça kendisine çekip sarıldı. Başımın üzerine çenesini yasladığında, "benimle konuşmayı kestin. Bu demek oluyor ki benim nefesimi kestin." Dedi. Kurduğu cümleler hep devrikti. Aklında toparlayamıyordu galiba. "Bende nefes almaya geldim."

Söyledikleri bir nevi itiraf oluyordu. Kalbim deli gibi atarken o bir elini sarı saçlarıma doladı. Burnunu yaklaştırıp kokladığında, "işte benim nefesim," dedi. Boynuma eğilip boynumu öptü. "İşte benim ruhum," kafasını kaldırıp alnını alnıma yasladı. Ben hala şaşkın şaşkın bakarken o dudağını dudağıma yaklaştırdı. "İşte benim hayatım."

Beni nefesimi kesene kadar opmeden önceki son cümlesiydi. O beni yavaşça öperken ben yine bir şey yapmamıştım. İlk defa böyle bir şey yaşadığım için vereceğim tepkiyi bilmiyordum. Safir Tuna'nın gözleri kapanırken benim gözlerim de ona eşlik etti. Dudaklarımı yavaşça hareket ettirdiğimde Safir bir an duraksasa da sonrasında öpücüğü sertleşti.

Nefesim yetmediğinde hafifçe geri çekildim. "Bu yaptığın adil değil."

Gözlerini araladı yavaşça. "Senin de bana yaptığın adil değil. Benim nefesimi elimden alman hiç adil değil."

Elleri hala belimdeydi. Benim ellerimde hala kollarında. "Artık gitmelisin." Dedim. "İstemiyorum." Dedi.

"Seni hala affetmedim." Biraz daha sürünseydi değil mi? İki lafa tav olmayacaktım. Tamam belki bir öpücüğe olmuş olabilirdim ama onun bilmesine gerek yoktu.

"Yapma Simay. Seni kıskandığımı fark etmiş olman gerekiyor. Eve benden başka erkek alman hoşuma gitmedi, anladın mı? Bu kişi kardeşim olsa bile." Yüzünü buruşturmuştu.

"Seni de almayacağım o zaman. Sende bir erkeksin."

"Ben hariç." Dedi. Gülümseyip ellerimi omzuma koydum. Dengesi sabitti. "Benim elimden seni alırsan nefesimi de alırsın. Bir katil olmak ister miydin?"

Cevap vermedim. Biraz geri çekilip, "git artık." Dedim. Bir nevi kovmuştum.

Ellerini belimden çektiğinde kafasını salladı. Sarhoştu, arabayı nasıl kullanacaktı?

Oflaya oflaya elimi cebime attım. Telefonum yukarda kalmıştı. "Telefonun nerede?"

Bilmem der gibi omuz silkti. Sabır çekip elimi ceketinin iç cebine attım. Yoktu. Dış ceplerine de baktığımda bulamadım. Tek bir yer kalmıştı o da arka cepleri. Arkasına geçip bir elimi arka cebine attım.

"Götümü elliyorsun."

Elim cebinde öylece kalakalmıştım. "Şu an daha çok elliyorsun." Dedi. Elimi hemen geri çektim. "Terbiyesiz." Deyip önüne geçtim. "Telefonunu ver o zaman."

Baygınca gülümsedi. "Ellemeye devam edebilirsin. Diğer cebime bakmadın." Dediğiyle omzuna bir tane vurdum. Ama dengesini kaybetmesiyle geri kollarından tutmak zorunda kaldım.

Elimi arka cebine, kalçasına değmeyecek şekilde sokup telefona baktım. Burada da yoktu. "Arabada." Dedi. Arkama doğru bir yere gideceği sırada bileğinden tuttum. "Nereye?"

Attığı adım havada kalırken, "arabaya," dedi. Bileğinden çekip doğru yöne götürmeye başladım. "Araba bu tarafta."

Gülerek peşimden geldi. "Bak, dünyamı nasıl şaşırtıyorsan artık, ters dönmeye başlıyor."

Gülümseyip onu duymamazliktan geldim. Arabasına çekiştirip bedenini kaputa yasladım. "Bekle bir dakika."

Şoför koltuğuna geçip telefona bakmaya başladım. Torpido gözünün üstüne koymuştu. Alıp tekrar dışarıya çıktığımda telefonu açtım. Pardon açamadım.

Çünkü şarjı bitmişti!

"Kahretsin!"

"Ne oldu güzel kızım." Dediğine takılacak durumda değildim şu an.

"Şarjı bitmiş!" Şimdi ben onunla ne yapacaktım. Ya 5 kat yukarıya çıkacaktık ya da arabada uyuyacaktık. Arabada her yerimin tutulmasına göz yumamazdım. Son çare arabanın anahtarını alıp arabayı kilitledim. Safir'in ceketinin cebine anahtarı koyup onun kolunu omzuma doladım.

İçkiyle karışık parfüm kokusu beni nefes almakta zorlarken Safir'i apartmana soktum. Kafamı kaldırıp yukarıya baktım. "Sen yardım et ya rabbim." Diyip birinci katın merdivenine tırmanmaya başladık.

𖥸𖥸

(Safir Tuna Arslanoğlu, Simay Neva Moran)

Safir Tuna'm çukulatam ve Simay Neva'm ballı ekmeğime eziyet çektiremedim. Barıştırdım gitti.

Bu bölüm en sevdiğim bölümdü.

Diğer bölümde görüşelim. Safir'in sizi öptüğünü düşünün öyle öpüyorum sizi :))))

Continue Reading

You'll Also Like

5.5M 305K 78
(tamamlandı.) Elis: Artık söylemem gerektiğini düşündüm.(20.13) Elis: Daha fazla saklayamayacağım çünkü.(20.14) Elis: Kutay (20.14) Elis: Seni sev...
425K 11.4K 45
soğuk ve acımasız mafyanın bir kıza aşık olup onu takıntı haline getirmesi ve piskopatlaşması ama bunu kıza yansıtmamaya çalışarak unutulmaz bir aşk...
106K 4.5K 36
Urfa'nın dar sokakları üstüne, üstüne gelirken savaşmak hiç bu kadar zor olmamıştı... Liya Dağdeviren Hazar Harzemşah @! Tüm haklar şahsıma aittir...
262K 21.3K 43
"Sen hep böyle cevap olarak başını mı sallarsın?!" Başımı salladım. Kaşları çatıldı, o güzel mavi gözlerini gözlerime dikti. "Gıcık mısın Aras?!" Bil...