DELİ GELİYORUM DEMEZ!! °Yarı...

By morinocta

2.9M 139K 26.2K

Uykusunu her şeyden önde tutan bir kızın evinin yanında yeni bina çalışması yapılır ve kızı uykusundan alıkoy... More

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
20.
21.
22.
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34.
35.
36.
37. (Part 1)
38. (Part 2)
39.
40.
!ÖNEMLİ DUYURU!
41.
42.
43.
44.
45.
46.
47.
48.
49.
50.
51.
52.
53.
FİNAL
ÖZEL BÖLÜM I

19.

65.3K 3.4K 429
By morinocta

171k√

Bir okuruma ithafen abartmayıp, o kadar da uzun bekletmeden attım bölümü jwkznskxj siz kitapsızlıktan ölmeyin diye hep bunlar. (Önceki bölümü 4 gün önce atmışım.)

𖥸𖥸

SAFİR TUNA ARSLANOĞLU

Oturduğum sandalyede bir o tarafa bir bu tarafa dönerek elimdeki dosyalara göz gezdiriyordum. Önemli bir toplantımız vardı biraz sonra. Yurtdışından annemin tanıdığı arkadaşı sayesinde bize başvurmuşlardı. Dosyada plan ve sözleşmeyle ilgili bir kaç maddeyi daha gözden geçirdikten sonra dosyayı kapatıp telefonuma uzandım. Hiç mesajın olmadığını gördüm. Onu boşverip Çağrı'yı aradım.

Çağrı benim ortağım. Bu şirketi beraber canla başla çalışarak bu hale getirmiştik. Onunda benim olduğu gibi herşeyde söz hakkı vardı. Açılan telefondan duyduğum sesiyle konuşmaya başladım.

"Napıyorsun kardeşim?"

Bir kaç hışırtı sesi duyuldu. "Şu geçen görüştüğüm adamın ev planında bir değişiklik yaptığını öğrendim. Onu düzenlemeye çalışıyorum."

Anladım dercesi bir mırıltı çıkardım. "Bu gelecek olan adamlarla işbirliği işini kabul etme taraftarıyım. Sen ne diyorsun?" Dediğimde, "sen bilirsin. Sen ilgileniyorsun o işle." Dedi.

Biraz da işle ilgili konuştuktan sonra telefonu kapattık. Bir kaç dakika sonra kapı çaldı. "Gir"

Verdiğim komutla kapı açıldı. İçeriye giren Parla ile derin bir nefes aldım. Bu kızdan artık gına geldi!

"Merhaba," dedi. Ayağına giydiği kafam kadar topukluyla bana doğru yürüdü. Çıkan 'tak tak' sesinden nefret ediyordum. Ne anlıyordu acaba onu giydiğinde.

Başımla verdiği selamı aldım. Onun dışında hiç bir şey söylemedim. "Buradan geçiyordum da bir uğrayayım dedim." Masanın önündeki misafir koltuğuna oturdu. Önündeki sehpaya cırt mor rengindeki çantasını bıraktı. "Nasılsın?"

"İyiyim, teşekkürler. Sen nasılsın?" Dedim isteksizce. Benim bu tavırlarımı o asla takmıyordu.

"Bende çok iyiyim. Biraz önce annenle konuştum. O da senin burada olduğunu söyleyince gelmek istedim. Özledim seni." Dedi özlediğini belli eden sesiyle. Bir yandan onu kırmak istemesemde o böyle direttikçe benim yapabileceğim pek bir şey olmuyordu.

Bana 2 hafta önce gittiği Paris maceralarını anlatırken lafının ortasında telefonum çaldı. Kimin aradığına bakıp Parla'ya "Afedersin." Dedim ve aramayı cevapladım. Kayra'yı alnından öpeceğim. "Alo"

"Kimin abisi bu? Bu benim abim birazcık tatlı-" diye şarkı söylemeye başlamıştı ki anında kestim. "Yeterli bu kadar. Kulak sağlığımı önemsiyorum."

"Kalbimi kırıyorsun." Dedi. Şu an duygu sömürüsü yapmak için dudak büktüğüne adım kadar emindim. "Neredesin? Ne zaman geleceksin?"

Bir elimi cebime soktum ve biraz önce çıktığım odanın kapısından biraz çekildim. Sesimi kısıp, "biraz daha işim var burada." Dedim. Bir şeyler karıştırıyormuş gibi ses çıkmıştı. Bir anda, "tamam," diye yükseldi.

Bir işler çevirdiğinden emindim. Yine de bir şey demedim ve telefonu kapattım. Parla'ya daha fazla katlanmak istemiyordum. Bir an önce buradan çıksam iyi ederdim. Kapıyı açtığımda telefonla beraber diğer elimi de cebime soktum.

İçerde bana bembeyaz dişlerini göstererek gülümseyen Parla ben gelince direkt ayağa kalktı. Yanıma yaklaştığında temas edeceğini anladığım an geri adımladım. Allah var güzel kızdı. Ama aptalı oynuyordu. Bunun o kadar farkındayım ki, artık umursamıyorum. Onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştığım zamanlar ters etki yapıp daha çok yakınlaşıyordu. Bende saldım artık...

"Bunu daha önce de konuştuk. Temastan hoşlanmıyorum. Bana dokunmaktan vazgeçmelisin." Dedim başımı iki yana hafifçe hareket ettirerek.

Dudak büzüp adım atmayı kesip olduğu yerde kaldı. "Ama seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun Tuna. Bunu bilerek bana eziyet ediyorsun. Beni peşinden koşturmak hoşuna mı gidiyor?" Gözleri dolduğunda daha fazla dayanamayıp odadan çıktım. Odamın karşısında bulunan Ender Bey'in odasına takıldı gözüm. Simay Neva arada babasını ziyarete geliyordu. Simay'ı ilk başta tanımıyordum ama sonradan onu daha önce gördüğümü hatırlıyorum.


Ona ayarladığım evde sadece 2 ay öncesine kadar ben yaşıyordum. Bu konuda ona yalan söylemiş olsam da babası da bu yönde olumlu cevaplar vermişti.

Düşüncelere dalmışken valelerin yanına gitmeyip yavaş yavaş şirketin otoparkına indim. Arabaya binip eve sürdüm. Aklım yine Simay'ın yaşadıklarında kalmıştı. Radyoda çalan kısık müzik eşliğinde eve vardığımda arabadan inip 8 katlı binanın önünde durdum. Burası benim yaptırdığım yeni bir binaydı. Sadece 8. katı boş olduğu için şu an orası benim evimdi.

Asansöre binip 8. Katı tuşladım. Cebimdeki arabanın anahtarının yanına taktığım evimin anahtarını çıkarıp kapıyı açtım. İçeriye girdiğim gibi kulağıma dolan yüksek sesle yüzümü buruşturdum. "Eyo eyo eyo, yüzyılın aşkı geliyor.
Eyo eyo eyo, bak herkes aşk kesin diyor!" Diye bağıran Kayra'nın sesini duyduğumda kapıyı kapatıp içeriye girdim.

İçeriyi görmemle zaten olduğum yerde kalmam bir olmuştu. Bu gerizekalı herif evimi dingonun ahırına çevirmişti. Kafasına taktığı kutlama şapkasının ucundan tutup onu kendime çevirdim. Hala şarkı söyleyerek kıvırmaya devam ediyordu.

"Kafama takmam hiç bi' şeyi. Yanıma gelsen ya-" demişti ki beni görmesiyle gözlerinin korkuyla kocaman açılması aynı saniyeler içinde gerçekleşti. "A-abi."

Elimi ensesine indirip bir tane patlattım. "Abi ya,"

Bir elini ses sisteminin düğmesine atıp sesini kıstı. "Senin hani biraz daha işin vardı?" Ellerini kendine siper etmişti bunu sorarken.

"Sen önce bu evin halinin hesabını ver bakayım."

"Sadece azıcık partilemek istemiştim."

Ensesindeki elimi sıkıp kafasını evin içine döndürdüm. Salon mutfak beraberdi. Ve Kayra odaya resmen sıçıp batırmıştı. "Eve bir sıçmadığın kalmış lan!" Ben biraz önce Kayra'yı öpmekten bahsetmiştim değil mi? Onu öyle bir öpeceğim ki...

Masadan aldığı kurabiyenin birisini ağzıma sokunca tam ona vuracaktım ki elimden kaçtı. Peşinden gitmeye kalmadan o dış kapıdan dışarıya depar atarak kaçmıştı. "Gözüm seni görmesin Kayra! Gelme lan bir daha buraya! Gavat!"

Merdivenin başında hazır halde bekliyordu. Arkasından kosarsam kaçmayı garantilemişti. "Ya abi, sadece buradan bir kaç arkadaşımı çağırıp hasret giderecektim. Amma caz yaptın sende ha!" Son cümlesiyle arkasından koştum. O da merdivenden adeta uçarak kaçtı.

İçeriye girip Kayra'nın batırdığı her yeri temizledim. Evimi kirletmemesini kaç kez tembihlemiştim.

Sonunda yorgunlukla kendimi çalışma masama attığımda telefonuma mesaj geldi. Gece gece kimdi bu? Eğer Kayra içeriye almam için yalvaracaksa hiç bakmak istemiyordum.

Elime aldığımda bayan çatlak'tan gelen mesajı görmemle hemen sohbete girdim.

Bayan Çatlak : ne yapıyorsun?

Siz: çalışıyorum. Ne oldu?

Ben daha sen ne yapıyorsun diye sormama kalmadan o yazdı.

Bayan Çatlak: indsn vir nslılsın duye sorsr.
(İnsan bir nasılsın diye sorar.)

Sarhoş muydu o? Attığı mesajda ne yazdığını anlamaya çalışırken tekrar yazdı.

Bayan Çatlak: piskik jerif.
(Pislik herif.)

Siz: ne demek istediğini anlamıyorum.

Ses kaydediliyor yazısını görünce ister istemez yığıldığım sandalyede dikleştim. Kaydı dinlemeye başladığımda ne dediği pek anlaşılmasada naif sesi içimi okşadı.

Bayan Çatlak: *ses kaydı.*
*Çocuğu niye evden atıyorsun? O bir genç. Partilemek istemesi normal değil mi?*

Kayra'dan bahsediyordu? İyi de o bu olayı nereden biliyordu ki?

Daha fazla beklemeden isminin yanındaki arama tuşuna bastım. İçim bir hoş olmuştu. Bana ne oluyorsa?

Telefon anında açıldı. "Neyin var Simay?" Diye sordum.

"Sesin niye bu kadar hoş?" Ben onu merak edip soruyorum o bana sesimden bahsediyor. Ya sabır! Sesim onun hoşuna gitmesi benim de hoşuma gidiyordu ama hep olur olmadık yerlerde söylüyordu bunu.

"Şaka mı yapıyorsun? Soruma cevap ver." Bunu sert bir üslupla söylememiştim. Aksine yumuşak tuttuğum sesim ile söylemiştim.

Onun boğuk gülüşünü duyduğumda ciddi anlamda içimde birşeylerin olduğunu hissettim. Bedenimi sanki alta çekiliyormuş gibi bir his kapladı. Ne yani onun gülüşünden mi etkilenmiştim? Tabiki evet. Onun güzel gülüşünden etkileniyordum.

Şu an onun halini hayal ettiğimde bedenim kasıldı. Vazgeçemediği sarı ay desenli pijamaları, dağılmış sarı saçları ve bayık bakan gözleriyle çok tatlı bir görüntü oluştu gözlerimin önünde.

"Sen konuşunca benim daha çok uykum geliyor biliyor musun?" Diye sordu hala boğuk çıkan sesiyle. Bu hali kesinlikle uykusuzluktandı. Bir elimi enseme attığımı fark ettiğimde hemen indirdim.

Ne oluyor lan bana?

Görmesemde nefesini verişinden güldüğünü anladım. "Sen hep konuş. Hiç susma olur mu?" Dedi. Bir süre sonra ses kesildiğinde bir kaç kes ismini söyledim. Cevap gelmeyince uyuduğunu anladım. "İyi uykular, uykucu güzeli." Deyip yüzümdeki aptal gülümsemeden kurtuldum.

𖥸𖥸

Yanlışı veya herhangi bir sorunu varsa affedin çünkü sınavlardan dolayı kafam çok dolu. Ama sizi de bırakmak istemedim.

Görüşmek üzere 🫶🏻

Continue Reading

You'll Also Like

1M 43.3K 66
Gözlerinizi kapatıp kendinizi yeni okulunuzda ilk gününüz olduğunu düşünün ve gelir gelmez kendinizi hiç tanımadığınız birinin kavgasına ortak olup...
5.5M 304K 78
(tamamlandı.) Elis: Artık söylemem gerektiğini düşündüm.(20.13) Elis: Daha fazla saklayamayacağım çünkü.(20.14) Elis: Kutay (20.14) Elis: Seni sev...
540K 28.9K 38
Eski sevgilisine içinde kalanları sövmek için yazan Yaren numarayı yanlış yazıp dünyanın en önemli iş insanlarından birine denk gelirse ne olur... Si...
983K 48.2K 70
0545 *** ** **: Hanımefendi şemsiyeniz bende kalmış Siz: Pardon tanıyamadım? 0545 *** ** **: Kader Ortağın 0545 *** ** **: Ruh Eşin 0545 *** ** **: v...