Dokunmak Yasak

By hayaletyazar35

13.5K 1.3K 953

Kitabın eski adı: Minik Kadınım "Ya bana dokunmanı hiçbir zaman istemezsem." diye fısıldadı. Ona bugüne dek d... More

• prologue •
• karakterler •
1 | Masumiyet & Huzur
2 | Hasta ya da Deli
3 | Dokunmak Yasak
4 | Bana Güzel Bir Şey Söyle
5 | B'alayına Tatil
Instagram Sayfası
6 | Sana Çiçek Alabilir Miyim
8 | Çünkü ay bugün çok güzel
9 | Sevmek için izin istemek
10 | Mucize Güneş
Yiğit Erdem Parodi
11 | Yıldızlarla Dans
12 | Sana en yakın uzaktan
13 | Yeşil Dinozor
14 | Yıldızlar, Güneşin Armağanıydı
15 | Monopoly Mağduru
16 | Sessiz Yakarış
17 | Bambaşka Birisi Gibi
18 | Sana İhtiyacım Var

7 | Kelebeğin Rüyası

323 49 8
By hayaletyazar35

Birlikte veya birine yemek yapmak, sevgiyi paylaşmanın bir başka diliydi.

-Hayalet Yazar

_________________________

Bölüm şarkısı: Snowfall - oneheart x reidenshi
_________________________

Yazar'dan:

Yeni evli çift balayından döneli birkaç hafta olmuş, Yiğit işe dönmüştü. Online çalıştığı için günün büyük bir kısmı salonda oluyordu. Aslında çalışma odasında her şey düşünülmüş şekilde bir düzeneği vardı ama o salonda, mutfağa bakacak şekilde yemek masasında çalışmayı tercih ediyordu.

Ayla tüm gün boyunca mutfakta güzel yemekler pişiriyor, her şeyi tadına bakması için Yiğit'e getirmeyi ihmal etmiyordu. Ama şöyle anlaşmışlardı ki her gün kahvaltıyı Yiğit hazırlıyordu. Ayla bu durumdan şikayetçi değildi. Yiğit en çok mutfakta, yemek yaparken gülümsüyordu. Ayla, onun yemek yapmaktan hoşlandığını düşünüyordu fakat asıl meselenin kendisine yemek yapmak olduğundan habersizdi.

Yiğit, dokunamadığı Ayla'ya sevgisini ulaştırmanın yollarını keşfediyordu.

Yemekler ve çiçekler...

Her gün yemek masasında bir dal bile olsa bir çiçek bulundurmayı ihmal etmiyordu. Çiçekçiye gitmeye çok üşendiği günlerde bile bahçeden, babasının özel çiçeklerinden kaçırıyordu. Yine böyle bir günde Ayla pişirdiği yemekleri masaya dizmiş, bir de üstüne çay demlemişti. Normalde Yiğit'in karşısına otururdu. Bugün yanına oturup üzerinde çalıştığı şeye bakmak istedi. Yiğit hiçbir hareketine abartılı bir tepki vermediği için acaba o ne düşünür, yanlış anlar mı diye düşünmüyordu. Yiğit tabağını ortadaki yemeklerle doldururken Ayla "Ne üzerinde çalışıyorsun?" Diye sordu. Yiğit gülümsedi. Ayla'nın bu soruyu sormasını ilk günden beri istiyordu. Böylelikle onunla paylaşacak bir şeyi daha olacaktı. Fakat hiçbir şeyi aceleye getirerek onu korkutmak istemiyordu. Ayla'nın adım atabileceği boşlukları yaratmak, kendi adım atmasından daha önemliydi.

Yiğit ona yemek boyunca yaptığı işi anlattı. İsterse ona öğretebileceğini de söyledi. İşin insanlarla pek etkileşim gerektirmemesi ve evden yapılabilmesi Ayla'nın dikkatini çekmişti. Yiğit, ona piyasadaki çoğu yazılımcının diploması olmayan, kendinden eğitimli kişiler olduğundan da bahsetti. Çaresizce Ayla'nın ona bahsetmesini istediği konuyu Ayla sonunda açmıştı.

"Biliyor musun, Eskişehir'deyken Psikoloji okuyordum."

Yiğit gülümsemek istedi. Fakat yapamadı. Tek istediği yarım bıraktığı bölümü bitirmesi için onu desteklemekti. Bu bölüm için onu zorlamaya hakkı olmadığını düşündü. O sırada Ayla beklenmedik bir şey yaptı. Gülerek "Şu an senin işin daha çok hoşuma gitti. Bana boş zamanlarında öğretir misin? İnsanlarla konuşmak konusunda iyi olduğumu sanmıyorum." Dedi. Yiğit şaşkınlığını gizleyemese de bu mutlu bir şaşkınlıktı.

Ayla, uzun zaman sonra ilk kez birinden bir şey isterken kendini yük gibi hissetmemişti.

"Tabii ki, sen yeter ki iste. Her gün birkaç saatini ayırsan, kısa sürede birkaç dili birden bile öğretirim."

Günün geri kalanında Yiğit hiç susmadı. Ona programlamadan bahsetti. Sistemden, iş ağından, talepten ve piyasadan bahsetti. Bulaşıkları yıkarlarken de bahsetti. Akşam parkta yürüyüşe çıktıklarında da bahsetti. Bisiklet sürerken de bahsetti. Eve dönerken gördükleri iki sokak kedisini beslerken de bahsetti. Ayla, Yiğit'in çıkardığı bu kesintisiz sesle güvende hissettiğinin henüz farkında değildi.

Yiğit'in durmadan konuşması, evde yalnız olduğunuzda açtığınız TV sesi gibiydi.

Ayla'nın derin bir sessizliğe gömülmüş olan iç dünyasına, bir arkaplan sesi olarak işlenmeye başlamıştı.

Eve döndüklerinde Ayla oldukça yorgun hissediyordu. Birbirlerine iyi geceler dileyerek odalarına çekildiler.

Ayla o gece, her gün kapısını kilitlediğini hatırlamadı. Rüyasında belki de uzun zaman sonra ilk kez güzel bir şey gördü. Uyandığında hatırlamayacağı bu rüyada çiçeklerle dolu bir bahçedeydi. Çiçeklerin hepsi tanıdıktı. Bu, Yiğit'in haftalardır bıkmadan usanmadan her gün getirdiği çiçeklerle dolu bir bahçeydi. Rüyasında Ayla'nın üzerinde sadece tül bir sabahlık vardı, onun dışında çıplaktı. Bu durum rüyasında ona tuhaf gelmemişti. Kasıklarındaki izleri dahi hatırlamadı rüyasında. Sadece dünyanın en güzel bahçesinde gezdiğini ve nedensizce bahçenin ona ait olduğunu biliyordu.

Kelebeğin rüyasındaki bahçe, Yiğit'den başkası değildi.

&&&

Ertesi sabah Ayla, Yiğit'in uyandığı saatte uyandı. Kahvaltıyı hazırlarken ona yardım bile etti.

Dokunmadan.

Ama aslında, iki beden her tezgaha değdiğinde birbirlerine dokundular

Biri diğerinin uzattığı her şeyi aldığında birbirlerine dokundular.

Yiğit krepleri çevirirken elini yaktığında, Ayla musluğu açtığında, akan su Yiğit'in tenine dediğinde birbirlerine dokundular.

Tenleri birbirlerine hiç değmedi ama biri daima diğeri için oradaydı.

Yiğit bir orduya yetecek kadar krep yaptığında Ayla'nın bir kısmını yan eve götürmesi gerekmişti. Ayla bunu gönüllü olarak yapmıştı. Gittiğinde Aşkım ona sarılmış, o da karşılık vermişti.

Aşkım onun için bir melekten farksızdı. Herkese iyi günler dileyerek evine döndü. Evet, tekrardan evi gibi hissettiği bir yer vardı. Evin dört duvar mı yoksa Yiğit mi olduğunu zaman gösterecekti. Ama Ayla heyecanlı hissediyordu. Bugün ilk dersini alacaktı Yiğit'den. Çok uzak olmamasını dilediği bir gelecekte çalıştığını ve kendi parasını kazandığını hayal etti. Yiğit çok iyi biriydi. Kendisine yüksek limitli bir kart da temin etmiş, aynı zamanda küçük çaplı da olsa kendi birikimini koyduğu kasanın şifresini söylemişti. Hafta sonu alışverişe gideceklerdi. Yiğit öyle söylemişti. Ayla, kazandığı ilk parayla Yiğit'e hediye almayı aklının bir köşesine not etti. En son ne zaman geleceğe yönelik bir hayal kurduğunu hatırlamıyordu ama evde onu gülümseyerek bekleyen bir Yiğit olduğunu biliyordu.

Kahvaltıdan sonra Ayla, dün olduğu gibi Yiğit'in yanına oturdu ve öğle arasına dek onu izledi. Yiğit, Ayla'nın onu izlemesinden rahatsız değildi. Aksine bu onu mutlu ediyordu. Öğle vakti beraber salata hazırladılar. Ayla mutfağa beraber girmenin daha iyi olduğunu söyleyemediği için Yiğit olaya el koyarak "Beraber yapınca daha hızlı bitiyor sanki. Bence yemekleri beraber yapalım. Böylelikle beraber çalışacak daha çok vaktimiz olur." Dedi. Bu fikir Ayla'ya da mantıklı gelmişti.

Bu, aslında Yiğit'in Ayla ile yemek yapmayı sevdiği anlamına geliyordu.

Yemekten sonra Yiğit, dizüstü bilgisayarından eğitim videosu izleyebileceğini fakat bu durumda kendisinin masaüstü bilgisayara geçmesi gerektiğini tane tane açıkladı. Sonrasında Ayla'nın, açtığı yoldan ilerleyerek çalışma odasında çalışmayı teklif etmesi uzun sürmedi.

Yiğit, başından beri istediği ama teklif etmesini ondan beklediği öneriyi çok mantıklı bulduğunu söyledi.

Bu esnada elini beşlik çakması için Ayla'ya uzattığında "Temazsız beşlik." Dedi. Ayla şaşırmış bir şekilde elini kaldırdı ama ne yapması gerektiğinde emin değildi. Yiğit, ona dokunmadan elini yaklaştırıp geri çekerken "Bam." Demişti. Ayla kıkırdadı.

"Bir daha." Derken elini bu sefer ilk o kaldırmıştı.

&&&

Merhabalar

Umarım bölümü beğenmişsinizdir

Karakter gelişimleri hakkındaki fikirlerinizi merak ediyorum

Sağlıcakla kalın

Yazarınız

Continue Reading

You'll Also Like

530K 19.6K 49
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
1.1M 35.9K 20
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir, karanlık aşk türündedir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik...
2M 73.4K 60
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
1.1M 40.6K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!