PALYAÇO [GAY]

Von izmaritkizi0

170K 10.9K 3.8K

Dünya yansa umrunda olmayan, Hayatı laylaylom yaşayan bir çocuk Batı Günay. Hayata gözlerini açtığı andan ber... Mehr

NOT
One
Two
Three
Four
KARAKTERLER
Five
Six
Seven
Eight
Nine
Ten
Eleven
Twelve
Thirteen
Fourteen
Fifteen
Sixteen
Seventeen
Eighteen
Nineteen
Twenty
Twenty two
Twenty three
Twenty four
Twenty five
Twenty six
Twenty seven
Twenty eight
Twenty nine
Thirty
Thirty one
Thirty two
Thirty three
Thirty four
Thirty five
Thirty six
Thirty seven
Thirty eight
Thirty nine
Forty
Forty one
Forty two
Forty three
Forty four
Forty five
Forty six
Forty seven
Forty eight
Forty nine
Fifty
Fifty one
Fifty two
✨💥
Fifty three
Fifty four

Twenty one

2.9K 205 45
Von izmaritkizi0

🙋🏻‍♀️🙋🏻‍♀️🙋🏻‍♀️

Oylarınızı eksik etmeyin
lütfen🤜🏻🤛🏻

"☘️Kendi içinde yaprak dökerken,dışarıya çiçek açmayı öğreneceksin...☘️"

______

En son ne zaman yemek yemiştim veya uyumuştum bilmiyordum. Tek bildiğim iştahımın olmadığı,midemin almadığıydı. Şahin yanımda yokken, o soğuk odada cihazlara bağlı bir şekilde yatarken o lokmaların boğazımdan geçmesi olası değildi. O bu durumdayken huzurla uyuyabileceğimi hiç sanmıyordum.

" Hadi Batı sende git eve, ben buradayım zaten."

Zafer'in omzuma elini koyup konuşmasıyla kafamı yukarı kaldırıp gözlerine baktım ve istemediğimi belirterek iki yana salladım.

" İtiraz etme Batı, kaç saattir uykusuzsun üstün başında kirli. Eve git bir duş al... Uyu dinlen ben bir durum olursa sana haber veririm. Aklın kalmasın."

Nefesimin Şahin'siz geçen her dakika, her saat sanki daha da azaldığını hissediyordum. Sanki bu nefessizliğim Şahin'in uyanıp tekrardan benimle konuşması, gülmesi,sarılması, öpmesi hatta ve hatta azarlamasıyla açılacakmış ve asıl nefesleri o zaman alacakmış gibiydim.

Kafamı belli belirsiz sallayıp yoğun bakım odasının önünde oturduğum koltuktan usulca kalktım. Daha bir adım atmamıştım ki arkamdaki odadan gelen çeşitli cihaz sesleriyle hızla arkamı döndüm.

Şahin yatağında gözleri kapalı bir şekilde titrerken korkuyla elimi odanın dışındaki cama attım.
" Ne oluyor?"

Dehşetle bağırdığımda koridordan gelen koşuşma seslerini duydum. Şahin'in ameliyatını yapan kadın doktor,yanındaki iki hemşireyle yoğun bakıma girdiğinde gözyaşlarımla izlemekten başka çaremin olmaması kalbimi paramparça etti.

Zafer'de endişeyle yanımda yerini alırken " Endişelenme Batı. Şahin Bozdağ ölmez." dedi. Söylediği şeyin saçmalığı kulağıma dolar dolmaz ters bakışlarım ona döndü ama o, sanki bu söylediği doğru ve asla değişmeyen bir kuralmış gibi emin bakışlarla baktı gözlerime. Nedense içimin biraz olsun rahatladığını hissettim o an.

Oysa Şahin de bir insandı ve ölümsüz değildi...

Dış camdan Şahin'le uğraşan doktor ve hemşireleri izlerken kalbimi sıkan bir elle gelecek haberi bekledim.

" Hadi be patron, sen nelerin üstesinden geldin. Uyan da sana bunu yapan tüm soysuz köpeklerin kökünü kazıyalım."

Zafer'in kendi kendine mırıldanışlarını dinlerken boğazımdan kaçan acı dolu hıçkırığa engel olamadım. Zafer bunu duyunca bana dönmüş elini enseme atarak yüzümü göğsüne bastırmıştı. Sanki bunu bekliyormuş gibi sesli sesli ağlayarak siyah tişörtünü gözyaşlarımla ıslatırken verdiği titrek nefesi duydum.

" Rahatlayacaksan istediğin kadar ağla."

Normalde kedi köpek gibi olan bizim şu halimizi başkası görse inanmazdı.

Yoğun bakımın kapısı açıldığında kafamı Zaferin göğsünden usulca kaldırıp doktora baktım. O an için söyleyeceği hiçbir şeyi duymak istemediğimi farkettim. Şayet ne yanına gittim, ne camdan içeriye baktım, ne de durumu nasıl diye sordum. Nedense alacağım cevabın kötü olduğu düştü kalbime.

Zafer benim hareketlenmediğimi görünce doktora yaklaştı. " Neler oluyor Doktor Hanım?"

Ölümü bekler gibi bir hisle bekledim doktorun dudaklarından çıkacak cümleyi. Titreyen ellerimi yumruk yaptım.

Düz bir suratla duran kadının dudakları Zafer'in sorusuyla kıvrılırken bana baktı ama çok oyalanmadan tekrar Zafer'e döndü.
" Şahin Bey uyandı efendim."

Duyduğum cümle bam diye beynime düşerken yaşadığım şok ayaklarımı camın önüne getirmiş sonra da camdan içeriye bakmamı sağlamıştı.

Ağzım yaşadığım şokla aralandı. Şahin'in gözleri açıktı ve nerede olduğunu anlamaya çalışır gibi etrafına bakınıyordu. Yinede son derece halsiz ve yorgun olduğu belliydi. Hareketleri yavaştı.

" Bu nasıl oldu Doktor Hanım?" Zafer son derece şaşkın bir sesle konuştuğunda kadın içten bir şekilde gülümsedi.
" Rüyasında gördüğü bir an, bir kişi yani bilinç altında her ne gördüyse bunun uyanması için tetiklediğini düşünüyorum."

Doktorun sözlerinden sonra hızla odaya daldığımda doktorun durdurmamış olması işime gelmişti. Fakat odaya girmeden " Bir şey daha var..." dediğini duymuştum.

Zafer ve doktorda arkamdan girerlerken Şahin'e yaklaşıp sanki yıllardır görmemiş gibi bir özlemle gözlerine baktım.

" Şahin uyandın..." dedim heyecanla gülümserken. " Bizi bırakmadın, kendini nasıl hissediyorsun?"

Şahin düz bir ifadeyle yüzüme baktığında gülümsedim. Şahin'in herzaman ki yüz ifadesi böyle olduğundandı bu gülümsemem. Normalde sinir olduğum bu yüz ifadesini bile özlediğimi farkettim.

Düz bakışlarının yanı sıra kaşları çatıldı ve bakışları Zafer'e döndü.
" Zafer benim burada ne işim var?"

Zafer'de yüzünde oluşan rahatlamış bir ifadeyle Şahin'e baktı.
" Bir kaza geçirdiniz abi. Şuradan bir çıkta konuşuruz her şeyi nasılsa."

" Kiminle bir kaza geçirdim Zafer?" diye sordu güçsüz ama sert bir sesle. Zafer'in kaşları çatılırken bana baktı. Bende o ara bakışlarımı Şahin'e çevirdim.

" Benimle Şahin..." dedim ne demek kiminle der gibi. Ayrıca bu onun yüzüne karşı ilk ismiyle seslenişimdi. Önceki seslenişimde uyanık değildi ve haliyle duymamıştı. Ama o ismiyle seslenmeme şaşırmadı.

Düz ve daha yeni farkettiğim duygusuz, hiçbir duygunun olmadığı bakışlarını yüzüme çevirdi. " Sen kimsin?"

" N-ne?"

" Tam da bunu söyleyecektim size Batı Bey." Doktorun konuşmasıyla şok olmuş bakışlarımı zorla Şahin'den koparıp ona çevirdim.

" Şahin Bey olay anında yaşadığı şok, korku belkide endişe yüzünden yaşamının bir kısmını hafızası silmiş durumda. Bazı şeyleri hatırlamıyor olduğu kesin fakat tam olarak ne kadarlık kısmını sildiğini siz daha iyi bilirsiniz."

Duyduklarım zihnimde tekrar tekrar dönerken yanlış duymuş olmak istedim. Şahin'in Arda soysuzunun gönderdiği üç dört köpekten korkacağını sanmıyordum ama endişe için diyecek bir şeyim yoktu.

Olay anında kendinden çok benim için endişlendiğini, bana bir şey olmasından korktuğunu bizzat görmüş ve hissetmiştim zaten.

Zafer'i tanıyordu. Beni hatırlamıyordu yani bu demek oluyordu ki; zihni tam olarak benim içinde olduğum kısmını silmiş beni ona bir yabancı yapmıştı. Onun için bir yabancıdan farksızdım. Ne bana hissettiği duyguları hatırlıyordu ne de bana sarılışını,öpüşünü ve daha nicesini,hiçbiri ona ait değildi artık.

" Doktor hanım ne zaman taburcu olacağım?"

Şahin'in sesiyle yaşarmış gözlerimi ona çevirdim. Sanki gözyaşlarım kurumuş gibiydi artık akmıyor sadece gözüme doluyordu.

" Yarın ancak taburcu olabilirsiniz Şahin Bey, bugün de sizi misafir edeceğiz. Birazdan normal odaya almak için gelecekler."

Doktor yanıma gelip " Sizinle biraz konuşabilir miyiz?" diye sorduğunda kafamı yavaşça sallayıp peşinden giderek odadan çıktım.

" Şahin Beyin bu durumu ne kadar sürer net bir şey söyleyemem. Belki bir gün belki bir yıl. Size olan sevgisini şuan hatırlamıyor olsa da bu imkansız değil ve bu sizin elinizde..." dediğinde devam etmesi için bekledim.

" Onu çok zorlamadan sevginizi hissettirmelisiniz, eskiyi hatırlatacak şeyler yapmalısınız. Kısacası kendinizi ona hatırlatmalısınız." diye net bir dille konuşmuştu. Büyükçe bir soluk çektim içime.

" Yapacağım teşekkür ederim." dedim  parmağımın tersiyle gözlerimi silerken. 

Gülümseyip bir kafa işareti yaparak yanımdan ayrıldığında korka korka odaya geri döndüm. Zafer yatağın yanındaki tabureye oturmuştu ve Şahin'e bir şeyler anlatıyordu. Şahin ise yüzü solgun gözükse de kaşlarını çatmış dikkatle onu dinliyordu.

Odaya girdiğimde ikisinin de bakışları bana döndü ama ben Şahin'e bakmayı reddetip Zafer'e döndüm. Baktıkça içim gidiyordu çünkü...

" Her şeyi anlattım Batı. Abi seni hatırlamıyor ama seninde bizden olduğunu söyledim. Seni nasıl işe aldığını falan hepsini anlattım."

Hepsi.

Peki sevgili olduğumuzu da anlattın mı Zafer?

Kendi içimde sorduğum soruyu anlamış gibi kafasını iki yana salladı.

Benimde söylemeye niyetim yoktu. Söylesem de o hatırlamadıkça hiçbir önemi hiçbir hükmü yoktu. Söylemektense bunu ona hissettirmeyi tercih ettim. Kendimi ona hatırlatacaktım!

" Abi biz çıkalım sen dinlen."

Zafer'e kafa salladıktan sonra koyu kahveleri bana döndü. Kalbim titredi, anlık olarak telaşa kapıldım. Ne yapacağımı bilemedim.

" Sen benim neyim oluyorsun?" diye sordu meraklı bir sesle. Kırk yıl düşünsem sıradan bir cümlenin canımı bu kadar acıtacağını düşünmezdim.

" Yani odaya girdiğinde ağlıyordun ve çok endişeli gözüküyordun..." deyip kısa bir an Zafer'e baktı. Ardından bakışları tekrar bana dönerken bu sefer yüzüme değil üzerime, yani kendi kanının bulaşmış olduğu kıyafetlerime bakıyordu.

"Adamlarımdan herhangi birinin bu şekilde davranmayacağını bildiğimden soruyorum."  

Kalbimi sıkan elin kuvveti sanki çekip koparmak istercesine arttığında
" Bende adamlarından biriyim sadece, b-beni korumak isterken vuruldun endişem ve korkum o yüzdendi. " dedim son kalan gücümle. Yinede kelimeleri kekeleyerek söylememeyi becerememiştim.

" Sen iyi olduğuna emin misin?" diye sorarken gözleri kıyafetlerime bulaşan kendi kanındaydı.

" Ben iyiyim." dedim sadece, iyi olmadığım halde. Gözleri üzerimdeki kanı sorgular gibi baktığında " Seni buraya getirirken oldu." dedim. Kısaca senin kanın bu, benim değil demek istemiştim.

Kaşları hayretle havalandı ve gözleri kısıldı. Neye şaşırdığını anlayamazken  " Çıkın..." demesiyle Zafer onu bir baş hareketiyle onaylayıp koluma girdi. Beni tutmuyor olsa bacağımdaki dermansızlıkla yere yığılırdım.

" Hadi Batı sen eve git artık." dedi kapıyı arkamızdan kapatırken.

Bu sefer itiraz etmedim. Şahin beni hatırlamıyor olsa da hayatta olması beni hatırlamasından daha önemliydi. Buna içimden yüzlerce kez şükretmiştim.

" Yine gelirim zaten, duramam evde" dediğimde anlayışla gözlerini kapatıp açtı.

" Beni hatırlar mı sence Zafer?" diye sordum kırık bir sesle. Birilerinin bunu onaylamasına ihtiyacım vardı. Bunu duymaya ihtiyacım vardı.

" Bence hatırlar, hatta bir daha hiç unutmamak üzere hatırlar." dedi göz kırparak. Biraz olsun neşemi yerine getirmek için yaptığını anlamıştım. Güçsüz bir şekilde gülümsedim.

" Teşekkür ederim Zafer." dedim koluna elimi koyarak.
" Yanımda olduğun için. Bana destek olduğun için."

Gözlerindeki hüzünü gördüm o an. Üç  Saniye kadar kararsızlıkla yüzüme baktıktan sonra kolumdan tutarak kendine çekti ve dostça sarıldı. Zafer'le genelde tek temasımız kavga yoluyla olurken ilk defa dostça duygular yaşamamız ikimiz içinde garip ve yeniydi. Sarılışına karşılık verdiğimde kısa bir süre sarılıp beni kendinden ayırdı.

" Tamam hadi yürü git." dedi eski Zafer haline geri dönmüş gibi. Gözlerini kırpıştırıp umursamaz gibi gözükmeye çalışsa da bana olan dostça sevgisini hissedebiliyordum.Sadece bunu bana göstermemeyi,hissettirmemeyi tercih ediyordu.

" Yinede bir gelişme olursa bana haber ver Zafer tamam mı? "

" Tamam dedik ya, kaç kere daha söyleyeceğim hadi kaybol." deyip eliyle beni kışkışlayınca dudaklarımda oluşan yorgun tebessümle asansöre ilerledim.

Yine en başa dönmüştük. Sanki Şahin'le ilk tanıştığımız zamanlarda gibi hissediyordum kendimi. Çünkü benimle öyle konuşuyor, öyle bakıyor, öyle davranıyordu. Son zamanlarda benimle konuşurken koyu kahvelerinde oluşan parıltı da anılarımız gibi yok olmuştu.

Şahin'le tanışalı iki ay olmuştu. Hatta küsüratlıydı bu rakam. Ve Şahin o iki ayı benimle beraber hafızasından tamamen silmişti.

Ama şuraya yazıyorum; Eğer benim adım da Batı ise, her şeyi ona tek tek hatırlatıp sonra bu süre zarfında bana yaşattıklarının hesabını ona tek tek sormasını iyi bilirdim. Burda onun bir suçu yoktu ama hissettiğim tüm acıların hıncını ondan çıkaracaktım. Bu da onun cezası olsundu. Beni hatırlamamanın, beni unutmanın cezası...

Hastanenin çıkışında beni bekleyen bizimkilerden Murat'ın arabasına bindim. Eve doğru yola koyulduğumuzda havanın çok sıcak olması yüzünden açılan klimanın serin rüzgarı arabanın içini doldururken rahatlamanın verdiği hisle göz kapaklarım ağırlaştı.
" Eve vardığımızda uyandırırsın." diye mırıldandım Murat'a yönelik. Onaylar bir ses çıkardı.

Gözlerimi kapatıp kendimi saatler sonra ilk defa uykunun kollarına bıraktım.






Bölüm Sonu...

Şuan aşırı canım sıkılıyo.








Weiterlesen

Das wird dir gefallen

298K 7.8K 38
soğuk ve acımasız mafyanın bir kıza aşık olup onu takıntı haline getirmesi ve piskopatlaşması ama bunu kıza yansıtmamaya çalışarak unutulmaz bir aşk...
22.9K 1.2K 15
Dora mahalle abisine nah çeker... [Texting+Düzyazı]
22.1K 115 7
! Her başlık ayrı bir hikaye konusudur, birbirinden bağımsız okunabilmektedir !
151K 7.4K 38
Hayatta kalmaya çalışan bir Melih ve onun zorbası Arda. Keyifli okumalar dilerim ;) 11.01.23 _ ?