barista||texting

By mialavina

252K 15.4K 2.3K

|ARA VERİLDİ| -Ben Göktuğ -Ama siz kahveme neden Göttuğ yazdınız? 23.07.2022 More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45

29

4.3K 299 32
By mialavina

Berkay: Bugün ikiniz de işe gelmediniz

Berkay: Bir şey mi oldu

Eylül: Göknil evden ayrıldı bugün de eşyalarını alacak yanında olmak istedim

Berkay: Neden

Eylül: Ailevi birkaç mevzu işte bildiğin şeyler

Berkay: O teyzesinin kocası mı her ne haltsa bir şey mi dedi yine

Eylül: Yani..

Eylül: Berkay kendisi anlatmak isterse söylesin olur mu

Berkay: Siktirtmesin belasını hani  doğru düzgün davranıyordu bu adam

Eylül: Küfür etme

Berkay: Afedersin

Berkay: Sen iyi misin?

Eylül: İyiyim

Eylül: Neden sordun

Berkay: Hiç öylesine

Berkay: O geceden sonra baş ağrısı falan oldu mu

Eylül: Oldu biraz ama geçti

Berkay: Geçti.

Berkay: Anladım

Eylül: Hıhım sorun yok

Berkay: Sana gelmemde bir sakınca var mı Göknil'i görmüş olurum

Eylül: Ne sakınca olacak Berkay saçmalama

Berkay: Doğru ne olacak

Eylül: Tabi canım

Berkay: İyi o zaman geleyim ben

Eylül: Tamam bekliyorum

Eylül: Bekliyoruz yani

#

"İyiyim diyorum ya Berkay, gerçekten" 

Bana hâlâ şüpheli bakışlar atarken daha fazla dayanamayıp yanından kalktım. Eylül'ü kolundan tutup kalktığım yere çekiştirerken ben odadan çıktım. Bir saattir Engin'in ağzını yüzünü nasıl dağıtacağını anlatıyor bense değmeyeceğini söylüyordum. Kendini yormasına bile gerek yoktu.

Odama geçip telefonumla uğraşmaya başladım. Boş boş reels izlerken bildirim çubuğuna Göktuğ'un adı düştü.

Göktuğ: Aşağı gelir misin?

Kaşlarım çatılırken hızla yatağımdan kalktım ve odamdaki pencereye adımladım. Perdeyi aralarken gözüm aşağıda telefonuna bakan Göktuğ'u buldu.

Odamdaki ince siyah hırkamı sırtıma geçirip dışarı çıktım. Gelen kapı sesiyle bakışları beni buldu. Birkaç adımda yanına ulaşıp karşısında durdum. Üzerinde kapşonlusu vardı bu sefer. İyi gözüküyordu, solgun yüzünden eser yoktu şimdi. Ben öylece onu izlerken aramızdaki bir adımlık mesafeyi de kapattı. Beni kollarının arasına alırken başımı göğsüne yasladı. Şaşkınlığımı atlatıp çok vakit kaybetmeden iki yanımda asılı duran kollarımı beline doladım. Eğildiği için burnum boynuna temas ediyordu. Kokusunu bu kadar yakından duyarken gözlerimi kapattım.

"Hasta hasta neden buraya kadar geldin?" Sorumla benden ayrıldı ama geri gitmedi. Güneş kumral saçlarına  vururken rengi şimdi sarıya çalıyordu.

"Seni merak ettim."

Kalbimin atışları hızlandı yine. Ama bakışlarımı yeşillerinden de çekemiyordum. İstemsizce dudaklarım kıvrıldı. Gözleri gülümsememde oyalandı. Konuşma ihtiyacı hissettim ama kelimeler zihnimde öylece dolaşıyor anlamlı bir cümle bile oluşturamıyorlardı.

"Tamam o zaman..." Bakışlarımı ondan kaçırıp sokakta gezdirdim. "Şey yapalım."

Güldü. Tekrar ona döndüm. Sarıldıktan sonra geri gitmeliydi. Bu kadar az mesafe kalbe zarardı.  "Ne yapalım?" Sırıtan suratına ve benim aksime oldukça rahat hareketlerine baktım.

"Benim eşyalarımı alalım. "

Eylül ve teyzemgilin evi arasında yürüme mesafesiyle on beş dakikalık yol vardı. Başını sallayıp beni onaylandığında yürümeye başladık.

"O gün neden kaçar gibi çıktın evden?" dedi tereddütlü çıkan sesiyle.

Nereden başlayacağımı kestiremedim. Daha sonra kendime bile sesli söyleyemediğim o birkaç kelime çıktı dudaklarımdan.

"Annem yedi ay önce vefat etti."

Bakışlarının bana döndüğünü hissettim. Belki de üzülüp üzülmediğimi görmek istedi bilmiyorum ama bu an çok kısa sürdü ve tekrardan önüne döndü.

"Teyzemgilde yaşamaya başladım.  Eskiden de onlarla görüşürdük ama bu seferki farklıydı işte."

"Engin yani teyzemin eşi ilk başlarda onlarla yaşamamı istemedi. Teyzeminse yurtta kalmama gönlü elvermedi bir şekilde ikna etti sanırım. Engin her ne kadar kabul etmiş olsa da evde olduğum her anı zehir etmeye başladı. Bir bakış, bazen bir iğneleyici söz...Daha fazla duramadım ve gitme kararı aldım."

"Son damlayı taşıran ne oldu? Bir şey mi yaptı o adam sana?"

Onun utanmadan sıkılmadan haykırdıklarını ben dile getiremezdim. Cevap vermedim.

"Peki üstelemeyeceğim."

Yürüdük. Sessizlik rahatsız edici boyuta gelince Göktuğ'a döndüm. Kaşlarını çatmış ve düşüncelere dalmıştı. Hâlâ biraz önce anlattıklarımı düşünüyordu.  Konuyu değiştirdim.

"Eger o gün bana ulaşsaydın yine karşıma çıkmayacaktın değil mi?"

Sorumla birlikte bana döndü.

"Bilmiyorum. Karşına çıktığımda kötü bir tepki alırım diye çekindim. Benim kim olduğumu bilmemen içimi rahatlatıyordu çünkü reddedilmekten korkuyordum."

Kaşlarım çatıldı ve adımlarım yavaşladı. Aynı şekilde karşımda durduğunda sitemle konuştum. "Aşk olsun ben öyle biri miyim sence? Eğer karşıma çıkıp hoşlandığını söylesen  terslemezdim."

"Kibarca da olsa aşık olduğum kişinin beni reddetmesi nasıl bir his asla bilmek istemem."

Aşık olduğunu ilk defa yüzüme  söylüyordu.

Evet buna takılmıştım.

"Ya seni reddersem?"

Sesim kısık, kararsız çıktı. Dudakları kıvrıldı. Keyiften uzak gülümsemesine bakarken onun bakışları yüzümü tarıyordu.

"Canın sağolsun. "

Yutkundu. Usulca önüne döndüğünde bende onunla yürümeye devam ettim. Mesajlaşırken defalarca beni sevdiğini  söylemişti ama hiçbiri böyle  hissettirmemişti. O zamanlar yüz yüze konuşacağımıza dair inancım da yoktu çünkü Göktuğ buna hiç sıcak bakmıyordu. Korkuları vardı ve ben bunun sebebini deli gibi merak ediyordum.

"Okulda neden seni bulamadım bu zamana kadar?"

Soğuk hava içime işlerken kollarımı birbirine sarmamak için kendimi tuttum.

"Göktuğ Zeno Taşkın. Babam Türk annem İtalyan. İlkokulu İtalya'da okuduğumda Zeno olarak kayıtlıydım, burada da değiştirmedik."

Bakışlarımı yüzüne çevirdim  şaşkınlıkla. Yan profilini incelerken gozlerimi kıstım. İtalyan'a benzemiyordu.

"Ze-"

Ayağımın takılmasıyla öne doğru yalpaladım ve kurmak üzere olduğum cümlem yarım kaldı. Belime dolanan ellerle dengemi sağladığımda doğruldum ve bir eli belimde diğer eli elimde olan Göktuğ'un göğsünden  başımı kaldırdım.

"Dikkat et." diye mırıldanırken yalnızca başımı usulca salladım ve geri çekildim. Belimdeki eli uzaklaşırken diğer elini çekmedi, avucumu elinin içine hapsetti.

"Üşümüşsün. "

Bakışları yüzümde oyalandı.

"Burnun da kızarmış niye hiç söylemiyorsun? "

Tatlı tatlı sinirlenmesine ve çatık kaşlarına baktım. Ağzımdan bir kahkaha çıktı. Elimi yüzüne uzattım ve yanağına yasladım. Birkaç gün önce tıraş olmuş gibiydi ve yeni çıkan kısa sakalları elimi gıdıklıyordu.

"Sinirlenince çok tatlı oluyorsun."

Yüz ifadesi dağıldı. Elimin altında dudağının kıvrıldığını hissettim.

Gülümsedim. Elimi indirdiğimde biraz önceki elimi eline kenetledi ve hırkasının cebine soktu. Benim aksime elleri sıcaktı.

"Zeno isminin anlamı ne?"

"Gök."

Dudaklarımı birbirine bastırdım.

"İki tane ismim var ikisi de aynı bok. Nasıl denk getirdilerse anasını satayım."

Tatlı tatlı söylenirken kendimi tutmayı bıraktım ve güldüm. Yanında sürekli gülümsüyor ya da kahkaha atıyordum. Bakışlarının bana döndüğünü hissettim. Ben de ona baktığımda kıvrılan dudaklarıma bakıp gülümsedi ve önüne döndü. Diğer eliyle ensesini kaşırken gözlerini kıstı ve etrafa baktı. Bu halinin ne kadar çekici olduğundan haberi yoktu.

"Peki neden Zeno ismini hiç kullanmıyorsun?"

"Annemi hatırlatıyor. "

Annesiyle yaşamıyor muydu zaten? Onunla ilgili bilmediğim bir sürü şey vardı.

"Afedersin bu kadar soru sormamalıydım."

Üzüldüğünü düşündüm.

"Aksine, benimle ilgili soru sorman hoşuma gidiyor."

#

SEYRET PERISAN HALIMI BENDE AKSAM OLMAKTA

bi bolum daha atablrm

habrniz olsn

optum

Continue Reading

You'll Also Like

Derin By Betül

Short Story

956K 43.7K 42
Kafamı ellerimin arasına alıp kendimi öne doğru eğmiş az önce yaşananları algılamaya çalışıyordum. Bu olamazdı, hayır hayır hayır yine sokakta bir y...
340K 18.4K 33
Evren: Bana aşkını itiraf et artık Motorcu: Sen bana ettin mi? Evren: Nabzım seksenle kalbim tek senle atıyor bebeyim Motorcu: Neyin neyin? Evren:...
3.2M 173K 80
Adelacar=Bak şimdiden söyleyim bu ilişkiyi yürüten benim Adelacar=Seni bulacam diye neler yaptım varya bir bilsen aklın uçar Adelacar=Sakın sorma anl...
136K 4.1K 55
"0 54*: Mesajlaştığınız kişi bir başkomiser." Aniden Lavin'in hayatına giren başkomiser Timur Akçalı ve Lavin'in hikayesi. Yanlış numaraya mesaj atan...