IN LAK' ECH

By aysnrtrn34

421 236 79

Geçmez "dedi balık ; Pişmanlık insanı ömrü boyunca yakıp kavuran bir histir ve insan pişman olacağı şeyleri y... More

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.Bölüm

11.BÖLÜM

19 13 2
By aysnrtrn34

Değer vermek, sevmek, onun için her şeyi yapmak...
Kaybetmekten korkmak. Bu zaafını belli etmek.
İşte tam olarak sorun burada.
Kaybetmekten korktuğun ne varsa hepsi teker teker ellerinin arasından kayıp gidecek, bu bir gerçek !
Ya sen buna sebep olacaksın, yada sebep olacaklar, ama sonuç olarak bu olacak.
Annem gözlerimin önünde cansızca yatıyordu.
Abimi, bildiğim halde kurtaramamıştım ve şimdi Leyal..
Onu korumak istediğim halde buna çaba sarf ettiğim halde olmamıştı.
Demek ki önemli olan eve dikkatli girip çıkmak değil,
Korkmamaktı.
Korkusuz bir yenilmez değildim.
Zaafları olan, hassas, geçmişi ile savaşan, ülkesine savaş açan ve güçlü kalmaya çalışıp vicdanını, acımasızlığının arkasına saklayan biriydim.
Beni böyle görsünler, böyle bilsinler, çünkü bildikleri şeyi düşünmeleri canımı acıtmazdı ama acıttı.
Zaafımı bir yerde hata yapıp göstermiştim ki bunu ilk başta yapmıştım. Nerede hata yaptığımı bilmesem de bana ulaşmak için, Leyale verilen zarftan belliydi.

Ellerimi nereye koyacağımı bilmeden olduğum yerde sadece sessizce dolanmıştım.
Düşünmeye çalışmış, ne yapacağımı anlamaya çalışmış, kimseye zarar vermeden Leyali oradan çıkarmanın planını bulmaya çalışmıştım.
Yoktu. Bir plan yoktu. Kafam allak bullak olmuş ve vücudum stresten titremeye başlamıştı..

_İyi misiniz? _

Kapının önündeki nöbetçiyi yeni fark etmiş ve elimle geçiştirip önümde duran bir taşa bağırarak tekme atmıştım.
Sinirimi çıkartacak ne bulursam onu kullanacaktım.

_Hanım efendi _

Hızlı ve sinirli bir şekilde kafamı nöbetçiye çevirmiştim.

_Yok bir şey  Önüne bak_

Adam gözlerimin önünde yamulmaya başlamış ve şekil değiştirmişti.
Olduğum yerde bir an yere düşüp bana doğru gelen adamdan oturarak uzaklaşmaya çalışmıştım.

_Hanım efendi lütfen sakin olun! Burnunuz kanıyor._

Bir sağa bir sola yatan koca duvarlar ve adam gözlerimi ağrıtmaya başlamıştı.
Elimi yavaşça burnuma götürüp akan sıcak sıvıya dokunmuş ve ardından elimdeki sıcaklığa bakmıştım.
Koyu kırmızı bir sıvı ve yoğun demir kokusu,midemi bulandırmıştı.
Adam telsizle bir şeyler söylemeye başlamış ve saniyeler geçmeden kapıdan önce Arin sonra Aras çıkmıştı.
Yavaş yavaş dönen duvarlar durmuş ve kafam yerine oturmaya başlamıştı.
Kolunu tutup kaldırmak isteyen Arinin uzattığı elini es geçip görevliden yardım alarak ayağa kalkmış ve Arasın yakasına yapışmıştım.

_Leyal_

Aras tedirgin olan bakışlarını pür dikkat üzerime kilitlemiş ve sadece korktuğu şeyi söylememden çekinmişti.

_Aras Leyali kaçırdılar. _

Aras gözlerini kapatmış ve sessizce yutkunup, beni sakince kenara itmişti.

_Kim nereye, Neva sen nereden biliyorsun? _

Nereden bildiğimi söylemem Arasın bana olan güvenini sarsardı ve bu yüzden bir an düşünüp durumu kurtarmaya çalışmıştım.

_Beni aradılar.. Bir şey istiyorlar. _

Aras ellerini arkasına koymuş ve düşünmeye çalışmıştı.
Arin ise o yeşil gözlerini bana dikmiş uzun uzun bakmıştı.
Fazla göz teması kurmaktan çekinmiştim çünkü daha ilk baştan bana olan güvenlerini sarsamazdım.
Geçmişi bilmelerini istemiyordum.
Şuan ki sorunumuz Leyaldi ve ona odaklanmamız lazımdı.

Aras görevliden arabasını istemişti.
Bende onunla gitmek için tam hareketlenmiştim ki Arin sertçe kolumu tutup kenara çekmişti.

_Kardeşim sana güveniyor olabilir ama ben sana zerre kadar güvenmiyorum. Bu hikayeye de inanmadım bu yüzden sen burada kalıp sorularımı cevaplayacaksın. _

Kolumu çekmeye çalışmış fakat Arinin gücüne karşı gelip hareket dahi edememiştim.
Kolumu öyle bir sıkı tutuyordu ki sanki insan değil hayvan zapt etmeye çalışıyordu.
Benim gibi narin kızın gücünden ne olacak sanki?

_Kıpırdanıp durma! _

Aras ve bir kaç adam benim söylediğim yere gitmek için arabaya binmiş ve gitmişlerdi.
Diğerlerinin de içeri girmesi ile Arine baş kaldırma girişimlerimi hayata geçirmeye çalışmıştım.

_Bana bak patron. Adamlarının yanında sesimi çıkarmadım ki küçük düşme! Şimdi sana ilk ve son kez söylüyorum. Kolumu bırak. _

Arin, dişlerini sıkarak bana dönmüştü..

_Ukala tavrını ciddiye almıyorum. Özgüvenini boşa harcama lazım olacak.! _

Ani bir şekilde Kolumu daha da sıkıp beni çekiştirerek içeri sokmuştu.

_Kolumu bırak canımı acıtıyorsun! _

Öfke ile çıkan sesim, Arinin bana bakışı ile sonuna doğru alçalmış ve sakinleşmişti.
Tekrar önüne dönüp beni orta taraftaki bir odaya götürmüş ve kapısını da üzerimize kilitleyip uzun büyük masanın başına geçmişti.
Arkasında kocaman bir ekran vardı ve dolaplar ile doluydu.
Hemen, kapının girişinde sağ tarafta ise duvara boylu boyunca sabitlenmiş  demir pano ve üzerine asılmış resimler vardı.
İşaretlenmiş haritalar, kırmızı ip çekilmiş bağlantılar, üzeri dart ile vurulmuş fotoğraflar.
Odayı süzmemi kesen yine Arin olmuştu.

_Evet dinliyorum anlat.! _

Kaşlarımı çatıp absürt absürt Arine bakmış ve sinirden bir gülüş sergilemiştim.

_Ne saçmalıyorsun sen? _

Arin hızlı bir şekilde ayağa kalkıp yanıma gelmiş ve tehdit vari bir tonda patronluk taslamıştı.

_Güzellikle konuş. Zor olan kısmını seçmeni tavsiye etmem

Bulunduğum yerde dikilip, korkmuş gibi bir ifade ile ellerimi aman dilercesine birbirine bağlamış ve Arine doğru bir adım atmıştım.

_Tamam tamam lütfen zor olan kısmını seçmek istemiyorum. _

Korkar gibi çıkardığım ses tonunu normal haline getirmiş ve ciddiyetsiz bir şekilde devam etmiştim.

_Çok korktum çünkü... _

Ellerimi indirip Arinin gözlerine onun yaptığı gibi bakıp bir müddet beklemiştim.

_Senden korkmuyorum. Sizden de korkmuyorum. Şimdi saçma sapan muameleler ile beni korkutmaya çalışma. Senin şizofreni takıntıların ile uğraşamam. Ruh hastası. _

Arkamı hızlı bir şekilde dönüp kapıya doğru gitmiştim. Anahtarı çevirip odadan çıkmış ve dış kapıya yönelmiştim.  Çıkacağım sırada görevlinin biri beni durdurmuştu.

_Hanım efendi maalesef Arin beyin özel emri. Çıkışlar yasak. Bizi zor durumda bırakmayın. Teşekkürler. _

Anlamsızca görevliye bakıp, arkadan gelen kişiye döndüm.
Kollarını birbirine bağlamış ve merdivenlerden bana bakıyordu.

_Çocukların bu saatte ayakta olması sağlıklı bir durum değil. Lütfen odanıza. _

Ardından pis bir şekilde sırıtarak yukarı çıkmış ve gözden kaybolmuştu.
Sinirlerimi yatıştırmaya çalışarak hızlı bir şekilde bana ilk başta verdikleri odaya çıkmış ve kendimi balkona atmıştım.

Ukala,gıcık, kibirli....

3 saat sonra ;
Uzandığım yatakta bir sağa bir sola dönüp durmuştum.
Arası göndermiş olmam ne kadar sağlıklıydı hiç bir fikrim yoktu.
Ayrıca nerede olduklarını bile bilmeden beni İlk çağırdıkları yeri söylemiştim.
Bu onları oyalamak olmuştu.
Bir kere bile olsa o adama çalıştığım öğrenilirse bu kötü bir son olurdu.
Leyali nereye kapatmış olabileceğini bilmiyordum aklıma bir şey gelmiyordu.
Saatlerdir düşünüyor ve sadece çıkmaza giriyordum.
Yatağın üzerindeki telefonun titremesi ile olduğum yerde doğrulup, mesaj kutusunu açtım.

PDF.....

Merhabalar Neva!
Leyali almak için zamanın yavaş yavaş tükeniyor.
Sana attığım pdf bas.
Senden istediğim iş orda dosya olarak mevcut.
Unutma Neva! Abin için...
Abinin son zamanlarda kiminle muhatap olduğu ve onu kimin öldürdüğü...
Küçük kız için üzgünüm.
Ama bu konuda bana güvenmek zorundasın. Arkadaşın için...

Ellerim titremeye başlamış ve hızlı bir şekilde pdf'e basıp açılmasını beklemiştim.
Önüme bir doya çıkmış ve en çok korktuğum şey başıma gelmişti.
Yine birini öldürmemi istiyordu.

Arin Arsev.
1997, Fazh doğumlu.
Babası _X
Annesi_X
Kardeşler; Aras Arsev.
Eğitim durumu;
Askeri okul birincisi, eğitmen ordu komutanı..
Yaş:25

Kafamın içinde dönmeye başlayan ağrı tüm bedenimi esir almaya başlamıştı.
Arasın söylediği şeyler ile anlattığı şeylerin zıtlığı kafamda şok etkisi oluştururken ben bunların Devrimci ile olan bağlantılarını kaldırmaya çalışıyordum.
Yalan söylemiş olmaları anlamsızdı.
Korumaya çalışmaları.
Ne yapmak istedikleri ise meçhuldu.
Telefon bir kere daha titremiş ve bu sefer yapacağım şeyin karşılığı yazıyordu.

Bu adamı öldür ve Abinle ilgili olan CD'leri al...
Bu sefer hata yapma Neva....

Gözlerimden akan yaşları durduramıyordum.
Arini öldürmek şöyle dursun yaralayamazdım bile.
Telefonu kapatıp bu işi kendimce halletmek için düşünmeye başlamıştım.
Bu adama bulaşmadan sadece Leyali alıp kaçmam lazımdı.
Evet kaçmak. Plan iptal çünkü bu ne oldukları belirsiz insanlara güvenip, planımı anlatmam büyük aptallıktı.
Kaçmama yardım etmiş olmaları, Arasın leyal için tedirginliği... Aklım karışmış ve sadece seslerin içinde kayboluyordum.
Gözüm cama kaymış ve hiç beklemeden camı açıp dışarıda çıkışımı kolaylaştıracak bir yer aramıştım.
Duvarları aşmam imkansızdı.
Buradan sadece izni olan kişiler geçebilirdi.
İzni olan. Yani Arin....

Odadan hızlı bir şekilde çıkıp tüm bina da Arini aramaya başlamıştım.
Koşarak inip çıktığım merdivenler ve kapılarını kontrol ettiğim odalar.
Sol tarafa geçip bir iki kat yukarı çıkmıştım.
En üst katta yankılanan sesler dikkatimi çekmiş ve sese doğru yürümeye başlamıştım.
Büyük bir salon kapısına gelmiştim.
Yavaşça kapıyı aralayıp içeri bakmıştım.
Ordaydı.
Tavana asılmış kum torbasını sert yumrukları ile karşılıyordu.
Ardı arkası kesilmeyen, ölümcül yumruklar ve her defasında gözlerinden akan yaşlar.
Kıpkırmızı olmuş o yeşil gözleri gerçekten ürkütücüydü.
Nefes dahi almadan yumrukladığı kum torbasına son kez o kadar çok sert vurmuştu ki torba, zincirinden kopmuş ve patlayarak ileriye doğru uçmuştu.
Arin, boks eldivenlerini çıkarmadan, sessizce yere diz çökmüş ve ardından sırtını yere koyarak uzanmıştı.
Sinirliydi, öfkeli ve hırs doluydu.
Sert bakışları ondan kaynaklıydı.
Belki de yumuşacık kalbine defalarca darbe almış ve sonra duvardan kocaman sert bir şey örmüştü.
Dışarıya yansıttığı asabiyetini burada sergileyemiyor olması ve çaresizce yumrukladığı torbadan sinirini çıkaramıyor olması canımı acıtmıştı.
Uzandığı yerden yavaşça ayağa kalkmış ve eldivenleri çıkartıp sertçe fırlatmıştı.
Altındaki sargı bezi kanla kaplanmış kıpkırmızı olmuştu.
Elindeki bezleri çıkartıp çöp kovasına atmış ve aynadan yansıyan görüntüsüne uzun uzun bakmıştı.
Zar zor duyabildiğim bir ses tonu ile konuşuyordu.

_Özür dilerim... _

Anlam veremiyordum ve daha iyi duyabilmek için kulağımı daha da açıp tüm dikkatimi veriyordum.

_Özür dilerim Hazan... Koruyamadım seni. Özür dilerim _

En sonunda bağırarak aynaya yumruk atmış ve geri geri gidip sırtını ortadaki kolona yaslamış  çöküp ağlamaya başlamıştı.
Gözlerim istemsizce dolmuş ve çoktan yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı.
Arinin bu halini görmek canımı acıtmıştı.
Hazan demişti.
Kim olduğunu bilmiyordum ama sorsam dinlediğimi anlar Yada daha da kötüsü yanlış anlardı.
Olduğum yerden hızlı bir şekilde ayrılıp tekrar odaya geçmiştim.
Ayazın dediği, imkan yok doğru olamazdı.
Bu adam Devrimcilere çalışıyor olsa bile Ayaz neden onu öldürmek istesindi ki?
Bir devrimci ajanı neden bir devrimci komutanının öldürmek istesin?
Ayaza güvenmiyordum. İnanmıyordum.
O kızdan sonra da inanmayı düşünmüyordum.
Tek çarem Arasın kazasız belasız Leyali bulmasıydı.
Şu anlık başka yapabilecek bir şeyim yoktu.
Arinden anahatarı alıp kaçacaktım ama bu hali beni anlamsızca yerle bir etmişti.
En azından ağlayabilecek kadar duygusu kalmıştı.
En azından insan olan yanı vardı....

Continue Reading

You'll Also Like

226K 17.8K 45
(bxb) Eceli gelmeden ölmek nedir bilir misiniz? Hayatın yavaş yavaş anlamını yitirmesi ve yaşadığımız olayları o veya bu sınıfına koyamayıp yaşarken...
435K 23.1K 54
Siz: Ya hayır anlamıyorum benim ne suçum var neymiş efendim bilerek yapmışım Siz: Alakası bile yok sadece anneme yardım etmek için tabakları Masaya...
Patron By waty_yazarı

Science Fiction

1.9K 88 15
Patron, her kes onu bu isimle tanırdı, Patron.. Namı diğer Patron, beni ailemden almıştı, kafesimden çıkmayı başarmıştım ama, yeni kafesime girmiştim...
ZAMAN SARNICI By A.SENA

Science Fiction

28.1K 1.9K 21
21.yy'da İstanbul Emniyetinde görev yapan komiser Gonca Kandemir, bir sabah gelen bir cinayet ihbarıyla Yerebatan Sarnıcı'na gider. Gün boyu davayla...