Red Targaryen ☾ Daemon Targar...

Von larathecult

59.4K 5K 11K

Kral Viserys I. tarafından küçük yaşta himaye altına alınan ve Rhaenyra Targaryen'in gözünde bir abla gibi bü... Mehr

the targaryen | tournament and death
the targaryen | night visitor
the targaryen | her mother's twin
the targaryen | lady and dragon
the targaryen | pleasure house
the targaryen | king's heir
the targaryen | broken mirror
the targaryen | dragon's egg
the targaryen | betrayal of a friend
the targaryen | a candle for trust
the targaryen | red lady at dusk
the targaryen | wedding night
the targaryen | knight's kiss
the targaryen | white fallow deer
the targaryen | came from across the sea
the targaryen | a victory and a lover
the targaryen | he comes at night
the targaryen | bloody wedding
the targaryen | second birth ritual
the targaryen | emotions are more important than memories
the targaryen | anyone who hurt her must be punished
the targaryen | blood of my blood
the targaryen | night devour riders, not dragons
the targaryen | king's daughters
the targaryen | reason for slander
the targaryen | first of her name
the targaryen | driftmark visit
the targaryen | forbidden lovers meet at midnight
the targaryen | dragon's wings unfold
the targaryen | at home, away from home
the targaryen | only ravens rule the shadows
the targaryen | darkness gives birth to the dragon
the targaryen | in the arms of the lilac garden and ashes of a friend
the targaryen | d(a)emon's bride
the targaryen | from a strong blood
the targaryen | raven's eyes are not considered legitimate
the targaryen | the dragon behind storm clouds
the targaryen | every night has a morning
the targaryen | living hearts and dead lovers
the targaryen | at every sunset a new dragon rises
the targaryen | blood determines the ruler
the targaryen | real enemy is always in sight
the targaryen | burn the witch
the targaryen | our house is dragonstone
the targaryen | the queen doesn't like bastards
the targaryen | princess and her knight
the targaryen | when a rider dies, a new one is born
the targaryen | lord of the harrenhal
the targaryen | wolfs and dragons
the targaryen | the knight and the groom
the targaryen | swear for the second time
the targaryen | witch's son
the targaryen | guests of the riverlands
the targaryen | dornish princess
the targaryen | desires and obligations
the targaryen | marriage is a duty
the targaryen | calm before the storm
the targaryen | true owners of the red keep
the targaryen | maegor's holdfast
the targaryen | time changes but someone always stay the same
the targaryen | mercy of the old gods
the targaryen | breaking point
the targaryen | witch of the forest
the targaryen | green council
the targaryen | black queen(s)
the targaryen | messenger of aegon the usurper
the targaryen | disappointing sons
the targaryen | the north remembers
the targaryen | downfall
the targaryen | mothers always avenge their children
the targaryen | blood of the golden prince
the targaryen | dark sister's soul
the targaryen | blood and cheese
the targaryen | a boy comes, a boy goes
the targaryen | pawn forward one square
the targaryen | black honeyholt
the targaryen | the queen who never was
the targaryen | heirs and dragonseeds
the targaryen | a duel in the stranger's name

the targaryen | daemon return

3K 134 74
Von larathecult

Kraliçe Aemma'nın doğum yapmasına günler kalmıştı. Henüz erkek bir varise sahip olmayan Kral Viserys I. ise bir oğlu olacağından çok umutlu görünüyordu. Baskılar yoğundu. Fakat sarayda, defalarca kez doğum yapmış olan ve her seferinde bebeğini kaybeden Kraliçe'nin sağlığını düşünen sadece iki kişi vardı.

"Tek işinin bebek doğurmak olduğunu düşünüyorlar." dedi, Rhaenyra. Biraz kızgındı. Annesi için endişe ediyordu. Geldiğinden beri Mhyris'in odasında dolanıyor, endişelerini sadece onun yanında dile getirebiliyordu. "Otto bu konuda sürekli konuşuyor ve babam oğlu için turnuva ilanı yaptı bile!"

"En az ben de senin kadar Kraliçe'yi düşünüyorum, Rhaenyra. Fakat biraz sakin olmalısın. Annen seni bu halde görse daha çok hastalanır."

"Onu ziyarete gideceğim."

Önündeki kalın ve kahverengi kapaklı kitabı kapatan Mhyris, yerinden kalktı. "Küçük konseye geç kalırsın."

"Çabuk olurum."

Mhyris, kitabını geniş masanın üzerinde bıraktıktan sonra pencerenin kenarında duran ve sıkıntıyla saçını parmağına dolayan Rhaenyra'ya ulaştı. "Onların yanında da bu kadar korktuğunu belli etme." dedi, sakin ses tonuyla. Küçük prensesin omuzlarını tuttu ve ona yaslanmasına izin verdi. "Kraliçe güçlü bir kadın."

"Biliyorum." Rhaenyra, sırtını yasladığı Mhyris'i taklit ederek nefesini kontrol altına aldı. İkisi birlikte bir süre başkenti izlediler. Ardından Rhaenyra ona baktı. "Sence yine kız olursa ne yaparlar?"

Mhyris onun uzun ve düz saçlarını okşadı. "Varis sen olursun, Rhaenyra."

"Bunu çok kolay söyledin." dedi ve yeniden pencereye döndü.

Ellerini taş sütuna koyarak biraz derin nefes alan Rhaenyra, konseyden önce annesine gitmesi gerektiğine emindi. Fakat önce Mhyris, Rhaenyra'yı elinden tutarak aynalı masasının önüne götürdü ve sandalyeye oturmasını istedi.

"Leydi Alicent nerede?" diye sordu, Mhyris.

"Muhtemelen bahçededir."

Rhaenyra aynada kendisine bakarak biraz gülümsemeye çalıştı, en azından annesi için. Mhyris onun saçlarını taramak için üzerinde ejderha işlemeli gümüş tarağı eline aldı. Rhaenyra küçükken, her sabah ondan saçlarını taramasını isterdi ve bu alışkanlık ikisi için bir çeşit bağ kurma aracı olmuştu. Mhyris, hâlâ onun saçlarını tarayarak neşesini yerine getiriyordu. Rhaenyra ise genelde ona akşam yemeklerinde eşlik ediyor ve boyu biraz daha uzayınca, Mhyris'in kıyafetlerinden birini ödünç almayı bekliyordu.

"Aranız iyi mi?"

Saçları taranırken, Rhaenyra aynaya yansıyan Mhyris'i izliyordu. "Elbette. Neden sordun ki? Alicent ile küs gibi mi görünüyoruz?"

"Hayır." diyen Mhyris, küçük prensesin yüzüne düşen saç tutamlarını geriye doğru taradı. "Ama genelde bu saatlerde onunla vakit geçirirsin. Yanıma gelmiş olman beni şaşırttı."

"Alicent ile şu sıkıcı kitabı bitirmeye çalışıyoruz sadece."

"Biliyorum."

"Onu senden daha çok sevmiyorum."

Mhyris gülümsedi.

"Gerçekten." diye ısrar etti, Rhaenyra. Çocukluğunda Mhyris'e duyduğu sevgi, gün geçtikçe bir hayranlığa dönüşüyordu. Onun bir gün evlenip, aptal bir lord ile beraber saraydan gitmesini istemiyordu.

"Arada bir onu da akşam yemeğine davet etmelisin." dedi, Mhyris.

"Mutlu olur."

Mhyris, özenle Rhaenyra'nın saçını toplamaya başladı. Bunu yaparken ise Rhaenyra'ya Kraliçe Aemma'nın yanına gittiğinde, biraz gülümsemesi gerektiğini hatırlatıyordu. Küçük prenses tam anlamıyla bir söz vermiş sayılmazdı ama deneyecekti. Ejderha sırtında uçarken güzel görüneceğini bildiği saçlarına son bir kez daha aynada baktıktan sonra Mhyris ile birlikte odadan çıktı. Yolları ise bir süre sonra ayrıldı. Rhaenrya, ejderha sırtına gitmek için dışarıya çıkarken, Mhyris büyük salona yürüyordu.

"Prens Daemon, kısa bir süre önce saraya geldi." demişti, hizmetlisi.

Genç Leydi, aylardır saraya uğramayı unutmuş adamı görmek için sabırsız hissediyordu. Annesinden kalan elbiseleri giymeye başlaması, artık yetişkin bir kadın olduğunu sembolize ediyordu. Saçları beline kadar iniyordu, üzerindeki koyu mavi elbisesi gözleriyle uyumluydu ve onun için ölebilecek muhafızların önünden geçiyordu. Ayak sesleri büyük koridorda yankılanıyor, geçtiği yerlerdeki hizmetliler ona selam veriyordu. Kibar gülüşünü onlara göstermekten çekinmezdi.

Mhyris, bir Targaryen değildi ama en az onlar kadar saygı görüyordu. Kral Viserys I. için sayısız galibiyetler almış Sör Ron Silverarmor'un kızı oluşu, bu saygının baş unsuruydu elbette. Fakat asıl saygınlığı, Ron Silverarmor öldükten sonra Kral tarafından bizzat evlat edinilmesi ile gelmişti. Babasını kaybedişinin acısını, Kral Viserys I. sayesinde atlatmıştı. Güvende ve gözlerden uzakta büyümüştü.

Ama onu izleyen asıl gözler, her zaman sarayın içinde olmuştu.

Büyük salonun kapısı muhafızlar tarafından açılırken, Mhyris nefesini kontrol altında tutuyordu. Kalbine yerleşmiş özlem duygusu, aylar geçip yıllara döndükçe bir yılanın zehri haline gelmişti. Salona adım attığı an, büyük masanın ilerisinde gördüğü adam yüzündendi. Mhyris, koca salonda sadece ikisinin olmasından memnundu. Muhafızlardan kapıyı kapatmalarını isteyip merdiveni inmeye başladı. Adamın henüz ona bakmamış olmasından bir anlam çıkartmak istemiyordu ama son adımını atarken dizleri titremişti.

"Prens Daemon." dedi ve Yüksek Valyria dilinde konuşmaya devam etti. Westeros'u evi olarak gördüğü ilk andan beri bu dili kolayca öğrenmişti. "Sizi aylar sonra saraya geri döndüren sebep nedir?"

"Turnuva."

Büyük salonun sonunda duran Demir Taht'ı izliyordu. Daemon Targaryen, ona doğru yaklaşan adımları dinliyor ve tekrar o güzel kokuyu duymak için sabrediyordu. Mhyris'i görmeyeli aylar olmuştu. Kral Viserys I. bizzat onu gitmesi için uyarmış, Mhyris'in etrafında olmaması için elinden geleni yapmıştı. Daemon, öfkesini kılıcıyla akıtmayı sevdiğinden çabuk kurtuluyordu hiddetli kalbinden. Ama Mhyris'in uzakta oluşu, tekrar gözünü karartması için en yegâne sebepti. Bir o kadar da yakında oluşu. Ne gitmesi ne de sarayda kalması işe yarıyordu.

Mhyris, onun bir adım gerisinde durdu. "Kral sizi burada gördüğü için mutlu olacak."

"Bundan emin değilim, Leydi Mhyris."

"Varisin doğumuna az kaldı."

"Eğer bir erkek olursa, ona varis derim ama ortada henüz bir bebek göremiyorum." diyerek korkulanı rahatça dile getirdi, Daemon. Kimse söyleyemezken, o çekinilmesi gereken ne varsa yapar veyahut söylerdi. Onu Daemon yapan buydu. Bir çizgiye bağlı kalmaz, sınırını asla belirtmezdi.

Daemon, uzun zamandır göremediği güzel yüze döndü. Uğruna yıllardır öz abisi ile kavga ettiği, onun için güçten bile daha değerli olan genç kadına uzun bir süre baktı sadece. Demir Taht'ın varisi oydu. Bir gün kendisini tahtın sahibi olarak otururken görüyor, yanında ise Mhyris'i hayal ediyordu. Tacı ile. Kraliçesi olmaya layıktı.

"Turnuvada bana şans dileyecek misin?" diye sordu, Daemon. Bir gözü, aralık bırakılmış salon kapısını izliyordu. Çünkü muhafızların, Kral Viserys'e haber vereceğini biliyordu. Mhyris'in yakınında olması, yasal olmayan bir Kral emri ile bir süre önce yasaklanmıştı. Daemon buna hep gülüyordu. Sırf Demir Taht onun diye Viserys, kardeşine kimi seveceğini söyleyemezdi.

"Karınız burada değil mi, Prens Daemon?"

"Onu evlendiğimiz günden beri hiç görmedim." dedi, Daemon.

Elini uzatıp yavaşça Mhyris'in boynundaki kolyeye dokundu. İnce zinciri ejderha ateşinde dövülen, ucunda ise yakut taşı bulunan zarif bir kolyeydi ve bunu Mhyris'e iki yıl önce hediye etmişti. Genç Leydi, bunu sadece Daemon'un saraya geleceğini hissettiği zaman takıyordu ve henüz yanıldığı olmamıştı.

"Kral bu durumdan hoşnut değil."

"Viserys'i bana anlatmana gerek yok, Mhyris. Ona göre benim varlığım bile mutsuz olması için yeterli."

Mhyris, bu isyana tebessüm etmemesi gerektiğini biliyordu ancak Daemon karşısında olduğu an, bağlı olduğu Kral'ı unutuyordu. Kolyesini tutmaya devam eden Daemon'a bakıyordu, ilgi dolu gözleriyle. Daemon kolyesini bırakırken elinin tersi ile Mhyris'in boynunu okşamıştı. Sonra çenesini tuttu ve yüzünü kendisine yaklaştırdı. Genç leydinin saçları arasına karıştı sabırsız eli. Mhyris son adımını atıp ellerini Daemon'un gövdesine koydu ve sakin kalması için ona sessizce yalvardı. Fakat Daemon salon kapısındaki hareketlenmeleri aldırmıyordu. Dudaklarının arasında bulunan küçük mesafeyi kapatması çok kolaydı aslında. Burnuna Mhyris'in çiçeksi kokusu doldukça, adamın gözleri kararıyordu.

Gözlerinin önünde her geçen gün daha da büyüleyici bir hale gelen genç Mhyris, bir şeytan olarak anılan Daemon Targaryen için yatağında soluklanmaya değer tek kadındı.

"Şimdi, söyle. Turnuva için bana şans dileyecek misin?"

"Kazanacağınızdan eminim, Prensim."

Büyük salonun kapısı açıldığı sırada, Mhyris geri çekilmişti. Daemon eli boşta kaldığı için kızgın ifadesine bürünmüş, Mhyris ile tüm vaktini çalan sarayı yakmak için ejderhası Caraxes'i seve seve kullanmaya hazırdı. Mhyris yeniden ondan adım adım uzaklaşırken, Daemon tüm acısını akşam vakti halktan çıkartmak için hazırlanacaktı.

Son bir kez Demir Taht'a baktı.

Ona daha çok yakışırdı.

🐉

Daemon hakkında bir hikaye yazmak zorundaydım. Diziyi izlerken kafamda o kadar çok kurgu birikiyor ki, hepsini bu hikayede kullanmayı planlıyorum. Kızıl saç + Daemon sevgim birleşti kısacası. (Şimdi Dante düşünsün.)

Dizide izlediğimiz olayları, Mhyris ve Daemon ilişkisine göre yeniden şekillendirip kendi kurgum ile birleştireceğim.

Bir House Of The Dragon ve Daemon Targaryen kurgusu olduğu için yetişkin içeriğin bol miktarda bulunacağını belirtmeme gerek yok sanırım.

Lütfen yorum yapmayı ve beğeni vermeyi unutmayın.

🖤

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

2.3K 136 5
Visenya... İsmini Fatih Aegon'un ilk karısından alan Visenya Targaryen. Azmini,hırsını ve daha bir çok şeyini de ondan almıştı. Babasının biriciğiydi...
1.9K 259 13
❝Uzun gece çöktüğünde, yanımızda olmasını istediğim tek kişi sensin.❞ harwin strong fanfiction. 10012023
1.8K 380 13
Üç başlıydı ejderha. Fatih Aegon, düşmanlarına diz çöktürmüştü. İki kız kardeşi ile Targaryen Hanesi'ni en yükseğe çıkarmıştı. Artık ejderhaların hük...
1.1K 87 4
FS 107 yılının 8. ayının 25. gününde, Asi Prensin karısı bir kız çocuğu doğurdu. Büyük Septon tarafından vaftiz edildi, kulağına ise yüzyıllar boyunc...