Kaçak Gelinღ

Od lethenaiad

1.6M 70.9K 1.2K

Ahsen yaşadığı hayattan feci derecede bunalmıştı . Üstelik sırf ailesi istedi diye sosyetenin azılı çapkınlar... Více

Kaçak Gelin
KG- 1.Bölüm
KG- 2.Bölüm
KG- 3. Bölüm
KG- 4.Bölüm
KG - 5.Bölüm
KG - 6.Bölüm
KG - 7.Bölüm
KG - 8.Bölüm
KG - 9.Bölüm
KG - 10.Bölüm
KG - 12.Bölüm
KG - 13.Bölüm
KG - 14.Bölüm
KG - 15. Bölüm
KG - 16. Bölüm
KG - 17.Bölüm
KG - 18.Bölüm
KG - 19.Bölüm
KG - 20.Bölüm
KG- 21.Bölüm
KG - 22.Bölüm
KG - 23.Bölüm
KG - 24.Bölüm
KG - 25.Bölüm
KG - 26.Bölüm
KG - 27.Bölüm
KG - 28.Bölüm
KG - 29.Bölüm
KG - 30.Bölüm
KG - 31.Bölüm
KG - 32.Bölüm
KG - 33.Bölüm
KG - 34.Bölüm
KG - 35.Bölüm
KG - 36.Bölüm
KG - 37.Bölüm
KG - 38.Bölüm ~ FİNAL
Duyuru! Bakın buraya bir saniye :)
YENİ HİKAYE!

KG - 11.Bölüm

52.1K 1.9K 60
Od lethenaiad

Yorumlarınızı bekliyorum (:


 
 
Irmak arabasıyla garaja park ederken son yaşadıklarını düşünüyordu.Yaptığından pişman olduğu birçok şey vardı ama bunu kimseye belli etmeyen biriydi o. Dışarıya verdiği izlenim hiçbir şekilde yaşadıklarını yansıtmıyordu.Çok az kişiye içini açıyordu.Çok azı gerçek Irmak’ı tanıyordu.
 
 
Okula erken geldiği için bir banka oturup Ipod’undan müzik dinlemeyi tercih etti.Oturduğu bu bank onun gizli yeriydi. Pek fazla öğrenci bulunmazdı burada. Yalnız kalmayı tercih ettiği zaman geldiği yer burasıydı.Sıcak havalarda bu ağacın altındaki bankta tek başına huzur bulmaya çalışıyordu.
 
 
Bir kişi bu gizli yerini biliyordu.
 
 
Aras.
 
 
Tahmin ettiği gibi çok geçmeden o da gelmişti.Bir zamanlar ona aşık olduğunu düşünüyordu. Karşısına Çağıl çıkana dek. İlkiydi onun. Birçok şeyde ilkti.Ama en yakın arkadaşı için onu terk etmişti. Çok zor olsa da sözde arkadaş kalmayı deniyorlardı. Ama artık kimseye güvenmiyordu.
 
 
-“Selam” diyerek yanına oturdu Aras. Bir zamanlar Irmak’ın ona ilgi duyduğunu biliyordu ve karşılık vermek için geç kaldığı için lanet ediyordu kendisine.Yinede umudu vardı. Umut etmekten vazgeçmemişti. 
 
 
Kulaklıklarını çıkarıp “Selam” dedi Irmak’ta. Dalgın olduğu her halinden belliydi.Uğradığı ihaneti unutamıyordu.Her yalnız kaldığında kandırılmışlık hissiyle mücadele etmeye çalışıyordu…Umursamazlık maskesini taşımak ağır geliyordu ona.
 
 
 
-“ Beni seviyor musun? “Diye sordu Aras birden. Sevdiği kadar sevilmekte istiyordu.Geç kalmışlığını unutmak istiyordu.Sadece arkadaşı değil… Sevdiği adam olmak istiyordu. Irmak’ın duygularını biliyordu ve onun yanında bu şekilde olmaya razı rolünü oynuyordu.Bir gün diyordu kendisine. Bir gün…
 
 
-“ Ne anlamda?” diye sordu Irmak’.Şaşırmıştı.Ya da böyle bir soru sormasına sebep olan şeyi anlamamıştı.
 
-“Beni seviyor musun?” diye yineledi sorusunu Aras yılmayarak.
 
 
-“Ne anlamda soruyorsun?” diyerek ne yapmaya çalıştığını anlamadığını belirtti genç kız. Bu konuşmanın gidişhatından hoşlanmamıştı.
 
-“Seviyor musun işte?” Sesindeki sabırsızlığı fark eden Irmak,
 
-“Yani…” dedi
 
-“ Anladım…” Ama ses tonu üzgün olduğunu belli etmişti.Irmak’ı çok seviyordu ve karşılık alamamak canını yakıyordu.
 
-“Hayır öyle değil. Yani tabi ki seviyorum. Ama eskisi gibi değil… Yani eskiden taşıdığı anlamda değil.Seni seviyorum evet. Çok iyi bir arkadaşı sever gibi. Düşünecek olursak da birçok arkadaşıma tercih ederim seni. ” dedi dürüstçe.
 
 
-“ Hep seni üzen adamlarla birlikte oluyorsun Irmak. O da üzdü. Ne zaman ondan bahsetsen üzgünsün.Unutamadın.yoluna devam ediyor gibi görünüyorsun ama takılı kalmışsın olanlarda” diye sitem etti genç adam.Onu böyle görmeye dayanamıyordu.O eski cıvıl cıvıl, neşe dolu kızı özlemişti.
 
 
-“ Birlikte olmak diye bir şey yok. O başka birine ait Aras.Benim değil.O benden gitti.” Irmak’ın sesi bıkkınlık doluydu. Bu konuda konuşmaktan sıkılmıştı artık.
 
-“Sonuçta birlikte oldunuz.Onu seviyordun.”
 
-“ Çok zaman oldu. Hem zaten. Hep yasaktı. Boş ver. Sen beni seviyor musun peki?” 
 
-“Yanındayken.. Nasıl desem… Mutlu oluyorum. Yanında olmak…”
 
-“ Seviyor musun yani?” 
 
-“ Seviyorum. “ dedi Aras tereddüt etmeden. “Onu bırak. Düşüncelerinde bile olsa ,onunla olma. Sadece benim ol. Bana ait ol işte. ”
 
 
-“ Onu bırak diye bir şey yok. Zaten arkadaşız. Sevgilisi var diyorum Aras.Bir zamanlar en yakın arkadaşım olan.Hatırladın mı?”
 
 
-“ Keşke olmasa diyorsun içinden değil mi? Eskisi gibi olmak istiyorsun onunla?”
 
 
-“ Hayır…” sesi kararsız çıkmıştı.
 
 
-“ Diyorsun.Nasıl dayanıyorsun buna Irmak?” Aras inanamıyordu.O piç kurusu Irmak’ın sevgisini hak etmiyordu.O hiçbir şeyi hak etmiyordu.Onu öldüresiye dövse içindeki öfke dinmezdi.
 
 
-“Neye dayanıyorum?” Irmak bilmezden geliyordu.Çünkü böylesi işine geliyordu.
 
 
-“Paylaşıyorsun ,sahip değilsin ona ama yinede yanında oluyorsun.Arkadaş kalmaya çalışıyorsun.Bütün bunlara nasıl dayanıyorsun.Bunu hak etmiyorlar sende biliyorsun.”Aras artık dayanamayıp patlamıştı.Irmak belki kendine acı çektirmeyi seviyor olabilirdi ama artık susmayacaktı.Bu durumdan onu kurtaracaktı.
 
 
-“Korktuğun bir şey var mı?” diye sordu genç kız birden.
 
 
-“Ne alaka şimdi?”
 
 
-“ Sadece bir korkunu söyle bana Aras.” Dedi genç kız ısrarla.
 
 
-“Karanlık mesela?”
 
 
-“Geceleri ışık yakıyor musun uyurken?”
 
 
-“ Zifiri karanlıkta duramam. Gece lambam var.”
 
 
-“ Ben de korkarım karanlıktan, ama ışıkta uyuyamam. Işığa tahammül etmek. Anlıyor musun?”
 
 
-“Tahammül mü ediyorsun?”
 
 
-“ Tahammül etmezsem zifiri karanlık olur.”
 
 
-“ Aynı şey değil ama.”
 
 
- “Aynı şey. Bir insana deli gibi aşık olabilirsin, bir insan en yakın arkadaşın olabilir. Hepsi aynı şey. Hep o “ya kaybedersem” hissi. Hissettiklerinden doğup, hissettiklerinden daha büyük bir boyuta ulaşan bir şey. Ne bileyim, anlatamadım galiba.”
 
 
-“Anlar gibiyim. Peki zarar vermiyor mu sana?”
 
 
- “Tahammül mü ediyorsun dedin ya, tahammül ediyorum.”
 
 
-“Peki.”
 
 
-“Tamam. Seninim. Susalım artık…..”
 
 
 
Sarıldılar.Aras kaybettiği zamanın acısını çıkarırken,her şeyin daha yeni başladığının farkındaydı.Irmak’a tamamen sahip değildi. Zamanla yaşadıklarının acısını unutturmak için söz verdi kendine.Herşeyi birlikte atlatacaklardı.
 
 

***


 
Selim dosyada gördükleriyle şok olmuştu.Ne yapması gerektiğine bir türlü karar veremiyordu. Ahsen’in bugün doğum günüydü ve tam o günde orayı basmamak için kendini zor tutuyordu. Fitili çekilmiş bomba gibiydi.Öfkesinin ceremesini çalışanları çekiyordu ama bu ona yeterli gelmiyordu.İntikam ateşiyle yanıp tutuşuyordu.Onu bırakıp kaçan,’Kaçak Gelin’i bir başkasıyla evlenmişti. Hem de bula bula en sevmediği adamı bulmuştu. ‘Toprak Altaylı’ . Herşeyin altından bu adam çıkmak zorunda mıydı? Hem Ahsen ne ara onunla tanışıp evlenmişti. Yoksa daha önceden tanışıyorlar mıydı? Kafasından milyonlarca soru geçiyor ve hiçbiri cevabını alamıyordu.
 
 
Ahsen o adamla nasıl evlenirdi?Kaçtığı yetmiyormuş gibi,can düşmanıyla evlenmesi bardağı taşırmıştı.Bir şeyler yapması gerekiyordu.Bunu onların yanına bırakmayacaktı.Rezil olmanın bedelini onlara ödetecekti.
 
 

***


 
 
Kemal Bey her şeyden yorulmuştu artık.Gizli saklı telefon görüşmeleri yetmiyordu. Dayanamıyordu artık. İstemeden kurduğu bu hayata daha fazla dayanamıyordu.Tek dayanağı ,biricik kızı da gitmişti.Bu ev onu boğuyordu artık.
 
 
-“Lütfen Belma,ona açıklamama izin ver.Kaybettiğim zamanı telafi etmek istiyorum.Bir çok hata yaptım şimdiye kadar.En büyük pişmanlığımsa size sahip çıkamamaktı.” Sonunda yaptığı hataları telafi etmeyi kafasına koymuştu.
 
 
-“Senin bir kızın vardı Kemal.Onu bırakamazdın.Zaten ben her şeyi biliyordum.Tek suçlu sen değilsin.Seni seviyordum ama kızından ayıramazdım seni.”
 
 
-“Yinede bir yolunu bulabilirdim.Birşeyler yapmalıydım...Onunla tanışmak istiyorum Belma ,lütfen.” Diye diretti Kemal Bey
 
 
-“Olmaz ,Kemal. Bunun hiç sırası değil.Lütfen bunu isteme benden.Zor bir dönemden geçiyoruz.”
 
 
-“Israr etmeye hakkım yok,biliyorum.Ama bu dünyadan göçüp gitmeden her şeyi yoluna koymaya kararlıyım.” 
 
 

***


 
 
-“Ahsen yeter,kendine gel artık” diye söylendi Suzi telefonda.Belki de milyonuncu kez.Bu kız bazen onu bile çileden çıkarabiliyordu.
 
 
 
-“Of tamam Suzi,neyse sen ne yapıyorsun?”
 
 
Suzi adı gibi emindi.Ahsen doğum gününü unutmuştu ve Toprak’la yaşadıklarından sonra da aklını nerede bıraktığı belliydi.
 
 
-“Kızım Selim’den kurtardım be seni.Sense acıklı ev kadını moduna girmişsin.Titre ve kendine gel.” Dedi sırıtarak.
 
 
-“Of Suzi tamam ,aradığıma pişman ettin beni.Hadi görüşürüz.” Diyerek kapadı telefonu.
 
 

***


 
Toprak yeni güne uyandığında yapacakları aklına gelip keyifle gülümsedi. Hele ki dün gece Ahsen’le ateşli öpüşmeleri aklına geldiğinde gülümsemesi sırıtmaya dönüştü.Ahsen’de ondan hoşlanıyordu bundan emindi artık.Sadece güvenini kazanması gerekiyordu. 6 ay boyunca evli kalacaklarsa iki yabancı olmalarına gerek yoktu.Aralarındaki çekim de bu denli güçlüyken neden kendilerine engel olsunlardı ki?.Sonuçta ikisi de yetişkin insanlardı.Hatta evlilik 6 ayda bitmek zorunda değildi. Daha uzun süre keyfini çıkarabilirlerdi.Ya da boşansalar bile ayrılmaları gerekmezdi.Ne olursa olsun kolay kolay Ahsen’in peşini bırakmaya niyeti yoktu.İkisi de birbirinden bıkana kadar birlikte olmalarında bir sakınca yoktu. Bu düşünceyle içi sıcacık oldu.Ahsen’i henüz bırakmaya niyeti yoktu.Hele dün geceden sonra daha ilerisini de düşünmeden edemiyordu.
 
 

***


 
Ahsen’in doğum günü için Aslan’ın evini ayarlamıştı Toprak.Bahçede yapılacak doğum günü için Suzi ve Aslan’la tüm ayrıntıları konuşup halletmişti. Geriye sadece Ahsen’i oraya getirmek kalıyordu ve bunu da Suzi yardımıyla halledecekti. Her ne kadar Suzi,Ahsen’in arkadaşlarını da davet etmek istese de Toprak bunu kabul etmemişti.Edemezdi de.O kadar erkeğin karısına yakın olma düşüncesi sinirlenmesi için yeterliydi.Hele ki Emir denen kılkuyruğun yaptıklarından sonra … Bu defa daha kötü şeyler olabilirdi.Zaten Volkan’da bu durum yüzünden iyice gözünden düşmüştü.Ahsen’in evli olduğunu bilip te Emir’in ona sulanmasına nasıl göz yumduğuna şaşıyordu. Onlara güvenmiyordu ve elinden geldiğince de karısını onlardan uzak tutacaktı.
 
 
Uyandığında odada yalnızdı.Muhtemelen Ahsen onunla karşılaşmamak için erkenden kalkmıştı. Banyoya gidip önce duş aldı. Üzerini de değiştirdikten sonra odadan çıktı.Mutfaktan gelen seslere yöneldi.Karısı Hafize Sultan’la samimi bir sohbet içine girmişti.İçeriye girmek için acele etmedi.Seslere kulak kabarttı.
 
 
Karısı Hafize Sultan’a sitem ediyordu.
 
 
-“Hafize Anne ya oldu mu şimdi bu?”
 
 
-“Kızım olmaz öyle şey,hem ben Toprak oğluma ne derim sonra,karımı yordun derse”
 
 
-“Hiç olur mu öyle şey Hafize Anne , ne yorması. Küçükken annemden gizlice girerdim mutfağa.O , bunun için görevliler var deyip azarlamayı tercih ederdi gerçi. Zaten onun için varsa yoksa kafasındaki kurallar. Hem Toprak’ın da bir şey diyeceğini sanmıyorum.Ayrıca yemek yapmayı öğrenmekte kötü bir şey yok ki. Zaten canım sıkılıyor.Boş durmaya alışkın değilim.Bir şeyler yapmam şart.”
 
 
Toprak duyduğu konuşmalarla daha da keyiflendi.Hafize Sultan’a da ‘Hafize Anne’ diye seslenmesi hoşuna gitti. Zengin bir ailede büyümesine rağmen bu denli alçakgönüllü olması da onu diğerlerinden farklı kılıyordu. Acaba onunla ilgili daha neler öğrenecekti. Ailesinin kim olduğunu öğrenmişti ama henüz bu konuda konuşma fırsatları olmamıştı.En kısa zamanda bu konuşmayı gerçekleştirmeyi aklına not düştü. Neden o varlığı terk edip burada kendi ayakları üstünde durmayı tercih ettiğini öğrenmek istiyordu.Üstelik aldığı eğitime göre daha iyi bir işte çalışabilecekken ,yanındaki ona uygun olmayan pozisyonda işi olmak için görüşmeye gelmişti. Evlilikten kaçtığı adamı da bulmayı aklının bir köşesine not etti. Evlilikleri medyaya yansıdığında bir şekilde karşılarına çıkacağını biliyordu ve önceden önlem almak her zaman daha iyiydi.
 
 

***


 
 
Kızının kaçmasıyla dünürü Seval Hanım’la aralarına giren soğukluğu gidermeye çalışan Nesrin Hanım,kızının evlendiğinden habersiz olduğu için hala onu Selim’le evlendireceği umudunu içinde taşıyordu.Tabi önce kızını bulduğunda bu rezilliği için bir güzel azarlayacaktı.Onun yüzünden sosyetedeki arkadaşları arasında rezil olmuştu.Dernek başkanlığındaki yeri de sallantıdaydı.Kocası her ne kadar onu boşanmakla tehdit etse de bunu yapmayacağını biliyordu.Bu yüzden elinden geleni yapacaktı.Ahsen’i Selim’le evlendirecekti.
 
 

***


 
Suzi,Aslan’ın evine yardım bahanesiyle gelmişti ama tek istediği onunla biraz baş başa kalabilmekti. Her şey ayarlanmıştı çünkü. Hediye işini de önceden hallettiği için yapılması gereken bir şey kalmamıştı.
 
 
Bahçede kahvaltı yapan Aslan sevgilisinin geldiğinden habersiz kahvesini yudumluyordu o sırada. 
 
 
Suzi “Aşkııımmm” diyerek boynuna sarılmasıyla önceden irkilse de çabuk toparlayıp tek hamlede kucağına çekti sevdiği kadını.Aradan geçen yıllarda çok ilişkisi olmuştu ama hepsi öylesine şeylerdi.Hep bir gün Suzi’ye kavuşacağını düşünüyordu içinde bir yerde.Bu isteğine kavuşması da onu dünyadaki en mutlu erkek yapmıştı.
 
 
 
Dudaklarını yavaşça dudaklarına doğru yaklaştırdı.Dudaklarının dolgunluğunu tattı.Diliyle keşfe çıktı.Hiçbir öpücük bu denli yakıcı ve bu denli bağlayıcı olamazdı.Herşeyi unutmuşlardı.O an sadece ikisi vardı.Başka kimse umurlarında değildi.Zaten o sırada yalnızlardı ki öyle olmasalar bile umursayacak durumda değillerdi.
 
 
Aslan ona sahip olmak istiyordu.Tamamıyla,her şeyiyle.
 
 
Bir öksürük sesi kendilerine gelmelerini sağladı.Hizmetli gelmiş ve varlığını belli etmek için bu yola başvurmuştu.Aslan içinden bir küfür savurdu.
 
 
-“Efendim,Toprak Bey telefonda” diyerek gelme sebebini bildirdi hizmetli.
 
 
-“Ah Toprak ,Ah!” diye söylendi dişleri arasında.Bu sırada Suzi’de üstüne başına çeki düzen vermekle meşguldü.O şekilde basıldıkları içinde çok utanmıştı.
 
 
-“Efendim,Toprak” dedi sakin olmaya kendini zorlayarak.Bu pek mümkün olmamış olacak ki,
 
 
-“Bir şeyi mi böldüm ?” diye sordu Toprak.
 
 
-“Aynen öyle.Söyle başımın belası ne oldu yine?”
 
 
-“Herşey yolunda mı diye aradım.Bir sorun çıksın istemiyorum.Yemekler,bahçe düzenlemesi falan ,bir sorun yok dimi?”
 
 
-“Hayır ağabeycim.Yok sorun falan.Başka bir sorun yoksa kapatıyorum ben. Akşama görmek zorundayım zaten seni,bari telefonda rahat bırak.”
 
 
-“Şimdi bir şey derdim de dua et sorun çıksın istemiyorum.Neyse akşam görüşürüz.Elbet elime düşersin sen.Yakındır.”
 
 

***


 
Ahsen’in ısrarlarına dayanamayan Hafize Sultan kahvaltı hazırlarken yardım etmesine izin vermişti. Başta Ahsen için önyargıları olmuştu ama bugünkü sohbetlerinden sonra kızı gibi sevmiş,benimsemişti Ahsen’i. Zaten Ahsen’de ona Hafize Anne demeye başlamıştı. Kendi annesinde görmediği sıcaklığı bu tatlı kadında bulmuştu sanki.Krepleri Ahsen hazırladı ve birlikte masayı hazırladılar.
 
 
Toprak onların sohbetine engel olmamak için odaya dönmüş ve o sırada da telefonla görüşmeler yapmıştı.
 
 
Masa hazırlandığında Toprak’ta aşağıya iniyordu.Mis gibi yemek kokusuyla midesinin iyice kazındığını fark etti. Kreplere saldırarak büyük bir iştahla yemeye başladı.
 
 
Hafize Sultan “Krepleri İlkim kızım yaptı” diye açıklamada bulundu.Büyük iştahla yediğini gördüğünde.
 
 
Toprak her defasında daha başka neye şaşırabilirim diye merak ediyordu.Kızıl’ının yemek yapmaya kalkışacağını hiç düşünmemişti.Gerçi Hafize Sultan’a ettiği ısrarları duymuştu ama.
 
 
Karısına dönerek “Ellerine sağlık aşkım” dedi. “Çok güzel olmuşlar.”
 
Ahsen içinde ‘Aşkımı göstereceğim ben sana ‘ dese de ağzından “Afiyet olsun” sözcükleri çıktı.
 
 
Kahvaltı faslı bittikten sonra dvd keyfi yaptılar birlikte. Toprak gitme vakti yaklaşana kadar oyalanmaları için film izlemeyi teklif etmişti.
 
 
 

***


 
Ahsen’de yapacak başka bir işi olmadığından kabul etmişti.Akşam olduğunda Toprak ,Aslan’larla yapacakları programı açıkladı.Suzi’de telefonla arayıp çok ısrar edince kıramadı ve odasına gidip hazırlanmaya başladı. Yeşil diz üstünde ,etek kısmında ve tek omzunda tül ile hareketlendirilmiş bir elbise giydi.Saçlarını açık bırakıp sağ omzunun olduğu tarafa sarkıttı.Hafif bir makyaj yapıp siyah topuklularını ayağına geçirip çantasını aldığında hazırdı.
 
 

***


 
Merdivenlerden inerken Toprak’ta onu bekliyordu.Gördükleri karşısında önce yutkundu.Bir anda sıcak basmıştı sanki. Eteğin boyuna takıldı gözleri.Çok mu kısaydı ona mı öyle geliyordu. En iyisi kulübe gitme kısmını ertelemekti.Aslan’ın evinde kendi aralarında yaptıkları kutlamadan sonra doğru eve gelmek daha sağlıklı olacaktı.Yoksa elinden bir kaza çıkabilirdi.
 
 
Aslan’ın evine geldiklerinde Ahsen bir an önce bu gecenin bitmesini istiyordu.Ne gerek vardı şimdi birlikte yemek yeme olayına. Suzi ve Aslan’ı severdi ama bazen fuzili iş üretiyorlardı.
 
 
Toprakla birlikte eve girerlerken ortalığın sessiz olması üzerine Toprak’a dönüp,
 
 
-“Nerede bunlar? Hem bizi çağırıyorlar , hem de ortalıkta yoklar. Bu nasıl iş anlamadım ben?” dedi . Toprak da bir yandan onu belinden tutmuş bahçeye doğru yürümesi sağlıyordu. 
 
 
-“Buralarda bir yerlerdedirler İlkim. İkisi de birbirinden beter.Çatlak aşıklar birbirlerine dalmıştır yine.” Diye cevapladı sorusunu.
 
 
-“Bak bu konuda sana katılıyorum” diye sırıttı İlkim. 
 
 
Bahçeye çıktığında bir anda “İyi ki doğdun İlkim” sesiyle ağzından çıkan çığlığa engel olamadı. 
 
 
Suzi sırıtarak ona bakıyordu. “Ahh İlkim Ahh! Unuttun değil mi doğum gününü .Anlamıştım zaten ben.”
 
 
-“Evet ama.. Hem siz ne ara organize oldunuz bakayım “dedi hepsine tek tek bakarak.
 
 
-“Her şeyi Toprak ayarladı valla .Dün bütün gün uğraştı durdu.“ dedi Aslan. “Sadece mekanı sağlayan benim. Ki bu da seni buraya getirmek için bahane bulmamızı kolaylaştırdı.”
 
 
Ahsen bir an ne diyeceğini bilemedi. Toprak dün o kadına gitmemiş miydi yani? Bu partiyi organize etmek için mi kaybolmuştu ortadan? İçini derin bir suçluluk duygusu sardı.Haksızlık etmişti ona.Sırf ona inat gece dışarı çıkmış ve Emir’le olan kavgaya neden olmuştu. Ne diyeceğini bilemiyordu.
 
 
Gözlerinin içine bakarak tüm samimiyetiyle “Teşekkür ederim” dedi.
 
 
Suzi araya girerek “Şimdi hediyeleri açma zamanı.Bu benim hediyem” diyerek paketi ona verdi ve sıkıca sarıldı.
 
 
-“Ne gereği vardı?” diyerek mahcubiyetini belirtti Ahsen. “Hatırlaman yeter biliyorsun.Ben bile unutmuşken.”
 
 
-“Olur mu öyle şey! Hem ben geleceğe yatırım yapıyorum.Sende bana alacaksın doğum günümde.” Diye sırıttı Suzi.
 
 
Ahsen ,“Deli kız” diyerek gülerken paketi açmaya başladı.
 
 
Bir albüm vardı içinde.İçinde de tüm geçen yıllar boyunca birlikte çekildikleri resimler ve yanına günün önemi belirten yazılar vardı.Pahalı hediyelere önem vermediği için emek harcanıp verilen bu hediyeyle çok mutlu oldu.
 
 
-“Gel buraya” diyerek bir kez daha sarıldı arkadaşına.
 
 
Aslan’da iki hafta sonrasına İzmir’deki otellerinde balayı için yer ayırtmıştı.Ahsen her ne kadar ‘Gerek yoktu’ demek istese de bir şey söylemedi.Toprak’ı da üzmek istemiyordu sözleriyle.Dün yeterince önyargıda bulunmuştu.
 
 
Sıra Toprak’a gelmişti.Ne aldığını merak ettiğini fark etti Ahsen. Torpak’ın uzattığı kutuyu açtığında gördüğü kolyeyle büyülendi. Maddi şeylere önem vermese de bu kolyenin güzelliği karşısında bir şey diyemedi. Melek desenli kolye’nin özel tasarım olduğu belliydi.İşçiliği olağanüstüydü.Arka kısmında ‘Sonsuza’ yazıyordu. Bu kelimeyi neye yoracağını bilemediğinden üzerinde durmadı. Tüm bunları hazırlayan ve bu güzel hediyeyi veren Toprak’ın yanağına bir öpücük kondurdu.
 
 
Toprak içinden ‘İşte buna değerdi’ dedi.
 
 
Geçirilen keyifli vaktin ardından saat yarımı bulmuştu. Eve doğru giderlerken ikisi de bu geceyi düşünüyordu.
 
 
Ahsen ,Toprak’ın kendisi için uğraşıp bu geceyi hazırlamasından çok etkilenmişti.Ona kötü davranmamaya karar verdi.Medeni iki insan gibi anlaşabilirlerdi 6 ay boyunca. 
 
 
Toprak’sa farklı düşünceler içerisindeydi o sırada. İlkim’in kendi isteğiyle yanağından da olsa öpmesiyle hissettiklerine şaşıyordu.Bu kızı deli gibi istiyordu. Gece boyunca Ahsen’in yüzündeki şaşkınlık,keyif,mutluluk gibi duyguları keyifle izledi.Onunla olmak güzeldi ve en kısa zamanda güvenini de kazanacaktı.
 
 
 
Odaya doğru çıkarken ikiside sessizdi. Geceliğini dolaptan alıp banyoya yönelirken durdu Ahsen.Geceliği yatağın üzerine bıraktı.Toprak’a dönüp,
 
 
-“Bu gece için teşekkürler.Herşey çok güzeldi.Uzun zamandır hiç doğum günümü kutlamamıştım.Şirkette kendi aramızda pasta kesip tekrar işe dönerdik.Kimse benim için uğraşmamıştı böyle.Bu önemliydi benim için.Değerli olduğumu hissettirdi yalandan da olsa.”dedi.
 
 
-“Değerlisin İlkim.Hemde çok” dedi Toprak,İlkim’i tutup kolundan çekerken.İlkim herhangi bir tepki göstermeye fırsat bulamamıştı.Bu akşam birçok duyguyu birden yaşamıştı ve Toprak’ı da birçok yönden yanlış değerlendirdiğinin farkındaydı.
 
 
Daha önce öpüştükleri için yine aynı şeyin olacağını anlamıştı.Farkında olmadan beklentiyle aralandı dudakları.Odanın karanlığı bile Ahsen’in gözündeki altın parıltılarını söndürememişti Toprak’a göre. Herşeyiyle mükemmeldi bu kızıl.Yumuşak bir tebessümle kıvrıldı Toprak’ın dudakları.
 
Bu kadına sadece bakmak bile insanın iradesini kaybetmesi için yeterliydi.
 
 
Fazla acele etmeden dudaklarını dudakları arasına aldı.Sadece tatmak ister gibi bir başlangıçtı bu.Bu öpücükle bile tüm vücudu uyarılmıştı. Ahsen tutkuyla titredi.Toprak kendini kaybetmiş gibiydi.Daha sıkıca tuttu Ahsen’i .Sanki bıraksa elinden kaçıp gidecekmiş gibi. Ki söz konusu Ahsen olduğunda bu mümkündü.Birbirlerini dener gibi başlayan öpüşme derinleşmişti artık.Ahsen’in elleri Toprak’ın saçları arasına karışmıştı bile.Toprak’ın elleri de Ahsen’in vücudunda keşfe çıkmıştı.
 
 
Ahsen’in inlemesiyle Toprak kendini daha fazla tutamayacağını düşündü.Ahsen düşünemiyordu.bir yanı buna bir son vermesini isterken diğer yanı da bu zamana kadar yaşamadığı bu zevki sonuna kadar yaşamak istiyordu.
 
 
Toprak’ın eli fermuarına giderken, beklediği anın geldiğini düşünüyordu.Bir anda şiddetle çalınan kapıyla rüyadan uyanmış gibi şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.Anın büyüsü bozulmuştu. Kendilerine gelmeye çalışırlarken kapı şiddetle çalmaya devam ediyordu…..

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

1.7M 110K 59
Wattpad de bu isim ile yayımlanan ilk ve tek hikayedir. Çalınma durumunda yasal yollara başvurulacaktır. Mine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru ke...
289K 11.3K 37
Her şey kaderin bir oyunuyla başladı. Mükemmel giden hayatım annemin ölümüyle son buldu. Peki ya onun benden yapmamı istediği vasiyetini yerine getir...
106K 7.5K 26
Gelecek güçsüzler için ulaşılmaz, korkaklar için bilinmezlik, cesurlar içinse şanstır. ~Victor Hugo~
483K 24.9K 69
"Ben de oynamak istiyorum," diye seslendim karşımda ki uzun boylu çocuğa. Kafamı kaldırarak yüzüne baktığım sırada suratında ki alay dolu gülümsemesi...