İMKÂNSIZIN AŞKI

By mavimsisiyah16

7.1K 831 4.5K

Zor bir dönem geçiren Kumru, her daim yanında olduğunu sandığı sevgilisinin ihanetine uğrar. Bir yandan hasta... More

0.1~
0.2~
0.3~
0.4~
0.5~
0.6~
0.7~
0.8~
0.9~
1.0~
1.1~
1.2~
1.3~
1.4~
1.5~
1.6~
1.7~
1.8~
1.9~
yılbaşı 2.0~
2.1~
2.2~
2.3~
2.4~
2.5~
2.6~
2.8~
2.9~
3.0~
3.1~
3.2~
3.3~
3.4~
3.5~
3.6~
3.7~
3.8~

2.7

100 19 143
By mavimsisiyah16

Ben geldim.

Hadi bir an önce bölüme geçin.

Keyifli okumalar🌻

Multi: instagramda da var.

Köşeye sıkışmak? Her şeyi anlatmak? Çağresizlik? Mahçupluk? Stres? Bunlar ne zaman yaşanır diye oturmuş düşünüyorum şuanda. Ya bir şey yapmış ve sorguya çekilmişsindir yada daha önce yaptığın veya yaşadığın bir şeyi anlatmamışsınızdır ve sonunda patlak vermiştir.

Saat akşam sekize geliyordu. Tam dört saat olmuştu yaşadığım ve şokunu yeni yeni üzerimden attığım olay. Eve geldiğim gibi banyoya girmiş kendimi bir güzel keselemiştim. Su vücuduma her değdiğinde hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Hem ağlıyor hemde kendimi çok sert bir şekilde keseliyordum. Kendimi her liflediğimde gözümde geçmişim canlanmış, gözümde geçmişim her canlandığında lifi vücuduma daha çok bastırmıştım. O şahısın dokunduğu yerleri adeta delip geçmek ister gibi davranmıştım vücuduma. Sanrım bir nebze de olza başarmıştım. Banyodan çıktıktan sonra vücudum o kadar çok yanmaya başlamıştı ki her yeri kızarmıştı. Gece'nin de yardımı ile krem sürmüş ve ardından ağlayarak uyuya kalmıştım. Uyku sersemliği ile gece'nin bir kere baş ucuma gelip bir şeyler mırıldandığını biliyorum ama ne söylediği hatırlamıyorum.

Bir süre sonra aşağıya indiğimde hepsinin içeride sesiz bir şekilde konuştuklarını gördüm. Yada hepsi değil. Gece elindeki çay bardağıyla karşıdaki yakın zamana kitaplık yaptırmak istediğimiz yere gözünü kırpmadan bakıyordu. Kim bilir aklından neler geçiyordu. Tek kelime etmeden merdivenlerden inip gece'nin yanındaki boş yere oturmuştum. Tam bir saat boş boş oturmuştum hiç birşey düşünmeden yada çok şey düşünerek bilmiyorum...

Tam şuanda evimizin salonunda oturmuş, karşımda yedi çift meraklı göz benim bir şeyler anlatmamı bekliyordu. Peki ben ne anlatacaktım?
Nasıl anlatacaktım? Sabahtan beri stresten salladığım bacağım bir el tarafından durdurulmuştu. Kafamı elin sahibine çevirdiğimde bunun gece olduğunu gördüm. Gözlerimin içine bakarak:

"Yeter, sallama şu bacağını." Kafamı olumlu anlamda sallayıp önüme döndüm. Hiç birinin yüzüne bakamıyordum. Yer yarılsada içine girsem keşke diyordum. Gece elini bacağımdan çektikten sonra otomatikman dizim tekrar sallanmaya başlamıştı. Halbuki sallamamam söylenmemiş miydi?

"Kumru! Kendine gel artık. O şeref yosunu, pislik yüzünden sabahtan beri tek kelime etmiyorsun. Sayende işaret dili öğrendik!" Gece'nin sesi gözlerimin dolmasına neden oldu. Karşımdaki yedi kişi sadece kaan'ın bugün karşıma çıktığını biliyordu. Daha fazla şeyde öğrenecekler gibi de duruyordu. Şimdi anlatsam, yargısız infaz yaparlar mı? Şimdi anlatmasam, sonradan ortaya çıksa neden diye sormazlar mı? Neden kendi kendime düşünürken her cümlemin sonuna soru işareti geliyor. Halbuki hepsinin tek ve net bir cevabı olması gerekmez mi? Ya evet ya da hayır.

"Kumru!" Aniden kulağımın dibinde biten ses irkilmeme neden olmuştu. Kafamı çevirdiğimde yine gece olduğunu gördüm. Ama bu sefer ayakta, elleri belinde ve kaşları çatık bir şekilde bana baktığını gördüm. Gözlerimin içine bakmaya devam ederken;

"Hadi!" Dedi. "Hadi anlat ki bitsin bu içindeki o lanet duygu neyse, çekip gitsin. Gitmese bile azalsın. Anlat, korkma, çekinme!" Sol gözümden aşağıya doğru süzülen yaş dudaklarımın tam üzerinde durmuştu. Onun ardından ise sağ gözümden bir yaş eşlik etmişti, ilk gözyaşının sonsuz yolculuğuna...

Kafamı karşımda oturanlara çevirdiğimde, hepsi merak içerisinde beni beklediklerini gördüm. 'Keşke' dedim içimden. 'Keşke tanımamış olsaydım bu kalpleri temiz insanları' gözlerimi hepsinin gözlerinde değdirmeye başladım. 'Belki de onlarda beni tanıdıklarına pişman olmuşlardır. Belki sorunları bitmeyen bir kız diye bahsediyorlardır. Aralarında. Gözlerim bir çift yeşil gözle kesiştiğinde bir damla yaş daha süzüldü gözlerimden. Benim aksime o dudaklarına bir tebessüm yerleştirmişti, adeta güç vermek ister gibi.

Yalan yok. oonda beni kendisine çeken birşey vardı. Onunla konuşmuşluğumuz veya saatlerce oturup susmuşluğumuz olmuştu bir iki defa. Ona karşı bir şey hissetmiyordum. Ne bir hoşlantı. Ne bir beğenme. Ne de bir etkilenme dahi yoktu içimde. Ama bir şey vardı. Beni ona çeken veya iten bilmiyorum...

"Ben." Dedim. Ama devamını getiremedim. "Hadi." Dedi gece

"Aslında her şey ilk olarak size anlattığım gibi. Hastaydım, kaan'ı bir kızla yakaladım. Ona iyleşeceğimi söyledim ve orada daha fazla beklemeden çekip gittim." Derin bir nefes aldım. Geceye baktığımda gözlerini kapatıp açmıştı.

"O zamandan sonra bir iki defa farklı farklı numaralardan sürekli aramıştı. Birkaç kere karşıma çıkmaya çalışmıştı. Her seferinde zorlada olsa ondan uzaklaşmıstım ki zaten şürekli yalnız kalan bir insanda değildim. Hastalığımdan dolayı uzay her zaman yanımdaydı. O olmazsa da abim mutlaka gelir alırdı beni. Birgün uzay okula gelmediğınde yürüyerek eve gitmek istemiştim. Temiz havanın beni rahatlatacağını düşünerek, ama tabi abimi ikna etmek sandığımdan da zor olmuştu. Bizim okulun olduğu yerden caddeye çıkmak için genellikle iki yol vardı. Biri en çok kullanılan diğeri ise diğerine nazaran daha sakın olandı. Sakin olanı seçip girmiştim o sokağa. Bir müddet yürüdükten sonra onun sesini duymam ile sinirle temelli hızlanmıştım. Seslenmelerine rağmen durmuyordum çünkü, biliyordum durursam kavga ederdik ve bu benim hastalığım açısından pekte hoş olmayan bir durumdu. Ben hızlanınca oda hızlanmış ama ben bunu onun kolumu çekip beni durdurmasıyla fark etmiştim bir aptal gibi." Dedikten sonra bir hıçkırık kaçtı dudaklarının arasından. "Sonra biraz bağırp çağırmaya başladı. Nasıl onun telefonlarını açmazmışım? Bir kaç kere sevmediğimi bildiği halde ' aşkı temsil ettiğine inandığı' için gül gönderip duruyordu ve bende o gülleri her seferinde ya birilerine veriyor yada çöpe atıyordum. İşte nasıl kabul etmez mişim onun gönderdiği hediyeleri falan da filan gibi bir sürü konuşuyordu. Ben çığırı dahi çıkarmamıştım her zamanki gibi konuşur, bağırır bende çekip giderim dedim. Ama öyle olmadı, düşündüğüm gibi olmadı. Birden bağırmayı kesti. Bende arkamı dönüp yürümeye başladım. Tam o anda..." hıçkırıkalrımın ardı arkası kesilmiyordu nefes alışlarım sıklaşmıştı. Gece'nin uzattığı sudan bir yudum aldım. Biraz sakinleştikten sonra

"Birden gelip arkamdan sarıldı. Öyle sıkı sarmıştı ki kenetlenmiştim adeta. Hareket edemiyordum. Bağırmaya çalıştım elini ağzıma koydu bu seferde. Isırdım elini o anki acıyla hiç unutmam çok sert bir tokat atmıştı yüzüme." Dememle artık hıçkırıklarımın ardı arkası kesilmiyordu. Yüzümü ellerimin arasına gömerek ağlamaya başladım. Sanki nefes alamıyordum. Anlatabilecek takatı da kendimde bulamıyordum ama, buğün anlatamazsam bir daha hiçbir zaman anlatabileveğime inanmıyordum. Bir kitapta da söylenilen gibi;

Ya şimdi, ya hiç. Bir daha kendimde bu cesareti bulabileceğimi sanmıyorum.

Derin bir nefes alıp "Yüzüme attığı tokadın etkisiyle o an ne oldu bilmiyorum ama, bir anda kendimi duvarla onun arasında bulmuştum. Evet o an ayaktaydım ama bilincimin yerinde olup olmadığını dahi bilmiyordum. Bana yaklaşmaya başladı. O zamanlar tabi şimdi ki gibi gibi dövüşmeyi bırak, kendimi koruyamıyordum bile. Kulağıma yaklaştı, nefesini kulağımın dibinde hissettiğimde aynı zamanda da elini yüzümde gezdirmeye başlamıştı. Bir cümle kurdu sonra ' seni istiyorum.' Size yemin ederim ki o an zangır zangır titrediğimi biliyorum. O iğrenç dudaklarını yanağıma basırken ben hiçbir şey yapamıyordum. Tamam o lânet sokak her ne kadar tenha olsada, bir allahın kulu da geçmez mi ya? O gün oradan kimse geçmedi. Öpmeye çalıştı çırpınıyordum ama hiçbir fayda yok. Sonra emin değilim ama büyük bir ihtimal orada bayılmışım. Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. Baş ucumda; sinirden kırmızının elli tonu olmuş abim, boş bakışlarını üzerimde gezdiren uzay, ağlayan annem ve endişeli babam vardı. Ben herşeyi öğrendiklerini sanıp yüzlerine bakamazken, benim hastalığım yüzünden fenalaştığımı sanmışlar. Haklılar da nereden bilecekler başıma böyle bir şeyin geleceğini. Ben o an sevinmiştim öğrenmediklerine, utanıyordum hemde çok.. Doktor odaya gelip fenalaşmamın hastalığımız alakalı olmadığını, strese bağlı olduğunu söylemişti. Sınav haftasındaydım o zaman inanmaları gayet normaldi. Aradan çok değil iki gün geçti, tabi ben ruhsuz kendinden iğrenen, bitkin, umursamaz bir şekilde evin içinde ordan oraya gidip gelmeye başlamıştım. Gece saat bir geçiyordu. Evin içinde abimin sınırlı sesi yankılanmaya başladı ama ben kafamı yorganın altından çıkarıp da ne olduğunu soramayacak kadar yorgundum. Hem bedenen hemde ruhen...

Odamın kapısı çalındığı halde tek bir kelime edememiştim. Abim daha fazla dayanamadan girdi iceriye tabi peşindense meraklı gözlerle anne ve babam. 'Kumru' dedi sesi aşağıdan gelen sesiyle alakası dahi yoktu. Yumuşak, sakin sanki incitmekten korkar gibi. Yatağının ucuna oturdu başımdaki örtüyü çekti ve aynen şu cümleyi kurdu. 'Neden? Neden anlatmadın abicim' "

Bu kadarını bile nasıl anlattım bilmiyordum. Sesim kırılmıştı ağlamaktan. "E polise falan gitmediniz mi?" Soran ışıldı.

"Gittik. Gitmez olur muyuz. Ama sadece bir hafta nezarethanede kaldı. Bir hafta ne demek ya? Ben bir haftada bırakın toplanmayı, başımı yerden kaldıramıyordum. Abartısız bir ayın yirmi günü okula gitmemişimdir. Daha sonra mahkeme kararı ile uzaklaştırma verdiler. Yanıma yaklaştığı an bendeki düğmeye basıyordum ve nereden? Nasıl? Olduğunu bilmeden polisler damlıyordu."

"Şerefsizin uzaklaştırma kararı bitmiş demek ki." Gece'nin sesiyle kafamı salladım.

"Karar bittiği an soluğu yanımda aldı. Ve size yemin ederim benim artık dayanacak gücüm kalmadı."

Kafamı kaldırıp baktım hepsinin gözlerinin içine. Hepsi sinirlenmiş görünüyorlardı. Kızlar ağlamıştı bile. Gece deseniz; her zamanki gibi sadece bakışlarıyla konuşuyordu.

Bu bir savaşsa, savaşacaksın.
Bu bir imtihan ise, bu sınavı geçeceksin.
Bu bir mücadeledeyse, mücadele edeceksin.

Evet yapacaktım. Bu savaş ise, bende
Savaşacağım. Bu imtihan ise kazanacağım. Ve bu mücadeleyse, mücadele edeceğim.

Her genç kızın yapması gerektiği gibi.

______________________________

Selam canlarım.

Nasılsınız?

Bölüm nasıldı?

Normalde sınav haftası olduğu için bölüm atmayacaktım ama madem hazırda bölüm var neden atmayayım dedim.  İyi yapmış mıyım?

Rica edersem bol bol oy ve yorum yapar mısınız? Bu yazara

İnstagram hesabım = mavim_sisiyah16 takip etmeyi unutmayın.

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 31.1K 84
Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kendini bulunduğu durumdan kurtarmakla beraber ona...
3.5M 79.7K 26
• Daddy issues • || Mardin'den Kaçış Serisi: I || * Kurgu ve isimler değiştirildi. "Bazen evler, dört duvar olmaz." Kadın küçücüktü fakat adamın k...
325K 1.4K 13
Her bölümde farklı bir seks hikayesi olacaktır. ona göre okuyunuz
190K 4.5K 30
Uyarı: Cinsellik argo sigara küfür bulunmaktadır rahatsız olan okumasın lütfen Okulda geçen eğlenceli bir kurgu 🗝️ "Gör beni artık belki de gerçek...