She is a Rainbow. / OMS / (✓)

By AynurDemir

124K 10.5K 2.1K

Bu hikaye geçmişini hatırlamak isteyen urbach-wiethe hastası bir kız ve etrafında ona yardım etmek isteyen gi... More

Babamız nasıl evlenmeye karar verdi? / Chapter:1
Cici Baba? / Chapter 2.
Dev / Chapter : 3
Ufaklık dediğin insana dön bir bak isterim! / Chapter : 4
Sana gözümü kırpmadan zarar verebilirim / Chapter : 5
Aşk Sarhoşu, Junu-sshi / Chapter : 6
Bana Korku Verebilir Misin? / Chapter : 7
Mutluluklar? / Chapter : 8
Bazı insanların bir beşliğe ihtiyacı var! / Chapter:9
Karanlık Geçmiş / Chapter : 10
Sağlıklı bir beyne sahip değil! / Chapter:11
Sen Öldün! / Chapter : 12
Let's Go Party! / Chapter:13
JayŞi? / Chapter:14
Muhteşem(!) Bir Alışveriş! / Chapter:15.
Bay Gizemli? / Chapter:16
Oh, My Sister! OST'leri ~
Seo Jung Hoo, Gitme! / Chapter:17
Garaj Temizliği / Chapter:18
Plaj Gezisi! / Chapter : 19
Beyninden Vurulmuş? Sırtından Bıçaklanmış? / Chapter : 20
FLASHBACK / Chapter:21
FLASHBACK, İkinci Kesit / Chapter : 22
Senin yanında olacağımı unutma! / Chapter:23
Evet! Çıkıyoruz. / Chapter:24
Hatırlamak İstiyorum! / Chapter:25
Sana Tutuluyorum, Değil mi? / Chapter:27
İntikam Bu İşte! / Chapter:28
Oyun? Chapter:29
İntihar? / Chapter:30
Başladığımız Yer? / Chapter:31
FlashBack/ Chapter:32
Chapter:33
FLASHBACK /Chapter : 34
Geri Geldi / Chapter: 35
Bana mı, Yoksa kendine mi? / Chapter : 36
Chapter:37
Seçim? / Chapter : 38
GERÇEKLER /Chapter: 39
Oyun Başlasın! / Chapter : 40
Namlunun Diğer Ucu / Chapter : 41
DEAD! / Chapter : 42
FINAL!
Annelik?
Sarhoş?
Kaybetmek.

Şeytanla Anlaşma Yaparım! / Chapter : 26

1.7K 231 55
By AynurDemir

Şeytanla Anlaşma Yaparım!
Chapter:26

♧♧♧

" Uhm, Kim Yoojin! Yemek yapmada gerçekten usta olmalısın. Ve sende öyle Wu Yifan. "

Annem tabağın da kalan son her ne bokum yapılmış rosto parçasını da çatalına taktıktan sonra büyük bir zevkle midesine gönderirken gözümü bir saniye olsun ondan ayırmıyordum.

Balayı Çifti yorgunluklarını atmak için birkaç saat özel odalarına çekilip kestirirlerken Yifan ve Yoojin çifti, Tanrım! Adları bile birbirine benziyor, yemek yapmada ki hünerlerini göstermişlerdi. Luhan ve Sehun onlara yardım ederken, Chanyeol Soo Ah ile oynamış, Baekhyun ve Minseok ise ortadan kaybolmuştu.

Birkaç saat önceki ona aldığım tavır onu epey sarsmış olmalıydı fakat yaptığım şeyin arkasındaydım. Baekhyun ile aşk yaşamak gibi saçma işlerle uğraşamazdım. Hem o düşmanın oğluydu, değil mi? Bu ona da güvenmemem gerektiğini gösteriyordu bana. Ona,

Minseok ise yeniden odasına çekilmişti. Onun gerçekten bu ortadan aniden kaybolma tavırlarını merak ediyordum. Ve birgün onu izleyeceğime dair beynimin bir köşesine not aldım. Beni ilk günden evden kovmasının intikamını ondan elbette alacaktım.

Alacağım çok fazla intikam vardı..

" Miryo? Sen neden yemeğine dokunmadın? “

Beni tüm düşüncelerimden sıyıran ses, anneme aitti. Yumuşak ve ilgili çıkan sesi, başka biri olsam kızını düşünüyor ah ne güzel diyebileceğim tarzdaydı.

Elimde ki çatalı sesli bir şekilde masaya atınca, annemin yüzünde ki ifade aniden değişti. Bütün eğlencenin içine sirke suyu sıkmak için gelmiştim ben bu dünyaya. Benden öyle kolay kolay kimse kurtulamazdı.

“ Berbat olmuş. Beğenmedim. “

“ Ahn Miryo! "

Annemin bana attığı öfkeli bakışları görmezden gelerek sandalyemi sürüyerek geriye ittim. Fakat daha kalkmak için her hangi bir hamle yapamadan, masada ki tabak, bardak, çatal, kaşık, üzerinde ne yemek varsa kuvvetli bir sesle yarıya doğru havalandı. Herkes korkuyla yerinde sıçrarken, Yifan'ın kucağında tutmaya devam ettiği Soo Ah ağlayarak babasının göğsüne dayadı yüzünü saklayarak.

Açıkcası Kim Ji Hoon'un bana birgün patlayacağını biliyordum, fakat ne bu kadar erken ne de bu kadar kişi içinde olacağını düşünmüştüm.

Masaya vurduğu elimi yumruk yapmışken, diğer elinde ki kadeh bardağını da aynı şekilde masaya sertçe bıraktı. Seo Junghoo'nun beni uyardığı gibi öfkemi uzak tutnaya çalışarak bakışlarımı ona çevirdim.

Junghoo'nun nefretini kazanacak ne yapmıştı elbette birgün öğrenecektim.

“ Bu evde benim kurallarım geçerli ve yemek bitmeden kimse masadan kalkamaz. Şimdi otur yerine. “

İçimde kopan fırtınaya rağmen ağzımı açmadan yeniden masaya oturdum. Tek kelime etmeden söylediğini kabul ettirmenin hazzını yaşayan Kim Ji Hoon'un yüzünde bir sırıtma belirdi. En nefret ettiğim türden. Yanlış birşey yapmamak için kendimi öyle kötü sıkıyordum ki, omzumun kasıldığını hissettim.

“  Yaptığın saygısızlık için özür dile hemen.  “

Öfkeli bakışlarımı ondan çekerek, çoktan soğumuş yemeğime odakladım. Elbette özür falan dilemeyecektim. O söyledi diye yerime oturduğum için sonuna kadar gideceğimi falan mı sanıyordu.

" Ahn Miryo! Bir daha söylüyorum. Bu evde benim söylediklerim geçerli çünkü evin babası benim. “

Baba?

İçime çektiğim öfkeli nefesle kendimi daha fazla tutamayacağımı biliyordum. Bakışlarım biranlık karşımda oturan anneme kaysa da hiçbir şey söylemeyip, bana yardım etmeyeceğini çok iyi bildiğim için dizimin arkasıyla sandalyeyi geriye iterek yere düşmesini sağladım.

" Benim babam değilsin. Onun için bana karşı olan sınırını koru. Yoksa istemediğiniz şeyler olacak. "

Hızlı adımlarla nereye gideceğimi bilmeden çıkış kapısına sert adımlarla yürürken aniden kolumun tutulup çekilmesiyle neye uğradığımı bilemedim. Çünkü bunu yapan annemdi ve koluma öyle sert asılıyordu ki moraracağından emindim.

“ Çabuk geri git ve özür dile. Hemen! "

" Ne yaptığını sanıyorsun? Bırak kolumu! "

Annemin tutuşundan kaçmaya çalışsam da buna izin vermeyerek beni birkaç adım sürükledi. Yaptığı ve bana olan bu tavrı yüzünden şaşkınlıktan çenem düşecek duruma gelmiştim. Fakat beni hiçbir zaman umursamayan Ahn Kahi şimdi de umursamasını beklemezdim. Herkesin önünde bana bu şekilde davranması daha fazla öfkelenmeme ve gözlerimin dolmasıne neden oldu.

Ne kadar hırçın bir yapım olduğunu bildiği halde bana istediği şeyleri yaptırmaya çalışan kadına, nasıl anne diyebiliyordum ki ben?

" Bırak kolumu, AHN KAHI! "

Ne kadar öfkeli olduğumu anlaması için ona adıyla avazım çıktığı kadar bağırınca o da oldukça şaşırmış bir şekilde bana bakarak yürümeyi kesmişti.

“ Eğer bana özür diletmeye çalışırsan, yemin ediyorum bir daha sana asla anne demem. “

Annemi girdiği şoktan çekip kurtaran sevgili kocası Kim Ji Hoon'un artık sesimizi kesmemizi söyleyen sesi olmuştu. Bir öncekinden çok daha güçlü bir sesle bağırarak evin içinde yankılanmasına neden oldu.

“ Ben, Ahn Miryo. Ahn Taehyun'un kızı Ahn Miryo!! Ondan başka birine baba diyeceğimi mi sanıyorsun? "

Annem daha önce onda görmediğim bir öfkeyle bir kenara iterek beni sonunda serbest bıraktı. Ve kolumda bıraktığı tırnak izleri şimdiden canımı yakmaya başlamıştı bile.

" Babanın kötü biri olduğunu hatırlamadığın için ne kadar şanslı olduğunu biliyor musun? Hafızan silindiği için şanlısın. Benim bunu ne kadar istediğimi biliyor musun? "

Yaptığım tek şey gülmek oldu. O kadar öfke içinde gülmeyi bende beklemiyordum. Gözümün içine baka baka nasıl bu kadar rahat söyleyebiliyordu?

Ahn Kahi gerçekte benim annem miydi?

“ Nasıl? “

Gülmeyi kestiğim de kısık sesle sordum.

" Gözümün içine bakarak nasıl bu kadar kolayca yalan söyleyebilirsin? Sen.. Beni gerçekten sen mi doğurdun? Sen benim annem misin? Madem babamdan bu kadar nefret ediyorsun.. Eğer söylediğin gibi kötü biriyse neden hala onun soyadını taşıyorsun? Neden? Yeniden evlenmedin mi? Neden kocanın soy adını almıyorsun? Neden o adamın soy adını alıp beni de babamı da rahat bırakmıyorsun artık?  NEDEN?!! "

Sonuna kadar susup kalamayacağımı biliyordum. Birinin beni durdurmasına ihtiyacım vardı. Birinin gelip beni bu lanet olası, üzerime doğru gelen duvarlarla çevrili evden çekip çıkarması lazımdı.

" Kim demiş hafızamı kaybettiği mi? KİM?! "

Başkalarının önünde ağlamak hayatta yapmak isteyeceğim en son şey bile değildi. Güçsüz görünmekten nefret ediyordum. İnsanların bana acıyan gözlerle bakmasına katlanamıyorum.

“ Doktoruma sordun mu? Hafıza kaybımın kalıcı ya da geçici olduğunu?  "

Annemin yüzünde ki ifadesi yavaşça allak bullak olurken bunu yapmadığını kolayca anlamıştım.

" Çünkü geçici ve ben herşeyi hatırlamaya başlıyorum. “

Yemek masasında tamamen huzuru kaçmış aileye uzunca bir göz gedirip en son Kim Ji Hoon'da durdum.

" Sana neyi hatırladığımı söyleyeyim mi? "

Annemin gözlerinde gördüğüm korku öylesine büyüktü ki kalbimin parçalara ayrıldığını hissedebiliyordum. Benden o kadar çok şey saklıyordu ki..

" Şeytana güvenirim, fakat Kim Ji Hoon'a asla! "

Annemin ağzından kaçan minik inleme, düşüp bayılmadan öncesine dair bir haberciydi. Onu önemsemeden kapıdan çıkıp gitmek yerine hızla merdivenlere yöneldim. Yanıma birkaç eşya alıp evi terk etmem çok daha akıllıca bir fikir olacaktı.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmuyorsunuz dimii ^__^


Continue Reading

You'll Also Like

12.1M 587K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
517K 11.6K 155
Bts hakkında bilgiler ve gerçekler
490 59 19
You gave us the bumble bee who has a soul, The everlasting traveler among the hollyhocks, And how God plays around a back yard garden. Sen bize bir r...
434K 35.6K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...