YAKININDA +18 (YARI TEXTİNG)...

By kutahyaninpinariiiii

3.6M 130K 27.2K

A: Ne yaptınız gece? A: Kelepçeler havada uçuşmuş mu? +9054...: Hatırlamıyorum ama +9054...: Omzunda ciddi kı... More

bir'
iki'
üç'
dört'
beş'
altı'
yedi'
sekiz'
dokuz'
on'
on bir'
on iki'
on üç'
on dört'
on beş'
on altı'
on yedi'
on sekiz'
on dokuz'
yirmi'
yirmi bir'
yirmi iki'
yirmi üç'
yirmi dört'
yirmi beş'
yirmi altı'
yirmi yedi'
yirmi sekiz'
yirmi dokuz'
otuz'
otuz bir'
otuz iki'
otuz üç'
otuz dört'
otuz beş'
otuz altı'
otuz yedi'
otuz sekiz'
otuz dokuz'
kırk'
kırk bir'
kırk iki'
kırk üç'
kırk dört'
kırk beş'
kırk altı'
kırk yedi'
kırk sekiz'
kırk dokuz'
elli'
elli bir'
elli iki'
elli üç'
elli dört'
elli beş'
elli altı'
elli yedi'
elli sekiz'
elli dokuz'
altmış'
altmış bir'
altmış iki'
altmış üç'
altmış dört'
altmış altı'
altmış yedi'
altmış sekiz'
altmış dokuz'
yetmiş'
yetmiş bir'
yetmiş iki'
yetmiş üç'
yetmiş dört'
yetmiş beş'
yetmiş altı'
yetmiş yedi'
yetmiş sekiz'
yetmiş dokuz'
seksen'
seksen bir'
seksen iki'
seksen üç'
seksen dört'
seksen beş'
seksen altı'
seksen yedi'
seksen sekiz'
seksen dokuz'
doksan'
doksan bir'
doksan iki'
doksan üç'
doksan dört'
doksan beş'
doksan altı'
doksan yedi'
doksan sekiz'
doksan dokuz'
yüz'
bir''
iki''
üç"
dört''
beş''
altı''
yedi''
sekiz''
dokuz''
on''
on bir''
on iki"
on üç''
on dört"
on beş''
on altı''
on yedi''

altmış beş'

27K 973 271
By kutahyaninpinariiiii

☆yıldızlamayı unutmayalım ☆

Diğer bölüme 50 yorumcuk gelmiş, mesajı anladım bebişler 😙

💧

"Hazır..." Emre beni duymadan hala etrafa bakmaya devam ettiğinde sesimi biraz yükseltip "Hazır, içebilirsin." dedim.

Ağı bir hareketle bana döndü. Rastgele evde yaptığım karışımlardan birini hazırlamıştım tav olması için. Yoksa bu akşam buradan kalkamazdım ve haliyle içeceğine istediğim şeyi de atamazdım. Çünkü sağ olsun her şeyi ayağıma getiriyordu. 

"Biraz tatlı olsa iyi olur." dedi dudak büzerek. Elimdeki uzun bardağı ona uzattığımda eline alıp yan yan baktı. 

"O zaman vişne suyu iç Emre..."

"Dalga geçme." deyip bir yudum aldı. Heyecanla beğenip beğenmeyeceğini beklerken dili tekrar dudaklarının üzerinde gezindi. "Sevdim, alkollü değil mi bu?"

"Meslek sırrı."

"Barmen olmaya mı karar verdin sınıfta kalınca?" Gözlerimi devirişimle üst üste birkaç yudum daha aldı. 

Ona verdiğim ilaç, hafif bir azdırıcıydı. Gerçi Emre'nin ben yanında olduğumda buna ihtiyacı yoktu ama küçük bir oyun oynamak istiyordum. Zor durumda kalmasını, heyecanla kasılıp durmasını istiyordum. Düşündükçe karnımdan kasıklarıma doğru bir sızı yayılmaya başladı. Dilim damağım kururken dakikalardır önümde duran kokteylimden birkaç yudum aldım.

"İngiltere'de belki denerim. Hem barmen olamayacak ne var ki? Eminim çoğu kişiden daha iyisini yaparım."

"Sana asılanlar yüzünden ben de katil olurum." Tepkisine sırıtarak bakarken bardağındaki sıvıyı yarılamıştı bile. "Umarım kör olmam. Her güzel şeyin illa bir acısı olur." 

Kahkaha atmamak için kendimi sıktım. Elbette bir bedeli olacaktı. Tüm gece bana muhtaç olarak bakma bedeli...

💧

Alnından akan damlaları elinin tersiyle silerken yandan kızarmış yüzüne baktım. Oturduğu taburede öylece duruyor, önüne bakıyordu. Zor durumda olduğunu görebiliyordum ama farkında değilmiş gibi yapmak işime geliyordu şu an için.

"Gitsek mi artık?" dedi boğulmuş arzulu sesiyle. Hala bana bakmıyordu. 

Saat gece ikiyi geçse de itiraz ettim hemencecik. "Hayır ya, dans etmek istiyorum."

"Dans mı etmek istiyorsun?"

"Evet." Kendimi yere bırakışımla Emre hızla kolumdan tutup dengede kalmamı sağladı.

"Dikkat et, düşeceksin." 

Halini gördüğümde içime şefkat doldu. Gözleri laciverte dönmüştü neredeyse. Öyle kusursuzdu ki baktıkça içimde gerçekten de kargalar uçuşuyordu. 

"Hadi dans." dedim elini tutup çekiştirerek. Avucu elimi sıkıca sardı ve bu bile onu tahrik etmiş gibi gözlerini yumup dudaklarını birbirine bastırdı. "Emre bak gelmeyeceksen, ben şuradaki çocukla dans edeceğim çünkü yarım saattir bana bakıyor."

"Hangi çocuk?" dedi zorla. "Sikmiyim belasını." Gerçi şu haldeyken zor olmazdı zaten. Derin derin nefes alıp verirken "Alçınla nasıl dans edeceksin, başka bir gün geliriz o zaman dans edersin." dedi.

"Hayır, ben şimdi istiyorum." dedim ısrarla. 

Kafasını salladı ve yavaşça ayağa kalktı. O an, altındaki şişkinliği fark ettim. İki saattir gizlemeye çalışıyordu ama şu an önümdeydi işte. Kabarmış, kendini bana göstermek istiyordu.

"Emre ne oldu?" dedim büyük bir şaşkınlıkla. "Az önce tuvalete gittiğimde bir kızla falan-"

"Hayır... Saçmalama." Kaşları çatıldı. "Şu üstündeki... Ne diyorsunuz ona? Büstiyer mi ne... Onun yüzünden."

Üst tarafımın çoğunu açıkta bırakan bluzuma baktığımda Emre gözlerini kaçırdı benden. Elimi uzatıp hafif sakallı çenesini okşadım. Gözlerini yumup kendini avcuma bastırdı.

"Sen böyle dans da edemezsin şimdi... Tüh..." Zorla dikkatini ben de tutmaya çalıştığını görebiliyordum. Yanlışlıkla elim falan çarpsa şak diye rahatlayacaktı. "Ben de sanırım şu çocukla dans-"

"O çocukları sikeceğim Ahu..." dedi öfkeyle ve bir anda belimden yakalayarak beni kendine çekti. Kasıklarımızı birbirine yapıştırıp inlercesine soludu. "Senin şimdi böyle durman lazım." 

"Yapışık ikiz gibi mi dolaşacağız be?"

"Kızım üstüne oturtup gezdirmediğime dua et... Bir anda ne oldu ben de anlamadım." 

Ayaklarımı yerden keserek kalabalığın arasına götürdü ikimizi de. Yüksek sesli müzikle kollarımı ona dolayıp kulağına doğru kıkırdadım. Sıkışıklığın arasında kısıtlı hareket ederken Emre sadece belime sarılıyor, beni önünde tutuyordu.

"Ahu..."

"Hım?" 

"Verdiğin içkiyle bu halimin bir alakası olabilir mi?" dedi kulağıma doğru bağırarak. Parlayan gözlerimi açtığımda anlamış gibi dişlerini birbirine bastırdı.

"Sanırım..." Bilemiyormuş gibi davranmamla daha da kudurdu. Hızla dudaklarıma yapışıp nefesimi keserken sıcaklığı benim de nefesimi kesti. Hızlı, aceleci hareketlerine karşılık veremezken alt dudağımı sertçe ısırdı. 

"Sen çok fena bir kızsın." dedi fısıltıyla ve ardından vücudumu ters çevirdi. Sırtım onun göğsüne yaslı duruyor, bariyer gibi etraftaki diğer insanlarda koruyordu. "Seninle ben ne yapacağım?"

"Bir ay boyunca istediğini yapacaksın." deyip kalçamı şişkinliğine doğru kaldırdım. Aletine ağır ağır kendimi sürterken karnımı okşamaya başladı.

"Ahu gitmezsek eğer..." Büyük ellerini kalçamın yan kısmına indirip hareketlerimi kısıtladı. Bir anda sertçe kendine bastırırken öyle çok birbirimize yapışmıştık ki onun pantolonuna hapis erkekliğini kendi kalçamın arasında hissetmiştim. "Çok kötüyüm."

"Çıkalım... Beni kucakla, öpüşerek çıkalım. Kimse görmez." 

"Herkesin içinde yapmak istemiyorum." dedi yine de zorla. Elini tutup çıkışa doğru yönlendirdim. "Etrafta sana bakanlar-"

"Kıskanç öküzün tekisin." 

Kalabalık biraz azaldığında renkli ışıkların vurmaya devam ettiği kapıdan çıktık. Üst kata çıkan merdivenin her bir basamağında ayrı bir çift öpüşüyor, birbirlerine dokunuyorlardı. Hiçbiriyle ilgilenmeden Emre'nin önünde durarak dışarı çıktık. Sigara içenlerin bulunduğu yerin tersine doğru yürürken Emre "Soğuk iyi geldi." dedi.

"Ay Emre daha da mı büyüyor o? Bir çıkar bakalım." 

"Ben şu ilacın etkisinden bir çıkayım." Arabanın yanına geldiğimizde hızla kendini şoför koltuğuna attı. 

Ben de yolcu koltuğuna geçtiğimde Emre aceleci bir tavırla kemerini açmaya çalışıyordu. Elinin üzerine elimi koyup engel oldum.

"Bana bırak."

"Senin yapmanı istemiyorum." dedi kısıkça. "Aramızda yakaladığımız bu şeyin tekrar seksle bozulmasını istemiyorum."

"Aramızda zaten bir şey yok." İnanmadığını belli edercesine başını salladı. Dar alanda küçük bir hamleyle kendimi kucağına attım. "Sakin ol şimdi..."

Beni tekrar geri yerime koymak için belime tutundu ama bir anda erkekliğine vurmamla derince inledi. 

Kemerini tamamen çözüp düğmesini açtım. Kafasını geriye doğru atıp ben izlemeye başladı. Kalçasını hafif kaldırmasıyla baksırını ve pantolonunu sıyırdım. Üstünde ben olduğum için pek rahat bir pozisyon olmasa da hallederdim.

"Yine seni kaybediyorum." dedi erkeksi bir sesle. "Ne kadar çok sevişirsek seni o kadar çok kaybediyorum."

"Sevişmeyeceğiz, seni tutacağım sadece." dedim erkekliğinin aramızdaki yükselişine bakarak. İstemsizce dilim dudaklarımda gezindi.

Gidene kadar onunla sevişmeyecektim. En son evimde benimle birlikte olduktan sonra ortadan kaybolmuştu ve tekrar o kötü hissi yaşamak istemiyordum. Ayrıca beraber olursak onu arkamda bırakamama ihtimalim de vardı.

Düşünceler eşliğinde aletini okşamaya başladım. Emre gözlerini yumup deli gibi inlerken ucundan çıkan sıvıyı hafifçe başına yaydım. Öyle çok kendini kasmıştı ki sımsıkı olmuştu. Damarlarının üzerini tırnaklarımla çizdim, sıcaklığını avucumun içine hapsettim. Emre, çok geçmeden sarsılarak boşalmaya başladı. Ağzından çıkan küfürler arabanın içinde yankılanırken sakallı çenesine küçük küçük öpücükler bıraktım.

Çok az sakinleşmişti ki ikimizi de şaşırtan bir şey oldu. Dudaklarım aralı, gözlerim tekrar erkekliğine düştü.

"Daha şimdi boşaldın..." dedim şokla. 

"Dozunu abartmadığını söyle şu ilacın." Ağlar gibi çıkan sesine normalde olsa kahkaha atardım belki ama şu an benim de kadınlığım hafif hafif kasılmaya başlamıştı. "Hep böyle kalkık mı duracak?" 

"Görüntüsü güzel."

"Sen bir dışarı çık bakayım, belki iner." 

"Ne alaka?"

"Seni görünce de oluyor bazen, belki gidersen düzelir."

"Makine mi bu amına koyayım?"

Emre dayanamıyormuş gibi iki defa üst üste yutkundu ve eğilerek torpidodan kuru mendil çıkardı. Elleri titrerken kirlettiği etrafı ve ellerimi sildi. İşi bittiğinde mendili yan koltuğa koyup ellerim yakalayıp tekrar erkekliğini tutturdu.

"Devam et." dedi muhtaçlıkla. "Ahu, devam et."

"Seve seve..."

💧

Güneş ağır ağır doğarken gözlerimi kırpıştırıp kendimi geriye çektim. Emre bir saat kadar önce bir nebze rahatlamış, yaşadığı anların yorgunluğuyla gözlerini yummuştu. Üç saat kadar zevkten delirmiş, her yeri kasılmıştı. Birkaç defa elleri yanında yumruk olmuş bir şekilde durmuştu. Bana dokunmamak için her şeyi yapmıştı.

Dudağına hafifçe bir öpücük bıraktığımda dudakları yana doğru gerildi. 

Kendimi yolcu koltuğuna doğru zorla geri çekerken her yerim tutulmuştu. Arabanın içinde bir mendil yığını vardı. Hayatındaki tüm çocuk hakkını bu gece kullanmış olabilirdi.

Derin bir nefes çektim içime ve ardından çantamın içinden telefonumu çıkardım. Yağız'a olduğum konumu atıp beni almasını rica ettim. Çok geçmeden buraya yakın olduğunu, geleceğini söylemişti.

Tekrar Emre'ye dönüp yanağını öptüm. 

Kalbimi ağrıtıyordu ve bundan haberi vardı, çabalıyordu ama sorunlu aklım artık bunu istemiyordu.

Onu bırakıp gidecektim. Her şeyi öyle güzel hatırlayacaktık ki ileride dönüp baktığımızda birbirimizi gülen gözlerle hatırlayacaktık. 

Gençliğimizin en güzel yılları olacaktık ve ben hala onu sevmeye devam edecektim.

💧

Belki de Emre sana aşık olur, sen de bir kocan beş çocuğunla mutlu mesut yaşarsın bebiş ☺

Continue Reading

You'll Also Like

5.7M 262K 86
0537******* ; Yanıyorum Akif 0537*******; Söndürelim mi? Başlama Tarihi: Aralık 2021
5.3M 280K 80
Hafıza kaybı yaşayan bir kız ve telefonunda Aşk diye kayıtlı tanımadığı bir numara. Bu onların birbirini bulma hikâyesi. ...
10.6K 230 17
Asya annesini küçük yaşta kaybetmiş ve babasıyla yaşamak zorunda kalmıştır.17 yaşına gelince babasının mafyaya olan borcundan dolayı kızını o mafyaya...
674K 30.6K 70
T A M A M L A N D I √ Abimin arkadaşı konulu bir hikayedir. 🦋 05...; Bir baksan gözlerime, anlayacağım her şeyi; 05...; Beni sevip sevmediğini. 05...