Antrenmandan çıktıktan sonra duşa girmek için yurda geri döndüm. Bugün normalden daha fazla yoruldum galiba. Halbuki pek bir şey yapmadık.
Pardon...
Atsumu sayesinde tepeye zibilyon kere inip çıktığımızı unutmuşum.
Odaya gidip eşyalarımı aldım ve duşa gittim. Hava zaten 34 dereceydi bu yüzden soğuk suya çevirip bekledim ama sonra çok soğuk oldu ve bende aksi yöne çevirip suyu ılıttıktan sonra duşa girdim.
Benden sonra başka biri de benim yanımdakine girdi. Ayakkabıları tam benim olduğum kabinin alt kısmından görünüyordu ki bu ayakkabı Akaashi'ye aitti. Yani...Sanırım öyleydi.
Suyu ayarlamaya çalışıyor gibi görünüyordu çünkü başlıktan değilde normal musluktan su sesi geliyordu.
-Suyu biraz kısar mısın? Soğumuyorda...
-Eğer çevireceksen şimdiden söyleyeyim çok soğuk oluyor.
-Önemli değil,şimdi suyu biraz kısar mısın?
Suyu biraz kıstım ve o da birkaç dakika sonra duş başlığını açtı. Merakıma yenik düşüp (çenemi tutamayıp) ona sormamam gereken bir soru sordum.
-Dün Kou'yla beraber miydin?
-Evet,bir sorun mu var?
Çok ters bir cevaptı bu yüzden biraz sinirlenmiş olabilirim.
-Bir sorun yok sadece merak ettim.
-Onu bu kadar merak etmenin bir sebebi var mı?
Peki bundan sana ne?
-Merak etmemin illa bir sebebi mi olmalı?
-Olmalı,bir şeyi neden merak edersin?
-Belki de sadece meraktandır?
-Yani Kou'yu önemsediğiden değil?
Ne sikim böyle sorular soruyordu ki?
-Konumuzun onunla ilgisi yok.
-Sorulardan kaçtığının farkında mısın?
-Kaçmıyorum.
-Onu önemsiyorsan bunu söyle.
Cevap vermedim ve benden cevap alamayınca konuşmaya devam etti.
-Bir kız arkadaşın var diye mi söylemiyorsun?
-Sence kız arkadaşım varmış gibi mi davranıyorum?
-Onun da kalbini kırıyorsun.
"da" mı? Başka kiminkini kırıyorum ki?
-Bak Suna,Kou'ya karşı ilgi duyuyorsan sana peşin peşin söyleyeyim. Ondan hoşlanıyorum...
Elim aniden soğuk suya gitti ve bir anda irkildim galiba Akaashi'nin suyuyla da oynadım.
-Su ılıyor?
Suyu kapayıp duştan çıktım. Benim hemen ardımdan Akaashi çıktı.
-Duyduğuna şaşırmış olmalısın?
-Zaten belliydi. Ona gereğinden fazla ilgi gösteriyorsun.
-Çünkü o aşık olmaya çok müsait biri.
-Buna sen mi karar veriyorsun?
İma edermiş gibi baktı.
-Kim karar verecekti? Sen mi?
-Duymak istediğin ne?
-Kou'dan hoşlanıyor musun?
-Bunu nereden çıkardın?
-Nersen mi çıkardım? Sürekli onu izliyorsun,ne yaptığımızı soruyorsun,birlikte miydik,değil miydik...Bunlar seni neden ilgilendiriyor?
-Sana söyledim...
Derken içeri pata küre biri girdi.
Kuroo: Siz ikiniz burada ne halt ediyorsunuz?
İkimizde kapıya doğru döndük.
-Sadece duş.
-Oyalanmayın ve bir an önce aşağı inin. Yemek zamanı.
Hiçbir şey demeden öteki tarafa geçip kurulandım. Kapı kapatıldıktan sonra Akaashi'yle tek kelime etmeden üzerimizi giyindik. İlk önce o çıktı sonra ben saçlarımı kurulayıp öyle çıktım. Eşyalarımı odaya bıraktıktan sonra aşağı indim.
Daha doğrusu inerken gene Ruri~san gelip hala nemli olan saçlarımı şöyle bir karıştırdıktan sonra koluma girdi.
-Duş mu aldın? Çok güzel kokuyorsun.
-Hm...
-Akşam yemeğinden sonra biraz yürüyelim mi?
-Nereye?
-Bilmem,biraz yürürüz. Dondurma yeriz belki?
Tam ona "Hayır." demek üzereydim ki Akaashi'nin "Onun da kalbini kırıyorsun." dediği aklıma geldi.
-Tamam,yürüyelim.
Bir anda gözleri parladı ve kocaman bir gülümseme oluştu yüzünde.
-Ciddi misin?! Teşekkür ederim!!
Sonra beni öpüp hoplaya zıplaya yemekhaneye doğru gitti. Sürekli onu tersleyip reddettiğim için bu seferkine çok şaşırmış olmalıydı ama bu sadece vicdan...
İçeri girip bizimkilerin yanına oturdum çünkü herkes karışık bir şekilde oturmuştu.Bizimkiler ve nekomanın bir kısmı burdayı. Diğer masada da yok yoktu resmen.
Kou,Sōnya,Akaashi,Bokuto,şu hala adını öğrenemediğim sarı saçlı çocuk,Kuroo,Semi ve birkaç kişi daha vardı. Oraya bakmadan yemeye çalışıyordum ama Kuroo Kou'nun yanında oturuyordu ve sürekli ona dokunup duruyordu. Aynı zamanda Akaashi'de gözünü asla Kou'dan ayırmıyordu.
Atsumu: Suna!
-Hm? Ne?
Atsumu: Sana 10.seslenişim.
-Dalmışım noldu?
Osamu: Masada bağırıp durma Sumu.
Atsumu: Kes sesini Samu.
-Ne oluyor demiştim?
Aradan biri atladı.
-Yemekten sonra herkes sahile inelim diyor.
-Herkes derken?
Atsumu: Kou gelecek...
Kou: Gelmeyeceğim!
Osamu: Nedenmiş?
Kou: İşim var.
Sōnya: Kou gelmiyorsa gelmem!
Bokuto: Gene başladınız hainliğe!
Kou: Başka zamana...
Atsumu: Yapacağınız planı sikim.
-İyi oldu,bende gelmezdim zaten.
Osamu: Sebep?
-Benimde bir isim var.
Bunu diyince masanın öbür ucunda ki Ruri~san'ın gözleri bir kere daha parladı.
<TİME SKİP>
Yemekten sonra Ruri~san'la yürümeye çıktık. Kaldığımız yurttan çıkıp sessiz sokaklarda yürümeye koyulduk. Sadece cırcır böceklerinin ve ayak seslerimiz duyuluyordu.
-Çok tuhaf.
-Tuhaf olan ne?
-Böyle sessiz bir şekilde yürümemiz.
-Sessiz olmak kötü bir şey mi?
-Değil ama bilirsin,tuhaf işte...
Tekrar bir şey demedim.
-Şunlar... Kou~chan ve Kuroo mu?
Kafamı kaldırıp önümüzde yürüyenlere baktım. Evet onlardı.
Bir şeyler konuşuyorlardı ve sonra Kuroo birden Kou'nun elini tutuverdi ardından da Ruri~san'da benimkini...
-Sevgililer böyle yapmalı değil mi?
Nasıl yani? Şimdi...
-O ikisinin yaptığı gibi...
{Kou}
<Flash Back>
Kuroo'yla yemekten hemen sonra bahçede buluşup yurdun aksi yönüne doğru yürümeye başladık.
-Gökyüzü çok güzel değil mi?
Kafamı yukarı kaldırdım.
-Uzun zamandır bu kadar çok yıldız görmemiştim.
-Sizin orda görmüş olmalıydın,köy sonuçta.
-Ne demek köy?
-Köylüsün.
Güldüm.
-Ben azından ucube değilim.
-Seni küçük fare!
Biraz kovaladı beni ama sonra yorulduk ve ikimizde pes ettik. Tekrar sessiz yürüyüşümüze döndük. Nedeni bilinmez ama Kuroo yanımdayken ne oluyorsa umrumda olmuyordu.
-Sana bir şey söyleyeceğim.
-Noldu?
-Momo'yla...Ayrıldık.
-Öyle mi?! Neden?!
-Ona aşık olmadığımı fark ettim.
-Çok üzülmüştür.
-Yani...Evet...
İçimden bir yandan "yazık oldu." derken bir yandan da "iyi oldu." dedim. Yani...O kadar şeyden sonra böyle demem bencillik değildir heralde. Düşüncelerimi bölen Kuroo'nun elimi tutması oldu.
Dönüp ona baktığımda o sadece önüne bakıyordu. Sokak lambası yüzüne vurunca hafif kızardığını gördüm ve hemen önüme döndüm.
-Um...Elin tutulunca iyi hissediyordun bende iyi hissetmek istedim.
-Ha? Aaa... Önemli değil,tamam,anladım.
>Flash Back<
Kuroo'yla bir süre daha yürüdükten sonra geri döndük ve döner dönmez Suna ve Ruri~san'la karşılaştık. Kuroo elimi henüz bırakmıştı ki yine tuttu. Ne olduğunu kavramak için bir ona bı karşımdaki ikiliye bakıp durdum. Ruri~san rahatsız edici bir yüz ifadesiyle bana baktı.
Ruri: Gecenin bu saatinde ne yapıyorsunuz?
Bana fırsat vermeden Kuroo atladı.
Kuroo: Siz ne yapıyorsanız onu.
-Geri dönelim Ruri~san.
Suna onu kolundan çekip uzaklaştırmaya çalıştı ama o bir şekilde buna engel oldu.
Ruri: Yapma Suna... Böyle bir dörtlü bir araya gelmişken bir şeyler yapmayalım mı?
(Kaç tane bir yazdım?)
Kuroo bana baktı ve fısıldadı.
Kuroo: Gitmek istiyorsan sorun değil seni hemen burdan götüreceğim.
-Önemli değil.
Kuroo: Sana kimse bir şeyi zorla yaptırtamaz. İstemiyorsan yapmayacağız.
Sonra hemen Suna daldı.
Suna: Sence de Kou kendi kararlarını kendisi verecek kadar büyümedi mi Kuroo?
Benimle konuşurken olan soft yüz ifadesi birden sertleşiverdi. Diliyle yanağını şişirirken Suna'ya baktı.
Kuroo: 3.bir kişi olarak bu seni ilgilendirmiyor.
Ruri: Bu gerginliği azaltmak için bı yerlere gidebiliriz.
Kuroo biraz daha yükseldi.
Kuroo: Emrivaki yapmayı kes ayrıca Kou'da sizinle bir yere gitmek istemiyor!
-Kuroo...
O bana tekrar bakacağı sırada Suna'da Ruri~san'ı tuttuğu gibi bizim yanımızdan aldı.
-Özür dilerim,çok yükseldim.
-Onu kafaya takma,her zaman böyle.
-Keske hiç yanımdan ayrılmamış olsaydın.
Gene milyon yıl sonra bölüm attım ama attığına şükredin ve sövmeyin lütfen. Bu bölümü resmen bir ayda yazdım. Ehe :)
Ve parmağım Allah'ına kavuştu :')
Antrenmanda blok yapayım derken.... Piuuuuu sonra sınıftaki sözde arkadaşımla tartıştık (gun shot) muhtemel olarak benden hoşlanan çocuğa benden hoslanıyorsan hoşlanma dedim ( bruh moment) eski sevgilim bizim sınıftan bir kıza yavşıyor (double bruh moment)
Buradaki boş yapmamı okuduysanız teşekkürler <33
Yorum ve vote bırakmayı unutmayın. İnş diğer bölüm kısa sürede gelcek. Aminsu