༆Sρσɾτʂ Cσαςɧ| Tαεηηίε༆ (Tama...

By xxx15__

22.6K 1.5K 479

Kim Jennie, yaşadığı olaylar nedeniyle arkadaşları tarafından kafasının dağılması için yazdırıldığı spor salo... More

🥊1
🥊2
🥊3
🥊4
🥊5
🥊6
🥊7
🥊8
🥊9
🥊10
🥊11
🥊12
🥊13
🥊14
🥊15
🥊17
🥊18
🥊19
🥊20
🥊21
🥊22
🥊23
🥊24
🥊25
🥊26
🥊27
🥊28
🥊29
🥊30- FİNAL PART1
🥊30- FİNAL PART2
Yeni Kurgu

🥊16

596 46 20
By xxx15__


"Attığımız mesajlara neden bakmıyorsun aptal?! Hemen git ve konuştuklarımıza bak!" diyerek yüzüme kapattı.

Bir şeyler olduğunu seziyordum. Dediğini yaparak mesaj uygulamasına girdim ve onlarca mesajla karşılaştım.

•••

Okuduklarım beni şoka uğratırken bakışlarım Kai'ye döndü. Neler olduğunu anlamamış olmalıydı. Telefonumu ona doğru çevirdim. "Bir şeyler yapmalıyız Kai. Etrafımızı sarmış, yalan haber yapmak için bekliyorlar." dediğimde o da haberi okumuştu.

Etrafa bakınarak bir şeyler düşünüyordu. "Hadi gel. Ben bir çözüm yolu bulacağım." Dedi ve elimden tutarak beni ilerletmeye başladı. Kameramanların flaşlarından gizlenmeye çalışırken Kai'nin arabasına gelmiştik. Beni ön koltuğa oturttu ve kapıyı kapattı. Bineceğini düşünmüştüm ama kalabalığa doğru giderek bir adamı köşeye çekti.

Kaşlarımı çatarak Ne yaptığını çözmeye çalıştım. Cebinden çıkardığı beyaz zarfı adamın eline tutuşturdu ve omzuna bir kaç kez vurarak arkasını döndü ve bana doğru gelmeye başladı.

Umarım verdiği para, susmaları ya da yalan haber yapmamaları içindi.

Kai arabaya binerek kapıları kilitlediğinde, camın önü büyük bir kalabalıktı. Arada sorular soran spikerler gürültüyü arttırırken bir an önce buradan uzaklaşmak istiyordum. Bu kadar aksiyona ve göz önünde olmaya alışık değildim. Derin bir nefes verirken araba hareketlenmeye başladı ve sonunda hepsi arkada kaldı.

~

Birkaç dakikalık yolculuktan sonra bir eve gelmiştik. Bana sorsaydı eğer karşı çıkardım fakat bundan haberim yoktu. Bunun lafını da yapacaktım.

Beni arabadan indirdi ve yine etrafımızı kolaçan ederek eve soktu. Ben evi incelerken o, panjurları kapatarak birilerinin görme ihtimaline karşı önlem alıyordu. Geniş evde ortada bulunan salona doğru ilerledim ve bir koltuğa oturdum.

Onunla tek kalmak istemiyordum. Yaşadıklarım, güven duygumu içimde bir yerlere zincirlemişti. Onu geri getirmek kolay olmazdı. "Rahatsın öyle değil mi? Her zaman bu durumla karşılaşıyorum. Sadece konuştuğum bir kız arkadaşım bile olsa tüm medyayı ayağa kaldırıyorlar. İyi ki bu evi almışım." diye konuştuğunda zoraki gülümseyerek başımı salladım.

Konuştuğu her kadını buraya getiriyor olmalıydı. Bunu hem dediklerinden hem de etraftaki karışıklıktan anlıyordum. Neler olduğunu anladığımda başımı yere indirdim.

Onun yerine utanmam normal miydi?

"Ah, kusura bakma. Geçenlerde takıldığım bir kız vardı. Onunla gelmiştik buraya. Temizletmeyi unutmuşum." O da benim gibi gülümsüyordu. Bu onun için normal bir şeydi ve biraz garipsemiştim.

Önceden tanışıyor bile olsa yine de ilk defa gördüğü bir kızı evine getiriyor ve birlikte olduğu kadınla olan izlerini görmesinden rahatsız olmuyordu. Bu konuya daha fazla takılmadım ve aklımdaki şeyi söylemeye karar verdim. "Kai, yanlış anlama ama burada tek kalmamızdan hoşnut değilim." Dürüstçe ne hissettiğimi söylemem kaşlarını çatmasına sebep olurken kapının çalma sesini ve yanında camlara da vurulduğunu duyduk.

Magazin kapıya dayanmıştı. "Jennie, sen şu odaya saklan lütfen. Ben onları halledeceğim." dedi ve beni dediği yere yönlendirdi. Tereddüt etsem de mecburen içeri girdim ve kapıyı kapattım. Arkamı döndüğümde karşılaştığım manzara ile elim ayağıma dolanmıştı. Yataktaki çarşaf kanlar içerisindeydi. Saten olduğundan hala kurumamış olmalıydı.

Odadaki ayna kırıktı. Yerde bir çift kadın iç çamaşırıyla karşılaşınca yüzümü buruşturdum. Bir şarap şişesi ve iki kadehte yerdeydi. Daha fazla o tarafa bakmamaya karar verip kapıya taraf döndüm ve kapıyı dinledim. "Lan entrikaya bak be! Abin polis olmasa gidiyordu kız!" diyen tanıdık sesle daha da dikkat kesildim. "Öyle bir şey olmazdı. Jennie'yi geri getirecektim." Bu seferde Kai'nin sesi geldi.

Gelenler haberci değildi. "Biliyoruz Jongin Hyung. Peki ya o nerede?" Bu seste Jıngkook'a aitti. Arkadaşlarım gelmiş olmalıydı. Kapının kolunu kavrayarak açtım ve hızla onların yanına gittim.

"Hey, sizin burada ne işiniz var?" diyerek onlara baktım. Gelmelerine sevinmiştim. Hem onlardan gizlim saklım yoktu. Kai her ne diyecekse onların yanında da diyebilirdi.

"Yoongi Oppa karakolda numarandan yerini buldu. Neler oluyor, anlatırsınız değil mi?" Jisoo ilk defa konuştuğunda sesi kısık geliyordu. Sürekli yutkunup duruyordu ve Kai'nin yüzüne bile bakmıyordu. Aralarında bir olay mı olmuştu bilmiyordum. Merak etmiştim ama ilk önce olanları açıklamalıydım.

"Kai ben Taehyung ile salona gittiğimde yanımıza gelip beni tanıdığını ama bunu bir kafede anlatacağını söyledi. Salonun önündekiler fotoğrafımızı çekmiş ama farketmemiştik. İçeri girerken de saçma sapan sorular sorup sevgili olduğumuzu söylediler. Her neyse belli ki girdiğimizden beri haberleri yapmaya başlamışlar çünkü Taehyung'da spor bittiği gibi işinin olduğunu söyleyip gitti. Asansördeyken de adımın farklı şeylere çıkacağını söylemişti. Demek ki bahsettiği buydu.." Bu şu an aklıma gelmişti. Neler olacağını biliyordu ama bana söylememişti.

"Taehyung'un seni düşüneceğini sanmıyorum Jennie. Yani başka bir şey vardır, o yüzden gitmiştir. Her neyse devam et." diyen Jin'e karşılık gözlerimi devirdim. O beni düşünüyordu. Belki ilk gördüğüm andan beri öyle olmasa da beni umursuyordu.

"Ondan sonra işim bitti ve hazırlanıp Kai'nin attığı konuma gittim. Takip edildiğimi hissetmiştim ama yine de emin olmadığım için tepki vermeden yanına gittim. Gerisini öğrenmişsinizdir zaten. Jisoo aradı, bende her şeyi o anda gördüm ve Kai'de beni alıp buraya getirdi."  diyerek her şeyi özetledim.
Bu kadar çok şeyi bir saat kadar önce yaşamıştık ve inanması zor geliyordu ki önemli olan bundan sonrasıydı.

"Anladık. Peki.." Son harfi uzatarak Kai'ye döndü. "..Şu anlatacağın şey neymiş bakalım, bizde bilelim." dedi Jin. Yine abilik taslıyordu. Aslında bu hallerini seviyordum. Sadece arada bir fazlaya kaçıyordu ve böylesi ikimize de zarar veriyordu.

Kai başını salladı ve eliyle koltukları gösterdi. "Buyurun gençler, sizi de ilgilendiriyor zaten." O bizden önde gidip tekli koltuğa kuruldu. Arkasından giderek yerleştiğimizde, yine Jisoo'nun Kai'den kaçtığını farkettim. Bu konuyu ona soracaktım. Bir şey olduğu çok belliydi.

Şimdilik susmaya karar verdim ve seslere dikkat kesildim. "Ben ve Yoongi.. Ortaokulda çok yakın arkadaşlardık. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi, her an birlikteydik. Bu biz liseye geçince de devam etti. Ama bir gün.. On birinci sınıf geometri sınavı için sevgilisiyle birlikte çalışacaktı. Sonra Chaeyoung beni de çağırdı ve onların evine gidip çalıştık. Ama sonra Yoongi'nin işi çıktığından yanımızdan ayrıldı..

Yapmak istediğim kesinlikle o değilken Chaeyoung senelerdir bana aşık olduğunu, Yoongi'yi benim için kullandığını söyleyip beni baştan çıkardı ve o gece birlikte olduk. Daha on yedi yaşındaydık. En yakın arkadaşıma bunu yapmak istememiştim. Ama yapabilecek bir şeyim yoktu.

Bir kaç hafta belli etmedik. Ama sonra Chaeyoung kusmaya ve bayılmaya başladı. Yoongi'yle hiç birlikte olmadıkları için hamile olduklardan şüphe etmiyorlardı. Ama sonra omun hamile olduğu ortaya çıktı. Saftık.. Korunmayı bile akıl edememiştik. Ailesinin haberi olduğunda da bebeği aldırdılar. Ama Yoongi çok kötü olmuştu. Okula bile gelmiyordu. Bana nerede olduğunu soruyorlardı ama cevabını bilmediğim bir şeyi kimseye açıklayamazdım ki.." Derin bir nefes aldı.

Yoongi Oppa'nın bir acısı olduğu her zaman belli olurdu. Ancak ona sormaya çekinirdik. Her zaman arkamızı toplar, bizi korurdu. Jungkook bile bunları bilmiyordu. Eğer bilseydi bize söylerdi. Abisiyle alakalı bu şeyleri duyduğu için iyi görünmüyordu da.

"..Bunların sizi alakadar eden kısmı.. Siz daha çok küçüktünüz. Yine her zamanki gibi Yoongi'lerin evine gidip kendimi affettirmek isteyip, utancımdan hiçbir şey diyemeyip geri dönecektim. Yirmi üç yaşındaydık. Ben sınavı geçememiştim ama Yoongi çalışıp polis olmuştu ve gidiyordu. Belki bir daha da dönmeyecekti. O yüzden bu sefer yapacağımı düşündüm. Kapının önünde beklerken sizi gördüm. Yoongi'yi uğurlamaya gelmiştiniz.

Dört küçük çocuk.. O kadar tatlıydınız ki.. Sizi bizim arkadaş grubumuza benzetmiştim. Yoongi, ben, Chaeyoung ve Hoseok. Aynı sizin gibi hep birlikteydik zaten. Ama biz üç kişi olmuştuk. Bunu gidip Yoongi'ye sorarsınız, ben anlatamam." derken sesi konuşmaktan kısılıp gözleri doldu ve öksürmeye başladı. Jisoo hemen ayağa kalktı ve gidip ona su getirdi. Neler olduğunu anlayamadan yerine oturup dikkatle ona bakmaya başladı.

Ciddi anlamda sinirlenmeye başlıyordum ve aklımda bir düşünce vardı. Doğru çıkmaması için her şeyi yapardım ama yine de doğrulamam gerekiyordu. Bunun içinde bu evden gitmeliydik. "Bundan sonrasını kısa keseceğim ama siz çocuklar.." diyerek arkadaşlarıma baktı. "Ayıp olmayacaksa dışarıda bekler miydiniz? Yalnızca Jennie ve beni alakadar eden bir konu da." dedi nazik bir tavırla. Bu bir yerde kovmakla eşdeğerdi ama gitmeleri gerekiyorsa eğer yaparlardı.

"Gideriz Kai de.. Yoongi Hyung senden bahsetmedi hiç bir zaman. Belli ki onu çok kırmışsın. Arkadaşlarına sadık birisi olduğunu söyler Jungkook. Ama senden sonra arkadaşı bile olmamış. Sadece Jungkook'unkilerle biraz takılıyor o kadar. Onun aşk duygusunu da, güven duygusunu da bitirmişsin." diyen Jin'e hak verdim. Bir dost böyle yapmazdı. Ama yine bunları neden anlattığını merak ediyordum.

Zaten başında sadece bana anlatacağı için tek çağırmıştı. Şimdi arkadaşlarım geldiği için onları alakadar eden kısmı anlatmış, gerisinin özel olduğunu söylemişti. "Lütfen benden nefret etmeyim çocuklar. Bakın, Jungkook bile benimle uzun zamandır tanışıyor ve konuşuyoruz." dedi gülümseyerek.

Hepimiz kaşlarımızı çatarak ona baktık. "Spor salonunun sahibi olduğumu sanırım sadece Jennie biliyor. En yakın arkadaşımın sevdiği insanları bende sevmek istedim ve salona sizi ben aldım. Ünlü olup olmamanız önemli değildi çocuklar. Önemli olan Yoongi'nin sevdiği birileri olmanızdı. O yüzden Jungkook gelip onları alıp alamayacağımı sordu ve bende kabul ettim. Yoongi abinizse bende öyleyim."

Tebessüm ederek cevabını verdiğinde 'O iyi bir arkadaş. Yaptığından pişman ve kendini affettirmek için arkadaşının sevdiklerini önemsiyor.' diye geçirdim içimden. Ona içim ısınmıştı. Yaptığı doğru değildi ama ne kadar zaman geçmiş olursa olsun, düzeltmeye çalışıyordu.

"Ama bana Oppa ya da Hyung demeyin lütfen. Kendimi yaşlı hissediyorum." Hakkında yanlış düşündüğümü farkedip kendime kızdım. O sadece gençlik hatası yüzünden dostunu kaybetmiş,  kendi spor salonunu açmış bir modeldi. Yan yana durduğu her kadınla haberleri çıkıyordu. Bunda onun bir suçu yoktu.

"Haydi gençler bize biraz izin verin." dediğinde Jin, Jisoo ve Jungkook geri dönmek üzere dışarı çıktı. Bende telefonuma gelen bildirim seslerini hatırladım ve kontrol etmeye karar verdim.

Grubun yanı sıra Taehyung'dan da mesajlar vardı.

Kim Taehyung:
O piç yüzünden düştüğün hallere bak!
Sana buluşmamanı söylemiştim Jennie!
Mesajlarıma cevap ver!
Jennie nerede olduğunu söyle seni almaya
geliyorum
Lütfen güzelim, o adamım sana bir şey yapmasından korkuyorum
Bir yere mi kaçırdı diye düşünüp duruyorum kafayı yiyeceğim
Jin'lerden öğrendim, yanına geliyorlarmış
Bende gelmek istedim ama izin vermediler
Keşke cevap versen

Kim Küçük Jennie: 
Bu kadar merak edeceğini                    tahmin edemedim Taehyung Oppa
Özür dilerim
Evet arkadaşlarım geldi
Yanlış anlaşılmasın, sadece konuştuk. Şimdi izin verirsen devam edeceğiz!

Yazdıklarına baktığıma pişman etmişti. Ben yazarken çevrimiçi değildi ve bu iyi olmuştu. Onunla mesajlaşacak sürem yoktu. Çünkü Kai oturmuş beni bekliyordu. Boğazımı temizleyerek konuştum. "İlk önce bir lavaboya gitsem sorun olur mu?" dediğime karşılık hafifçe gülümsedi. "Zaten söylemesi bu denli zor olan bir şeyi iyice erteledik. Umarım ilk seferki cesaretim hala yerinde olur.. Şurada.." diyerek ayağa kalktı ve eliyle yerini gösterdi.

Başımı salladım ve içeri girdim. Kapıyı kilitledikten sonra arkamı döndüm ve yine aynı görüntüyle karşılaştım. Hatta daha kötüsüydü. Bu sefer de bazı yerlerde kan vardı ama yerde kıyafetler seriliydi. Derin bir nefes alıp görmezden geleceğim sırada farkettiğim şey kıyafetlerin Jisoo'nun dün giydikleri ile aynı olmasıydı..


Continue Reading

You'll Also Like

492K 25.6K 39
Çisil, ailesine bu kadar fazla değer verirken, ona zıt karakterlere sahip yeni ailesine alışabilecek miydi? Onları içinde oldukları o acınası durumda...
257K 21.6K 40
jendeukie: seni ilk radyoda çalan şarkınla tanıdım. jendeukie: ve o gece sabaha kadar, o şarkının tekrardan çalmasını bekledim. tamamlandı. angst. ©...
163K 11.1K 42
Bay Kwon verdiği cezayla Jennie'nin hayatını baştan sona değiştirmişti. (Not: Düzyazı, Instagram ve Texting karışık bir şekilde yazılmıştır.).
173K 10.2K 16
Jungie: Jeon Jungkook senden nefret ediyorum Kookie: Güzel, ben de kendimde nefret ediyorum "Oh, Jung'um."