༆Sρσɾτʂ Cσαςɧ| Tαεηηίε༆ (Tama...

By xxx15__

22.7K 1.5K 479

Kim Jennie, yaşadığı olaylar nedeniyle arkadaşları tarafından kafasının dağılması için yazdırıldığı spor salo... More

🥊1
🥊2
🥊3
🥊4
🥊5
🥊6
🥊7
🥊8
🥊10
🥊11
🥊12
🥊13
🥊14
🥊15
🥊16
🥊17
🥊18
🥊19
🥊20
🥊21
🥊22
🥊23
🥊24
🥊25
🥊26
🥊27
🥊28
🥊29
🥊30- FİNAL PART1
🥊30- FİNAL PART2
Yeni Kurgu

🥊9

785 54 11
By xxx15__

Kim Taehyung altında sadece eşofmanla, terler içinde birisiyle konuşuyordu. Konuştuğu kişinin bir kız olması ve ellerinin onun göğsünde olması içimde değişik duyguların canlanmasına neden olmuştu.

•••

Beni ilgilendiren bir şey yoktu bu yüzden gözlerimi kaçırdım. Jungkook'ların ilerlediğini gördüğümde onlara yetiştim. İlk önce Hyunjin'in odasına gitmiştik. O da bize herkesin yerlerini söyleyince Jisoo hariç kapının önüne çıktık ve oradan ayrıldık. Jungkook kıyafetleri giyinme odasına gönderdiğini söylemişti. Oradan alıp giyecek ve salona geçecektim.

Üzerinde Kim Taehyung yazılı olan kapının önünde durdum. Zengin salonları böyle olmalıydı. Tüm hocaları için ayrı oda yaptırmışlardı. Hyunjin'in dediğine göre de 100 tane hocaları vardı. Bu kadar büyük olmasının nedeni de bu olmalıydı.

Kapıya yavaşça vurarak araladım. İçeride kimse yoktu. Umursamadan içeri girdim ve koltuklardan birine oturdum. Burası gelen kişilerle konuşmak için olan odası olmalıydı. Etrafı incelerken kapının açıldığını ve içeri yine aynı görünümde olan Taehyung'un girdiğini gördüm.
Bir kadının yanında nasıl durabiliyordu?

Ah, Pardon! Nasıl bir çok kadının yanında böyle durabiliyordu? Utanmaz herifin tekiydi.

Yanıma gelerek kendi koltuğuna oturdu ve umursamazca konuştu. "Biraz daha geç kalsaydın senin için iyi olmazdı." dedi yüzüme bile bakmayarak.

Bende onun aksine ona bakarak meydan okudum. "Seni görmeye bayıldığımı mı sanıyorsun? Arkadaşlarımı mutsuz etmemek için sana katlanıyorum. Yoksa buraya beni kimse getiremezdi!" Sesimi yükselterek konuşmam onu biraz olsun etkilememişti.

"Yürek yiyerek gelmişsin sanırım. Eğer öyleyse benim yanımdayken onu çıkar, senin için iyi olmaz." diyerek ayağa kalktı. Çok sinirlenmiştim. Tam ağzına lafı tıkacakken benden önce davrandı ve çıkarken konuştu. "Üstünü değiştir ve gel. Yalnızca iki saatin var. Boş boş konuşarak harcamak istemezsin."

Sinirden kuduruyordum. Bana ne bir erkek ne de bir kadın asla böyle bir şey diyemezdi. Hakkından gelecektim. Odadan çıkarak bir kadına giyinme odalarının yerini sordum ve bana 'Kim Taehyung'un öğrencilerinin giyinme odası, beşinci kat en son odada. Asansörü kullanabilirsiniz.' demişti. Bende asansöre binerek denilen yere çıktım ve lüks odada Jungkook'un benim için ayarladığı takım ile ayakkabıları giyindim.

Profesyonel gibi görünüyordum hem de seksi. Bu umurumda değildi ama erkeklerin dikkatini çekmek iyi olmazdı. Çünkü başıma bir tek umutsuz erkek vakası ve taciz gelmemişti. Onlarla da karşılaşmak istemezdim. Yine de kendimi koruyabilirdim.

Üstüme poşette bulunan hırkayı geçirdim ve önünü kapatarak salona indim. Oldukça büyüktü. Bir kaç tane oyuncuyu gördüğümde hiç rahatsız etmeden Taehyung'u aramaya başladım. Kapıdan bütün heybetiyle bu tarafa doğru geliyordu. Üstünü değiştirmiş bu sefer siyah bir eşofman ve tişört giyinmişti. Bende hırkamı çıkararak kenara bıraktım ve yanıma gelmesini bekledim.

Hiç üzerime bakmadan sadece göz göze gelerek konuştu. "Genelde sporu sütyenle mi yaparsın?" dedi ve bir aletin yanına gitti. Kaşlarımı çatarak koşarak peşinden gittim. "Seni neden ilgilendirdi? Üstünü giyinmemiş erkekler seni ilgilendirir sanıyordum." dedim havalı bir tavırla. İki saniye kadar bana baktı. "Seninle atışmayacağım. Arkadaşının hazırladığı program beş yaşındaki bir çocuğa uygulanacak kadar düşük seviyede. Eğer iyi bir vücuda sahip olmak istiyorsan bu kadarı yetmez. O yüzden programın dışında hareket edeceğiz." dedi.

"Jungkook benim için iyi olanı bilir. O ne ayarladıysa onu yapmak istiyorum!" Tek kaşı havalandı. "Burada hoca bensem.." Bana doğru bir adım attı. ".. Benim dediğim olur.."
Boyum ondan çok kısa olmasa da aşağıdan bakıyordum. Belki kolay sinirlenen bir insan olabilirdim ama Taehyung'un yanında öfkeden başka bir duyguyu hissetmiyordum. "Her neyse.. Zaten yarım saatin gitti. Hemen başlamazsak bir günün boşa gidecek. Torpille gelmiş birisi için bu problem olur.."

Alt dudağımı sertçe dişlerken o umursamaz suratına bakıyordum. "Torpille gelmedim! Kendini bir şey sanıp bana aklından geçen her şeyi söyleyebileceğini sanıyorsan Kim Taehyung.." Bu sefer ben ona doğru bir adım attım. ".. Üzgünüm ama yanılıyorsun. Şu ana kadar bir çok kişiden hakaret işittim ama yıkılmadım. Benimle sorunun ne bilmiyorum ama torpilli deyip kötü davranmazsın! Buna hakkın yok!" dedim sesimi yükselterek.

Kendimi ona yedirtmeyecektim!

Dudağının bir kenarı kıvrıldı ve gülümsedi. Bu gülümsemenin anlamını biliyordum. 'Ben senden üstünüm ve şu an dediklerini takmıyorum.' demekti. "Seninle uğraşmak istemediğimi söylediğimi anımsıyorum Kim Jennie? Neden dilini çalıştırmak yerine vücudunu çalıştırmıyorsun?" dedi yine piç gibi gülümserken. Beni sınıyordu.

Bende onu umursamamaya çalışarak yanında durduğumuz alete kuruldum.

~

Bir buçuk saatin sonunda kan ter içinde yere serilmiş yatıyordum.

Çok yorulmuştum.

Normalde de hareket eden birisi olmadığım için yarın felç geçirmiş gibi yatacağımdan emindim. Taehyung işi bittiği gibi yarın öğleden sonra gelmemi söyleyip gitmişti. Bende yaklaşık on beş dakikadır sırt üstü yatıp dinlenmeye çalışıyordum.

Diğerlerini göremiyordum çünkü salon çok büyüktü. Çantam da yukarıda kaldığı için arayamıyordum. Bu yüzden üstümü değiştirmeye karar verip ağrılar içinde ayağa kalktım ve hırkayı elime alıp yavaşça yürümeye başladım. Arkamdan fısıltılar duyduğumda duraksadım. Bizim dışımızda başka ünlü olmayan insan buraya gelmiyor diye biliyordum. Temizlikçiler ve asistanlar olmalıydı. Çoğu kez başıma gelen bir şeydi. O yüzden umursamadım.

Ama artık bakışlarını hissettiğimde sessizliğimi koruyamadım. Hızlıca arkamı döndüm. "Neye bakıyorsunuz?!" Karşımdaki insanlar, birbirlerine doğru eğilmiş dedikodumu yapıyorlardı. Önüme döndüğümde de aynı görüntüyle karşılaştığımda bu sefer bağırdım. "Neye bakıyorsunuz dedim?!" Bir anda hepsi dağıldı ve bazıları merdivenlerden inerken bazıları asansöre doluştu.

Derin bir nefes alarak merdivenlere gittim ve hızlıca çıkmaya başladım. Daha fazla beklemek istemiyordum. İnsanlar arkadan konuşmak için an kolluyordu. Odaya geldiğimde içeri girdim ve Taehyung'u görmemle çığlık attım. Hiç bir şey olmamış gibi bana baktı ve 'ne yapıyorsun sen?' der gibi başını salladı. "Buranın öğrencilerinin soyunma odası olduğunu sanıyordum?! Öyle kafana göre göre giremezsin!" dedim ona bakarak.
Üstü yine çıplaktı. Eli eşofmana gidince hızla arkamı döndüm. "Pislik! Karşında bir kadın var! Nasıl soyunmaya cüret edersin?!" Beni yine dinlemiyordu. Sonra yanıma geldi ve çıkacağını anladım. "Burası benim ve antiranörlüğünü yaptığım kişilerin soyunma odası Kim Jennie.. Beğenmiyorsanız eğer buyurun, kapı burada. Çıkabilirsiniz.." dedi ve gitti.

Gözlerimi devirerek yine sineye çektim ve kenardaki küçük banyoda kısa bir duş alarak eski kıyafetlerimi giydim. Kurutma makinasını elime alarak saçlarımı doğru tutarken kapı çaldı. Yavaşça aralandığında Jisoo olduğunu gördüm ve gülümsedim. "Bitti mi işin canım?" derken saçlarımı kurutmayı bitirmiştim. Hızlıca topladım ve cevap verdim. "Bitti. Diğerleri nerede, biliyor musun?" Başını iki yana salladı. "Hayır. Gidip bulalım."

Elime poşeti alarak çıktım ve asansörün önüne gittik. Düğmeye basarak beklerken bir iki saniye sonra açıldı ve içerideki görüntü ile şoka uğradım.

Jungkook, Lisa'yı köşeye sıkıştırmış iki elini yanlarına koymuş neredeyse öpecek bir haldeydi. Bizi farkettiklerinde Jungkook hemen ondan ayrıldı. Lisa'da üstünü silkeleyerek dikleşti. Gülmemek için kendimi tutarken konuştum. "Gel Jisoo, biz merdivenlerden gidelim.."

O da benim gibi gülmemeye çalışıyordu. "Kusura bakmayın böldü-" Jisoo alay ederken Lisa bir anda sözünü kesti. "Saçmalamayın! Arkadaşınız dengesiz hareketlerini yanlış değerlendiriyorsunuz. Bir şey olduğu yoktu." diye bağırdığında Jungkook'ta ona bakıyordu. "Neyse kızlar. Biz gidelim.. Sende hiç etkilenmemiş gibi asansörden çıkabilirsin Lisa." dedi imalı sesiyle. Bir şeyler olmuştu ama anlamamıştım.

Lisa bir şey demeden topuklu ayakkabılarını vurarak yanımızdan ayrıldı. Bizde Jisoo'yla asansöre bindik ve arabaya gidene kadar hiç konuşmadık.

Jin bizi arabanın önünde bekliyordu. Sinirli görünüyordu ama şu an merak ettiğim daha önemli bir şey vardı. Bunu sonra da öğrenebilirdim.

Arabaya binip, kemeri bağlarken Jungkook'a bakışlar atıyor, neler olduğunu çözmeye çalışıyordum. O da hiç bir şey söylemiyordu. Ama ağzındaki baklayı çıkaracaktı. Arabayı çalıştırdığında heyecanla omzuna dokundum. Tepki vermedi.

Bir kaç kere daha dokunduğumda hedefime ulaşmıştım. "Ne var?!" diye bağırdığında, aslında ne olduğunu biliyordu. "Biliyorsun sen neyin var neyin yok olduğunu. Dökül bakayım, Lisa'yla ne iş?" dedim çapkın bir tavırla. Jin hiç bir şey anlamayarak bize bakıyordu.

Jungkook tedirgince yutkundu ve etrafa baktı. Arabayı o sürüyordu, bu yüzden biraz şanslıydı. "Bir şey olduğu yok kızlar. Sadece.. Senden etkilenmem dedi bende onunla oynadım. Aramızda bir şey yok." Olayı hızlı hızlı anlatarak kurtulmaya çalışması, yalan söylediği düşüncesini aklıma getirmişti.
"Hep öyle söylerler zaten. Umarım sonradan bir şey çıkmaz." dedim. Ben onunla konuşurken duymuyor, gülümseyerek yola bakıyordu.

Bu işte bir iş vardı.

Continue Reading

You'll Also Like

121K 8.3K 63
(Küfür bulunur!) (Acemi bir dille yazılmıştır!) Adel ailesi tarafından hiç sevilmemiş bir kızdı en yakın arkadaşı ablası ve abisi gibi gördüğü kişile...
roxanne By roxy

Fanfiction

2.3K 249 12
buzun üzerinde ahenkle dans edişini ve akşamında sarhoş olup söylediğim her şeye tatlı tatlı gülüp ağlamanı hiç unutamıyorum Roxanne. text, düzyazi...
557K 29.8K 39
Eski sevgilisine içinde kalanları sövmek için yazan Yaren numarayı yanlış yazıp dünyanın en önemli iş insanlarından birine denk gelirse ne olur... Si...
37.1K 2.2K 26
"Benim gölgem en yakın arkadaşım Jungkook. Ben buna alıştım."