Yeni Bir Sayfa|Feza Anka

By yeterayolll3

2.1M 159K 61.5K

Anka, 21 yaşında abisiyle küçük dünyasında yaşayan bir kızdır. Abisinin eski defterini büyük çabalarla yakmas... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
İnstagram Bölümü
21
22
İnstagram Bölümü
23
İnstagram Bölümü
24
İnstagram Bölümü
25
İnstagram Bölümü
26
27
İnstagram Bölümü
28
29
30
İnstagram Bölümü
31
32
İnstagram Bölümü
33
34
35
36
İnstagram Bölümü
37
38
39
İnstagram Bölümü
40
41
42
43
44
İnstagram Bölümü
45
46
47
48
İnstagram Bölümü
49
50
51
52
İnstagram Bölümü
54
55
56
İnstagram Bölümü
57
58
59
60
İnstagram Bölümü
61
62
63
64
İNSTAGRAM BÖLÜMÜ
65
66
67
68
İnstagram Bölümü
69
70
71
72
73
74
DM BÖLÜMÜ GİBİMSİ
75
76
7777
78
İnstagram Bölümü
|Çağın Soykıran|
79
80
Yeni Kurgu
81
82
83
84
İNSTA - DM BÖLÜMÜ
85
86
87
88
89
90
DEMİRSOYLAR
91
92
93
İNSTA TEXT
94
95
!Röportaj Vakti!
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
Paralel Evren Günlükleri 1
106
107
108
109
İnstagram Bölümü
110
111
112
113
-EVREN & EVREN GÜZELİ-
114
YENİ KURGU
115
116
117
İNSTA TEXT
118
119
120
1 MİLYON ÖZEL BÖLÜM I
1 MİLYON ÖZEL ÇEKİLİŞ
1M ÖZEL BÖLÜM II
PEKİ YA HER ŞEY FARKLI OLSAYDI?
123
124
125
126
127
128
129
130
2. BÖLÜM/ YILLAR SONRA
YILLAR SONRA 1
YILLAR SONRA 2
YILLAR SONRA 3
YILLAR SONRA 4
YILLAR SONRA 5
YILLAR SONRA 6
YILLAR SONRA 7
YILLAR SONRA 8
YILLAR SONRA 9
YILLAR SONRA 10
YILLAR SONRA 11
YILLAR SONRA 12
YILLAR SONRA 13
Instagram Bölümü
YILLAR SONRA 14
YILLAR SONRA 15
YILLAR SONRA 16
YILLAR SONRA 17
INSTA TEXT
YILLAR SONRA 18
INSTA TEXT
YILLAR SONRA 19
YILLAR SONRA 20
YILLAR SONRA 21
YILLAR SONRA 22
YILLAR SONRA 23
YILLAR SONRA 24
İNSTA
YILLAR SONRA 25

53

12.3K 1K 638
By yeterayolll3


Ş-şey Medya kim? <3 Dövme detayı 💥

Selaam

İyi okumalar 💙

.
.
.
.
.

Asaf abi beni görünce iki saniyeliğine şaşkın kalsa da toparlandı. Elimi uzattım.

"Merhaba. Hoşgeldiniz."

Asaf yandan bir gülüş atıp elimi tuttu. Beni kendine çekip sarıldı. Kollarımı dolamadım.

Ferkan abim hızlıca bizi ayırırken kaşlarını çattı.

"N'oluyor?"

Asaf'a öyle bir bakıyordu ki Asaf abi bakışlarıyla ölmüştü zaten.

Araya girip gülümsedim.

"Abimin arkadaşı, Asaf abi."

Ferkan abimin kaşları düzeldi. Asaf abiye döndüm.

"Abim."

Asaf abi gülüp elini omzuma attı.

"Abilere güncelleme mi geldi gökyüzü?"

Elinin altından çıkıp ona baktım. Ferkan abim ebesine atlayacaktı. Haberi yoktu.

Feza dememe izin vermediğim için sürekli gökyüzü diye hitap ederdi. Hep uyarırdım ama asla dinlemezdi. Bu yüzden onunla konuşmadığım da olmuştu. Abimden yüz kere dayak yediği de.

"Geçelim mi artık Asaf Bey?"

Uyarıcı bakışlarıma muzipçe gülüp sandalyeye oturdu. Biz de onların karşılarına geçtiğimizde toplantı başlamıştı.

Birisi reklam sunumunu yapıyordu. Asaf abi asla dinlemiyordu. Ferkan abim sunumu yapan kişiye hitaben "Yeterli. Teşekkürler." dedi.

Asaf abiye döndü.

"Berk Bey sizin için yapıyor bunu. Dinlemek için gelmediyseniz çıkabilirsiniz."

Asaf abi toparlanıp Ferkan abime baktı.

"Dinledim Ferkan Bey."

"Kafamdaki reklamı size söylemiştim. Alakası yok ama."

Tek kaşımı kaldırıp Asaf abiye baktım.

"O reklamla gerçekten bir aile arabasını satabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?"

Asaf abi güldü.

"Benim fikrim değil. Sadece böyle olmasını istiyorum."

Kafamla onayladığımda Ferkan abim ayağa kalktı.

"Toplantı bitmiştir. Sözleşmeyi feshediyorum. Çıkabilirsiniz Asaf Bey."

Asaf abinin yanındaki adam sıkıntılı bir şekilde iç çekti.

Asaf abi Ferkan abime döndü.

"Tazminat ödemek zorunda kalırsınız Ferkan Bey. Umarım farkındasınızdır."

Ferkan abim koltuğunda geriye yaslanıp kalemi eline aldı. Alayla güldü.

"Sözleşmeyi okuduğuna emin misin Asaf?"

Gülümsemesini sildi.

"Demirsoy'un yaptığı hiçbir işe karışılmaz. Sen reklamın amacını söylersin. Ben insanların almasını sağlarım."

Sertçe baktı.

"Bunların hepsi sözleşmede yazıyordu. Uymadın. Vaktimizi aldın. Şimdi tazminatı kim ödüyor?"

Asaf abi kafasıyla onayladı. Yanındaki adamlara kafa işaretiyle çıkmasını söyledi.

Ferkan abim Berk Bey'e döndü.

"Çıkabilirsiniz Berk Bey. Emekleriniz için teşekkürler."

İşte adam!

Ferkan abim Asaf abiye döndü.

"Yolu biliyorsun."

Asaf abi geriye yaslandı.

"Saygı çerçevesinde konuşuyorduk. Siz diye hitap ediyordunuz en son."

Ferkan abim kafasını onaylamaz biçimde sallayıp kalktı.

"Saygı duymadığım kimseyle saygı çerçevesinde konuşmam."

Asaf abi sinirlenmişti.

"Saygı duyulmayacak hiçbir şey yapmadım."

Ferkan abim elini masaya vurdu.

"Demirsoy'un vaktini aldın!"

Masadan elini çekip tek kaşını kaldırdı.

"Babasının etkisi altında kalmış küçük bir çocuksun. Bunu kendine yapabilirsin. Ama bize yansıtmana izin vermem."

Demirsoy şirketini kendi kurmuştu. Babamdan farklı bir şey yapıp bambaşka bir sektöre yönelmişti.

Demirsoy'un vakti derken bütün şirkette emek verenlerden bahsediyordu ama Asaf abi bunu Ferkan Demirsoy egosu olarak görüyordu.

Ferkan abim bana dönünce bakışları yumuşadı. Birlikte odadan çıktık.

Ferkan abimin odasına girdiğimizde bir bardak su doldurup ona verdim. Sinirden alnındaki damarlar belirginleşmişti.

Suyu alıp çekmecesinden ilaç çıkardı. Elini tuttum.

"Yemek yedin mi abi?"

Ferkan abim gülümseyip kafasını olumsuz anlamda salladı. Kaşlarımı çattığımda ilacı kutuya attı.

"Evran ve Aras Eva'da. Gidelim. Yemekten sonra içersin olur mu?"

Abim bana sarılıp saçlarımı öptü. Ayrılınca elini yanağıma koydu.

"Sakinim. Sayende."

İkimizin de aklına babamın hastalandığı gün gelmişti.

Biz  arabaya geçecekken Asaf abi kolumdan tuttu.

"Biraz konuşalım mı?"

Ferkan abim Asaf abinin elini kolumdan çekti. Sinirle ona baktı.

Bana döndüğünde siniri geçmişti.

"Konuşmak istiyor musun?"

Asaf abi hızla konuştu.

"Lütfen. Abine bir zararım dokunmadı. Konuşmamız lazım. Bunca yılın hatırı için."

Bunca yılın hatırı demek. Aklıma Neva gelmişti.

Hani şu on yıldır arkadaş olduğumuz, buna rağmen dostluğumuzun cümleleriyle katili olan kız.

Ferkan abime baktım.

"Biz bi' konuşalım abi."

Ferkan abim sıkıntıyla iç çekti.

"Eva'da konuşun."

Gözünün önünde olmasını istiyordu sanırım. Onu kafamla onaylayıp Asaf abiye baktım.

"Bizi takip edersin."

Gülümsedi.

"Eva'yı bilmeyen mi var gökyüzü?"

Ben bilmiyordum. Esra D'nin torununun adıydı benim için.

Ferkan abim söylenerek arabaya geçti.

"Başlayacağım şimdi gökyüzüne!"

Abartılı bir şokla ona döndüm.

"Haaa!"

Ferkan abim gülümsedi.

"Senin gökyüzüne değil küçük."

Gözlerimi kısıp yan koltuğa oturdum. Ferkan abim arabayı çalıştırırken sordu.

"Çağın'a zararının dokumadığını neden belirtti?"

Cama döndüm.

"Uzun yıllardır arkadaşlarmış. Üniversiteden beri. Bir anda iletişimi kestiler. Abime bir yamuğu oldu diye ben de konuşmamaya başlamıştım."

Ferkan abim kaşlarını çattı.

"O zaman neden konuşuyorsun şimdi küçük?"

"Bana yardımı dokunan birini itemem abi."

Bir an bana bakıp geri yola döndü.

"Duyguların mantığının önüne geçti değil mi? Tıpkı bizimle kavga edip abine gitmediğin günlerdeki gibi."

Kafamla onayladım. Ben o duygu - mantık işini ileride görecektim.

Eva'ya geldiğimizde indik.

Ferkan abim elini belime koyup yanımıza gelen Asaf abiye döndü.

"Terasta yanımızda konuşuyorsunuz."

Asaf abi kafasıyla onayladı. İçeri girdiğimizde yine kalabalıktı. Beni gören bir adam mutfak diye tahmin ettiğim yere girdi.

Ardından Evran çıkıp bize doğru geldi.

Bana gülümsediğinde karşılık verdim. Asaf abiyi görünce gülümsemesi silindi.

Ferkan abimle selamlaştıktan sonra terasa çıktık.

Asaf abiyle ben uzun masaya geçerken Evran tek kaşını kaldırmış bize bakıyordu.

Ferkan abim kolundan tutup cam kenarındaki Aras'ın oturduğu masaya yönlendirdi.

Hepsinin gözü bizdeydi. Dalmak için bekliyor gibiydiler.

Onlardan bakışlarımı çekip Asaf abiye döndüm.

"Ne konuşacaksın benimle?"

Asaf abi saçlarıma uzanacakken önüme gelen saçları arkaya savurdum.

Evran'a bir bakış attığımda dişlerini ve yumruklarını sıktığını gördüm.

"Abinle olan mesele bizi ilgilendirir gökyüzü biliyorsun değil mi?"

Omuz silktim.

"Abime yapılan yanlış bana da yapılmıştır. Biz biriz. Bunu en iyi sen bilirsin."

"Seninle şu an konuşmak bile rahatsız ediyor beni."

Asaf abi derin bir iç çekti.

"Babam..."

Korkuyla gözlerine baktım.

"Babamın son isteği şirketin bana kalması ve bunu başarıyla gerçekleştirmem."

Bir babanın son isteği neden bu olur ki? Arkamdan üzülme. Mutlu bir hayat yaşaya n'oldu?

Asaf abi sıkıntıyla iç çekti.

"Bana yardım eder misin? Ferkan'ı ikna etsen reklamımızı yapsa benim için büyük bir avantaj olur."

Kafamı onaylamaz biçimde salladım.

"Buna karışamam."

Büyük emek verdiği intibayı kötü etkileyemezdim. Mantığım bu durumda öndeydi.

Asaf abi gözlerini yumup geri açtı.

"Peki sen? Sen yardım edebilirsin ama değil mi?"

Gülümseyip ona döndüm.

"Tabi ki."

Asaf abi de gülümsediğinde ciddileştim.

"Abimle meselenizi anlatırsan."

Asaf abi gerilmişti.

"Bunu ona sorman gerek. Üzgünüm gökyüzüm."

Sinirle ona baktım.

"Anka!"

Asaf abi gülüp ayağa kalktı.

"Sana her baktığımda sonsuz bir umu-"

Sinirle masaya vurdum.

"Öyle bir samimiyetiz yok. Sınırlarını aşma!"

Asaf abi hüzünle gülümsedi. Ferkan abim, Evran ve Aras yanıma geldi.

Üzerine gideceklerken önlerine geçtim.

"Sorun yok."

Asaf abinin konuşmasıyla ona döndüm. Acı bir gülümseme vardı yüzünde.

"Değişmişsin gök perim."

Dudaklarım şaşkınlıkla aralandığında son bir bakış atıp gitti.

Sinirle cam kenarındaki masaya geçip oturdum.

Aras yanıma oturdu.

"Kim bu şerro?"

Omuz silkip sigara yaktım.

"Konuşmak istemiyorum bu konuda."

Evran ve Ferkan abim karşıma oturduğunda derin bir duman çektim.

Evran kül tablası getirmişti. Ona bakıp gülümsemeye çalıştım.

Herkes gergindi. Konuşmamı bekliyorlardı.

"Reklam için yardım istedi. Babasının son isteğiymiş."

Ferkan abim sıkıntılı bir iç çekti.

"Babası gayet iyi durumda. Tanıyorum."

Hayretle ona baktım.

"Sikik herif!"

Ferkan abim gözlerini büyütüp sertçe baktığında omuz silktim.

Ne? Doğruydu.

Duygu sömürüsü yapmıştı. Beni kandırmaya çalışmıştı.

Aras elini omzuma attı.

"Kız sen keko oldun da bana mı söylemiyorsun?"

Ona göz devirdiğimde elini çekip beni sarstı.

"Bu konuda seni yargılamam. Bilmiyor musun aşkım?"

Ferkan abim Aras'ı benden ayırdı.

"Bir daha aşkım dersen dayak yersin!"

Aras küskünce kollarını bağladı.

Aşırı sinirliydim. Asaf abi evet düşürücü bir beydi. Oldukça centilmendi. İstediğimi yapmak için gözümün içine bakardı. Bana yalan söylemesi için hiçbir sebebi yoktu.

Kaşlarım çatık sigarayı söndürüyordum. Sönmüştü ama hala bastırıyordum. İzmarit Asaftı sanki. Öyle hayal ediyordum.

Evran elimden tuttuğunda gözlerine baktım. Yutkunup elimi çektim.

Aras alayla sırıttı.

"Vedalaştığın iyi oldu."

Ferkan abim bana karışık duygularla bakıyordu. Onu da üzmüş, germiştim.

"Özür dilerim abi. Sinirlendim bir an."

Yumuşakça güldü.

"Özür dileme küçük. Ne hissedersen yansıtmakta özgürsün."

Evran kafasıyla onayladı.

"Bunu yapmazsan en yakınında olmamızın ne anlamı var Merida?"

Gözlerim dolduğunda ellerime baktım. Çenem titriyordu. Fazla önemsenmekten ağlanır mıydı?

Hor görülmenin verdiği eziklikten abimle değerli bir insan olmuştum bir anda.

Şimdi üç abim vardı. Arkamı kolayca yaslayabileceğim üç adam.

Babam vardı. Benim için her şeyi yapan abilerimden amcalarımdan kıskanan çocuk gibi ama yeri geldiğinde dünyaları yakabilecek bir adam.

Annem vardı. Her zaman şefkatle bana bakan. Yüreği güzel bir kadın.

Aras vardı. Her an her durumda beni güldüren. Çocuk kalan ama yeri geldiğinde koruyan kollayan. Hassas bir adam.

Derince iç çektiğimde Aras beni kendine çekti. Başımı omzuna koydum.

Uyumak istiyordum. Gözlerim kapanırken önüme sertçe konulan tabakla sıçradım.

Tabağı koyan adam bana döndü.

"Çok özür dilerim. Bir an elimden kaydı."

Gözlerimi ovuşturup ona baktım.

"Önemli değil gerçekten. Sorun yok."

Adam mahçup bir şekilde gülümseyip gitti.

Telefonum çaldığında açtım.

"Yarım saate attığım konumda olur musunuz güzelim?"

Görecekmiş gibi kafamla onayladım.

"Biz derken?"

Mert derin bir nefes aldı.

"Yanında birileri olsa çok iyi olur. Özellikle Çağın abi."

Bir süre durdum.

"Tamamdır." dediğimde telefon kapandı.

Neden sürekli suratıma kapatıyordu acaba? Geçmiş günlerin intikamını bugün mü çıkarıyordu?

Ferkan abime döndüm.

"Mert yarım saate bizi çağırıyor."

Ferkan abim tek kaşını kaldırdı.

"Neden biz?"

Kaşlarımı çattım.

"Anlamadım ki. Yanında birileri olsun dedi sadece."

Aras alayla güldü.

"Sürpriz parti mi yoksa? Tekila gecesi değil mi?"

Gülüp ona baktığımda Evran kaşlarını çatmıştı.

"Sanmıyorum. Eve çağırmıyor."

O sırada telefonuma konum geldiğinde baktım.

Küçük bir kafenin konumuydu. Doğum günüme daha vardı. Mert'in doğum gününe de. Aras?

Aras'a döndüm.

"Senin doğum günün ne zaman?"

Aras gözlerini kıstı.

"Sen nasıl benim doğum günümü bilmezsin aş-"

Ferkan abimle göz göze gelip yutkundu.

"Aşşağılık herif!"

Elimi omzuna koydum.

"Keşke dönmeseydin bebeğim."

Aras dudaklarını endişeyle ısırdı.

"Sütünü helal et kuzen!"

Hüzünle gözlerimi yumdum.

"Helal olsun!"

Aras ayağa kalkıp işaret parmağını kaldırdı.

"Olsun mu?"

Başımla onayladım.

"Helal olsun!"

Aras iyice coşup daha çok bağırdı.

"Olsun mu lan?"

Gaza gelip ayağa kalktım.

"Helal olsun!"

Aras dizlerinin üzerine çöküp haykırdı.

"Olsun mu?"

Yanına gittiğimde onu kaldırıp sarsmaya başladım.

"Lan cenneti mi garantilemeye çalışıyorsun!"

"Al bismillah! Bütün helaller senin olsun!"
.
.
.
.
.

Abim, Aras, Ferkan abim ben ve Evran kafeye girdik.

Umarım kutlama tarzı bir şey değildi. Çünkü aşırı uykum vardı.

Sert bir kahve, sohbet - muhabbet olaysız dağılırdık.

İçeri girdiğimde bomboş olan masaları gördüm. Kahve için kafe kapattırmayan arkadaş mı olurdu? Mert de haklıydı kendince.

İçimde kötü bir his vardı. Umarım gazdır.

Mert gelip hepimizle selamlaştı. Büyük loca tarzı masaya geçtiğimizde garson gelip ne içeceğimizi sordu.

Abimin göğsüne yattığımda bana kahve söyledi. Evranla göz göze geldiğimizde gülümsedim.

Evran elini kalbine koyup dudaklarını oynatarak "Yerin burası." dedi.

Telefonumu alıp ona mesaj attım.

"Evim orası."

Telefonuna baktığında gülümsedi. Biz böyle bakışırken içecekler gelmişti. Ortada shotlar vardı.

Aras'ın işiydi tabi ki.

Mert bize döndü.

"Bir konuşma yapmak istiyorum. Sonuna kadar dinlerseniz sevinirim."

Abimin göğsünden kalktım.

"Ne konuşması bu?"

Mert gülümsedi.

"Anlayacaksın ama önce..."

Sahneye çıktı.

"Bu şarkının benim için anlamını Anka bilir. Onun için söylemek istiyorum."

Gülümsedim.

Şarkıya başladığında gülümsemem silinmişti.

"Gel gönlümü yerden yere vurma güzel ne olursun."

"Gül dururken dikenleri derme güzel ne olursun."

Yumruklarımı sıktığımda tırnaklarım avuçlarıma batıyordu. Gözümü sahneden çekemiyordum.

Mert gözlerime baktı.

"Çok severim söyleyemem sorma güzel ne olursun."

Abim yumruk yaptığım elimi tuttuğunda kasılan kolum gevşemişti.

"Sevgin nefes, sevgin candır, sevgin bana heyecandır."

"Kalbim ince bir fidandır kırma güzel ne olursun."

Zorlukla yutkundum. O benim dostumdu.

"Git diyemem kal diyemem sen goncasın gül diyemem."

"Çok severim söyleyemem sorma güzel ne olursun."

Aklıma o an gelmişti.

"Sen bu şarkıyı aşık olduğun kadına sakla bence."

"Bir gün söylerim bile belki."

"Ama sonra beni unutma!"

"Ne mümkün güzelim?"

Şarkı bittiğinde gözlerim dolmuştu. Lütfen başka birini sevmiş ol Mert. Onun provası de. Lütfen.

"Biliyorum kafanda çok fazla soru işareti var."

Ayağa kalktım.

"Sonra konuşalım bunu."

Mert hüzünle güldü.

"Ben gidiyorum Anka. Tam üç saat sonra gidiyorum."

Abim ayağa kalkıp Mert'in yanına gitti.

"Tamam yeter artık. Sahneden in öyle konuşun."

Mert indiğinde sendeledi. Sarhoştu.

Kimseye bakmak istemiyordum. Mert karşıma oturdu.

"Seninle ilk tanıştığımız günü hatırlıyorsun değil mi?"

Kafamla onayladım.

"Bir kız gördüm. Bir çocuğu sürekli itiyordu. Onunla konuşmak istemiyordu belli ki."

Dişlerimi sıktım.

"Arkadaşım dedi ki o kız kimseyle konuşmak istemez."

"Kimseyle konuşmasını istemezdim de zaten."

"Ondan nefret ettiğimi sanıyordum."

"Biri yanına yaklaşınca öfkeleniyordum. Sürekli kalbim hızlanıyordu. Bu beni daha da öfkelendiriyordu."

Mert shot atıp zorlukla yutkundu.

"Aşk nedir bilmiyordum."

Acıyla gülümsedi.

"Bir gün o kızla tanışmaya karar verdim. Arkadaş olmuştuk ama bu bana yetmiyordu sanki."

"Zamanla ailesi gibi olduğumda artık beni abisi gibi görüyordu."

Daha o yaşta bu hislerle nasıl başa çıkmıştı?

"Kendime itiraf etmek, kabullenmek çok zor olmuştu ama olmuştu işte."

Gözlerine baktığımda gözlerini kaçırdı.

"Neden söylemedin bu zamana kadar?"

Korkuyla gözlerime baktı.

"Sen bana ne zaman dostum desen o an benim için dosttun."

"Ben sana ne zaman kanka desem o an benim için kardeştin."

Aras'a baktı.

"Arasla ilk defa bize geldiğiniz gün o anlamıştı."

"Söylemem için çok ısrar etti."

"Ama yapamazdım. İçimdeki aşkla gömülürdüm. Yine de seni üzemezdim."

Mert mahçup bir şekilde bana baktı.

"On yıldır ilk defa kendimi düşünüyorum Anka. Gideceğim. Özür dilerim ama yapacağım."

Derin bir nefes aldı. Bir şeye hazırlıyor gibiydi kendini. Lütfen düşündüğüm şeyi yapma.

"Sadece bir kez. İlk ve son defa."

Gözlerimin içine baktı.

"Seni seviyorum güzelim."

O an herkes durdu. Abimin titrettiği bacağı, Ferkan abimin masada ritim tutan eli, Aras'ın parmaklarıyla oynaması, Evran'ın sıktığı yumruğu gevşetmesi.

"Sana bunu şarkı söylerken defalarca söyledim. Telefonu kapatırken, şarkı önerirken, sen uyurken, duyduğunda, duymadığında, sarhoşken."

Bakışlarını masaya çevirdi.

"Ama bu çok farklıymış."

Huzurlu bir gülümsemeyle bana baktı.

"Bugüne kadar bana yaşattığın tüm güzellikler için teşekkür ederim."

Gözlerine bakamıyordum.

"Sen on yıldır aynısın. Nasıl anlayabilirdim?"

Mert sertçe bana baktı.

"Çünkü on yıldır seviyorum."

"Hiç değiştirmedim kendimi. Hiç değişmedi hislerim."

Ayağa kalktı. Başımda dururken ben de kalktım.

"Özür dilerim. Bir gün beni görmek istersen farklı biri olacağım. Söz veriyorum."

Sarıldığımızda kulağıma fısıldadı.

"Benim kızım başkasına aşık ve bunun farkında bile değil. Ben anlarım demiştim ya. En iyi ben tanırdım seni. O gün ilk defa tanımak istemedim. Özür dilerim."

Ayrıldığımızda gözyaşlarım boynuma doğru yol almıştı bile.

"B-ben a-anlamıyoru-"

Gözyaşlarımı sildi.

"Anlama güzelim. Anlarsan üzülürsün."

"Bunu sana yaptığım için kendimden nefret ediyorum."

Cebinden bir kağıt çıkardı.

"Sadece bana ihtiyacın olursa ara tamam mı? Onun dışında sesini duyarsam..."

Gözlerime baktı.

"Dayanamam geri gelirim."

Tekrar sarıldığımda derin bir nefes aldı. Saçlarımı öptü.

"Hoşçakal Anka."

Korkuyla daha sıkı sardım.

"Lafın gelişi değil güzelim. Gerçekten hoşça kal."

Mert benden ayrıldığında elini tuttum. Ellerimize bakıp hüzünle gülümsedi.

Elini çekip gitti. O kapıdan çıktı.

Tüm gücüm bir anda tükenmiş gibi kendimi koltuğa bıraktım.

Shot bardağına uzanıp tek nefeste içtim. Abim midem bulanmasın diye limon suyunu içirdi.

Abime baktım.

"Mert artık yok mu abi?"

Abim gülümseyip yanağımı okşadı.

"Gelecek Feza'm. Daha iyi bir şekilde dönecek."

Aras bize döndü.

"Durdursak mı?"

Ona baktım.

"Bu bencillik olmaz mı?"

Ferkan abim elimi tuttu.

"Kendini ifade et. İçindekileri dök küçüğüm."

Ona bakıp zorlukla yutkundum.

"İnsan sürekli gözünün önünde olan şeyi sorgular mı?"

"Ben aptal bir kız değilim anlardım ama durup dururken yıllardır tanıdığım birinin davranışlarını sorgulayamam ki."

On yıldır aynıydı. On yıldır tanıdığım birine o neden böyle diyemezdim.

Aras'a baktım.

"Seni çok sorgulamıştım mesela. Bu çocuk neden böyle diye sormuştum çoğu zaman."

"Sonra farkettim ki çocuk kalmayı tercih etmiştin. Ailen konusunda hassastın. En çok abine düşkündün. Aileni bir arada tutmak için hüzünlenmeye hakkın yokmuş gibi hissediyordun. O çadır ailenden uzakta üzülmen için vardı. Kaçmak için değildi."

Aras gülümsedi.

Evran'a baktığımda durgundu. Ne düşündüğünü merak ediyordum. Benim önümde biri ona aşık olduğunu söylese ben ne düşünürdüm?

Bunu asla tecrübe etmek istemezdim.

Abime sarılıp titrek derin bir nefes aldım.

Ondan ayrılıp ayağa kalktım. Herkes ayaklandığında kimse konuşmuyordu.

Kimseye bakmadan abimin arabasına geçtim. Aras arka koltuğa geçip aradan kafasını uzattı.

"Var mısın çardak meselesine?"

Ona dönüp güldüm.

"O Enis abimle ritüelimiz bebeğim. Maalesef."

Abim bize gülüp arabayı çalıştırdığında Evran hızla yanımızdan geçti.

Korkuyordum. Bana karşı tavırları değişir miydi?

Başımı cama çevirdim. Mert.

Kendimi bir dost kaybetmiş gibi hissediyordum. Kaybetmiştim de.

Sayfalarımda adı yazmayacaktı belki de artık.

Hiç o gözle bakmamıştım. Okuldayken bir çocukla arkadaş olmak istemiştim. İlk defa. Bunu istememişti. Öfkeleniyorum dediğinde nedenini sorgulamıştım.

Ne diyeceğini bilemeyip çünkü ben senin abin sayılırım demişti. Sevinmiştim. O çok istediğim abim olarak benimsemiştim onu.

Neva anlamıştı. Suratıma suratıma söylemişti. Ben yinede konduramamıştım.

Aras anlamıştı. Çünkü dışarıdan bir gözdü. On yıldır gözümün önünde duran şeyi ben sorgulamazdım ama o sorgulayabilirdi.

Aklıma Kürk Mantolu Madonna geliyordu.

Ben kimseye onu sonsuza kadar seveceğim sözünü vermemiştim. O manada seveceğim de dememiştim.

Kendimi haklı çıkarma çabam da değildi bu ama baştan beri hep kardeş, dost olduğumuzu söylemiştim.

Bu konuda bir suçum yoktu.

Ama... Aması şuydu ki keşke onu hiç üzmeseydim. Bilmeden de olsa yapmasaydım.

.
.
.
.

Asaf?

Mert?

Ferkan ^^

Sizi seviyorum. 💙

Bugün iki bölüm atamayabilirim. Bu yüzden gece 1.75 bölüm yazıp birleştirdim kfjffjfj







Continue Reading

You'll Also Like

2.6M 85.5K 60
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı?
6M 196K 99
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
114K 7.1K 22
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
2.3M 142K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...