Yeni Bir Sayfa|Feza Anka

By yeterayolll3

2.1M 159K 61.5K

Anka, 21 yaşında abisiyle küçük dünyasında yaşayan bir kızdır. Abisinin eski defterini büyük çabalarla yakmas... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
İnstagram Bölümü
21
22
İnstagram Bölümü
23
İnstagram Bölümü
24
İnstagram Bölümü
25
İnstagram Bölümü
26
27
İnstagram Bölümü
28
29
30
İnstagram Bölümü
31
32
İnstagram Bölümü
33
34
35
36
İnstagram Bölümü
37
38
39
İnstagram Bölümü
40
41
42
43
44
İnstagram Bölümü
45
46
47
48
İnstagram Bölümü
49
50
51
52
İnstagram Bölümü
53
54
55
56
İnstagram Bölümü
57
58
59
60
İnstagram Bölümü
61
62
63
64
İNSTAGRAM BÖLÜMÜ
65
66
67
68
İnstagram Bölümü
69
70
71
72
73
74
DM BÖLÜMÜ GİBİMSİ
75
76
7777
78
İnstagram Bölümü
|Çağın Soykıran|
79
80
Yeni Kurgu
81
82
83
84
İNSTA - DM BÖLÜMÜ
85
86
87
88
89
90
DEMİRSOYLAR
91
92
93
İNSTA TEXT
94
95
!Röportaj Vakti!
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
Paralel Evren Günlükleri 1
106
107
108
109
İnstagram Bölümü
110
111
112
113
-EVREN & EVREN GÜZELİ-
114
YENİ KURGU
115
116
117
İNSTA TEXT
118
119
120
1 MİLYON ÖZEL BÖLÜM I
1 MİLYON ÖZEL ÇEKİLİŞ
1M ÖZEL BÖLÜM II
PEKİ YA HER ŞEY FARKLI OLSAYDI?
123
124
125
126
127
128
129
130
2. BÖLÜM/ YILLAR SONRA
YILLAR SONRA 1
YILLAR SONRA 2
YILLAR SONRA 3
YILLAR SONRA 4
YILLAR SONRA 5
YILLAR SONRA 6
YILLAR SONRA 7
YILLAR SONRA 8
YILLAR SONRA 9
YILLAR SONRA 10
YILLAR SONRA 11
YILLAR SONRA 12
YILLAR SONRA 13
Instagram Bölümü
YILLAR SONRA 14
YILLAR SONRA 15
YILLAR SONRA 16
YILLAR SONRA 17
INSTA TEXT
YILLAR SONRA 18
INSTA TEXT
YILLAR SONRA 19
YILLAR SONRA 20
YILLAR SONRA 21
YILLAR SONRA 22
YILLAR SONRA 23
YILLAR SONRA 24
İNSTA
YILLAR SONRA 25

20

21.9K 1.3K 433
By yeterayolll3

Satır arası yor-

Tamam, tamam bokunu çıkarmayacağım jcjccj

İyi okumalar 💙

_________________

Arabalar sırayla durduğunda Aras bir köşeye kusmaya başladı.

O kadar da hız yapmamıştım.

Aras kusmayı bırakıp bana döndü.

Yorgunca "Lan o neydi öyle? Havam bozulmasın diye beni araba tutuyor diyememiştim." dediğinde ona mahçupça güldüm.

Yusuf abiye dönüp "Pişmanım memur bey. Tutukla şunu!" deyip beni gösterdi.

Polis olduğunu ne ara öğrendin acaba?

Onlar salonda ben odamdayken abim herkesi tanıtmış mıydı?

Şu an konumuz bu mu gerçekten?

Yusuf abim Aras'a gülüp "O dokunulmaz kontenjanında malesef." dedi.

Kaşlarımı çatıp ona döndüm. "E bir cinayet işleriz o zaman." deyip güldüğümde saçlarımı karıştırıp abime doğru koştu.

Onu öldüreceğimi biliyordu sonuçta.

Kaya Aras'ı iyi mi diye kontrol ediyordu.

Ulan kendimi aşırı suçlu hissediyorum şu an.

Aras'a bakıp "Özür dilerim." dediğimde gülümseyip kendini Kaya'dan kurtardı.

Elini omzuma atıp "Ne özrü kuzen? Nereden bileceksin?" dediğinde iç çektim.

Kaya bana öldürücü bakışlar atarken Mert'e baktım.

Mert Aras'ı benden ayırıp gitti.

Herkes içeri girerken Kaya'yı kolundan tutup durdurdum.

Derin bir nefes alıp "Abim sizin bu tutumunuzu bilmiyor. Belli etmezsen sevinirim." dedim.

Kaya tek kaşını kaldırıp "Ferkan, Andaç ve beni söylemedin." dedi sorgulayarak.

Hayır anlamında kafamı salladığımda "Neden?" dedi.

"Sorun çıkmasın istiyorum. Yoruldum bu tarz şeylerden. Huzur istiyorum sadece." dediğimde kafasıyla onayladı.

İçeri geçtiğimizde herkes bir yana dağılmıştı.

Enis abim ve Aras masada oturmuş konuşuyorlardı.

Abim ve Yusuf abi aldıklarını dolaba yerleştiriyorlardı.

Kaya, Enis abim ve Aras'ın yanına geçti.

Miraç koltukta telefonunda oyun oynuyordu. Mert de onu izliyordu.

Mert ve Miraç'ın başına dikildim.

Kaşlarımı çatıp Miraç'a baktım. "Telefon yok kuralı." dediğimde şaşkınlıkla bana baktı.

Ona duvarda yazılı olan kuralları gösterdim.

Kural 1: Acil bir şey olmadıkça telefon yok.

Buraya her şeyden uzaklaşmak için geliyorduk sonuçta.

Miraç bana dönüp güldü. "Sen olmayınca sıkıldım ablacığım." deyip göz kırptı.

Ben de "Aferin çocuk." dedim ona takdirle bakarak.

Mert "Okey mi oynasak?" dediğinde onu onayladım.

Onlar masaya geçerken ben gidip okey takımını getirdim.

Taşları ortaya döktüğümde "Dizin köleler!" deyip onlara sırıttım.

Mert bana dönüp "Sen n'apacaksın güzelim?" deyip tek kaşını kaldırmıştı.

Ona gülüp "Tabi ki dördüncümüzü getireceğim." dedim göz kırparak.

Enis abim, Kaya ve Aras'ın yanına ilerleyip "Okeye dördüncü aranıyor." dedim.

Aras "Oha! Hep okeye dördüncü olmak istemiştim." dediğinde kahkaha attım.

Enis abim "Ben pek oynamam." deyip güldü.

Kaya zaten üstüne alınmadı.

E peki o zaman.

Masaya geçtik. Eşli oynayacaktık. Mert ve ben bir takım, Aras ve Miraç bir takımdı.

Mert taşları dağıtırken bana göz kırptı. Bu ne demek biliyordum.

Yok canım ne hilesi?

Taşları dizdiğimizde kırmızı 2ye ihtitacım vardı. Çaktırmadan cebimden telefonu çıkarıp Mert'e yazdım.

Acil bir şey olmadıkça telefon yoktu. Bu acil bir şeydi.

Gönderilen: Nuriş

Kırmızı 2!

Oyun devam ederken Mert'e baktım. O da telefondan başını kaldırıp kafasıyla onayladı.

Masanın altından taşı verecekken Kaya "Bu hile hangi zamandan kalma?" deyip bize alayla baktı.

Lan bok böceği ne ara geldin?

Aras hemen masanın altına baktığında kahkaha attı.

Miraç da ona katılırken "Boşver abla oynamayalım." dedi gülerek.

Kaya'ya sinirle baktım.

Tam ağzımı açacaktım ki parmağıyla sus işareti yapıp abimi gösterdi.

Hala alayla sırıtırken yutkundum.

İntikam soğuk yenen bir yemekti.

Ve ben tadını çok severdim.

O sırada Ferkan'ın dalgınca eve girdiğini gördüm.

Nerdeydi ki bu zamana kadar?

Kendimi tutamayıp yanına gittim. Beni fark ettiğinde gülümsedi.

"Neyin var?" dedim.

Neyi olduğunu biliyordum ama içimden sormak gelmişti.

Elini kaldırdı. Sonra iç çekip geri indirdi.

Sabah yaptığım davranış yüzündendi sanırım.

Benim şu an "Oh olsun!" falan deyip keyiflenmem gerekmiyor muydu?

Ferkan "Yorgunum sanırım." dediğinde elinden tutup evden çıkardım.

O bana şaşırırken ben sadece onu evin dışındaki ormanlık alana yönlendiriyordum.

Biraz daha ilerleyip bir ağacın dibine çöktüm. O da benim yanıma oturdu.

Derin bir nefes aldım.

"Ferkan böyle durgun, üzgün olmanı istemiyorum. Benim yüzümden ol-" diyecekken sözümü kesti.

"Senin yüzünden böyle değilim. Sadece..." deyip devamını getiremediğinde ona baktım.

Sinirli gibiydi. Cümlelerini toparlayamıyordu.

Koluna dokunup "Kendini ifade et lütfen." dedim.

Ferkan derin bir iç çekti.

"Çağın ve sen."

"Mert ve sen."

"Enis ve sen."

"Hatta daha dün tanıştığın Aras ve sen." deyip üzgünce güldü.

"Ama asla ben ve sen değil." dediğinde kafasını ağaca yasladı.

"Sana nasıl davranacağımı bilemiyorum." dediğimde kafasını salladı.

"Bak Andaç, benim için tanımak istemediğim, hiçbir şeyini merak etmediğim, affetmemin söz konusu bile olmadığı iğrenç bir insan." dedim dümdüz bir sesle.

"Çünkü sözleriyle, davranışlarıyla kendini belli etti." deyip devam ettim.

Ferkan'ın gözlerine baktım. "Ama sen beni hiç tanımadan kötü biriymişim gibi davrandın." dedim.

Gözlerini kapatıp yumruğunu sıktığında elini tuttum.

"Sen kendine kız diye söylemiyorum. Bunların farkındasın biliyorum." dedim yumuşak bir sesle.

Bir süre durup ayağa kalktım.

"Sadece zoruma gidiyor." dedim.

"Abimsin sen benim." deyip gülümsedim.

Şaşkınlıkla bana baktığında gülümsememi sildim.

"Ama iki yabancıyız." deyip eve doğru yürüdüm.

Benden bir adım atmamı bekleyemezdi.

Dalgınca eve girdiğimde direkt Enis abimin yanına gittim. Neyse ki yalnızdı.

Yüzümü görünce "N'oldu güzelim?" dedi kaşlarını çatıp sorgulayarak bakarken.

"Ferkan ormanlık alanın biraz ilerisinde. Gidip bir bakar mısın?" dediğimde gülümsedi.

Kafasıyla onaylayıp evden çıktı.

Yusuf abime baktım. Abim ve Mertle oturuyorlardı. Dalgın gibiydi.

Sanem meselesiymiş. Ben de salaktım ya anasını satayım.

Onun ifadesini sonra alırdım.

Lan ben buraya herkesi sıradan geçirmeye mi gelmiştim?

Miraç, Kaya ve Aras batak atıyordu.

Adeta kahvehane.

Keşke oraletleri de olsaydı.

Aras ortadaki kağıt yığınına bakıp Kaya'ya "Şimde ben de mi kalp atacağım?" diyordu.

E kupayı da bilirsin.

Sanırım Aras batak bilmiyordu.

Abimin yanına gidip göğsüne yattım. Yorgun hissediyordum.

Mert ve Yusuf abi bize gülümseyerek baktılar.

Abimin eli hemen saçlarıma gitmişti.

Yerini biliyordu.

Yusuf abi "Tiplere bak. Sanki yüz yıldır görüşmüyorlar." deyip alayla sırıttı.

Mert "Çağın abisiz 1 dakika Anka yılına göre 100 yıl eder." dedi.

Abim ona yastık fırlatıp "O ne lan öyle? Köpek yılı gibi." dediğinde kahkaha attım.

Mert yastığı yakalayıp "Haşa Çağın abi. Ben hiç öyle şeyler ima ed-" diyecekken Yusuf abim sözünü kesti.

"Az daha kıvırırsan, dansöz olabilirsin. İnanıyorum ben. Azmet ve başar!"  deyip göz kırptı.

"Ben Mert'i o kadar çok kıvırırken gördüm ki mesleği bu sanıyordum." dedim tek kaşımı kaldırıp gülerken.

Mert bana üzgünce bakıp "Sen de mi be?" derken kıyamayıp yanına gittim.

Yanaklarını sıkarken "Oy oy oy üzüldün mü sen? Ablan sana şaka yaptı. Üzülme." deyip alayla sırıttım.

Mert bir an gülerken "ablan" lafını duyunca kafama vurdu.

Abim yine yastık fırlatıp "Vurma lan kardeşime." dediğinde ona gülümseyip öpücük attım.

O da eliyle hayali öpücüğü alıp kalbinin üstüne koydu.

Ya sen... Neyse.

Mert "Ben ondan büyüğüm abi." deyip omuz silktiğinde Yusuf abi "Hiç belli olmuyor." deyip sırıttı.

O sırada Enis abim ve Ferkan içeri girdi.

Ferkan kararsız gibi girişte durduğunda Yusuf abim "Gelsenize." dedi.

Enis abim ve Ferkan koltuklara oturduklarında abime baktım.

Dikkatle Ferkan'ı inceliyordu.

Kalkıp tekrar yerime geçtim. Abimin yanına yani.

Ferkan'ın gözü kızarık mıydı?

Yusuf abim "Dolaştınız sanırım biraz." dediğinde Enis abim "Evet güzel yerler varmış." dedi gülümseyerek.

Mert bana bakıyordu. Ona omuz silktiğimde kafasını "Öyle olsun." der gibi yana yatırdı.

Aras koşarak yanıma geldi.

Kulağıma eğilip "Çok korktum Kaya abim beni sikicek diye." dediğinde kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum.

Koluna dokunup "Tamam geçti. Güvendesin." dediğimde herkes bize anlamsız bakışlar atıyordu.

Aras omuz silkip onlar baktı.

"Ne var? Ankaşkımla özelimiz olamaz mı?" dediğinde herkes sinirle ona bakmıştı.

Aras ayağa kalkıp ellerini cebine koyup çıkarken şarkı söylüyordu.

"Anka'ya yürüyor korkmuyorum.

Arada bir abileri yokluyorum.

Götümü çok zor topluyorum.

Herkesi ben gibi sanıyorum."


Ben ve Mert gülmemek için dudaklarımızı birbirine bastırırken Aras son noktayı koydu.

Kaya'nın yanına gidip bağırdı.

"Çok korktum abiler beni sikicek diye."

.
.
.

Mert gezelim bahanesiyle beni evden çıkarmıştı.

Her zamanki tepeye gelip oturduk.

Mert bana "Anlat bakalım." dedi yumuşak bir sesle.

Yanımdan bir taş alıp toprağı kazmaya başladım.

"Ferkan pişman." dediğimde iç çekti.

"Onu anladım da neyden pişman?" dediğinde üzerime bir yorgunluk çöktü.

"Miraç ve Enis abimin benimle takılmasını istemiyordu. Zarar veririm diye korkuyordu. Birkaç kere bunu belli etmişti."

"Zoruma gitti Mert."

"Hani Gülten beni sizden uzak tutmaya çalışırdı ya."

"Çünkü benim arkadaşım olamazdı!"

Toprağı daha hızlı kazmaya başladım.

"Sanki bulaşıcı bir hastalıkmışım gibi."

"Neden böyle yaptı ki? Aptal!" deyip taşı uzaklara fırlattım.

Mert elimi tutup temizlerken "Ona basit bir ön yargı gibi geliyor belki de."

İç çekip gözlerime baktı "Ama bazı hareketlerinin sana geçmişini hatırlattığını bilmiyor normal olarak."

"Seni hiç tanımıyor ki."

Omuz silkip "Her neyse." dedim.

Aklıma gelen şeyle kaşlarımı çattım. "Neva meselesi ne?"

Göz devirip "Annesi işte. Sürekli onun gibi olması için baskı yapıyor biliyorsun." dedi.

"Daha ona ne kadar benzeyebilir bilmiyorum."

Bu can sıkıcıydı. Gerçi bizim hayatımızda her şey biraz can sıkıcıydı zaten.

"Kaya." dedi sorarcasına.

Omuz silkip "Aynı terane." dedim.

Sonra aklıma gelen şeyle yüzümü buruşturdum.

"Gıcık bir tip." dediğimde bana güldü.

"Bu kadar insana normal davrandıklarında bile alışmak zorken böyle davrandıklarında alışmak..." deyip gözlerime baktı.

"Çok zor." dedim iç çekerek.

O sırada Aras yanımıza geldi.

"Asıl zor olan sizi bulmaktı be." deyip huysuzca yanımıza oturdu.

"Beni yalnız bıraktın kuzen." deyip omzuma başını koydu.

Ona dönüp yanaklarını sıktım. "Üzgünüm bebeğim. Bir daha olmaz." deyip gülümsediğimde "Yaa sen çok tatlısın ama." deyip öptü.

Mert bizim bu halimize gülerken "Hadi eve dönelim. Çağın abi merak etmiştir." dediğinde onu onayladık.

Eve yürürken Aras "Kaya abim biraz şeydir." dediğinde omuz silktim.

"Onun adına konuşma, boşver." dedim.

Aras beni kafasıyla onayladı.

Eve girdik. Yusuf abi beni görür görmez. "Acıktık be. Hadi sofraya." dedi.

Masa hazırlanmıştı. Tabi ki abimin sayesinde.

Koşarak abime sarıldım. O da saçlarımı öptü.

Ferkan'a bakmak istemiyordum. Üzgünce bizi izlediğini biliyordum.

Kaya garip bakıyordu. Hala alışamamıştı belli ki.

Miraç ve Enis abim gülüp masaya geçti.

Hepimiz masaya oturduk. Yemek yerken Yusuf abim meslek anılarından bahsediyordu. Herkes ilgi ve merakla dinliyordu.

Yemek bitince şömineyi yakmak için Yusuf abi odun getirmeye gidecekti.

Kaya onu durdurup "Biz Ankayla gideriz." dediğinde Yusuf abim kaşlarını çattı.

"Anka ne alaka? Gitmesin o. Ben hallederim." dediğinde Kaya elini Yusuf abimin omzuna koydu.

"Biraz konuşacağız." dediğinde Yusuf abi kafasıyla onayladı.

Abim bize tek kaşını kaldırarak bakarken ben gözümü bir kere açıp kapadım. Bu sorun yok demekti.

O da rahatlamış bir şekilde başını salladı.

Ferkan Kaya'ya uyarı dolu bakışlar atıyordu.

Kaya kimseyi takmadan evden çıkarken onu takip ettim.

Odunların oraya geldiğimizde ikimizde oturduk.

Kaya bana bakmıyordu.

"Böyle şeyleri beceremem." dediğinde göz devirdim.

O zaman neden çağırdın?

"Ben özür dilerim. Kendimi tutamayıp saygısız imasında bulunmam saçmaydı." dedi samimiyetle.

Bugün kabul günümdü herhalde.

Sıradaki özrü alabilir miyim?

Ona bakıp başını yüzüme çevirdim.

"Bunu ne zaman farkettin?" dediğimde afalladı.

"Yapar yapmaz." dediğinde başımı salladım.

"Ama Ferkan ve Enis seni savununca yaptığım doğru bir şeymiş gibi hissettim ve deva-" diyecekken sözünü kestim.

"Ve devam ettin. Kötü biriymişim gibi bakışlarına." dedim.

Omuzlarını düşürüp başıyla onayladı.

Tamam. Şu an samimi olabilirdi.

Ama ben...

"Çok sıkıldım. İnsanların beni tanımadan yargılamasından." deyip gözlerine baktım.

"Haklısın. Kendimi nasıl affettirebilirim?" dediğinde sırıtıp yerimden kalktım.

"Onu da ben mi söyleyeyim?" dedim.

Arkamda şaşırmış bir adet Kaya bırakmıştım.

Acaba dağa çıkıp bıktım diye bağırsa mıydım?

Eve girecekken Yusuf abi çıkıyordu.

Bir süre durup belimden tutup beni yönlendirdi.

Nereye gittiğimizi biliyordum.

Hiç konuşmadan ilerledik.

Kimsenin olmadığı bomboş bir tepeydi.

Yusuf abim saçlarımı okşayıp "Rahatla." dediğinde iç çektim.

Gözlerimi kapatıp çığlık atarken içimi döktüğümü hissediyordum.

Olduğum yere çöküp hıçkırarak ağlamaya başladım.

Her şey çok ağırdı.

Miraç'ın başına gelenler.

Çok zordu.

Herkes birbirinden bir şeyler saklıyordu sanki.

Bu beni huzursuz ediyordu.

Yusuf abim bana sarıldı. "Bağır. Dök içini." derken kulağıma beni ayağa kaldırdı.

"Abi!" diye haykırırken devam ettim

"Özür dilerim!"

Bunu ne zamandır içimde tutuyordum ki?

Abimden bir şeyler saklamak ağır geliyordu.

Ona yıkıldığımı belli edip bağırıp çağırmak...

Derin bir nefes alıp gözlerimi sildim.

Yusuf abime döndüm.

"Anlat." dediğimde afallamıştı.

Evet bekliyordum.

Umarım güzel şeyler olurdu.

_____________________________



Bölüm hakkında düşünceleriniz jfjffj

Aras?

Çağın?

Mert?

Kaya?

Ferkan...

Anka'ya tavsiyeleriniz?

Sizi seviyorum 💙
























Continue Reading

You'll Also Like

314K 20.4K 22
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
151K 7.4K 19
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
25.5M 906K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
885K 61.4K 36
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...