Ay tutuldu | Texting

By Morheos

105K 9.2K 6.1K

Bn: Eros'un Psyhke'yi Bn: Kerem'in Aslı'yı Bn: Ferhat'ın Şirin'i Bn: Mecnun'un Leyla'yı Bn: Apollon'un Daphn... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9 | Final

2.3

1.8K 209 206
By Morheos

BU BÖLÜME ÇOK YORUM İSTİYORUM HİKAYEDEKİ EN UZUN BÖLÜM ÇNK

Kulaklıklarımı kulağıma takıp durağa doğru yürürken koluma isabet eden ufak bir taş parçasıyla duraksamış ancak arkama dönmemiştim.

"Hop! Nereye gidiyorsun öyle?" diyen sesin ardından bir ufak taş daha koluma gelmişti. Sesi elbette tanımıştım, Yiğit komuşuyordu ama amacını henüz anlayamamıştım.

Arkamı dönüp ne oldu anlamında başımı salladığımda koluyla yanına grlmemi işaret etmişti.

"Sen gel, işi düşen sensin. Ben niye geliyorum?" diye seslendiğimdr ağzında bir şeyler geveleyerek yanıma gelmişti. Muhtemelen içinden bana sövüyordu ama pek umrumda değildi.

"Koray ve Nil bize geliyor. Yani sen de geliyorsun?"

Bir bahane bulup gitmemem lazımdı. Asya'nın attığı son mesajdan sonra hemen konuşmadan çıkmıştı. Benim kim olduğumu bulduğuny mu söylemek istemişti yoksa konuştuğu kişiyi tanıdıpını mı? Bu ikilemle birlikte saçna şeyler söyleyebilir veya yapabilirdim.

"Ben gelmesem olmaz mı? Evde birkaç işim var." dediğimde inanmamış gibi bana bakıp kolunu omzuma atmıştı. Bu 'benimle geliyorsun, itirazın saçma' demekti. Kaçış yolum olmadığının farkındaydım ama en azından denemiştim.

Yiğitlerin evine vardığımızda yavaştan gerilmeye başlamıştım. Ona yazan kişi olduğumu biliyor olabilir miydi? Oysa belli etmediğimden neredryse emindim, belki de Asya fazla zeki de olabilirdi.

Sanki onunla konuşan kişi ben değilmişim gibi davranmak daha mantıklı geliyordu. Eğer bildiğini söylerse itiraf ederdim ama asla ilk söyleyen kişi ben olmayacaktım. Tek sorun normal davranmaya çalışmaktı.

Yiğit beni ikna wtmek için vakit kaybettiğinden Asya çoktan eve varmıştı hatta muhtemelen kitap okumaya başlamıştı bile.

Yiğit kapıyı açıp içeri girmemizi işaret ederken Koray ve Nil bana ufak bir tuzak kurup sırtımdan itleyerek Yiğit ve Asya'nın odasına giren ilk kişinin ben olmamı sağlamış hatta bir süre içeri dahi girmemişlerdi.

Asya ile göz göze geldiğimde ona gülümseyip çantamı Yiğit'in masasının yanına bırakıp Asya'nın yatağının karşısında bulunan Yiğit'in yatağının üzerine oturmuştum. Bence işleri gayet iyi idare ediyordum, yani umarım öyle yapıyordum.

"3 kişi neden kapıdan geçmeye çalışıyoruz biz?"

Diyen Yiğit'in sesini duyduğumda bakışlarımı kapıya çevirdiğimde neden odaya girmediklerini şimdi anlamıştım. 3 kişi japıdan geçmeye çalıştıkları için hiçbiri geçememişti ve odada olan tek kişi hâliyle ben olmuştum.

"4 kişi geçemeyeceklerini düşünüp seni eğlenceden mahrum bıraktılar galiba." dedi Asya çenesiyle kapıyı işaret ederken. Yüzünde varla yok arası bir gülümseme vardı.

"Bu eğlenceyi kaçırmak beni ne kadar derinden yaraladı anlatamam." dedim sahte bir hüzünle. Dediğime kıkırdayıp tekrar kapıya baktığında ben de bakışlarımı kapıdakilere çevirmiştim.

"Heh böyle geçerler üzerinizden işte! Abiniz yapıyor bu sporu."

Yiğit kapıdan geçmeyi başardığında büyük bir savaş kazanmış gibi davranmaya başlamıştı. En son arkasını dönüp Koray ve Nil'e kapak hareketi yaptıktan sonra çantasını Asya'nın yatağının üzerine atıp kendi yatağına yayılmıştı.

"Hayvan, adam gibi koysana çantanı işte bir kenara." diye söylenerek Asya çantayı alıp Yiğit'in üstüne fırlatmıştı. Çantanın ağırlığı ve karnına gelmesiyle Yiğit aniden doğrulurken canını veriyor gibi gözüküyordu.

"Şerefsiz misin?" diyerek Yiğit çantasını Koray'a fırlatmış ancak Koray çanta ona gelmesin diye kenara çekilmişti. Çanta dünya gezisine çıkmış gibi odada dolaşırken en son Nil dayanamayıp çantayı alıp sandalyenin üstüne koymuştu.

"Ufacık, minicik, mini minnacık bir şerefsizlik var inkar edemem." diye Asya konuştuğunda söylediği cümle bana bir yerden aşırı tanıdık gelmişti.

Ben söylemiştim.

Yani en azından yazmıştım, aynı soruyu bana sorduğunda ona aynen bu cevabı verdiğimi hatırlıyordum sadece. O da bu cevabı unutmamış gibi duruyordu.

"Kardeş atışması, en sevdiğim." diye mırıldanarak Koray da yatağın ayrı bir köşesine oturmuştu. Nil ise Yiğit'in çalışma sandalyesini çekip oturmayı tercih etmişti.

Asya, Koray'ın söylediğini duyduğu anda bizimle olan ilgisini kesmiş ve okuduğu kitaba geri dönmüştü. Gözleri kitapta olsa bile kulaklarının bizde olduğuna emindim.

"Çantanın içine ne koydun sen Yiğit? Benimle aynı kiloda resmen." diye mırıldandı Nil çantayı eline almış aşağı indirip kaldırırken.

"Önemli şeyler değil ya, bir keser, balta, çekiç, testere, tuğla falan var. Dediğim gibi önemli şeyler değil." diye mırıldandı Yiğit.

"Kimi kaçıracağız?" diye sordu Koray gülerken. Neden sohbetlerine katılmadığımı bilmiyordum. Normalde şimdiye kadar en çok saçmalayan kişi ben olurdum. Karşımda Asya var diye mi kendim olamıyordum? Yoksa ben olduğumu anlamadıysa konuşna tarzımdan anlamasın diye mi?

Sanırım sonuncusuydu.

"Kerem'i kaçırıyoruz, satarız. İyi para eder bakın ben size söylüyorum. Baksanıza şu tipe bir, Allah yaratırken özenle yaratmış öyle bir tip." derken Yiğit kafamdan tutup konuşurkeb Asya'nın bakışlarının da bende olduğunu fark etmiştim. Ona baktığımı fark ettiği anda sanki bana bakmıyormuş gibi kitaba dönmüştü.

Söylesene şimdi, nasıl bana kardeş gözüylr baktığuna inanayım?

"Şerefsiz, bildiğin benim tip haklarımın hepsini almış. Hayır bir de karakteri de güzel gömecek bir yer bulamıyorum." diyen Yiğit'e baktım yan gözlerle. Hâlâ kafamı tuttuğu için başımı ona doğru çevirememiştim.

"Yiğit kendimi satışa çıkmış gibi hissediyorum dursan mı artık?" diye mırıldandım dayanamayıp.

Yiğit yüzüme aval aval baktıktan sonra birden kahkaha atmasıyla birlikte ondan irkilmiştim. Kahkahaları daha çok ruhunu teslim ediş gibiydi.

"Ölmüyorsun değil mi lan? Pek gülüyor gibi değilsin." dediğimde gülmesi tam kesilirken tekrar gülmeyr başlamıştı. En sonunda gülmekten nefesi kesilince sakinleşebilmişti.

"Sen öyle dediğinde kendimi pezevenk gibi hissettim." dedi hâlâ ufak ufak gülerken.

"Açık arttırmadayız, 1 lira diyorum." diyerek elini kaldırdı Nil.

"1.5 diyorum, üstünü vermem." dedi Koray.

En azından 3 kuruşla başlamamışlardı.

"2 diyorum. Bayağı değerli bir parça, kaçırmamak lazım." diyerek tekrar konuştu Nil. 2 liraya çok değerli bir parça almak mı? Böyle bir imkan varsa bu imkana sahip olmak istiyordum.

"Ben satıyorum ama 3 diyorum. Belki mal bende durur." diye konuştu Yiğit derin derin nefesler alırken. Bir yandan da su içmeye çalışıyordu.

"Asya sen de bir fiyat söyle." diyen Nil'e çevirdim bakışlarımı. Bana sırıtarak bakıp bakışlarını tekrar Asya'ya çevirmişti.

"Beni neden dahil ediyorsunuz ki şimdi?" dedi bakışlarını kitpatan kaldırmadan. Geldiğimizden beri aynı sayfadaydı, kitabı okumadığı buradan anlaşılıyordu.

"İstediğin zaman aramıza katılabilirsin aslında, bizim bir şey söylememize gerek yok." dediğimde bakışlarını bana çevirse de hemen sonrasında bakışlarını hepimizin üstünde gezdirmişti.

"Gerek yok, ben böyle iyiyim." dedi ama sesindeki isteksizlik kendini belli ediyordu. Aramıza katılıp eğlenmek istiyordu ama bir nedenden dolayı kendini geri tutuyordu.

Kendi arkadaşlarının ona ihanet etmesi miydi sorun? Ondan mı kendini bizden uzak tutuyordu yoksa? Bize güvenmemekte haklı olabilirdi, dışarıdan güvenilir biri olarak göründüğümü hiç sanmıyordum.

Bize güvenebilmesi için tanıması lazımdı ama güvenmediği için de tanımak için çaba göstermiyordu.

"Bizi tanısan seversin aslında, sadece tanımak için ufak bir çaba göstermen lazım." diyerek sessizliği böldü Koray. Ona hak verdiğimi belirtir gibi başımla onayladım.

"Arkadaşsız takılıyorsun hep Asya, biz varken tek olmana gerek yok ki." diye Koray'a destek çıktı Nil.

"Gençler, arkadaşsız falan değilim. Bana acımanıza gerek yok."

"Oha arkadaşın kim? Tanıştır bizi hemen." diye lafa atladı Yiğit. Ne kadar atışsalar da Yiğit, Asya'nın mutlu olduğunu görmeyi seviyordu.

"Ben de gördüğüm gibi ilk siz tanıyacaksınız, söz."

Demek ki yazıştığı kişinin ben olduğumu bilmiyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

346K 18.6K 33
Evren: Bana aşkını itiraf et artık Motorcu: Sen bana ettin mi? Evren: Nabzım seksenle kalbim tek senle atıyor bebeyim Motorcu: Neyin neyin? Evren:...
138K 8.5K 48
SEN KİMSİN ADLI KİTABIN DEVAMIDIR!!! Ozan'ın acılarını sarmaya söz veren -yeni- anonim Ozan'ı rahat bırakmaz. Ama kafasını dağıttığı için Ozan kıza...
708K 36.3K 41
Açelya: Ay hoşt! Açelya: Noluyoruz be? Bilinmeyen numara: Aşık oluyoruz Açelya: Kime? Bilinmeyen numara: Sen bana oluyorsun Bilinmeyen numara: Ben za...
37.7K 1.8K 48
Anonim: Kızım sen mal mısın yoksa özellikle mal olmak için bir şey mi içiyorsun? Anonim: Bence özellikle bir şey içiyorsun sjkslsjdhfj Deniz:Anonim b...