Olumsuzlukların Yok Oluşu

200 32 8
                                    

"H-Hyung!"

Kendisine koşarak gelen arkadaşını görünce ürkmüştü seonghwa. Aslında her zaman bu ses tonunu duyduğunda yunho'nun başına bir şeyler geliyordu. Öyle olmamasını umarak yanına gelen arkadaşına dikkat kesildi.

"Hyung yunho."

Seonghwa bir hışımla sırasından kalkarak sınıftan dışarıya çıktı. Peşinden gelen arkadaşına ithaf en "Nerede!?" dediğinde "Bahçede." cevabı ile koşarak bahçeye gitmeye başladı. Her zaman olduğu gibi yine kalbi ağzında atıyordu. Ona söylenenleri kendi bile sindiremezken, yunho bunları duysa nasıl bir çöküntüye uğradı kim bilir?

Seonghwa bahçeye vardığında, bahçenin ortasındaki kalabalığa koşarak daldı. Okulun tescilli zorbası Jackson ve onun karşısında mingi ile yunho'yu görmesiyle hemen yanlarına yaklaşıp jackson'un havadaki elini yakalayarak mingi ve yunho'nun önüne geçti.

"Sakın! Onlara vurmayı aklından bile geçirme!"

Jackson bir havadaki eline bir de karşısındaki seonghwa'ya baktıktan sonra kahkahasını koy vermişti. Bu çocuğu sürekli işini batırdığından asla sevmezdi jackson. 

"Sen mi engelleyeceksin!"

Jackson hızla kolunu çektiğinde seonghwa'nın eli boşta kalmış ve hızla aşağıya düşmüştü.  

"Yeter artık jackson! rahat bırak bizi!"

Jackson o itici kahkahasını yeniden attığında etraftaki kalabalık her zaman bittiği gibi biteceğini zannedip dağılmaya başlamışlardı. Jackson'un asıl amacı okulda dikkat çeken öğrenci olmaktı zaten yoksa yunho veya diğerleri ile hiçbir ilgisi yoktu.

"Ya seonghwa. Neden beni bir rahat bırakmıyorsun? Ağız tadıyla bir dövdürtmedin yunho'yu."

Seonghwa sinirlerine daha fazla hakim olamayarak jackson'a attığı yumruk ile jackson geriye doğru sendelemişti.

"Onun. Adını. Ağzına. Alma!"

Jackson yumruğun etkisinden çıkarken seonghwa'ya yaklaşarak gözlerinin içine saf bir öfke ile bakmaya başladı.

"Elbet bir gün park seonghwa. Elbet bir gün."

Jackson arkasını dönüp uzaklaşmaya başladığında seonghwa jackson'un dediği şeyi anladığı anda "O gün sende biricik sevgiline veda et o zaman jackson wang!" demesiyle jackson olduğu yere çivilenmiş gibi kalakalmıştı. Bambam demek her şey demekti jackson için.

"Seonghwa!"

Jackson olduğu yerde arkasına dönerek delici bakışlarını seonghwa'nın gözlerine dikti.

"Ona dokunmayı bile deneme..!"

Birkaç dakika derince bir sessizlikten sonra jackson gözden kaybolmuştu. Meraklı kalabalık da dağıldığında seonghwa hemen arkasını dönüp mingiye "İyi misin?" diye sorduktan sonra yunho'ya bakarak beden dili ile iyi olup olmadığını sordu. Yunho başını olumlu anlamda salladığında birlikte bahçedeki çardaklara yürümeye başladılar. 

"Yine niye bulaştı yunho'ya?"

Çardağa oturduklarında sormuştu seonghwa. Aslında  biliyordu cevabı ama mingi'den de duymak istemişti.

"Her zaman ki jackson işte. Benim geldiğimde yine hakaretler savuruyordu zaten."

Bakışları anında yunho'ya kaydığında zaten ona bakan yunho anında gülümsemişti seonghwa'ya. Beden diliyle "Beni yine kurtardın kahramanım." dediğinde seonghwa acı bir tebessüm koymuştu dudaklarına. 

Yeni ders zili çalana kadar üç genç o çardakta oturmuş kendi hallerince düşüncelere dalmışlardı. Özellikle mingi ve seonghwa.

Seonghwa Yunho'nun artık zorbalığa uğramasını istemiyordu. Onu sürekli koruyabilmek, Her zaman görebilmek istiyordu ama yunho'nun engelinden sınıfları ayrıydı. Jackson yunho'ya bulaştığında ise böyle hep geç kalıyor ve diğer arkadaşları yunho'nun yardımına koşuyordu. Artık yunho'yu korumak için geç kalmak istemiyordu.

Mingi ise imkansız bir aşka tutulmuş, kendi kendini yiyip bitiriyordu.

"Ben gidiyorum seonghwa. Ona iyi bak."

Mingi oturduğu yerden kalkıp uzaklaşmaya başladığında seonghwa da yunho'nun yanına geçerek yunho'ya sarılmış ve göğsüne çekmişti. Saçlarına bıraktığı varla yok arası öpücük ile ne kadar duymayacağını bilse de fısıldamıştı seonghwa.

"Sana zarar gelmesine asla izin vermeyeceğim."

....

"Dikkatli ol, tamam mı?"

Seonghwa beden diliyle yunho'ya söyledikten sonra alnına ufak bir öpücük bırakmış ve kendi sınıfına doğru ilerlemeye başlamıştı. Son derse girdiklerine seviniyordu aslında. Bu lanet okuldan kurtulmak, sanki gökyüzüne ulaşmışçasına bir his veriyordu seonghwa'ya.

"Seonghwa!"

Seonghwa arkasından gelen sesi duymamış gibi yaparak ilerlemeye başladığında kolidorda adı daha yüksek ses ile kulağına geldiğinde olduğu yerde durarak başını arkaya çevirdi. Jacksonu kendine doğru geldiğini gördüğünde derin bir nefes alarak tamamen kendini arkasına döndü. Aslında birbirleri ile hiç bir anlaşmazlıkları yoktu ama işte okulun kötü çocuğuydu jackson ve sonuna kadar böyle kalacaktı.

"Ne var? Ne istiyorsun?"

Jackson kendisine köpek gibi davranan bu gence bulaşmadan duramıyordu. Onun bu korkusuzluğu onu daha çok kötülük yapması için zorluyordu.

"Çok merak ediyorum. Bu cesaret genetik mi yoksa sonradan olma mı?"

Jackson'un sorusuna göz devirmekle yetindi seonghwa. Arkasını dönerek ilerlemeye başladığında duyduğu cümle ile kan beynine sıçramış gibi hissetmişti.

"Mesela bir de o yunho'nun neresini sevdiğini?"

Seonghwa hızlı adımlarla jackson'un tam burunun dibine geldiğinde sinirle jackson'a bakmaya başladı.

"Seni ilgilendirmez!"

Seonghwa sinirinden kıpkırmızı olurken jackson bu durumdan keyif alıyormuşçasına gülmeye başladı.

"Yani bu hallerin o kadar hoşuma gidiyor ki..."

Jackson piç gülüşüne devam devam ederken seonghwa sinirlerine hakim olamayarak bugün ikinci yumruğunu indirmişti.

"Benim bu hallerim neden hoşuna gidiyor bilmiyorum ama Yunho'ya bulaşmaya devam edersen hiç iyi şeyler olmayacak."

Jackson seonghwa'yı üzerinden ittikten sonra üzerine doğru yürümeye başladı. Aklına anında öğle vakti söylediği tehdit gelmişti.

"İyi şey olmayacak  kısmında umarım başka kişiler yoktur seonghwa. Eğer olursa bu kadarla kalmam."

Seonghwa alaylı bir gülüşle ellerini pantolonunun cebine koyduktan sonra jackson'a bakmaya devam etti.

"Sana sorduğun sorunun cevabını vereyim mi jackson?"

Jackson cevap vermesini beklerken seonghwa koridorun sonunda gözüne ilişen beden ile alaycı gülüşü daha da artmıştı.

"Şurada gördüğün bedeni senden koparacak kadar. Cevabını artık kendin düşün."

Seonghwa'nın cevabı ile jackson baktığı yere baktığında gördüğü sevgilisi ile sinirlenirken seonghwa omzuna vurduktan sonra kulağına yaklaşarak "Bence bunu bir düşün." Seonghwa birkaç kere omzunu pat patladıktan sonra sınıfına doğru ilerlediğinde arkasından duyduğu cümle ile kendini gülmemek için zor tutuyordu.

"LANET OLSUN!!"



~~19.12.20~~

✔Song Of The Sea. (YunHwa)Where stories live. Discover now