Zoraki Ayrılıklar

99 22 22
                                    

"Aslında seonghwa beyin bu kadar erken uyanmasını beklemiyordum. Durumu şuan iyi ama yine de tedbir amaçlı birkaç gün daha misafir edeceğiz kendisini. Geçmiş olsun."

Doktor odadan çıkmadan bunları söyledikten sonra hepsi derin bir nefes almıştı. Seonghwa elini oynattıktan sonra uyanmış ve başında ağlayan yunho'yu görmüştü. Hemen doktoru çağırmışlar ve olanları anlatmışlardı.

"Nasılsın?"

Yunho yaşlı gözlerle sorduğunda seonghwa gülümseyerek "iyiyim. Endişelenme." demişti. Diğerleri de geçmiş olsun dileklerini dilediklerinde yunhwa çiftini yanlız bırakmışlardı.

"Çok korktum sana birşey oldu diye."

Seonghwa gülümseyerek yunho'nun ellerinden tutarak onu yatağa çekmiş ve yatmasını sağlamıştı. Saçlarına öpücükler bırakırken derin nefesler alıyordu. Yarım saat kadar o halde kaldıklarından sonra yunho oturduğu kısma oturmuş seonghwa'nın anlattıklarını dinliyordu.

"Sonra nasıl oldu bilmiyorum. Bir anda konuşarak sen çıka geldin. Elimden tutup kaldırdın ve 'hadi seonghwa. Gidelim.' dedin. Sonra bizi ayırmaya çalışanlara inat ellerimizi asla bırakmadık. Tam ellerimizin ayrıldığı anda uyandım. İyiki de uyandım. Yoksa senden ayrı kalmaya dayanamazdım."

Yunho'nun gözünden bir damla yaş akarak seonghwa gülümseyerek elini tutmuştu. Birkaç dakika sonra yunho seonghwa dan elini kurtararak "Bende senden ayrı asla yaşayamam. Lüften. Nolur gitmeyeyim." dediğinde seonghwa ona yaklaşarak alnına bir öpücük bırakıp geri yaslandı.

"Biran önce iyileşmen için gitmen gerek. Ne kadar erken ve çabuk iyileşirsen bizi o kadar güzel ve eğlenceli günler bekliyor olacak."

Yunho oturduğu yerden kalkıp yavaşça seonghwa'ya sarıldığında o da karşılık vermişti. Bu ayrılık ne kadar uzun sürecek olursa olsun. Onların aşkı da o kadar uzun sürecekti.

Çünkü onlar birbirlerine görülmez, duyulmaz ve hissedilmez bir ip ile bağlılardı. Ne kadar birbirlerinden uzak olurlarsa olsunlar yüzük parmaklarındaki ipleri her daim kalıcı bir şeydi.

Hemde sonsuza kadar...

2 gün sonra...

"Seonghwa. Bak daha vaktim varken gel vaz geçelim. Gitmeyeyim lütfen."

Seonghwa yunho'yu kendine çekip alnına bir öpücük bıraktıktan sonra gülümseyerek ona bakmaya başladı.

"Biran önce iyileşip gel yunho."

Yunho dudaklarını büzerek yürümeye başladığında seonghwa da peşinden gidiyordu. Şuan havalimanı'nda bekleme yerlerine doğru yürüyorlardı. Seonghwa'yı hastaneden çıkarttıktan sonra yunho'yu alarak gelmişlerdi. Yunhwa arada durarak bu konuşmayı yaptıktan sonra ilerlerken arkandan gelen hongsang, woosan ve mingi de gülerek onları takip ediyorlardı.

Sonunda oturacakları yere geldiklerinde seonghwa harici diğerleri vedalaştıktan sonra giderlerken seonghwa ve yunho baş başa kalmışlardı.

"Seni çok özleyeceğim."

Seonghwa tebessüm ederek yunho'ya yaklaştığında dudaklarına ufak bir öpücük kondurmuştu.

"Benim daha çok özleyeceğimden emin olabilirsin."

Yunho gülümseyerek kollarını seonghwa'nın boynuna dolayınca seonghwa da belinden sarılmıştı. Bu sarılış herşeyin sonuydu. Birbirlerine dokunmalarının uzunca süre sonuncusuydu.

Hemde baya bir süre...

Bu andan sonra uçağın kalkış vakti gelene kadar birbirlerine sarılı halde oturmuşlardı. Aralarındaki sessizlik içinde oldukça muhabbet geçerken etraftakiler yokmuş gibi bir ortam vardı.

"Sayın yolcularımız. Amerika - Güney Kore arası uçağı için son çağrı. Lütfen uçaklarınıza yerleşiniz."

Seonghwa buruk bir şekilde gülümsedikten sonra yunho'yu dürterek kalkmasını sağladıktan sonra "gitmen gerek umudum." dediğinde ikisi de gerçekliğe dönmüş ve hüzünün bütün haliyle ortaya çıkmıştı. İkisinin de gözleri dolarken son kez sarılmışlar ve seonghwa yunho'yu hosteslerden birine emanet etmişti.

Yunho, hostes ile giderken gözünden akan yaşları umursamadan gülümseyerek seonghwa'ya el sallarken, seonghwa da aynı durumda o da gülümsemeye zorluyordu kendini. Onu uzun süre göremeyecek olsa da sonunda onun da normal bir yaşamı olcaktı.

Ne kadar geç kalınmış olsa da...

...

"Şimdi ne olacak?"

Yunho gittikten sonra seonghwa'nın kafasını dağıtması için bir lokantaya gelmişler ve sessiz sessiz otururlarken wooyoung dayanamayıp sormuştu.

"Bir şey olacağı yok. Aynı şekilde devam edeceğiz."

Seonghwa dalgın dalgın tabağındakilerle oynarken cevaplamıştı. Evet tamda seonghwa'nın dediği gibi olacaktı.

Yunhosuz, sessiz, sakin ve normal bir yaşam süreceklerdi.

Uzunca bir süre...



...

Geldim...

Konuşmaya duyuruyu yazdıktan sonra bana bir heves gelmiş anlatamam. 😅😄

Neyse umarım beğenirsiniz.

Finale adım adım...

.25.01.21.

✔Song Of The Sea. (YunHwa)Where stories live. Discover now