Yeni Başlangıç

113 23 40
                                    

"O zaman ben işlemleri başlatıyorum. Gün içinde seonghwa beyi ararım."

Seonghwa doktoru onayladıktan sonra yunho ile birlikte önce odadan sonra hastaneden ayrıldılar. İkisinin de yüzünde tebessüm vardı. Vardı ama ikisinin tebessümleri aynı değildi. Seonghwa yunho'nun iyileşebileceği için çok mutluydu ve tebessümü kocamandı.

Yunho'nun ki ise biraz korku barındırıyordu içinde. Yanında seonghwa olmadan yurt dışına nasıl gidecekti? Akıldaki bu soru mutluluğunu biraz gölgelese de oldukça mutluydu o da.

Sonunda iyileşebilecekti...

İki genç kısa bir yolculuğun ardından okula vardıklarında seonghwa önce yunho'yu sınıfına bıraktıktan sonra kendi sınıfına doğru yürümeye başladı. Tam o anda üzerine derin bir hüzün çöktü.

1 yıl... kos koca bir yıl yunhosuz nasıl yaşayacaktı? Onu görmeden nasıl dayanacaktı bir yıl?

Derin derin nefesler alarak sınıfına vardı. Ders hocasından özür dileyerek yerine oturdu ve dersini dinlemeye çalıştı.

...

"Hyung? sen iyi misin?"

Başını olumlu anlamda sallayarak onayladı san'ı seonghwa. Dersler bir bir geçmiş şimdi de öğle arası vaktinde bütün arkadaşlarıyla birlikte oturuyolardı.

"Sadece gideceği için biraz endişeliyim. Onun haricinde bir sorun yok."

Seonghwa kollarındaki bedene daha sıkı sarılırken ortalığa konuşmuştu. Bütün arkadaşları onlara imrenerek bakıyorlardı. Biliyorlardı. Seonghwa ve yunho'nun sevgisi aşkı gibi bir aşka sahip olmadıklarını.

"Hyung valla sana bazen çok özeniyorum. Biraz az sevsen yunho'yu olmaz mı?"

San'ı başını olumsuz anlamda sallayarak cevapladıktan sonra yunho'nun başına bir öpücük bırakmıştı.

"O benim bu dünyadaki yaşam sebebim, umudum. Onu daha fazla sevmem gerekirken daha az sevmemi beklemeyin benden."

Seonghwa gözlerini kapatarak yunho'nun saçlarını koklarken wooyoung san'ın koluna vurarak "sen bana hiç böyle güzel sözler söyledin mi heh!?" diye ona sataşıyordu. Mingi ise imkansız aşkını düşünürken hongjoong da gururlu bir anne edasıyla yunhwa çiftini izliyordu.

"Yunho'nun günü belli oldu mu?"

Hongjoong'un sorusunu "Evet. 2 hafta sonra gidecek." diyerek cevapladı. Bir anda ortama düşen sessizlik ve hüznü yunho bile hissetmişti. Seonghwa'nın kollarından çıkarak diğerlerine bakmış ve herkesi bir yere dalmış halde bulmuştu. Elini oturdukları çardağın masasına vurduktan sonra herkes irkilerek ona bakmıştı.

"Yani sizi duymamama rağmen içim karalar bağladı. Ne bu hüzün?" dediğinde herkes mahcup bir şekilde ona bakmaya devam etmişlerdi. Yunho da kendini seonghwa'ya çevirmiş ve "Ben sana gitmeyeyim demiştim. Bak hepiniz üzgünsünüz benim yüzümden." demişti.

Seonghwa şaşkınlıkla birkaç saniye kalak kalmış ardından yunho'ya sıkıca sarılmıştı. Diğerleri yunho'nun gözünden akan yaşları gördüklerinde daha çok üzülmüşlerdi. Seonghwa da gözünden akmış olan yaşı silerek yunho dan ayrılmış ve gözlerinin içine bakmıştı.

"Biz sadece senden uzak kalacağımız için mutsuzuz. Yoksa senin iyileşmen hepimizin isteği, mutluluğu."

Seonghwa yunho'nun göz yaşlarını silerken yunho gülümsemişti. Bakışlarını arkadaşlarında da gezdirdiğinde onlarında da gülümsediğini görmüştü.

"Hepinizi çok seviyorum."

Yunho'nun söylediğine hepsi ona sarılarak "Bizde!!" demişlerdi. Onların bir aradayken hüzünleri de sevinçleri de bu kadardı işte. Hepsi aynı anda hüzünlenip aynı anda sevinebiliyorlardı. Arkadaşlık bağları bu derece kuvvetliydi...

"Ne kadar acıklı bir manzara. Jongho bak görüyor musun? Ah! Ağlatacaksınız beni."

Jacksonun sesini duymalarıyla birlikte herkes yunho'dan ayrılarak yerlerine oturmuşlar ve delici bakışlarla onlara bakmaya başlamışlardı.

"Jackson bir yürü git! Belanı bizden bulma!"

Mingi'nin sözlerine karşı alaylı bir gülüş atmış ve jongho'ya dönmüştü.

"Jongho, mingi'nin..."

"Kes çeneni jackson!!"

Mingi ayağa kalkarak onun sözünü kestiğinde jongho bir mingi'ye bir jackson'a bakmaya başlamıştı. Ne dönüyor burda acaba diye düşünmeden edememişti.

"Neler oluyor hyung? Mingi'nin ne?"

Jackson göz ucuyla mingi'ye baktıktan sonra sinirden kızarmış bir mingi hoşuna gittiğinden kahkahasını durduramamıştı.

"Ayyy! Ne güldüm. Mingi ya daha ne kadar saklayacaksın? jongho'dan hoşlandığını?"

Herkes şaşkınlık nidasıyla mingi'ye dönerken mingi yakalanmış çocuk edasıyla yerine oturmuştu.

Herkes şoku yavaş yavaş atlatırken jackson'un tarafından yabancı bir ses yükselmiş ve ikinci şok dalgasını yaymıştı etrafa.

"Hani mingi benden hoşlanıyordu!!?"

...

Yani yunhwa haricine de yorum yapın ya :( ne kadar yan karakter olsalarda onları da değerlendirirseniz çook mutlu olurum...

Destekleyenlere teşekkürler♥

Umarım beğenerek okuyorsunuzdur.

~~8.01.21~~

✔Song Of The Sea. (YunHwa)Where stories live. Discover now