Geç Kalınacak Anlar

132 26 23
                                    

Geçirdikleri muhteşem günün üzerinden birkaç gün geçmişti. İki genç huzurlu bir şekilde ilişkilerini yaşamaya devam etseler de okulda peşlerini bırakmayan jackson ve çetesi bütün morallerini bozmak için yeterli bir sebepti.

"Yunho. Yarın doktoruna birlikte gidelim."

Seonghwa'nın söylediklerine karşın yunho hafif bir şaşkınlıkla "neden?" Diye sormuştu. Bu zamana kadar seonghwa ile hiç gitmemişlerdi. Çünkü onun daha fazla kendisi için üzülmesini istemiyordu.

"Artık bu işe bir nokta koymalıyız."

Bakışları ile karşı çardakta oturanları deşerken yunho'yu cevaplamıştı. Jackson'un yunho ile dalga geçme seansını yaptıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi gülüp eğlenmesi çok zoruna gidiyordu.

Diğer yandan da yunho ile konuşabilmek, onun sesini işitebilmek istiyordu.

Bakışlarını yunho'ya çevirdiğinde "Peki, nasıl istersen." Demişti yunho. Seonghwa onun bu hallerine hayrandı.

Hemde fazlasıyla...

Yunho'yu kendine çekerek sıkıca sarıldıktan sonra saçlarının üzerine birkaç öpücük bıraktı. Yunho'nun duymayacağını bilmesine rağmen hafifçe mırıldandı.

"Artık iyileşmen lazım umudum."

.....

Dersler yine birbirini kovalamış, ardı ardına uçup gitmişlerdi. Şimdi ise yolun ortasında okul formalı iki genç el ele yürüyerek evlerine gidiyorlardı.

Yunho'nun evine vardıklarında birlikte evin kapısına kadar geldiler. Karşı karşıya durduklarında seonghwa yunho'nun ellerini tutarak alnına uzunca bir öpücük bıraktı.

"Yarın görüşürüz bitanem."

Yunho başını sallayarak tebessüm ettiğinde seonghwa hızla ekledi.

"Telefonunu açık tut. Seni seviyorum."

Yunho da sevdiğini söyledikten sonra kapıyı açarak içeriye girmişti. Seonghwa kapıdan uzaklaşarak yola çıktığında eve tekrar döndü. Camda, her zamanki yerinde sevgilisini gördüğünde gülümseyerek el salladı. Yunho da karşılık verdiğinde yolunda adımlamaya başladı.

Yolda yürümeye başladığında aklına az önce söylediği cümle geldi. Telefonunu açık tutsa bile mesaj sesini nasıl duyacaktı ki?

Sıkıntıyla oflayarak yürümeye devam etti. Birkaç dakika sonra evine vardığında hemen eve girerek kendini odasına attı. birkaç dakika tavan ile bakıştıktan sonra elini pantolonunun cebine atarak telefonunu çıkardı. Mesaj kısmına girerek yunho'ya mesaj attı.


Seonghwa:

Yunho-ya!

seni şimdiden çok özledim😘


Mesajına karşılık gelmeyeceğini umarak telefonun yatağına bırakarak kalktı. Üzerindeki okul formasından kurtularak tekrar yatağına geri döndü. Yorganının altına girdiğinde telefonuna gelen bildirim sesiyle oflayarak telefonu eline aldı.

Aslında mesajı baş belası San'dan geldiğini düşünmüştü ama ekranda yazan "Umudum💙" ismi ile yüzünde kocaman bir tebessüm oluştu.


Umudum💙:

 Bende🤭


Mesajın tatlılığına gülerek parmaklarını klavye üzerinde gezdirmeye başladı.


Seonghwa:

Keşke biran önce yarın olsa.

Umudum💙:

Keşke biran önce iyileşsem de o güzel sesini duyabilsem.


Seonghwa okuduğu cümle karşısında ne yazacağını bilemeyerek telefona bakmaya başladı. Onun iyileşmesi şuan tek hayaliydi. Onunla böyle saatlerce telefonda konuşabilmek, İsmini veya onu sevdiğini ondan duymak istiyordu.


Seonghwa:

seni çok seviyorum yunho<3

Her halinle aşığım sana.

Umudum💙:

Bende seni seviyorum seonghwa <3

İyiki hayatımdasın.

Seonghwa:

🥰😘

sende.

(görüldü)

Bu konuşmadan sonra iki genç de akşam yemeklerini yedikten sonra hemen odalarına geri döndüler. Hemen bütün ödevlerini ve tekrarlarını yaptıktan sonra yataklarına girerek, birbirlerinin resimlerine bakmaya başlamışlardı.

"Seni hak edecek ne yaptım ki ben acaba?" demişti yunho.

Seonghwa ise "Melek yüzlüm hemen iyileş. İyileş ki biran önce duyabileyim o eşsiz sesini." demişti.

Sonrasında birkaç dakika daha geçmiş iki genç de telefonlarını kapatarak uyku mooduna geçmişlerdi.

Yarın ikisi içinde üzücü bir gün olacaktı...




...

umarım beğenerek okursunuz<3

28.12.20

✔Song Of The Sea. (YunHwa)Where stories live. Discover now