1.2

248 30 68
                                    

Tzuyu,

Jungkookla aramızda geçen o öpüşmeden sonra daha fazla ileri gitmeye kalbim izin vermemişti o yüzden onu zorla yürüterek arabamla onu evlerinin önüne bırakmıştım.

Kot ceketimi askılıktan çıkartarak üstüme giymiş saçlarıma kısa bir tarak vurup doğal halinde bırakmayı tercih etmiştim daha sonra makyaj masamın karşısına geçerek oturduğumda saat bölmesini açıp siyah bir saati elime alarak kendime takmıştım.

Dudak parlatıcımı dudaklarıma iyice yedirerek, kirpiklerime koyu bir rimel sürmüştüm. Bugün sadece kendi tarzımdan farklı olup sade ve şık olmak istemiştim.

Çantamı elime alarak odadan çıkacağım zaman çantamın içinde duran telefonun zil sesini duymamla beraber telefonu ellerimin arasına alıp Jungkookdan gelen aramayı onaylayarak kulağıma götürmüştüm.

"Tzuyu beni iyi dinle birazdan seni alıp Arin, sen ve ben kahvaltıya gideceğiz birazdan senin oraya geliriz evin aşağısında beni... yani bizi bekle." Jungkook'un art arda sıraladığı kelimeler aklımı bulandırmıştı bu kahvaltı işi de nereden çıkmıştı şimdi.

"Jungkook ben gelmiyorum boşuna evime gelme." Sinirli çıkan sesim tüm odada yankılanmıştı. Arin'in suratını görmeye katlanamayan ben bir de onunla kahvaltı masasın da yemek yiyemezdim.

"Ne demek gelmiyorsun bana bak Tzuyu bu işi sen başlattın siktiğim arkadaş yalanını söylemeseydin bunlar başımıza gelmemişti" Jungkook'un kısılan sesi beni gülümsetmişti.

"O zaman sende testosteron hormonuna biraz sahip çıkarak bana yaklaşmasaydın ikimizde bu hallerde olmazdık" Söylediğim şey karşısında Jungkookdan sadece sıkıntılı nefes verişini duymuştum.

"Bak gittikçe sinirlenmeye başladım. Tamam yaptım bir hata özür dilerim ama benim ondan ayrılma gibi düşüncem yok." Jungkook'un söylediği cümle bana tokat misali çarpmıştı.

 Kırılan kalbim gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Jungkook'un derdi neydi ?
Dün gece yarısı beni sevdiğini söyleyen adam gitmişte karşımda Arin'in aşığı gibi davranmaya başlamıştı. Dün gece dediklerinin hepsinin doğru olduğunu biliyordum çünkü insanlar sarhoş olunca içindeki gerçekleri gün yüzüne çıkartırmış.

Derin derin nefesler alıp ağlamamı engellemeye çalışıyordum.

"Tzuyu orada mısın?"

"Pardon makyajımı tazelemekle uğraşırken dalmışım. Tamam geliyorum hadi görüşürüz."

Ani değişen cevapla Jungkook'un şaşırdığına dair mırıltılar duymamı umursamadan sinirle telefonu yüzüne kapatarak sertçe telefonu çantama koyup odadan çıkarak kızların yanına inmiştim.

"Minatozaki Sana sevgilim benim. Seni çok özledim!" Sana'nın arkasına zıplayarak söylediğim şey karşısında Sana etrafında dönerek ikimizin de  koltuğa düşmesini sağlayıp eğlenmiştik. 

"Nerelerdeydin benim aşkım ?
Seni çok özledim inan bana şu karşımızda surat asan büyükannelerle kalmaktan kendimi asacaktım." Parmağımı Mina ve Nayeon'a doğrultarak söylediğim şey karşısında Sana büyük bir kahkaha patlatmıştı.

"Bak bak demek bizi beğenmiyorsun hanımefendi sana şimdi bir ders verelim de gör." Nayeon, Minaya bakarak gülümseyip bize doğru geldiğinde ne yapacaklarını anladığım için gözlerimi yummuştum.

Nayeon ve Mina üzerimize atladığında en altta kalan Sana can çekişiyor gibi solunum hırıltılarını duymamla Nayeon ve Mina daha çok ağırlığını vermişti hiç biri dostlarını öldürmek için hiç çekinmiyorlardı.

"Şerefsizler ölüyorum bu.. burada " söylediğim şey karşısında Nayeon en üstten kalkarak kafama bir tane sertçe yumruk geçirmişti.

"AH!" Mina da kalkıp sırtıma vurduğunda oturarak ağlamayı planlıyordum.

Üzüntülü üzüntülü  Sana kuşumun üstünden kalktığımda bende gaza gelip Sanayı cimciklemiştim. Sana hala koltuktan kalkmayıp tanrıya yaşadığına dair dua ederken çantamdan gelen telefon zili ile nefeslerimi düzene sokup arayan kişiye bakmamıştım.

"Ee.. ef.. efendim"

"Biz geldik Tzuyu hadi sende gel." Jugkook'un dediği şeyle aniden kendime çeki üzen verip karşımda bana manasız bakışlar yollayan dostlarıma göz devirerek Jungkooka kısaca tamam diyerek telefonu kapatmıştım.

"Ben, Jungkook ve Arinle kahvaltı yapmaya gidiyorum sizde uslu uslu durun döl israfları" Saçlarımı arkama atarak giderken kafama çarpan terlikle şoka uğramıştım.

"Bunu yapmazsam içimde kalırdı yavrum!" Sana'nın bağırdı şeyle gülmek istesem de Jungkook gilin yanına gideceğim için ciddiyete bürünerek kapıyı açmıştım.

Yürüyüşüme özen göstererek evin önünde duran arabanın içine bindiğimde masumca ön koltukta oturan Jugnkook ve Arin'e gülümseyerek baş selamı vermiştim.

"Birinin sana giyinmeyi öğretmesi lazım" Arin'in beni kışkırtmak istediği cümle ile daha çok gülümsemiştim.

"Hatırlatırım tatlım moda haftası için özel davet aldım. Sen arada böyle boş boş konuş da bende başarılarıma gözüne sokayım." Dediğim şey karşısında Arin'in suratı düşmüş ve kendini koltuğa daha çok yaslayarak sabır dilemeye başlamıştı.

Jungkookss gözlerini devirerek bana bakmayı gerek duymadan arabayı çalıştırmıştı. Bende Chou Tzuyu isem o göz devirmenin bedelini sana kahvaltıda ödetecektim Jungkook.

 Bende Chou Tzuyu isem o göz devirmenin bedelini sana kahvaltıda ödetecektim Jungkook

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sıkıldım 😑

Morsies ₹ TzukookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin