Uykudan kalkan bedenimle vücudumda su ihtiyacı hissetmiştim. Kızlarla uzun bir detay yaptıktan sonra hepimiz bu başvurduğum yöntemi daha çok sevmişti fakat benim aklım hala Jungkook'un Lucasla kavga ederken ağzından kaçırdığı cümledeydi.
Yatağımdan doğrularak ayaklarımın soğuk zeminle buluşmasıyla vücudum aniden hissettiğim soğuklukla irkilmişti. Telefonumu almak için karanlık olan odamdan komidinin üstüne eğilip telefonumu elime alarak odamdan çıkmaya karar vermiştim.
Elime aldığım telefonla evdekileri uyandırmak istemediğim için feneri açacağım sırada ekran kilidinde gördüğüm şeyle kocaman bir siktir çekmiştim. Kırk altı cevapsız arama , on iki sesli mesaj ve yirmi üç tane mesaj vardı bunları yapan kişi de Jeon Jungkookdu.
Neden beni bu kadar çok aramıştı ki acaba Arin yalanımıza inanmamış mıydı ?
Üstüme üstüme gelen bir yükün varlığını çok net hissetmeye başlamıştım. Jungkook ne yapmaya çalışıyordu bir gün arkadaş canlısı yaklaşırken ikinci gün cinsel çekime vuruyordu ve bu hareketler Jungkook'un yanında hızlanmayan kalbimi hızlandırmaya başlamıştı.
Odamdan çıkarak elime aldığım telefonla biraz daha uğraşıp Jungkook'un bana gönderdiği random mesajlara göz gezdirmiştim.
Daha sonra merdivenlerden aşağı inerek Mutfağa ilerleyip ihtiyacım olan suyu içmek için bardak aramaya başlamıştım. Bahçeden duyduğum bir kaç hışırtı ve sesle korkarak yerimde zıplasam da telefon fenerini karanlık olan yerlerde gezdirdikten sonra bir şey bulamamıştım.
Bu sefer evi inletecek kadar bağıran bir sesi duymamla kesinlikle birilerin evimizin arka bahçesinde olduğunu kanaat getirmiştim.
Aramaya çalıştığım bardağı unutarak bıçak setinin içinden rasgele bir bıçak alıp elimde ki telefon feneri ile dış kapının oraya giderek bir anlık cesaretle kapıyı açıp evimizin önünde bağıran kişiye bıçağı doğrultmuştum.
Kapının önünde bakışları benim ve elimde ki bıçağa kayan Jungkookla küçük çaplı şaşırma geçirmiştim onun bu saat de bizim evin önünde ne işi vardı hem aldığım iğrenç kokuya göre sarhoştu da sanırım.
Neden sarhoş olmuştu yada ilk olarak niçin bizim evin önünde bağırıp çağırıyordu ? Jungkook beni Lucasdan kurtardıktan sonra içimde oluşan minnet duygusu adına sessiz olmasını işaret ederek elimde ki bıçağı vestiyere koyup kollarından tutarak koltuğa oturana kadar yürümesinde yardım etmiştim.
Ondan uzaklaşıp ayılması için kahve yapacağım sırada bileğimi sertçe kavrayarak koltuğa oturmamı sağlamıştı. Sonra da bedeninin benim yanıma yaklaştırarak kafasını boyun girintime sokmuştu. Şuan bulunduğumuz durum ne bana nede kalbime iyi geliyordu.
"Tzuyu bana neden bunu yapıyorsun ? Neden aklım ve kalbimle oynuyorsun. Biliyor musun Arin seni kıskanmakta çok haklı" Arin'in beni kıskandığını anladığı için mutlu olmuştum birazcık.
"Kalbim de ki sen bana vicdanımı mı yoksa aşkım için mi can çekiştiriyor hiç bilmiyorum." Susmuştum sadece susmuştum bu kulaklarım ne duyuyordu.
"Biliyorum tamam mı lanet olsun Arin'in onu sana planladığını biliyordum özür dilerim hem de çok yapmayın dedim ama dinlemediler beni de ikna ettiler yemin ederim ki tanrı şahidim olsun ki video çekileceğini hiç bilmiyordum zaten video işini bende okuldakilerle beraber duydum ve onlarla kavga ettim videoyu silmeleri için ama beni hiç biri dinlemedi." Gözlerime bakarak söylediği her kelime göz yaşlarım için yol olurken onunda benden farklı olmadığını pencereden vuran ışığın yansımasıyla görüyordum resmen o da benim gibi ağlıyordu.
Jungkook benim için mi ağlıyordu şimdi üstelik iyiliğimi düşünerek videoyu kaldırmayı da mı düşünmüştü bu düşünceler kalbimi ve yanaklarımı sızlatırken hüznün ve aşkın doğuşunu minik kalbimde hissediyordum.
"Sen okuldan gittik den sonra kahroldum. Ben arkadaşlarımı tanıyamamışım zaten onlarla kavga edince küs kaldım inanmazsan git başkalarına sor gerçekten kim olursa olsun bu yaptıkları şey çok adice bir plandı." Peki o adi planda ona ortaklık yapan oğlan kimdi madem benim için bu kadar endişelendi o karaktersiz herif ile de kavga etmiş midir ?
Bunca zaman kafamı yere eğmemiş hep dik tutmuştum ve şimdi o kadar uzun zamandır dik tuttuğum kafam üzerime verilen yükle kafamı eğmekten başka seçenek görmüyordum.
"Ama şunu biliyorum ki Tzuyu bu kalp ne kadar doğru olmasa da sadece seni barındırmaya başladı ve ona engel olamıyorum." Göz yaşlarının sel gibi aktığı yüzüne kafamı çevirerek baktığımda acıyla gözlerimi yumdum.
Bir gerçek vardı Jungkook bunları bana gerçek iradesi ile değil sarhoş olan idaresi ile anlatmıştı. Sabah bu anlattıklarının hepsi aklından uçacak ve o Arine dönüp benimle dost rolüne girecekti. Ne kadar çok acı çekeceğimi bilsem de ellerimi Jungkook'un kalbinin üstüne koymuş ve yüzlerimizi yaklaştırmıştım.
"Hayat zaten yanlışlarla dolu değil mi bırak bir yanlış da biz olalım ve bu kalbi artık aramıza engeller koyarak yorma" bir elimi Jungkook'un kalbine koymuştum bunları söylerken.
Yakın olan yüzlerimize eğildim ve kalbinde ki ellerimi yukarı çıkararak göz yaşlarının aktığı yanaklarına koymuş, dudaklarımı da dudaklarının üzerine koymuştum. Zaman durmuş etrafımızdakileri yada yaşadığımız olayları unutup sadece dudaklarımızı birleştirmiştim ve bu sayede sessiz olan odada ikimizin hızlı kalp atışları yankılanmaya başlamıştı.
Jungkook hareketsiz dudaklarımızı harekete geçirerek üst dudağımı iki dudağının arasına alıp biraz oyalandıktan sonra benden ayrılmıştı ve ikimizde bu sayede hızlı olan nefeslerimizi düzene sokmaya çabalamıştık.
"Kalbime ve aklıma engel koymaktan yoruldum bugün benimle beraber o engelleri aşmamda yardımcı olur musun ?" Söylediği şeye karşı sadece gülümsemiştim.
"Jungkook sen sarhoşsun ve bugün aştığımız engel için sabaha yine başka bir engel koyacaksın" fısıldayarak söylemiştim sanki kalbimin kırılma sesini duyabilecekmiş gibi.
"Aklım ve kalbim seni daha yeni bulmuşken nasıl bunu söylersin?"
"Kırılan benim kalbim olacak." dedim.
"Ve ben her zaman o kırılan kalbi tamir etmek için yanında olacağım."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
