1.2

23.7K 1.5K 807
                                    


Keyifli okumalar❤

Yatağımı güzelce düzenleyip uyuşuk adımlarla odamdan çıktım. Öğleden sonraki derslerimizin toplantı nedeniyse olmamasıyle eve gelmiş ve inanılmaz uykum olduğu için direkt uyumuştum. Dün akşam Umut'la konuştuklarımızı düşündüğüm için her zamanki gibi uyuyamamıştım. Bu benim için pek değişik bir şey değildi, onunla konuştuğumuzdan beri her gece olacakları düşünmekten uyuyamıyordum. Beni bulması, hele ki dün akşam söylediklerimden sonra bayağı yakındı. Araştırma çemberini küçülterek Alina ile ortak tanıdığı kızları gözden geçirecekti. Özellikle de onu sevmesi imkansız olan kişilere bakacaktı..

Listenin belki de başında yer alan isim kesinlikle benimki olurdu. Arkadaş grubumuzda diğer kızlarla kuzendi. Boşta kalan tek kişi ben oluyordum. Resmen girilen savaşta silahsız ve kabak gibi ortadaydım. Neyse ki Alina bu konuda ona hiçbir şey söylemezdi. Amacımız beni ona farkettirmekti fakat yine de bunu istemiyor gibiydim. Onunla eskisi gibi yakın olamamak en korktuğum şeydi. Bunun uğruna sevgimi bile yok sayardım. Ama bir yandan da çok yorulmuştum. Tüm olaylar benim kontrolüm dışındaydı artık. Bende kendimi suya düşmüş dal parçası gibi, akıntının beni nereye sürükleyeceğini bekliyordum.

Uyuşuk adımlarım babamın odasına yönelirken aralık kapıdan kafamı uzattım. Babam elinde tuttuğu annemin resmine yüzünden eksik etmediği hüzünle bakıyordu. Omuzlarım üzüntüyle çöktü. Annem yaklaşık 17 sene önce, beni doğururken vefat etmişti. Ne o beni, ne de ben onu bir kez olsun görememiştim. Sadece babamın anlattığı masallardaki başroldü annem. Fotoğraflardan ve masallardan tanıyordum onu.

Şu hayatta tek bir dilek hakkım olsa kesinlikle annemi görmeyi dilerdim. Öyle çok merak ediyordum ki onu.. Ses tonu, gülüşü, elleri nasıldı acaba? Benim saçımı nasıl okşardı? Bana nasıl sarılırdı? Bu sorular zihnimde yığınla birikiyordu fakat hiçbir zaman cevaplarını öğrenemeyecektim. Bu konuda ne hissettiğimi dışarıdan belli etmiyordum. Beni tanıyan kişi içimin dışımın bir olduğunu, her hissettiğim duyguyu rahatlıkla dışarı yansıtabildiğimi bilirdi. Bu aslında doğruydu. Fakat bir tek bu konuda rahatça kendimi ifade edemiyordum.

17 senelik kısacık hayatımda bir sürü kitap okumuştum, yazdığım da olmuştu ama hiçbir şekilde annesizliği anlatmayı öğrenememiştim.

"Baba?"

Yüzüme gayri ihtiyarı bir gülümseme yerleştirip odaya girdiğimde babamın gözleri bana döndü.

"Gel birtanem."

Eliyle yanına vurup oturmamı işaret ederken yanına gidip oturmuş, ardından başımı omzuna yaslamıştım.

"Dün gece rüyamda gördüm anneni. Mezarına gitsek iyi olacak."

Başımı salladım hafifçe. "Gideriz babacığım."

Aramıza sessizlik girerken ikimizin de gözleri babamın elindeki çerçevedeydi. Fotoğrafta annem bana hamileydi ve sanırım 5. ayındaydı. Yüzündeki harika gülümsemesiyle elindeki ulturason fotoğrafını gösteriyordu. Sarı saçları omuzlarından aşağı iniyordu. Görünüş olarak birebir anneme benziyordum. Bizi gören insanlar ikiz olduğumuzu bile zannedebilirdi. Annem ve babam 19 yaşında evlendikleri ve annem evlendikten 6 ay sonra hamile kaldığı için fotoğrafta da annem 19 yaşındaydı. Yüzündeki mutluluk tarif edilemezdi. Sanki gözlerinin içi gülüyordu. Çocuğu olacağı için inanılmaz mutluydu. Halbuki beni kucağına bile alamamıştı.

Yıllardır yanımda olan, birlikte büyüdüğümüz arkadaşlarımla tanışma hikayemiz de tam bu fotoğrafta olan zamanda gerçekleşiyordu. Alina ve Umut'un annesi Alya teyze doktordu. Annemin hamileliğini öğrendikten sonra sıklıkla Alya teyzenin çalıştığı hastaneye gitmesiyle ailelerimiz tanışmıştı. Tıpkı Umut'un doğumu gibi benim de doğumum riskli olduğu için Alya teyze bu konuda anneme çok yardımcı olmuş ve bu zamanları birlikte atlayacaklarında dair ona destek olmuştu babamın anlattığına göre. Hatta annemin randevusu olduğu zamanlar Alya teyze Umut'u da hastaneye getiriyormuş ve o da anneme destek oluyormuş. 5 yaşındaki çocuğun ne kadar etkisi olabildiğini düşünüyordum bazen fakat babamın söylediğine göre annemi epey mutlu ediyormuş. Belki de ona aşık olmamın en büyük nedeni aramızdaki bu görünmez bağ olabilirdi. Aylar sonra ani bir sancıyla dünyaya gelmek için sabırsızlandığımda Alya teyze her zamanki gibi annemi yalnız bırakmamış ve doğumuna da girmiş. Gruptaki diğer çocukların da olduğu gibi Alya teyze hepimizin ebesiydi. Bu durum arada bir aramızda alay konusu oluyordu ama hepimiz bundan gayet memnunduk. Doğum bilindiği üzere zor geçerken doğduğum andan yirmi dakika sonra annemi kaybetmiştik.

Küçük Sevgilim/ TEXTİNGWhere stories live. Discover now