27|sımulilgob

1K 127 23
                                    

Hoseok

Bar taburesinde oturmuş mideme giren kramplara rağmen sayamadığım içki bardağımın sonunu getiriyordum.

Sayamıyordum çünkü aklım tamamen uçmuştu. Uyuşturucu ve alkolün birleşimi zaten yorgun olan vücudumu tamamen etkisiz hale getiriyordu.

Tek başımaydım, davranışlarımla herkesi uzaklaştırıyordum. Yaptığım yanlışların farkındaydım ancak dur demek içimden gelmiyordu. Berbat bir durumda olmaya o kadar alışkındım ki güzel giden her şeyi kendi ellerimle boğuyor ve yok ediyordum.

Tuvalete gitmek için ayağa kalkmaya çalıştım fakat içtiğim içkilerin ve aldığım hapın etkisiyle sendeledim ve yere düştüm.

Ağlamaya başlamıştım, göz yaşlarım geç bile kalmıştı. Kendi hayatımı sikip oturup ağlamak en büyük hobimdi. Sanki içimde bir şeytanla yaşıyordum.

Uzun süredir Yoongi'ye mesaj atmamak için direniyordum. Haftalar geçmişti sesini duymayalı, bir mesajını bile okumayalı. Daha fazla dayanamayacaktım ve kafamın güzel oluşu da dayanmamı engelliyordu. Telefonumu elime aldım. Gurur yapmaya çalışan yüzsüz herifin tekiydim.

Hoseok;
yoongi
yoongim
özre dielem ltüfrne kızma
snendn bşka biri, aklma gelmdii
gerci zatn akslmdan cıkmıyorsuj
lftfen yanıms gek

Yoongi;
mesaj atma bana
o duruma gelmeden önce düşünseydin hoseok
ben senin bakıcın değilim

Hoseok;
snan cok ihti yszcım vaer

Yoongi;
ne dediğin anlaşılmıyor
sikeyim
arıyorum seni

Yoongi'nin mesajından hemen sonra telefonumun zil sesi çalmaya başladı. Açtım ama yemin ederim konuşacak takatim yoktu.

"Hoseok, derdin ne?"

"Hyung...ben...bilmiyorum şu an...kelimeleri seçemiyorum."

"Telefonu yanında aklı başında olan birine ver."

Dediği şeyle etrafımı süzdüm. Saat epey geç olmuştu, çok fazla insan yoktu. Yerde sürünerek barmenin yanına ulaştım ve telefonu uzattım.

Barmen yaptığım şeyi sorgulamadan elimdeki telefonu aldı, muhtemelen daha önce başına gelen bir şeydi.

Biraz konuştular ama yemin ederim beynim bunları anlamama izin vermiyordu.

Barmen yanıma gelip telefonumu bana uzattı. Koluma girip girişteki bekleme odasındaki koltuklara götürdü. Hiçbir şey demeden uzaklaştı. Deseydi de anlar mıydım pek emin değildim.

Yoongi gelecekti biliyordum. O gelene kadar en azından onu anlayacak kadar ayılmalıydım. Kendime tokat atmaya ve canımı acıtmaya başladım. Dışardan bakanlar deli sanabilirdi, öyleydim. İşe yaradığını inkar edemezdim.

Yüzüme su vurmam gerekiyordu. Yoongi gelene kadar gidip gelebileceğime ikna ettim kendimi. Yerimden kalktım, duvarlara tutuna tutuna giriş tarafındaki tuvalete gittim. İşemem de gerekiyordu. Pisuvar olarak gördüğüm şeye işedim, umarım pisuvardır.

Ellerimi, yüzümü ve ensemi ıslattım. Elime biraz su alıp yüzüme çarptım, kalan damlaları da tişörtümün yakasından içeri attım. İrkilmiştim ve biraz da olsa kendime gelmiştim. Tuvaletin kapısını açtım, artık daha net görebiliyordum.

irresistible | sope✓Where stories live. Discover now