Sicilya Mafyası

BÖLÜM 6 SEVGİ BAĞI

Sofia sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini açtı. Ayaklarındaki sızı gitgide artarken başını ayaklarına çevirdi. Aman tanrım! Ne olmuştu böyle. Topuk kısmındaki cam parçasını görmesiyle çığlık attı.

Güvenliklerin odasına girmesiyle derin bir nefes aldı. Sakin olmaya çalışıyordu ama pek de başarılı olduğu söylenemezdi. Yanaklarından akan yaşları silerek başını korumalara çevirdi. Aralarında Daniel'i görünce ağlaması şiddetlendi.

Genç adam diğer korumaları odadan çıkararak yalnız kalmalarını sağladı. Temkinli adımlarla Sofia'ya yaklaştı." Neyin var Sofia?" diye sordu. Sesi ne sert değildi. Hatta Sofia'nın canı bu kadar çok yanmasa onunla böyle konuştuğu için mutluluktan havaya uçabilirdi." Ayağım acıyor." dedi sakince, Daniel'in kendisini güçsüz bulmasını istemiyordu.

Daniel mekanik bir hızla başını Sofia'nın ayağına çevirdi." Nasıl oldu bu?" dedi hala ayağını incelerken. Daha sonrasında da nedenini anlamış gibi devam etti." Dün gece ki şarabın şişesi değil mi?"

Sofia yavaşça başını salladı. Belli etmek istemese de canı gerçekten çok acıyordu. Daniel ayaklanarak banyoya ilerledi ve saniyeler içinde elindeki ilk yardım çantasıyla geri döndü.

İlk yardım eğitimi olduğu için hiç zorlanmadan yarasını temizledi ve kesiklerin üzerine birkaç küçük yara bandı yerleştirdi. Sofia şaşkındı. Daniel'in elinin bu kadar hafif olacağı aklından geçmemişti.

İşi bitince malzemeleri dolaba geri koymuş, yeniden Sofia'nın yanına gelmişti." Neden?" diye sordu, dün Sofia'nın ona sorduğu gibi. İçinde tek bir soru yoktu.' Neden dikkat etmiyorsun?' Neden o kadar içiyorsun?'. 'Neden benden vazgeçmiyorsun?'...

Sofia sağ gözünden düşen damlayı eliyle sildi. Devam edeceğini biliyordu. Daha sonra Danilel'in elini hissetti. Saçlarında. Saçları arasına karışan parmaklar ürpermesine sebep oluyordu." Yapma." dediğini duydu genç adamın." Bunu ikimize de yapma." Sesi acı çeker gibi çıkmıştı.

Sofia ne zaman Daniel'in göğsüne yattığını bilmiyordu. Onunlayken zaman kavramı yok oluyordu. Sofia, kafasının üstüne konan öpücükle sarsıldı. İstemese de gözleri doldu. Sadece bedeni zarar gördüğünde mi Daniel ona böyle davranacaktı? Bilmiyordu.

Başını yukarı kaldırarak göz göze gelmelerini sağladı. Daniel'in bakışlarını aklına kazıdı. Hüzünle tebessüm etti. Sonrasında ise kendinden beklenmeyecek bir şey yaptı. Onu öptü.

Karşılık alamadıkça daha da sert bastırdı dudaklarını. Akan gözyaşları dudaklarında birleşiyor, oradan yatağa damlıyordu. En sonunda pes etti. Kendini geri çekti...
Hayır, Daniel filmlerdeki gibi onu kendine çekip öpmedi. Aksine kalktı ve bir şey demeden odadan çıktı.

*******

Rose, Marcus odadan çıktıktan sonra rutin işlerini halletti ve yeniden yatağına oturdu. Marucs'a kızgın değildi. Sadece korkuyordu. Ona karşı hislerinin olması şu an son istediği şey bile değildi. Başını yastığa koydu. Burnuna dolan koku Rose'un gülümsemesini sağladı. Marcus'un kokusu. İşte bu yüzden ondan uzak durmalıydı! Marcus'tan etkilenmeye başlıyordu.

Kendini hızla ayağa kaldırdı. Karnına giren sancı ile iki büklüm oldu. Periyodu başlamış olmalıydı. Kendini zar zor banyoya attı ve kıyafetlerinden kurtularak sıcak duşun altına girdi.

Duştan çıkınca üzerine günlük kıyafetlerini giydi ve bitkince yemek salonuna doğru yürümeye başladı. Tanrıya şükürler olsundu ki yemeğe tam vaktinde gelmişti. Sofia ve Enzo'ya günaydınlar dileyerek yerine oturdu. Aç değildi sadece midesi bulanıyordu. Bu yüzden tabağına bulantısını geçirecek kadar yemek koydu.